- 1 Ocak 2023
- 2.545
- 7.861
- 73
- 33
- Konu Sahibi Mai ve yesil
-
- #121
Benim de İngiltere'ye bir dönem yerleşme durumu mu olmuştu ve kısa süreler kaldım,Ben zaten bu tarz yorum yazanların bir yabancı dili bile iyi konuşamadığına eminim. Yeni bir dil demek yeni bir karakter, yeni düşünce yapısı demek. Ben İngilizce konuşurken Türkçe konuştuğum karakterimden farklı bir kimliğe büründüğümü hissediyorum. Çünkü farklı kültürdeki insana bir şey anlatmaya çalışıyorum, bazen kendimi daha temkinli hissedebiliyorum ya da daha özgür. Ki ben bu dili çocukluktan beri öğreniyorum, şimdi 30 yaşımdan sonra öğreneceğim dilde bu hakimiyeti nasıl kurabilirim? Bir konuda kendimi savunmam gerektiğinde hem gergin ortamı germemek için doğru kelimeleri seçmem hem ozguvenli olmam, hem de olayı açık ve anlaşılır şekilde anlatmam lazım ki hakkımı koruyabileyim. Yoksa ne var b1 b2 olup sokakta üç beş muhabbet etmekte. Kim b1 b2 ile gelip benimle zevkli bir sohbet yapmak isteyecek, neden yapsın yani anadilini konuştuğu kaç senelik arkadaşları varken? En fazla bir iş arkadaşımdır ogke aralarini beraber geçiririz, kurs arkadaşımdır bir kahve içeriz vs ama türkiyedeki gibi olmak için yıllar yıllar lazım, keşke bunu anlasalar.
Memuriyeti bırakırdım özellikle gideceğiniz yer avrupa ülkesiyse , zaten orda çöp toplasanız daha fazla kazanırsınız .Merhaba hanımlar, bir süredir kararsız kaldığım bir konu hakkında sizlere danışmak istedim.Eşim mühendis yurtdisinda çalışma teklifi aldı yakın zamanda. Ben de bir kamu kurumunda memurum.Ülkenin şartlarını düşününce bu teklifi kabul etmek bizi heyecanlandırsa da kendimi, işimi düşününce biraz endişeye kapılıyorum. İşime aşık bir insan değilim ancak bu aşamaya gelebilmek için yıllarca emek verdim.Yabancı dil bilmemek, yeni bir ülkeye alışmak, hayata sıfırdan başlamak oraya gidince bir anda işsiz kalmak beni korkutan şeyler. Siz olsanız ne yapardınız?
B2 seviye dile sahipken gerçekten ingilizce mi konuşuyorsun? Neden? Kendini ifade edemeyeceğini mi düşünüyorsun mesela? Eğer öyleyse yine güvenli alan muhabbeti işte. Dil öğrenmek tam olarak budur bence. Önce iki kelimeden cümle kurarsın, yavaş konuşursun, türkçe düşünüp cümle kurmaya çalışırsın sonra üçüncü kelimeyi eklersin, konuşman hızlanır zaman içinde gün içinde en çok kullanılan cümleleri otomatik söylemeye başlarsın vs vs vs giderek geliştirirsin. Bütün bunların olması içinde konuşup dinlemek gerekiyor. B2 günlük hayat, arkadaşlık kurmak ve hatta çalışmak için oldukça güzel bir seviye.Ya fiilsiz konuşup kendini savunmaktan ne olacak böyle bir hayatı yaşamak isteyen tabi ki yaşasın. Ben böyle bir hayat yaşamak istemem mesela. B1 bitirmekte b2 bitirmekle yetiniyorsa insan zaten sorun yaşamaz, ben türkiyedeki gibi bir sosyal hayatım olsun, hiç düşünmeden Türkçe gibi yabancı dil konuşayım isterim. Başka türlü de kimse boş insan değil neden durup saatlerce benimle konuşmak istesinler ki? Ben de b2 seviyesindeyim ve İngilizce geçmeyen yerlerde işimi çok rahat halletsem bile kimsenin benimle bu seviyede zevkle konusmayacagini biliyorum. Hala daha İngilizce ile yakın arkadaşlık kuruyorum. Almanca konuştuğum insanların çoğu yine benim gibi göçmenler, dili iyi olmayanlar, diğerleri için almanca konuşup vakit geçirilecek biri olmamam çok normal değil mi?
