allah yardımcınız olsun gülümsedim yazılarınızı okuyunca bende anaokulu öğretmeniyim ve bu zmanın anneleri çok hoşuma gidiyo nasılda düşünceli ve ilgililerama lütfen ilgiyi çok abartıp çocuklarınıza zarar vermeyin aşırı koruyucu anne tutumları çocucugunuza az ilgi gösteren öğretmen tutumundan haha çok zarar verebilir.... sizi çok iyi anlıyorum emin olun ben çocugu güle oynaya okula gelirken gözleri dolan anneleri aglamaması için teselli ettim zmanları biliyorum... umarım herşeyin en iyisi çocukalrınızın olsun ..bi evladın kıymedini çok iyi biliyorum..sahip olamadığım tek şey bu hayatta allah banada anne olmayı nasip eder inşallah...ben bütün öğrencilerimi çocucğum gb severdim....bu sene çalışmıyorum okullalr açıldı içim burkuldu ..özledim ve özlücem okul ortamını...
hastalanıcakalr muhakkak sakın cocunuzu kreşten almayın bünyeleri daha sağlam bireyler olucaklar merak etmeyin..allah büyük hastalıklar vermesin...çocugunuz terleyen bi çocuksa lütfen kış bile olsa ince kıyafetler giydirin ben öğrencilerimin velilerine öyle diyodum tişört üstüne eşortman hırka giydirirlerdi..oyun oynucamızzaman hırkaları çıkarırdık..oyunumuz bitince elimizi yüzümüzü yıkar hıralarını giyerlerdi...böylece daha az hasta oluyolardı..ama muhakkak biri oldumu digerleride olur..dikkatli öğretmen halsiz çcocugu farkedip bi gün evde ıstırat ettirirse diğerlerinede bulaçmasını engelleyebilir....
uzun uzun yazmak geldi içimden ama daha sayfalarca yazabilirim...sakın kaygılarınızı korkularınızı çocunuza belli etmeyin...okula alışmakta zorluk ceken cocuklarınızın yanında alışamazsa alıcam gb cümleler kurmayın ve asla ögretmen okul eleştirilerini çocunuzun yanında yapmayın...bu onu olumsuz etkiler..allah hepinize kolaylık versin sabır versin inşallah...
Güzel bilgiler vermişsiniz teşekkür ederim.Bu tür bilgiler işimize çok yarar diye düşünüyorum.Başka varsa paylaşın lütfen sonuçta orda kalabalıkta siz daha çok şahit oluyorsunuz.
arkadaşlar merhaba
son mesajları hiç okuyamadım, hiç vaktim yok hakkatten.
bişeyi sizlerle paylaşmak istedim.
acelem var hemen çıkıcam, sonr agelirim, yine konuşuruz bu konuyu uzun uzun irdeleriz :))
dün bir pedagog ile konuştum. abimin tavsiyesi ile, telefonla görüşebildim. ama hafta içi bir gün muhakkak gidip yüzyüze de görüşeceğim.
telefon çalıp, abim bana pedagog hanımı verdiğinde, ''işte, tam bugünlerde görüşmek istediğim kişi buydu'' dedim hakkatten.
bu hanımın, hiçbir özel kurumla bir alakası yok, hiçbir devlet okuluyla falan da alakası yok. hiçbir okul ve benzeri kurumla bi göbek bağı bulunmamakta yani.
kısaca anlatıcam konuşmadan elde ettiğim verileri.
* bir çocuk, 3 yaşından ve hatta 3,5 yaşından önce, evde anneyle doyuma ulaşamaz. bu doyum çok önemlidir. ev doyumu denir buna, eksikliği, ileriki yaşlarda, muhakkak bir biçimde kendisini gösterir.
* 2 ve 2,5 yaşlarındaki çocukların okullara çekilme gayretleri, tamamen ticari kaygılardandır.
* bu okulardaki pedagoglarla konuşursanız, size çocuğunuzu 2 yaştan itibaren anne bağımlılığından kurtarmak için, okula vermenizi telkin eder. tamamen ticari kaygılarla, okul sahiplerinin o pedagog kişiye dayatmasıdır bu konuşmalar.
* 3 - 3,5 yaş öncesi bir çocuğu evden kopartmak, mecburi haller dışında, etik değildir. çocuğa yapılacak büyük haksızlıktır. mecburiyetler dışında, buna 'baştan atmak' bile demek mümkündür.
