Meleğin 60 Kilo olma Günlüğü(Dostane sohbetler)

Ne Yapsam Kilo Veremiyorum, diyenlerden iseniz mutlaka bir sebebi olduğunu unutmamalısınız.
Bilinçsiz yapılan diyetlerin metabolizmanıza ne kadar zarar verebileceğini ve ileri yaşlarda tüm bu zararların geri döneceğini düşünerek sağlıklı beslenmek en doğrusu olacaktır.

Yapılan veya yapılmaya çalışılan diyetlerde çoğu zaman ‘doğru bilinen yanlışlar‘ sebebiyle pek çok kişi farkında olmadan hata yapmakta ve kilo vermek yerine tam tersi fazlasıyla kilo almaktadır.
Her Pazartesi başlanan diyetler en geç Çarşamba günü son bulmakta ve bu başarısızlık bir kısır döngü halini almaktadır. Unutmayın ki, her başlangıcın bir sonucu vardır diyete değil doğru beslenme alışkanlığına başlamanız gerekmektedir.

Bu kısır döngü içerisinde yapılan hataları nasıl düzeltebiliriz, bir bakalım;
Arkadaşınızdan, kardeşinizden veya komşunuzdan duyduklarınızla veya daha önce alınmış bir listeyle diyet yapmaya kalkmayın, çünkü diyet bireye özeldir. Her bireyin metabolizması farklı çalışır, fotokopi ile çoğaltılan listeler sizin metabolizmanızda farklı sonuçlar doğurabilir.

Kilo alırım korkusuyla aç kalmayın. Uzun saatler süren açlığın sonunda bedeniniz metabolizmasını yavaşlatır, yani daha az enerji harcamaya başlar ve açlığın sonunda kontrolsüzce yemek yersiniz. Bu da az enerji harcayan bedeninizde daha fazla yağ depolanmasına neden olur. Oruç tutulduğu zamanlarda kilo alınmasının nedenlerinden biri de budur. Bu nedenle gün de 6 defa 3 ana 3 ara olacak şekilde besleniniz. En ideal öğün saatleri sabah 7:30–08:00 de kahvaltı, 10:30 da 1. ara öğün, 12:00–13:00 gibi öğle öğünü, 15:00 te 2. ara öğün, 18:00–19:00 gibi akşam yemeği ile 21:00–21:30 da da 3. ara öğünü olarak yaşam tarzınızı mümkün olduğunca adapte edebilirseniz mutlaka faydasını göreceksiniz.

Diğer bir konu da gün içinde içilen çay, kahve ve diğer sıvı içecekleri ‘su içtim‘ yerine saymayın, bunlar kafein ve sodyum içerdikleri için vücutta su tutulumuna neden olarak ödem ve fazla su birikimi ile sonuçlanırlar. Kahve veya çay içme alışkanlığınızın yerine gün içindeki ara öğünlerinize denk getirecek şekilde bitki çayı veya kendi hazırladığınız meyve çaylarını tercih ediniz. Örneğin 1 adet küçük boy elmayı haşlayıp içine 2–3 adet karanfil ve 1–2 küçük parça tarçın ve bir iki damla limon ile tatlandırabilirsiniz. Bu çay aynı zamanda vücutta biriken suyu da atmanıza yardımcı olacaktır. Form çaylar bağırsak tembelliğine yol açtığı için tüketmeyiniz. Gün içinde 8–10 bardak kadar bol su içiniz.

Ayrıca tuz tüketiminizi sınırlamanın yanında tuz içeriği yüksek olan besinleri de (hazır soslar, salamuralı yiyecekler, hazır bulyonlar, kabartma tozu, soda gibi) sınırlamalısınız. Fazla tuz da yine vücudunuzda ödem oluşumuna yol açacaktır.

‘Kahvaltı dışında hiç ekmek yemiyorum‘ veya ‘Öğünlerde ekmeksiz yemek yiyorum‘ yada ‘Ekmek yerine makarna/pilav yiyorum‘ şeklinde bir alışkanlığın doğru olduğunu düşünmeyin. Bu tam tersi sizin ekmeksiz doymayıp daha fazla yemek tüketmenize, hem de daha çabuk acıkmanıza sebep olacaktır. Doğru olanı ekmek olarak tam buğday/arpa/çavdar ekmeklerinden birini seçerek her ana öğünde 1–2 dilimi geçmeyecek şekilde tüketmenizdir. Böylece aynı zamanda posa tükettiğiniz için sindirim sisteminiz daha rahat çalışacak ve farkı sizde hissedeceksiniz. Kepek ekmeğini çok sık kullanmayın çünkü kepekli ekmek aslında beyaz undan yapılır ve içine her firma veya fırının kendi ölçüsüne göre kepek atılır. Dolayısıyla öğütülmemiş tam buğday/arpa/çavdar tanesinden yapılmış ekmeği tüketmek daha sağlıklıdır.