Çünkü kimse rahat rahat İngilizce konuşmak varken b2 almanca konuşan birisiyle dost olup miy miy dinlemek istemiyor. Ben de mesela Türkçesi az olanı dinlemek istemiyorum. Çünkü bütün gün iş güç insanın başı ağrıyor, akşam vakti dost muhabbeti yapmak isteyince de kimse rahatça akan bir sohbet yerine bunu tercih etmiyor. Hollandada 3 ay yaşadım, b2ye giden arkadaşımla sürekli gezdik, gittiğimiz istisnasız her mekanda, arkadaşım konuşmaya çalıştıkça onlar İngilizceye döndü. Çünkü insanların işi gücü var yani istemiyorlar. İş arkadaşımla ya da yaşlı komşumla göçmen arkadaşımla konuşuyoruz sadece almanca.B2 seviye dile sahipken gerçekten ingilizce mi konuşuyorsun? Neden? Kendini ifade edemeyeceğini mi düşünüyorsun mesela? Eğer öyleyse yine güvenli alan muhabbeti işte. Dil öğrenmek tam olarak budur bence. Önce iki kelimeden cümle kurarsın, yavaş konuşursun, türkçe düşünüp cümle kurmaya çalışırsın sonra üçüncü kelimeyi eklersin, konuşman hızlanır zaman içinde gün içinde en çok kullanılan cümleleri otomatik söylemeye başlarsın vs vs vs giderek geliştirirsin. Bütün bunların olması içinde konuşup dinlemek gerekiyor. B2 günlük hayat, arkadaşlık kurmak ve hatta çalışmak için oldukça güzel bir seviye.
Almanyayı bilmiyorum ama hollanda da kütüphanelerde konuşma anlama becerileri için seviye seviye ücretsiz gruplar oluşturuluyor, internetten hollandalı konuşma arkadaşları buluyorsun, buluşup kahve içip sohbet edebileceğin, alışverişe gidebileceğin. Yaşlı bakım evlerinde, kreşlerde, okullarda, birçok kolda gönüllü çalışma imkanın var sırf dilini geliştirebilmek için.
Tamamen kendim ve gozlemlerimden yola çıkarak ben de yazayım belki fikir olur.
Türkiyede memursam, evim ya da arabam varsa, çocuğum küçükse, aile bağlarım kuvvetli ise, çocuk bakımı-temizlik-kuafor gibi hizmetleri almaya alisiksam, eşimle iyiysem bile büyük zorluklarda çok darbe alıyorsam gitmem.
Yalnızlığı seviyorsam aile baglarim cok güçlü değilse, mesleğimi her yerde yapabilme şansım varsa, İngilizcem çok iyiyse ve başka bir dil için 2 3 sene ayıracak sabrım varsa, daha vasat ev daha vasat belki sıfır olacak lüksler sorun değilse, hava durumu modumu etkilemiyorsa, eşimle zor şartlarda sağlam kalabiliyorsam giderim.
Ben buraya küçük çocukla gelip yıllarca yalnızlık çeken, dil okuluna bile gitse ders çalışmaya vakti olmayan, çalışma hayatından kopan, sosyal hayatı kötü o kadar çok kadın tanıdım ki üzülüyorum artık. Ama bu çalışma hayatına düşkün olmayan ya da ev hanimligini çok seven insanlar için geçerli değil tabi ki. O şekilde olup turk çevre yaparak yıllarca mutlu yaşayan da var. Ya da bazen çocukla bile dili çok ilerletip 2 3 senede ise başlayanlar oluyor, biraz kendinden biraz cocuktan feragat ediyorlar bir sekilde oluyor. Biraz ne beklediğimize göre değişiyor ama Avrupa'ya geldim lüksüm konforum arttı olayı yani sıfır bence. Türkiyede çok düşük şartlarda çalışanlar için geçerli olabilir ama mühendis memur bir aile burada tek kişi çalışarak daha konforlu yaşayamaz. Tatiline gider yemeğini yer çok da güzel ama ne istediği gibi güzel yapılı evi ne temizliğe yardımcı ne hizmet aynı standartta olmaz.