* her çocuk, evde anneyle olmaya ihtiyaç duyar. buna ev ve anne bağımlılığı demek büyük haksızlıktır. çocuğun en büyük hakkıdır çünkü. dolayısıyla, bu hakkından mahrum etmek, mecburiyetler dışında tabi, çocuğa zarar verir.
* evde, ben çocuğuma yetersizim diyen anneler, kurumlarla ilintisi olmayan pedagoglarla görüşmelidirler. bu pedagoglarla, çocukla birlikte yapılan görüşmelerde.. evde kaliteli zaman geçirme üzerine öneriler alabilirler. ama çözüm, 3-4 yaştan evvel, çocuğu ev dışında tek başına bir ortamda bırakarak, yapayalnız hissetmesine sebebiyet vermek değildir.
* hele hele her gün o çocuğu o ortama götürüp, zorla alışmasını beklemek.. yarım gün bile olsa.. çocuğa o terkedilmişlik psikolojisini yaşatmak.. ağlaya ağlaya alışmasını beklemek.. çok büyük depresyonlara yol açabilir. onarılması güç psikolojik eksikliklere sebep olabilir.
* çocuğun en iyi hissedeceği yer, hiçbir oyun, vb.. olmasa bile.. evde annesinin yanıdır. anne yoksa, anneanne, babaanne gibi çözümler daha uygundur.
* ve hatta, bu kadar küçük çocuğu, götürüp.. yarım gün bile olsa... ağlaya ağlaya orda alışmasını beklemek... terkedilmişlik, en güvendiği insan olan annesinden koptuğunu, annesi tarafından bırakılıp gittiği duygusunu yerleştirmek... çok büyük depresyonlara yol açar.
.... ve daha da uzar gider bunlar.
ama kabaca böyle yani edindiklerim kızlar.
bi okuyun, tartışın siz.
ben hemen size de iletmek istedi.
ilk fırsatta gelicem, enine boyuna bi irdeleyelim bu konuyu sizinle lütfen.
öptüm hepinizi..
ama şöylede bir durum var.kızım 3,5 yaşında ve ben onunla ne kadar ilgilenebilirim ki evde..ne sabrım yeter buna ne zamanım..iki haftadır kreşe gidiyoruz yarım gün...ilk 1 hafta 3 farklı şarkı öğrendi konuşması değişti annecim şunu getirirmisin bunu yapabilirmiyim gibi..kalem tutmayı doğru düzgün briyordu şimdi çok güzel kalem tutuyor.bunlar 1 hafta içinde gerçekleşti..benim kızımda ağlaya ağlaya gidiyor ama orda mutlu..sadece giderken sıkıntımız var ki biz bile yabancı bi ortama girdiğimizde neler hissediyoruz onlar daha çocuk.
bu pedagog bayanın söyledikleri bana biraz ağır geldi.resmen çocukları kreşe vermenin vicdansızlık olucağını söylicekmiş nerdeyse..kızım tek çocuk olduğu için ne oyuncak paylaşır ne arkadaşlarıyla düzgün oynamayı bilir...sırf bu yüzden biraz sosyal olsun bişeyler öğrensin diye verdim kreşe..şimdilik ben çok memnunum.olumlu geri dönüş olucağını umuyorum.sevgiler..
selam kızlar ne zamandır uğrayamadım
bizim 1 ay oldu ama hala ağlayarak gidiyor arkamdan susuyormuş artık herşeye katılıyor ama işte gidene kadar
bu arada biz de hasta olduk ortalıkta salgın var hem boğaz hem de kusma allahtan bugün daha iyiydi
yalel paylaşımın için sağol ama içi,m cız etti kızım 40 aylık ama çalışmasaydım kreşe vermezdim 4 yaşından önce. özellikle "ağlayarak zorla alışması beklenen çocuklar depresyona girer" demiş ya pedagog inş. bizimkilerde iz kalmaz da çabuk unuturlar . bakalım ilerde inş. terkedilme duygusu yaşamazlar.
bilemıyorum kı canım.oglumun ıcı dışı ilac oldu yaaa..nasıl öksürüyor(((
senede bır kere anca hasta olurdu şimdi 1aydır hASTA YAVRUMM
arkadaşlar merhaba
son mesajları hiç okuyamadım, hiç vaktim yok hakkatten.
bişeyi sizlerle paylaşmak istedim.
acelem var hemen çıkıcam, sonr agelirim, yine konuşuruz bu konuyu uzun uzun irdeleriz :))
dün bir pedagog ile konuştum. abimin tavsiyesi ile, telefonla görüşebildim. ama hafta içi bir gün muhakkak gidip yüzyüze de görüşeceğim.
telefon çalıp, abim bana pedagog hanımı verdiğinde, ''işte, tam bugünlerde görüşmek istediğim kişi buydu'' dedim hakkatten.
bu hanımın, hiçbir özel kurumla bir alakası yok, hiçbir devlet okuluyla falan da alakası yok. hiçbir okul ve benzeri kurumla bi göbek bağı bulunmamakta yani.
kısaca anlatıcam konuşmadan elde ettiğim verileri.
