Bakıcı, Kreş, Oyun Ablası Kuzucuğu ilk defa kreşe başlayacak anneler buraya toplanalım....

Çocuğunuzun bakıcı veya kreş deneyimleri, önerirler, tavsiyeler, karşılaşılan problemler, oyun ablaları ve oyun grupları

Kreş konusunda pek bilgim yok fakat. Anlattıklarınıza bakılırsa saygınkent ana okulundan bin kat güzel.
 
arayan soran oldu mu?

:) yoook nerdeee...yavrum gece 40 derece ateşler içindeydi..Bu günde gitmeyecek ve ben bu günde haber vermeyeceğim...Bu gün de aranmayacağım eminim..Hatta öğretmenin gelmeyen çocuklardan memnuniyet duyduğuna da eminim..Ne kadar az çocuk o kadar az iş nede olsa...Ve büyük ihtimalle kızımı bu yılda kreşe göndermeyeceğim...Yani benim maceram bu yıllık kapandı..
 
şu saat itibari ile kreş saati başladı..
Öğretmeni arayıp haber vermedim kızımın hasta olduğu için gelmeyeceğine dair..
Bakalım o eksikliği hissedip arayacakmı??? Göreceğiz...

aslında sizin haber vermeniz gerekmez miydi?

çocuğum hasta gelemiyor... deseniz iyi olurmuş...

sonuçta orası resmî bir kurum, biraz fazla nezaket beklemiyor musunuz?

çocuğunuz bundan sonra gitmeyecekse bile arayıp söylemek daha iyi olur bence...

hiçbir kapıyı sertçe kapatmamak gerekir, gün olur, hiç ummadığınız bir yerde karşılaşırsınız, bir işiniz düşer, tekrar o kapıyı açmak isteyebilirsiniz....
 
Kreş konusunda pek bilgim yok fakat. Anlattıklarınıza bakılırsa saygınkent ana okulundan bin kat güzel.

valla, biz 'çok iyi bir okul, çalışanlarıyla-yönetimiyle-öğrencileriyle-aktiviteleriyle, çok iyi bir okul'' diye duyarak ve hevesle başladık saygınkent anaokulu'na.
bizim için gayet ciddi bir hüsran oldu.
'''iyisi böyleyse, kötüsü nasıldır? ''' diye düşüncelere boğulduk açıkçası..

dediğiniz gibi, saygınkent anaokulundan bin kat iyi bir çehresi var ama... girince neler yaşanır bilinmiyor işte.
keşke birileri olsa da, tecrübelerini iyi veya kötü paylaşsa...


üzüldüm. aramalarını ummuştm ben bile.
en azından bi merak edip, nedir durum diye sormalarını beklemiştim açıkçası.
neyse... vardır her şerde bir hayır diyelim..
 
biz bu sabah, evden çok zor çıktık.
kızım inanılmaz gümbürtü kopardı. gitmek istemedi. babasını da beni de bezdirmek, caydırmak için elindne geleni yaptı.
komşularımız bile balkona çıkıp, 'neden bu kadar ağlıyor, bi sıkıntısı mı var'' diye baktılar.
o derece berbat bir sabahtı velhasıl.
ama, bu kadar ağlayınca, istediğini yaptırmış olmasın diye düşünerek (iyi mi yaptık kötü mü bilemiyorum ama..), götürdük.
içimi kopardı, tükendim üzüntüden, vicdan azabından.. ama bırakıp çıktım okuldan.
tabi kahvaltı yapması beklenemezdi. yememiş elbette.
zaten yarım gün malum, öğlen yemeğini beklemeden gittim. saat 11:30 gibi.. begüm hala ağlıyordu. artık sesi kısılmış ağlamaktan. ve özel bir şefkat gösterisi yok çocuğa.
'hiç görünmeyin siz, sizi görünce daha çok ağlar' falan dediler.
koşarak aldım yavrumu, sardım sarmaladım.
ödedim parasını, 1 haftalık 125 tl.. çıktım geldim.

hiç de, tenezzülleri yok yani... 'biraz daha deneyelim, hemen pes etmeyin' falan yok. direk muhasebeye yönlendirdiler. sağolsunlar, bi güle güle demek falan da yok... :))) şaka gibi...

bir daha mı o okula gitmek.. duyarsam gidecek bi çocuk, hemen uyarırım. sakın sakın, göndermeyin, aman rezil etmeyin kendinizi de çocuğunuzu da... derim yani.