Gece yemek yeme alışkanlığından derhal kurtulun, gece acıkmanızın sebebi akşam öğününde yanlış beslenmenizden kaynaklanıyor. Çünkü kan şekerini çabuk yükseltip sonrada vücudun doğal dengesi gereği kan şekerini düşürecek besinleri tüketiyor ve çabuk acıkıyorsunuz. Mutlaka salata, sebze, tam buğday/arpa/çavdar ekmeği tüketerek, et yerine haftada 2–3 kez kurubaklagil yemeği yiyerek bu durumu engelleyebilirsiniz. Acıktığınızda tatlı yada ağır yağlı bir yemek yerine yarım yağlı yoğurda biraz kuru meyve doğrayıp yemeniz daha doğru olacaktır.

Tükettiğiniz süt/yoğurt ve peynirin yarım yağlı olanını tercih edin. Krem peynirlerinin yağ içeriği son derece yüksek olduğu için tüketiminden kaçının. Labne peynirinin yağı azaltılmış olanını tercih edebilirsiniz. Bu peynir süt fermentasyonu ile elde edildiğinden son derece sağlıklıdır.

Kahvaltılarınızda lor da (kaşar loru değil) tercih edebilirsiniz. Ayrıca et/tavuk/balığın ise mümkün olduğunca görünür yağı olmadan yağsız olarak tüketin.

Mümkün olduğunca yemekleri kavurmadan ve porsiyon başına 1 yemek kaşığı yağ denk gelicek şekilde yağ eklemeli, kızartmalardan ve katı yağlardan uzak durmalısınız.

Salam, sosis, sucuk, sakatatlar, margarin, krema, kaymak, mayonez, hardal, çeşitli soslar yağ içeriği ve katkı maddeleri yüksek olduğunu için tüketmekten kaçınmalısınız. Kola, gazoz vb. gibi asitli içecekler, hazır meyve suları ile içeriğini bilmediğiniz buzlu kahveler frappiçinolar vs.lerin içimini de tercih etmeyin.

Yememeniz gereken bir besini evinize almayın, alışveriş listenizden çıkarın. Evinizden uzaklaştırmanız bu besini tüketme alışkanlığını azaltmanıza yardımcı olacaktır.

Yemekleri fazla miktarda, artacak kadar ne pişirin ne de tabaklara servis edin. Artan yemeklerin süpürücüsü siz olmayın. Ayrıca da çöpü doldurmak yerine midenizi doldurduğunuzu düşünün ve kendinize çöp kovası muamelesi yapmayın.

Hatır için yemek yemeyin, yakın çevrenizdeki insanların ısrarı veya isteğiyle tüketmemeniz gereken bir besini yemekten kaçının. Arkadaş çevrenizi de bu yönde motive edin. Toplantı veya yemeklerinizdeki ikramlarınızda sağlıklı ve hafif tarifler kullanın, çeşit sayınızı azaltın. Mutlaka bol salata (yağ ve mayonez miktarına dikkat ederek)+ayran veya sütlü (az şekerli yada tatlandırıcılı) bir tatlı ve bir dilim kek (üzüm/kayısı/erik gibi kuru meyvelerden veya ceviz/badem/fındık ile yapılmış, yağsız ve az şekerli) gibi bir menü ile sınırlandırın. Un olarak kepekli unu tercih edin, böyle bir un ile farklı tarifler deneyin. Mutlaka kendinize uygun olanı bulacaksınız. Yada bir yemek planlıyorsanız sebze yemeği ve yoğurtlu salatalardan oluşan çeşitlerinize zeytinyağlı bir kurubaklagil yemeği ile ızgara et/tavuk/balık ile destekleyebilirsiniz.

Unutmayın siz özelsiniz ve kendiniz için en iyisine siz karar vermelisiniz. Sizin prensipleriniz olduğunu ve yaşam tarzınızın siz tarafından özenle belirlendiğini herkes bilmeli ve saygı duymalıdır.