Sanki ikinizin yorumu da bir işaret gibi geldi bana, benim de son zamanlarda kafamı kurcaliyordu yurt dışı meselesi kendim hemsireyim, eşim esnaf(orda işsiz kalacak muhtemelen) benim iş alanım var ama sırf kızımin geleceği için gitmek istiyordum...benim burda çalışma şartlarim çok iyi(şuan için,ilerisi belli olmaz) ev araba vs de gayet güzel istediğimiz gibi ama ne bileyim kızımın geleceği için aklımı kurcaliyordu,yalnızlığı kaldıramam ama hele eşim hiç kaldıramaz sanki...ben sosyal bir insanım, ailemden 5 saat uzaklık bile ağır geliyor...yorumlarınızı görmek iyi geldi, kafamda netleşti simdilikEn dogru yorum bu tabi ki hepsine %1000000000000
Apayri bir konu daha var, yalnizlik. Psikolojik olarak başkasının ülkesinde yaşamak zor, yabancı olmak bazen çok acaip adı üstünde 'yabancı'sın bilindike ve öz değilsin. Onun dışında yalnızlık göçmenlerin1 numaralı problemi bence, ben de dahil çok sayıda yüksek eğitimli göçmen tanıyorum, geri dönmek isteyen var istemeyen var ama hepimizin ortak noktası net şekilde yalnızlık. Evli çocuklu olanlar da yalnız, uzun uzun edebiyat yazmayayım ama bana sorarsanız Türkler için yurtdışı ⁼ yalnızlık
üceretsiz izne ayrılabiliyorsanız öyle yapın derim 2 yıl hakkınız var ben olsam işimden ayrılmazdım memursunuz bide özel sektör olsa neyse, iş bulmak çok zor riske atmayın derim nacizane fikrimMerhaba hanımlar, bir süredir kararsız kaldığım bir konu hakkında sizlere danışmak istedim.Eşim mühendis yurtdisinda çalışma teklifi aldı yakın zamanda. Ben de bir kamu kurumunda memurum.Ülkenin şartlarını düşününce bu teklifi kabul etmek bizi heyecanlandırsa da kendimi, işimi düşününce biraz endişeye kapılıyorum. İşime aşık bir insan değilim ancak bu aşamaya gelebilmek için yıllarca emek verdim.Yabancı dil bilmemek, yeni bir ülkeye alışmak, hayata sıfırdan başlamak oraya gidince bir anda işsiz kalmak beni korkutan şeyler. Siz olsanız ne yapardınız?
Hemşirelik çalışma şartlarına kıyasla maaşları düşük bir sektör bence burda. Ama bu sebeple almanlar tarafından çok tercih edilmediği için de aşırı açık var ve b1 ile bile işbaşı yapılıp b2 sonrasi denklik işlerini bitirebilirsiniz. Ama yine ben olsam, eşim çalışmayacak olsa tercih etmem, evde duran erkek cok sıkılıyor. Bence Avrupada gelmeye değecek tek şart iki kişi çalışmak ve ikisinin de en azından rahat bir İngilizcesinin olması, almanca burada da yürütülür ama İngilizce bile olmadan gelip turk ortamına mi gireceksiniz mesela plan ne olacak?Sanki ikinizin yorumu da bir işaret gibi geldi bana, benim de son zamanlarda kafamı kurcaliyordu yurt dışı meselesi kendim hemsireyim, eşim esnaf(orda işsiz kalacak muhtemelen) benim iş alanım var ama sırf kızımin geleceği için gitmek istiyordum...benim burda çalışma şartlarim çok iyi(şuan için,ilerisi belli olmaz) ev araba vs de gayet güzel istediğimiz gibi ama ne bileyim kızımın geleceği için aklımı kurcaliyordu,yalnızlığı kaldıramam ama hele eşim hiç kaldıramaz sanki...ben sosyal bir insanım, ailemden 5 saat uzaklık bile ağır geliyor...yorumlarınızı görmek iyi geldi, kafamda netleşti simdilik
Gözleminiz doğru ama çıkarımınız yanlış.Çünkü kimse rahat rahat İngilizce konuşmak varken b2 almanca konuşan birisiyle dost olup miy miy dinlemek istemiyor. Ben de mesela Türkçesi az olanı dinlemek istemiyorum. Çünkü bütün gün iş güç insanın başı ağrıyor, akşam vakti dost muhabbeti yapmak isteyince de kimse rahatça akan bir sohbet yerine bunu tercih etmiyor. Hollandada 3 ay yaşadım, b2ye giden arkadaşımla sürekli gezdik, gittiğimiz istisnasız her mekanda, arkadaşım konuşmaya çalıştıkça onlar İngilizceye döndü. Çünkü insanların işi gücü var yani istemiyorlar. İş arkadaşımla ya da yaşlı komşumla göçmen arkadaşımla konuşuyoruz sadece almanca.