DUYURU :

SAYGINKENT ANAOKULU'NDAN ÇOCUĞUNUZU UZAK TUTUNUZ! PSİKOLOJİYE ZARARLIDIR!!!!
...
 
Son düzenleme:


çok, üzücü.. gerçekten...

ağlatarak hazırlamak, bırakmak, insanın yüreği kavruluyor, hele bir de içiniz rahat değilse daha da beterdir...

umarım yeni kreşe çabucak uyum sağlar yavrucağınız....
 
 

Hadi yaa demek hiç sallamadılar direk hesabı kestirdiler he. bu işi de sadece para için yaptıkları gibi bir izlenim uyandırdı bende.
Madem çocuğun sesi kısılmış insan bir annesini aramaz mı susmuyor gelin diye yada ne bileyim çocuk bu kucağına alırsın avutursun. İlginç üzüldüm açıkçası (( Tecrübelerinizi paylaştığınız için de teşekkürler en azından bizlerde dikkat ederiz.
 


sonunda yalel.. begümcüğün oradan kurtulduğuna sevindim. seninki kadar hassa bir yavruya bu yapılanlar hiç doğru değildi. anlattığın okulu bilmiyorum ama sizin için iyi olması tek duam.


canım yavruya çok geçmiş olsun. ama en azından oyun grubu tavsiyem. hastalık bugün ortaya çıkmasa daha sonra çıkacak.
 

hem de nasıl...

bir de beni aslında, huzursuz eden..
ben, çalışmıyorum, evdeyim.
benim, çocuğumu bırakmak gibi bi mecburiyetim hiç yok.
herhangi bir sebeple, çocuğuma bakamıyor da değilim.
öyle böyle, bakamadığım için, çalıştığım için, falan filan için... bırakmadım ben kızımı.

ben, kızımın kendi boyutundaki insanlarla birlikte olmasını istedim. arkadaş edinmesini, paylaşmayı ve oyun oynamayı öğrenmesini istedim.
2,5 senedir benden aldıkları artık tıkandı, başka bir bilenden, işin uzmanlarından, bilinçli bakım yapabilecek kişilerden bişeyler alsın artık istedim.

ama, ben kızımı oraya, zorla bırakamam. zorla, hiç istemediği bir ortamda yapayalnız, çaresiz, ağlaya ağlaya nasıl bırakırımki...

bisürü kişiden duyuyorum..
çocuk kreşteyken, annesinin orda olduğunu biliyor. arada canı isterse, gidip görebiliyor. kendisini güvende hissediyor, annem beni terketti duygusunu yaşamıyor.. falan falan..

bu saygınkent anaokulunda, tam tersi....
''aman çocuk sizi görmesin, aman burda olduğunuzu hissetmesin. görmese bile, burda olduğunuzu hissediyor, gidin siz.. , ağlasa da alışacak muhakkak, hepsi çocuk, biz bunlara işkence yapmıyoruz...''
falan gibi, bi yaklaşım vardı.
ben çocuğumu görmeye çalıştıkça, kameradan falan izlemeye çalıştıkça, önleme çabaları, uzaklaştırma çabaları...

en nihayetinde, o yavru, henüz sadece 2,5 yaşında. sadece 2,5 yaş...
elbette annesinin kuzusu, elbette anneye bağımlı.

bana bugün, ''çok anneci yetiştirmişsiniz, size çok bağımlı, siz olmadan huzursuz oluyor kızınız'' dedi müdüre hanım.
şok oldum.
''elbette anneci, henüz sadece 2,5 yaşında benim kızım. 9 ayını benim içimde geçirdi, 2,5 senedir benim koynumda, mememde, benimle büyüyor. elbette anneci. başka türlüsü nasıl oluyor?'' diye sordum.
güldü bana öyle... güldü yani.

ben anlayamıyorum.
çocuğu terkedilmiş, annesi bırakıp gitmiş.. hissettirmek nasıl bir eğitim anlayışı.
annen hastalandı, iyileşince gelip alacak... şeklindeki telkin, nasıl bir telkin...

eve geleli saatler oldu, hala kızımın ağlaması kulaklarımda.
bir yudum yemek yemedi şu saate kadar. sarılıp oturduk, öyle uyuduk kucak kucağa...

