Arkadaşlar sürekli aklımda intar etme istegi var sanırım yaşadıgım sıkıntılardan dolayı ölüm bnm için yeni bi başlangıç ölümden korkmuyorum ama bi türlü ölemiyorum sanki bi güç beni geri itiyo sizce normalmiyim
		
		
	 
Schopenhauer'ın  bir  tespiti  vardır  ünlü  filozof  çok  severim  sözü kısaca  şu "İntihar   etmek  isteyenler   aslında   en  çok  yaşamak  isteyenlerdir"  aslında istedikleri  şekilde   yaşayamamışlardır ve  hep  birisi  onları  engellesin   isteğindedirler  der  özetle. Ben   de  bir  dönemimi  çok  ağır  sorunlarla  geçirmiştim hem  maddi  hem  manevi,  ilişki  bazında   çok  sorunlarımız   vardı  bir  çıkış  bulamıyordum  bir  türlü  ve   ailemden  ayrıydım, psikiyatrist bana   en  hafif  ilaçtan  bir   antidepresan  yazdı  ama   antidepresanın   hafifi  olmaz   ve   aslında   sorunu  çözmedikleri   için  hiçbir  işe   yaramazlar. İlk   günler   çok  iyi  geldi   gibi  oldu   sürekli  gülüyordum  belki  de  yalancı  bir   etkiydi. Antidepresan  gibi   alkol  de   aynı  şeydir   sorunu  çözmezler   anlık  rahatlamadan  başka  birşey   getirmezler. İkisi  de  karaciğeri  mahveder   ayrıca  ve  kilo   aldırdıklarından  daha   fazla  soruna  ve   depresyona  neden  olurlar...
Neyse yani  intihar  bir  çözüm  değildir, tıpkı  hukukta   idam  cezasının  bir   ceza   bir  çözüm  kabul  edilmediği  gibi. Kurtuluş  mudur   derseniz   intihar, hayır değildir  çünkü  aslında   istediğiniz  şeyi  yapamadan,  hayatı tekamülünüzü yarım  bırakarak   gerek  duygularınızı  gerek  isteklerinizi  her   şekilde   yaşanmamış  bırakarak   terk-i  diyar   edersiniz  sadece  ve   arkanızdan  siz  intihar   ettiniz  diye  üzülen  belki  sadece   anneniz  olur  babanız  olur... İntihar   bir  ilgi  çekme   yöntemi  de  olamaz   zaten  öldüyseniz   ilgi  çekemezsiniz  ilgi  çekmenizin  bir   anlamı  olmaz, bazı  insanlar  sırf   etrafına  insanlar   gelsin, ona  ilgi  göstersin  diye  biraz   hap  içer   ardından   da   bir  yakınına   arama   yaparlar örneğin  ve   ben  de   bunu  düşünmüştüm  zamanında, bu  sevgi   ihtiyacındandır, ilgi  ihtiyacındandır.
İntihar   düşüncesini   aşabilmenin  yolları  var  ben  bir   ara  sürekli  kendi  intihar   senaryolarımı   hazırlıyordum  çok  ağır   depresyondaydım. Bu  tip  depresyonlar ilaçla   çözülmedikleri  gibi sadece  ibadetle  de   çözülmezler. Evet  ibadet   bir  disiplin  sağlar ama  asıl  sorun  sizin  içinizdedir  kendiniz  enine   boyuna  çözümlemelisinizdir. En  iyi  psikolog  bile   size   sizden  daha iyi  yardım  edemez  o  havalı  koltuklarından  sadece   yardım  eder   gibi  yaparlar. Tabiii  psikolog  veya   psikiyatrına   göre   değişebilir   ama  ben  Türkiye'de   yetkin  ve   ulaşılabilir   fiyatlarda   olan  çok  az   psikolog olduğunu   görüyorum...Terapi   grupları   aramıştım  zamanında  benle   aynı  dertlerden  muzdarip  insanlar   vardır   diye   ama  bu  da   sadece   Hollywood   filmlerinde  var   sanırım :)) 
Ben  de   kitaplara  verdim  kendimi   ama  kitaplardan  da   nefret   ediyordum  depresyondayken, çünkü  ölmek  isterken  kitaptan  birşey  öğrenme  isteğiniz  de  ölüyor.  Önce   ölme  isteği  psikolojisini  aştım  ancak ondan  sonra  kitap  okuyarak  bakış   açılarımı  yenilemeye   çalıştım.Önemli olan  hayata  yeniden  şekil   verebilme  iradesi  ve   bakış  açısı  yenilemesidir. Burada   kişisel  gelişim  kitaplarını  asla   önermiyorum  hepsi  ütopiktir,  gerçeklerden  uzaktır.  Özellikle  hafif sayılan  felsefe   kitaplarından  başlayın  bakın  ne   farklı   anlamlar   yakalayacaksınız   yaşamkla  ve  ölmekle  ilgili..