Sanki ikinizin yorumu da bir işaret gibi geldi bana, benim de son zamanlarda kafamı kurcaliyordu yurt dışı meselesi kendim hemsireyim, eşim esnaf(orda işsiz kalacak muhtemelen) benim iş alanım var ama sırf kızımin geleceği için gitmek istiyordum...benim burda çalışma şartlarim çok iyi(şuan için,ilerisi belli olmaz) ev araba vs de gayet güzel istediğimiz gibi ama ne bileyim kızımın geleceği için aklımı kurcaliyordu,yalnızlığı kaldıramam ama hele eşim hiç kaldıramaz sanki...ben sosyal bir insanım, ailemden 5 saat uzaklık bile ağır geliyor...yorumlarınızı görmek iyi geldi, kafamda netleşti simdilik
Hayır.hiçbir erkek için işimden gücümden olmam.ben olsam denemem.32 yaşından sonra en fazla ne yaşayabilir ki bir insan.zaten burada da yeterince standardiniz vardır.belli bir maddiyat varsa çok abartı geliyor bana şu hayat standardı dedikleri şeyler.dil öğrenmek yeteneğiniz yoksa çok zor birşey.ben diğer arakadşlar gibi 32 yasın çok genç bir yaş olduğunu da düşünmüyorum.Merhaba hanımlar, bir süredir kararsız kaldığım bir konu hakkında sizlere danışmak istedim.Eşim mühendis yurtdisinda çalışma teklifi aldı yakın zamanda. Ben de bir kamu kurumunda memurum.Ülkenin şartlarını düşününce bu teklifi kabul etmek bizi heyecanlandırsa da kendimi, işimi düşününce biraz endişeye kapılıyorum. İşime aşık bir insan değilim ancak bu aşamaya gelebilmek için yıllarca emek verdim.Yabancı dil bilmemek, yeni bir ülkeye alışmak, hayata sıfırdan başlamak oraya gidince bir anda işsiz kalmak beni korkutan şeyler. Siz olsanız ne yapardınız?
Ya gerçekten artık dalga geçtiğinizi düşünüyorum. Duygu düşünceyi bir sekilde anlatmak ile duygu düşünceyi tam hissettiğim şekilde, kritik anlarda hep doğru kelimeler kullanarak hic zorluk çekmeden anlatmanın arasındaki farktan bahsediyorum. Ben 32 yaşına gelmişim sıfırdan çocuk gibi konuşmak çok zor. Çok zor yani niye inkar ediyorsunuz? Ben Türkiyede ilk 1000e girmişim, kendi alanımda me başarılarım var, gelip burda aklımda bir okyanus varken ben nehir anlatmak zorunda kalıyorum, bundan bahsediyorum. Bu seviye C2 seviyesi. Hatta ömür boyu devam eden bir süreç. B2nin tanımında bile böyle bir şey yok olamaz yani. Yok ben derdimi fiilsiz anlatırım aman yanlış olsun ne olacak, 5 düşünür 2 anlatırım diyen için zaten sorun yok buyursun devam etsin. Bu bir konfor kaybıdır, bunun kabul edilmesi lazım.Gözleminiz doğru ama çıkarımınız yanlış.