''sana güveniyoğum ben anne, seni kok seviyoğum ben anne.. uyuyunca bırakıp ditme anne... elimi tut anne... ''
dedi bana. uyuturken, ağladım resmen..


ben de biliyorum, kızımın kreşe muhakkak gitmesi gerektiğini. özgüvenin gelişimi için, sosyalleşmesi için.. muhakkak şart. farkındayım bunun.
ama, bu şekilde değil.

 
 

Öncelikle orası resmi kurum evet ancak bir anaokulu vergi dairesi değil ki..Ayrıca fazla nezaket beklemiyorum tabi ki..sadece çocuğuma ilgi bekliyorum..Ve çocuğum ile ilgilenilsin diye başladığım bir yerde o ilgiyi görememişsem bırakmakta en doğal hakkım burada "kapıyı sertçe kapatmak" diye bir şey yok HANIMEFENDİ .
 
benimki sadece bir tavsiyeydi....

zaten bırakmanızla ilgili bir söz etmedim.... o konuda haklısınız...

neyse, çocuğunuzla, ailenizle mutluluklar diliyorum...
 
Son düzenleme:
Bence de çocuklar ağlatılmadan alıştırılmalı. Nasıl komşularımıza akrabalara gördükçe güvendikçe alışıyorlar. Korkmuyorlar öyle olmalı. Ama ne yazıkki bir çok kurum , psikolog ve öğretmen bu ağlama alışma yöntemini doğru buluyor. Oğlum 2 yaşındayken ilk gittiğimiz gün girdi sınıfa 45 dk nasıl mutlu oynadı . Benim dışarda olduğumu bilerek beni hiç aramadı bile. Ben bu alışma dönemine 15 günümü ayırmıştım. Her gün birer saat getiririm ağlamadan alışır diye düşünmüştüm. Ama müdire bayram tatilinden sonra direk bırakmam gerektiği konusunda yönlendirmişti. Dinlememem gerektiğini anladım. Eğitimci , olması gerekeni iyi bilir diye güveniyor insan.

2 . kreş maceramızda asla bırakıp gitmyeceğimi eğer bu şekilde ısrarları olursa hemen oğlumu alıp gideceğimi söyledim. Problemli anne damgası yedim. Olsun.

Oğlum biraz ağladı. Ama orda olduğumu ve kameradan izlediğimi bildi. Sınıf öğretmeni sabahları servisle aldı sonraki günler. Hemen arkasından ben de gittim. Bir kaç saat sonra birlikte eve gittik. Bu şekilde alıştı. Seni bekliyorum diye diye yanından ayrıldım hep. Anne gitti cümlesi kalmamalı zihinlerinde.

Ne yazıkki psikologlar bile bizim gibi düşünmüyor.Çocuklar 2 ayda bile alışamaz diyorlar. Anne olarak elimizden geleni yapalım. Varsınlar 2 ayda alışsınlar. Ama annelerinin her an hazır olduğunu hep onları beklediğini bilsinler. Anneler onları değil onlar annelerini bırakıp arkadaşlarıyla oynamaya gitsin.
 
çalışma durumunuz yoksa boşverin gitmesin ya.Sosyalleşecek, ben yetmiyorum, hatta sürekli içiçe olduğumuz için bazen bunalıp onu kırıyorum cümlelerini de boşverelim arkadaşlar bence..
O kadar ağlayan bir çocuğun sosyalleşme ihtiyacı yok henüz demekki..Doğala uyalım ve minicik melekleri anneciklerinden ayırmayalım..Zaten ilkokula muhakkak gidecekler..O zaman ağlamalarına katlanalım ama minicik bebek daha bunlar ya..2.5 yaş....kıyamam hiç..[/QUOTE]

---

tinkiminki;
valla aslında haklısınız ..

ay bilemiyorum hiç.
çok düşünmem lazım bu konuları.. :)
2,5 yaş, evet çok küçük henüz.
ama özgüven sıfır.
bensiz hiçbir şey yapamıyor. sürekli beni istiyor.
tamam normaldir elbette, anne çocuğu henüz bunlar. ama, birisi bi itse kibarca, onu bile sızlanmalarla mızlanmalarla bana şikayet ediyor. gidip çaresine bakmıyor, o olayı yok saymıyor.
bu tip özgüven gelişimi aktiviteleri için, bi yaşıtlarıyla dolu gruba ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
ama emin değilim.