* bir çocuk, 3 yaşından ve hatta 3,5 yaşından önce, evde anneyle doyuma ulaşamaz. bu doyum çok önemlidir. ev doyumu denir buna, eksikliği, ileriki yaşlarda, muhakkak bir biçimde kendisini gösterir.
* 2 ve 2,5 yaşlarındaki çocukların okullara çekilme gayretleri, tamamen ticari kaygılardandır.
* bu okulardaki pedagoglarla konuşursanız, size çocuğunuzu 2 yaştan itibaren anne bağımlılığından kurtarmak için, okula vermenizi telkin eder. tamamen ticari kaygılarla, okul sahiplerinin o pedagog kişiye dayatmasıdır bu konuşmalar.
* 3 - 3,5 yaş öncesi bir çocuğu evden kopartmak, mecburi haller dışında, etik değildir. çocuğa yapılacak büyük haksızlıktır. mecburiyetler dışında, buna 'baştan atmak' bile demek mümkündür.
* her çocuk, evde anneyle olmaya ihtiyaç duyar. buna ev ve anne bağımlılığı demek büyük haksızlıktır. çocuğun en büyük hakkıdır çünkü. dolayısıyla, bu hakkından mahrum etmek, mecburiyetler dışında tabi, çocuğa zarar verir.
* evde, ben çocuğuma yetersizim diyen anneler, kurumlarla ilintisi olmayan pedagoglarla görüşmelidirler. bu pedagoglarla, çocukla birlikte yapılan görüşmelerde.. evde kaliteli zaman geçirme üzerine öneriler alabilirler. ama çözüm, 3-4 yaştan evvel, çocuğu ev dışında tek başına bir ortamda bırakarak, yapayalnız hissetmesine sebebiyet vermek değildir.
* hele hele her gün o çocuğu o ortama götürüp, zorla alışmasını beklemek.. yarım gün bile olsa.. çocuğa o terkedilmişlik psikolojisini yaşatmak.. ağlaya ağlaya alışmasını beklemek.. çok büyük depresyonlara yol açabilir. onarılması güç psikolojik eksikliklere sebep olabilir.
* çocuğun en iyi hissedeceği yer, hiçbir oyun, vb.. olmasa bile.. evde annesinin yanıdır. anne yoksa, anneanne, babaanne gibi çözümler daha uygundur.
* ve hatta, bu kadar küçük çocuğu, götürüp.. yarım gün bile olsa... ağlaya ağlaya orda alışmasını beklemek... terkedilmişlik, en güvendiği insan olan annesinden koptuğunu, annesi tarafından bırakılıp gittiği duygusunu yerleştirmek... çok büyük depresyonlara yol açar.
.... ve daha da uzar gider bunlar.
ama kabaca böyle yani edindiklerim kızlar.
bi okuyun, tartışın siz.
ben hemen size de iletmek istedi.
ilk fırsatta gelicem, enine boyuna bi irdeleyelim bu konuyu sizinle lütfen.
öptüm hepinizi..
arkadaşlar merhaba
son mesajları hiç okuyamadım, hiç vaktim yok hakkatten.
bişeyi sizlerle paylaşmak istedim.
acelem var hemen çıkıcam, sonr agelirim, yine konuşuruz bu konuyu uzun uzun irdeleriz :))
dün bir pedagog ile konuştum. abimin tavsiyesi ile, telefonla görüşebildim. ama hafta içi bir gün muhakkak gidip yüzyüze de görüşeceğim.
telefon çalıp, abim bana pedagog hanımı verdiğinde, ''işte, tam bugünlerde görüşmek istediğim kişi buydu'' dedim hakkatten.
bu hanımın, hiçbir özel kurumla bir alakası yok, hiçbir devlet okuluyla falan da alakası yok. hiçbir okul ve benzeri kurumla bi göbek bağı bulunmamakta yani.
kısaca anlatıcam konuşmadan elde ettiğim verileri.
* bir çocuk, 3 yaşından ve hatta 3,5 yaşından önce, evde anneyle doyuma ulaşamaz. bu doyum çok önemlidir. ev doyumu denir buna, eksikliği, ileriki yaşlarda, muhakkak bir biçimde kendisini gösterir.