Hollanda'da herkes ama neredeyse herkes inanılmaz akıcı İngilizce konuştuğu için hizmet sektöründe, sizi yabancı gördükleri anda işinizi kolaylaştırmak için direkt İngilizce konuşurlar. Bunu yapabiliyorlar çünkü, Almanya ya da Fransadaki gibi İngilizce bilmeyen sayısı fazla değil.
Dutch arkadaşlarım var keyifle bizimle İngilizce de konuşuyorlar biz istersek hollandaca da konuşuyorlar. Hollandacaya dönmeme sebepleri bizi rahatsız etmeme istekleri. Bilmek zorunda değilsiniz biz nasıl olsa İngilizce biliyoruz diyorlar.
Açıkçası B2 seviyesinde iş hayatında çalışamayip, duygu ve düşüncelerini anlatamayan da bir eilts e girsin tavsiyemdir. Heralde A2 seviyesinde de kendisini iyi sanıyor derim. Seviyelerden haberi yok galiba kimsenin ya da dil bilmeden herkes kendini b1 B2 sanıyor olmalı. Çünkü b2 olup da bu dediklerinizi yapamıyor oluş dilin seviyesine aykırı bir durum.
Hayır.hiçbir erkek için işimden gücümden olmam.
NeresiymişFerhans aslanım gideceğin yerde sarı marı Viking erkekleri var bak iyi düşün
Asıl ben sizin dalga geçtiğinizi düşünüyorum.Ya gerçekten artık dalga geçtiğinizi düşünüyorum. Duygu düşünceyi bir sekilde anlatmak ile duygu düşünceyi tam hissettiğim şekilde, kritik anlarda hep doğru kelimeler kullanarak hic zorluk çekmeden anlatmanın arasındaki farktan bahsediyorum. Ben 32 yaşına gelmişim sıfırdan çocuk gibi konuşmak çok zor. Çok zor yani niye inkar ediyorsunuz? Ben Türkiyede ilk 1000e girmişim, kendi alanımda me başarılarım var, gelip burda aklımda bir okyanus varken ben nehir anlatmak zorunda kalıyorum, bundan bahsediyorum. Bu seviye C2 seviyesi. Hatta ömür boyu devam eden bir süreç. B2nin tanımında bile böyle bir şey yok olamaz yani. Yok ben derdimi fiilsiz anlatırım aman yanlış olsun ne olacak, 5 düşünür 2 anlatırım diyen için zaten sorun yok buyursun devam etsin. Bu bir konfor kaybıdır, bunun kabul edilmesi lazım.
Şöyleki benim biraz İngilizcem var gelmeden kursa vs gidip o şekilde gelmeyi düşünüyordum ama eşim zaten çok sıcak bakmıyordu, ben ne yapacağım vs diye haklı olarak, eşim için de dil kursu ve sonrası yapabileceği başka is veya kurs araştırmadık eşim öğretmen aslında ama dediğiniz gibi orda çok sıkılır sonrasında mutsuz olur gibi geliyor, bu da hepimizi mutsuz eder...burda da hemşirelik çalışma şartlarına göre maaşı az ama benim şuan çalıştığım bölüm rahat, yaşadığımız yer sahilde güzel bir yer,maddi imkanlarımız da çoğuna göre güzel ...bilmiyorum belki de heycan aramak benim ki ama kendi kendime, eşim çok istemiyor,orda tek çalışan olması zorlar biziHemşirelik çalışma şartlarına kıyasla maaşları düşük bir sektör bence burda. Ama bu sebeple almanlar tarafından çok tercih edilmediği için de aşırı açık var ve b1 ile bile işbaşı yapılıp b2 sonrasi denklik işlerini bitirebilirsiniz. Ama yine ben olsam, eşim çalışmayacak olsa tercih etmem, evde duran erkek cok sıkılıyor. Bence Avrupada gelmeye değecek tek şart iki kişi çalışmak ve ikisinin de en azından rahat bir İngilizcesinin olması, almanca burada da yürütülür ama İngilizce bile olmadan gelip turk ortamına mi gireceksiniz mesela plan ne olacak?