biraz düşünüp taşınıcaz gibi görünüyor bu konuyu enine boyuna..

sizlerin görüşlerine çok değer veriyorum. bana yol gösteriyor hakkatten...
 

ne kadar güzel söylemişsiniz,
Anneler onları değil onlar annelerini bırakıp arkadaşlarıyla oynamaya gitsin...

ben, bu bahsettiğiniz, birer saat bırakıp alıştırma meselesini ihmal ettim maalesef.
beni, d,rek bırakıp gitmeye yönlendirdiler. gitmedim elbette, kameradan izledim. 3 gün izledim, 4. gün kurumu rahat bırakmak istedim. stressiz olsunlar, çocuğum daha iyi olsun istedim.

öyle saatle başlayıp, yarım güne kadar çıkartmalıydım belki.. bilemiyorum.

ama sorunlu anne olarak bakmaları hiç önemli değil, baksınlar.
bana da, ''oo meraklı annemiz geldi, bugün de burda mısınız'' diye saçma bi tavırla yaklaştılar hep. 1 hafta boyunca, problemli anne oldum gözlerinde.

emanet ettiğimiz şey, bir çanta değil. bir eşya değil. canımızdan çıkarttığımız evladımız. elbette endişeli olmamız normal.

sanıyorum herkes bu şekilde gözlemleyemiyor okulunu, belki imkanı olamıyor.. belki insanlar çok rahatlar.. bilemiyorum valla açıkçası.
ama, bu bahsi geçen saygınkent okulundan çok memnuniyetlerini belirtenlerin, ne psikolojide olduklarını hakkatten merak ediyorum.

inşallah, iyilerle karşılaşırız bundan sonra. hepimiz için, hepimizin yavruları için dileğim bu.. allah iyilerle karşılaştırsın.. hayatın her anında, allah iyilerle muhatap etsin bizleri ve yavrularımızı inşallah...
günleri hep dünden güzel olsun.
 
 
oğlum 3.5 yaşında 2 hafta önce kreşe başladı... çok hevesli olarak 1 hafta alıştırmada birlikte gittik 2 saat kaldı okulda.. geçen hafta servisle gitmeye başladı hiçbir sıkıntı yoktu çok mutluydu, sınıflarında özürlü bir öğrenci var annesi okulun 2. günü çocuğu yanlız göndermiş ve çocuk bilinçli olmadığı için sınıftaki çocukları sevmeye çalışırken 3 tane çocuğun yüzünü çizmiş kızartmış benim oğlumunda üstüne yürümüş yanaklarını sıkmış oğlum çok korkmuş öğretmeni bi çocuğu tuttum diğerine saldırdı ne yapacağımı bilemedim sizin oğlunuzun üstüne çok gitti çok korkuttu oda sürekli bana sarıldı dedi (( bir gün sonra bunu öğrendik oğlum servise binmek istemedi ben götürdüm ve sınıfa bile sokamadım çocuğu sürekli eve gidelim dedi ağladı eve geldik, o günden beri okula gitmek istemiyor ağlıyor sürekli.. öğretmeniyle müdürle falan görüştük onlarında haberi yokmuş çocuğun yanlız geldiğinden artık annesiyle gelecekmiş o konuda bir sıkıntı yokmuş ama oğlum okula gitmek istemiyorum diyor sürekli ne yapabilirim ((
 

canım bence veliler olarak idareye tepki vermeniz gerekiyor. engelli bir öğrencinin kendi gereksinimine göre okula gitmesi gerekiyor. bizim de otistik bir öğrencimiz vardı bazen öğrencilere zarar verebiliyordu. ne yazık ki okuldan almak zorunda kaldı ailesi.
 

bu öğrencide otistikmiş sanırım.. haftada 2 gün rehabilitasyona gidiyor haftada 4 günde doktor raporu olduğu için kreşe kaynaştırma dersi olarak geliyormuş, oturduğumuz ilçede bunun için ayrı bir okul olmadığından mebur gelecekmiş... veliler olarak idareyle milli eğitimle görüştük sonuç olarak bize bunu söylediler ( Allah kimseyi evladıyla sınamasın çok zor bir durum ama benim çocuğum çok etkilendi bugün yine çok zor gittik okula (
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…