Bunun dışında çeşitli sakızların, otların, bitkisel suların yada mamaların zayıflama üzerine kesin etkisi yoktur. Çoğu kişide de hormonal denge bozukluklarına kadar olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Bilimsel olmayan insan sağlığı için faydalı olduğu ispatlanmamış hiçbir besin yada benzeri madde veya yöntem ile zayıflama uğruna kişilerin sağlığı riske atılmamalıdır. Çok basit bir.örnek vermek gerekirse, sabah aç karnına ılık limonlu su içmenin yağları yaktığını düşünmeyin. Bunun hiçbir etkisi yoktur. Boş midenize inen limonun kaslarınızı sarmış yağı eritme gibi bir mucizeyi yaratması söz konusu değildir. Özellikle mide hassasiyeti olan kişilerde bu tam tersine problem yaratabilir. Limon asidik bir meyvedir ve aç karnına mide de tahrişe sebebiyet verebilir.

Diğer önemli bir konu da çok düşük kalorili (ketojenik diyetler) kesinlikle uygulamamanız gerektiğidir. Bir diyetisyen tarafından sizin metabolizmanıza göre planlanmış diyeti uygulamanız gerektiğini unutmayınız. Haftada yarım veya 1 kilo vermek doğaldır bunun üzerindeki kilo kayıpları sakıncalıdır, verilen kilolar bir süre sonra fazlasıyla geri gelmektedir.

Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmenin yanında mutlaka spor yapın, spor yapmanın yanında da günlük hayatınızda hareketli olmaya, mümkün olduğunca fazla adım atmaya, aktif olmaya, tempolu yada hızlı yürümeye (koşar gibi yürümeye) özen gösterin. Vücudunuzu şekle sokmaya yardımcı birkaç aerobik hareketi yapmayı alışkanlık haline getirin. Her gün 2 dakikanızı bu işe ayırırsanız faydasını göreceksiniz. Oturarak çalışanlar için her gün 5-10 dakika boyunca karnınızı içeriye doğru gerip bırakmanın bile etkisi sizi mutlu edecektir.

Aynada kendinizi kontrol edin, kilo almaya başladığınızda beslenme şeklinize ve yaşam tarzını hemen bir göz atın.

Kilo vermek sanıldığı gibi zor bir iş değildir sadece oturarak yada hiçbir şey değiştirmeyerek elde edilemez. Sihirli bir ilaç, formül yada besin ne yazık ki yok, lütfen bu konuda bilinçli olun ve bilimsel olmayan hiçbir bilgiye inanmayın.

Bu işin anahtarı ‘davranış değişikliği‘ ve ‘doğru bilgiyi öğrenmekten‘ geçiyor. Kendinize güvenin mutlaka laboratuvar bulgularınız bir uzman tarafından değerlendirilsin ve bu konuda bilimsel bilgisi olan bir diyetisyenden danışmanlık alın.

Dyt. Sabiha ATAÇ


:46::46::46::46::46::46::46::46::46::46::46::46::46::46::46::46::46:

iyi akşamlar kızlar bende bugün eşimle beraber diyete başladım şimdilik iyi gidiyor bakalım ara öğüne filan dikkat ediyoruz sağ olsun eşimde yardımcı oluyor bense diyete başla bırak başla bırak 92 den 98 çıktım çok berbat bir şey oldum giydiğim hiç birşey yakışmıyor işallah bu sefer başarırım bıktım artık evlendigimde 65 kiloydum 30 kilo aldım bu bir mucize daha çocugum da yok :50::50::50:

hoşg din cnm ilk önce moral bozmak yok hepimiz burda sağlıklı zayıflamak istiyoruz arkadaşımınız paylaştıgı yazıyı oku istersen

Arkadaslar nerdesiniz yaaa yasiyormusunuz...

cnm hepimiz yoğunuz işler güçler vakit kalmıyo ama hep sağlıklı beslenmeye devam ediyoruz
 
Çoğunlukla zayıflamanın bedeli olarak karşımıza çıkan bu problem kadınların mücadele ettiği sorunların başında geliyor
Kilo sorunu olmasa da ağırlıklı olarak karında, diz üstünde , basenlerde, kollarda meydana gelen sarkma ve çatlaklar kadınların en büyük şikayetlerinden biridir.