İşte asıl sorun eşimin işsiz kalması, o sebeple sıcak bakmıyor, ben de kendi kendime öyle bir araştırıyorum, eşimle bir dönem başka bir ilde yaşadık ailesinden uzaktı ve o dönem çok kötü etkilendi çok saçma, ailesine çok düşkün değildir aslında, misal şuan aynı ildeyiz ailesine ayda iki kez Max gider,onlar köyde ve çok yakın köy, onda da ben derim hadi gidelim hava alalım diye, nedense uzağa gidince etkilendi,bu erkekler garip gerçektenŞöyle bu benim kişisel görüşüm, denemek isteyenler varsa evi barkı dağıtmadan deneyebilir tabi ki. herkesin deneyimi fakrlı belki çok seveceksiniz, her insan fakrlı farklı sonuçta. Kişisel fikrim şöyle, içe dönük insanların zaten fazla arkadaşa veya sosyal ilişkiye ihtiyaç duymayan insanların mutlu olma şansı yüksek. Ama çocuğum anneanne dede tanısın diyenler ya da işten sonra panpayla AVMye akayım diyenler , İstanbul sosyal hayatına alışkın insanlar vb mutlu olabileceğini pek sanmıyorum. Sizin durumda eş işsiz kalacak peki bu adma ne yapacak evde mi oturcakKendisi ne diyor bu işe?
Ya hiç bir yorumu okumamissiniz gelip almanci falan diyorsunuz. Ben o yorumu be var insanlar fiil bile kullanmadan kendini savunuyor diyen var diye yazdim, o şekilde essek başı da konuşur çünkü, kendine bunu layık gören geçsin öyle yaşasın. Burda herkes her aşamadan sonra sınava giriyor kimse bilmiyor seviyeyi bir tek siz biliyorsunuz. Ben de b2ye gidiyorum ama aklımda okyanus varsa ven nehir anlatabiliyorum diyorum ve kendimi mi övmüş oluyorum? Aktif halde b2 kursundayim ben dahil kimse oooh ben bütün derdimi çok güzel anlatıyorum diyemiyor ya siz maşallah b2 ile öyle bir anlatmissiniz ki sanki şiir yazılır. Yahu öyle dura dura, o kelimenin yerine bunu diyeyim, detaya girmesem de kendimi anlatırım diye herkes konuşur. Ama herkes konuşmak ister mi? Ben istemem. Surda kötü konuşan bir doktora kim gider, kim çocuğunu öyle bir öğretmene gönderir? Ama iş romantizme gelince biz arkadaşlarımızla konuşuyoruz demek kolay, evet biz de konuşuyoruz ama akıllarından ne geçiyor onu da biliyoruz. Kısacası öyle gelip bir senede dil olur diye yazacak kadar suurumu kaybetmedim, neyse onu yazıyorum. İnsan şunun için yıllarını harcıyor ya. Ama yok dil bilimciler öğretmenler falan haksız bizim veronica en uzman. O kadar uzmansiniz madem c2 seviyesinin de sonradan ogrenilebilecegi ve kursu olduğunu da öğrenin o zaman. Bazi eyalette ogretmenlerden beklenen seviyedir ayrıca.Asıl ben sizin dalga geçtiğinizi düşünüyorum.
Benim halim güzel tuzum kuru ben yaptım ama siz soyle zor böyle zor hayatta yapamazsınız ben ilk 1000 e girdim ya siz? Tavrınız harika.
Nolmus insanlar 32 yaşına gelmişse? Dil sadece 10 yaşında mı öğreniliyor? C2 anadil seviyesidir ayrıca. En yüksek C1 olabilir bir insan ama siz pardon B2/C1 i kendi kafanızda A1/A2 gibi algiladiginiz için size diyecek bir şey yok.
Açın bakın B2/C1 de ne yazıyor. Fiilsiz konuşma ile geçmiş B2 yi bir tutup sonra bana dalga geçmekten söz ediyorsunuz ya asıl siz şaka gibisiniz.
Klasik alamanci olmuşsunuz meğer siz tebrik ediyorum. Cook zorsa her şey sizin için dönün gerçekten madem bu kadar çileler cekiyormussunuz.