* 2 ve 2,5 yaşlarındaki çocukların okullara çekilme gayretleri, tamamen ticari kaygılardandır.
* bu okulardaki pedagoglarla konuşursanız, size çocuğunuzu 2 yaştan itibaren anne bağımlılığından kurtarmak için, okula vermenizi telkin eder. tamamen ticari kaygılarla, okul sahiplerinin o pedagog kişiye dayatmasıdır bu konuşmalar.
* 3 - 3,5 yaş öncesi bir çocuğu evden kopartmak, mecburi haller dışında, etik değildir. çocuğa yapılacak büyük haksızlıktır. mecburiyetler dışında, buna 'baştan atmak' bile demek mümkündür.
* her çocuk, evde anneyle olmaya ihtiyaç duyar. buna ev ve anne bağımlılığı demek büyük haksızlıktır. çocuğun en büyük hakkıdır çünkü. dolayısıyla, bu hakkından mahrum etmek, mecburiyetler dışında tabi, çocuğa zarar verir.
* evde, ben çocuğuma yetersizim diyen anneler, kurumlarla ilintisi olmayan pedagoglarla görüşmelidirler. bu pedagoglarla, çocukla birlikte yapılan görüşmelerde.. evde kaliteli zaman geçirme üzerine öneriler alabilirler. ama çözüm, 3-4 yaştan evvel, çocuğu ev dışında tek başına bir ortamda bırakarak, yapayalnız hissetmesine sebebiyet vermek değildir.
* hele hele her gün o çocuğu o ortama götürüp, zorla alışmasını beklemek.. yarım gün bile olsa.. çocuğa o terkedilmişlik psikolojisini yaşatmak.. ağlaya ağlaya alışmasını beklemek.. çok büyük depresyonlara yol açabilir. onarılması güç psikolojik eksikliklere sebep olabilir.
* çocuğun en iyi hissedeceği yer, hiçbir oyun, vb.. olmasa bile.. evde annesinin yanıdır. anne yoksa, anneanne, babaanne gibi çözümler daha uygundur.
* ve hatta, bu kadar küçük çocuğu, götürüp.. yarım gün bile olsa... ağlaya ağlaya orda alışmasını beklemek... terkedilmişlik, en güvendiği insan olan annesinden koptuğunu, annesi tarafından bırakılıp gittiği duygusunu yerleştirmek... çok büyük depresyonlara yol açar.
.... ve daha da uzar gider bunlar.
ama kabaca böyle yani edindiklerim kızlar.
bi okuyun, tartışın siz.
ben hemen size de iletmek istedi.
ilk fırsatta gelicem, enine boyuna bi irdeleyelim bu konuyu sizinle lütfen.
öptüm hepinizi..
valla kızlar,
bugün, sabah 11:30 itibari ile, aynı konuda bir de psikolog ile görüştüm.
acıbadem'deki doktor. şimdi adını vermiyim isterseniz, okları üstüne yöneltmiyim...
aynı fikirde.
sizler kendinizle de benimle de boş yere tartışmayın :)
aklın yolu birdir.
çalışan annelerin, yapacak başka bişeyleri yok, mecburiyetle vermekteler okula çocuklarını. o konuda yapacak bişey yok.
ama kendisi evde olup, minicikken çocukları okula veren anneler...... lafım sizlere.... hatta bizlere.. ben de verdim malum bir hafta kadar kızımı kreşe.
bu doğru bir davranış değil.
çocuğu baştan atmakla aynı şey hatta.
ben kaçtım, siz tartışın :)))
çok güzel paylaşımlar yapılmış..ama fiyatlar hakkındada bilgi verirseniz süper olur hiçbir fikrimiz yok çünkü
valla kızlar,
bugün, sabah 11:30 itibari ile, aynı konuda bir de psikolog ile görüştüm.
acıbadem'deki doktor. şimdi adını vermiyim isterseniz, okları üstüne yöneltmiyim...
aynı fikirde.
sizler kendinizle de benimle de boş yere tartışmayın :)
aklın yolu birdir.
çalışan annelerin, yapacak başka bişeyleri yok, mecburiyetle vermekteler okula çocuklarını. o konuda yapacak bişey yok.
ama kendisi evde olup, minicikken çocukları okula veren anneler...... lafım sizlere.... hatta bizlere.. ben de verdim malum bir hafta kadar kızımı kreşe.
bu doğru bir davranış değil.
çocuğu baştan atmakla aynı şey hatta.
ben kaçtım, siz tartışın :)))
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?