Benim kv şehirde yaşıyor. Gayet maddi durumu da yerinde. Hicbir şeyi atmaz. Fi tarihinden kalan eşyalar giysiler duruyor. Kadın su- mesrubat şişelerini, şeker un paketinin ambalajini, onlarca poşeti aklına gelebilecek birçok şeyi saklıyor. Bana sürekli yoğurt, dondurma kaplarını atma bana ver diyor, veriyorum da. Bana göre bir insanı ruh hastası edebilecek bir evi var. Her yer, her yerde. Hiçbir düzen yok. Eşyalar salonun ortasında, antrede. Ama kadın öyle mutlu. (Sunu da söyleyeyim, bu kadar karmaşa ve düzensizliğe rağmen evi gördüğüm en temiz evdir. Nasil beceriyor bilmiyorum. Ne toz, ne mutfakta yağ bi şey bulamazsınız ) Eşim de şikayet ediyor oraya gidince. Ama ben her zaman sen karışma diyorum. Ayrıca belirteyim, kp vefat etmiş. Ben, onun bu halinde dul ve yaşlı bi kadın olmasının etkisi old düşünüyorum. Gerçekten zararlı bir boyuta ulaştığını dusunene kadar müdahale etmem. Ve eşimin de müdahale etmesine karşı koyarim. Eşim şikayet edince de sen karışamazsin, orası annenin evi diyorum. Olması gereken budur.