Hiçbir zorluk falan çekmeden böyle şeyler yazıldığını gördükçe ben çok üzülüyorum Turkiyede sevki kırılan insanlar için ama yazık daha fazla bir şey demiyorum. Herkesin kendi aklı ve fikri ile başarılar.
48 yaşında A1 Yunanca ve A1 İspanyolca öğrenip sertifika aldım.Cok gençsiniz ve yeterince isteyince her şey oluyor.Bu yaştan sonra demeyinSosyal hizmetler alanında çalışıyorum. Oraya gittiğimde de eşimin insafına kalmak istemiyorum ama burada kalırsak da bu yaşadığımız hayatın ötesine geçemeyeceğiz.Bir fırsat çıkmışken hayat standardını değiştirmek istiyor insan.Bir evladım var onun daha iyi bir geleceği olsun düşüncesi de ağır basıyor. Ancak bu yaşadığım hayatın daha kötüsünü de görmek var tabi bilemiyorum hayat bu.Beni korkutan şeyler de bunlar.Belki bu konfor alanından çıkmak zor geliyor belki bu yaştan sonra yeni bir dil yeni bir meslek öğrenmek belki de kendime güvenemiyorum bu yaştan sonra bu kadar şeyi yapabilir miyim bilmiyorum.32 yaşındayım.
Siz de iyi ki B2 kursuna gidiyorsunuz. Bir bitirin de bi sindirim C1 e geçin tüm dil becerileriniz de gerçekten B2 olsun da öyle yorum yapın. İki b2 grameri gören kendisini B2 sanıyor sonra konu tabii ki nerelere geliyor. Asıl uzman sizsiniz lütfen.Ya hiç bir yorumu okumamissiniz gelip almanci falan diyorsunuz. Ben o yorumu be var insanlar fiil bile kullanmadan kendini savunuyor diyen var diye yazdim, o şekilde essek başı da konuşur çünkü, kendine bunu layık gören geçsin öyle yaşasın. Burda herkes her aşamadan sonra sınava giriyor kimse bilmiyor seviyeyi bir tek siz biliyorsunuz. Ben de b2ye gidiyorum ama aklımda okyanus varsa ven nehir anlatabiliyorum diyorum ve kendimi mi övmüş oluyorum? Aktif halde b2 kursundayim ben dahil kimse oooh ben bütün derdimi çok güzel anlatıyorum diyemiyor ya siz maşallah b2 ile öyle bir anlatmissiniz ki sanki şiir yazılır. Yahu öyle dura dura, o kelimenin yerine bunu diyeyim, detaya girmesem de kendimi anlatırım diye herkes konuşur. Ama herkes konuşmak ister mi? Ben istemem. Surda kötü konuşan bir doktora kim gider, kim çocuğunu öyle bir öğretmene gönderir? Ama iş romantizme gelince biz arkadaşlarımızla konuşuyoruz demek kolay, evet biz de konuşuyoruz ama akıllarından ne geçiyor onu da biliyoruz. Kısacası öyle gelip bir senede dil olur diye yazacak kadar suurumu kaybetmedim, neyse onu yazıyorum. İnsan şunun için yıllarını harcıyor ya. Ama yok dil bilimciler öğretmenler falan haksız bizim veronica en uzman. O kadar uzmansiniz madem c2 seviyesinin de sonradan ogrenilebilecegi ve kursu olduğunu da öğrenin o zaman. Bazi eyalette ogretmenlerden beklenen seviyedir ayrıca.
Peki siz kendinizi b2 bilen doktor mühendis öğretmenlere emanet edin baya bir savunucusu oldunuz ya. Herkesin kültürü bilgisi başka tabi kimisine a2 de yeter her şeyini anlatır bitirir kimisine yetmez. Uzlasmamiz şart değil sonuçta.Siz de iyi ki B2 kursuna gidiyorsunuz. Bir bitirin de bi sindirim C1 e geçin tüm dil becerileriniz de gerçekten B2 olsun da öyle yorum yapın. İki b2 grameri gören kendisini B2 sanıyor sonra konu tabii ki nerelere geliyor. Asıl uzman sizsiniz lütfen.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?