Vücudun sağlıklı ve formda görünümünü bozan , olduğundan daha yaşlı gösteren sarkma ve çatlakların nedenlerinin başında ani ve aşırı kilo değişimleri geliyor. Dr. İsmail Ağar, çatlak sorununa yönelik tedavilerden önce kişilerin diyet uygulamalarında bilinçli hareket etmeleri gerektiğini belirtiyor. Sarkma ve gevşemelerin sorumlularından biri olan sağlıksız diyetler ve ani kilo alıp vermeler vücudun dinç görünümüne darbe vurarak deformasyonuna sebep oluyor.

Eyvah vücudum sarkıyor

Vücut enerji üretimi için proteine ihtiyaç duyar. Yeterli protein alamayan vücut kas yapamaz. Vücut bu durumda protein ihtiyacını karşılamak için kas proteinlerinden kullanmaya başlar ve bu durum kas dokusu gevşemeleri sonrasında sarkmaya neden olur. Ani kilo kayıplarında sıkça karşılaşılan tabloda protein zafiyeti kas dokusunda gevşemeye yol açarak kas hücrelerinin önemli ölçüde kaybına neden olur.

Proteinde denge

Aldığımız besinlerde protein dengesi vücut için çok önemli bir faktördür. Protein eksikliği kadar unutulmaması gereken fazlasının da hasara neden olabileceğidir. Yüksek proteinli besinlerin yağı , genellikle çok olduğundan kandaki yağ ve kolestrol oranı yükselir. Bu durum ise deamar sertliği, kalp krizi, göğüs ve kalın bağırsak kanserleri gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Dokuların yenilenmesinde yaraların kapanmasında, saç yapısında, ve ciltte büyük rol oynayan protein eksikliğinden kaçınmak kadar fazlasından da sakınmak gerektiğini unutmamak gerekir. Bir bölgede oluşan gevşeme ve sarkmalar en az birkaç faktörün birleşmesinden oluşabilir.

Çatlaklarla başım dertte

Cilt aşırı derecede basınçla karşılaştığında yıpranır. Dolayısıyla cildin yapısı bozulur ve çatlaklar ortaya çıkar. Neredeyse üç kadından birinde görülen vücut çatlaklarının başlıca sebepleri arasında ani kilo değişimleri ve doğum gibi sebepler bulunuyor. Cildin derm tabakasındaki çizgiseller, dokunun hasar görmesine bağlı olarak oluşur. Cildin aşırı gerilimi sonucu derideki elastik dokunun kırılmasıyla ortaya çıkan çatlak görünümler zaman içinde kişiyi rahatsız edici boyutlara ulaşarak ciddi bir estetik sorunu teşkil eder. Daha çok göğüs, karın ve bel çevresinde rastlanan çatlaklara çözüm arayan pek çok insan, tedavi yöntemlerinin sınırlı sonuçlarından ötürü yeterli tatmin alamadıklarından şikayet eder. Ancak sevindirici olan , teknolojinin ilerleyişine bağlı olarak gelişen tedavi yöntemlerinin, gerek çatlaklar gerekse vücut sarkmaları ve gevşemeleri konusunda son günlerde başarılı sorunlar sağlanmasıdır.

Engellemenin yolları

*Yoğurt, süt, taze sebze ve meyveleri masadan eksik etmemelisiniz.

*E ve C vitaminlerini içeren yumurta, süt ve süt ürünleri gibi besinleri bol bol tüketmelisiniz.

*Günde 1-1,5 litre su içmeyi ihmal etmemelisiniz. Cilde gereken nemi sağladığınız takdirde daha esnek olmasını da sağlamış olursunuz

* Kısa zamanda aşırı miktarda kilo alıp vermekten kaçınmalısınız. Cilt, vücuttaki yağ miktarının artıp azalmasıyla birlikte aynı hızda esnemeyi başaramadığı için yıpranır ve çatlaklar oluşur.

* Çok dar giysiler giymemeye özen göstermelisiniz. Bu tür giysiler kan dolaşımını güçleştirerek , cilde gereken oksijenin sağlanmasını engeller. Oksijen alamayan cilt yeteri kadar beslenemediği için daha kolay yıpranır ve deformasyona uğrar.

* Vücudunuzdaki gerekli bölgede saf zeytinyağı, kakao yağı yada saf E vitamini yağı ile masaj yapabilirsiniz

kaynak:superonline.com
 
‎"Benim Naçiz Vücudum Elbet Bir Gün Toprak Olacaktır, Ancak Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar Kalacaktır."M.Kemal ATATÜRK :72::72::72:allah rahmet etsin:((Başımız sagolsun:(:72::kkk::72:
 
Back
X