Kitap  beni  sarmaz  diyorsanız   yaşlı  insanlarla   konuşun  özelliklehayatın  özünü  kavramış  vakur,  bilge   yaşlılarla. Yaşlanma  isteğinizi , genç   yaşta  ölmeden  yaşlanabilme  isteğinizi  besleyin. Bir   hayvan  besleyin  mutlaka   ama  mutlaka.  Özelliklesakin  türden  bir  köpek   veya  uysal  bir  kedi  ve   özellikle   de   sokaktan  en   aciz,  bakıma  muhtaç  olanını  alın  yanınıza  ona  bebek  gibi  bakın.  Bakacak, ilgilenecek  bir   canın  olması  sizi  ölümden, sebepsiz  yere  ölme  isteğinden  uzaklaştırır, sebep  varsa  da  onlar   hafif  gelir...
Günümüzde   daha   çok  maddi  yükler  insanları  ölüm  eşiğine   getiriyor, maddi  yükleri   azaltmaya  çalışın. Mesela sizi  soyan  cep   telefonu  firmalarına  her   ay   haraç  ödemeyin, telefon  gerekmedikçe   açmayın  da  kullanmayın  da   telefondan  önce   hayat  yok  muydu  sanki  vardı  ve   bence  daha   güzeldi....kirada  oturmamaya  çalışın  mümkünse   ailenizin  yanına   taşının  hemö   aile   kalabalığı  iyi  gelir   hem  de   maddi  yükler   hafifler, psikolojik  olarak  paylaşırsınız.  Aile   yoksa   arkadaş  gruplu  bir  evde   kalmaya  çalışın  yalnızlık  kendi  başına  bile   bunaltıcıdır,  yaşam  enerjinizi  çekebilir. Arada   güneşe  çıkın, park, deniz  kıyısı  hiçbirşey  yapmasanız  da  denize   bakmak  bile  biraz  rahatlatıyor  insanı....
Nefes   egzersizi  yapın derin  nefesler   alın  temiz   havada. Kendim  için  yaşayacağım, başkaları  için  değil  diyin  bu  bencillik  değil  aksine  önce   kendine   sahip  çıkmak  sonra   başkalarını sevmektir. Kendi  varlığınızı  ayakta   tutmadan  da  kimseyi sevemezsiniz  ve  de  ölmek  istersiniz  doğal  olarak...Hayat  pembe   değil  pembe   senaryolar   hayal  etmeyin  düşük   beklentiler  içinde  olun  ki  çok  üzülmeyin. Maddiyatın  ön  planda olduğu  bu  dönemde  bazı  maddelere  ulaşamadığınız  için  örneğin  en  son  teknoloji  telefonunuz  yok diye  üzülmeyin, neden  arabam  yok demeyin Afrikada  insanların   ayakkabıları  bile  yok  sürekli  açlar  susuzlar  örneğin. Anne  babanıza   sarılın  onlarla  sık  vakit   geçirin. Komik  filmler  seyredin diyeceğim  ama   hatırladım  o  komiklikler   depresyonda insanı  asla   sarmıyor... Yine  de  internetten  bile  olsa  birsürü  film seyredin  çok  depresif  olmasın  ama...
Hayatın  yaşanılacak  yönlerini  görmeye çalışın ve  bu  alıştırma  yaparak  oluyor.  yavaş  yavaş. Büyük  şehirlerden  mümkünse kaçın  daha   küçük  yerlerde   yaşamaya   çalışın  hem   hayat  daha   güzel  ve    ucuz  olur. Büyük  şehirler   birer   yalnızlık  tuzağıdır  ve  tüketim  toplumu   olmayı destekler  sürekli, hiçbirşey  üretmezsiniz, gittiğiniz  işin  yol  ve  yemek  parasını  bile  zor  karşılarken  bir  kuruş  biriktiremezsiniz. Birikiminiz  olmayınca  güvensiz  hisseder  ve  o  zaman  da  ölmek  istersiniz  en  ufak  sıkışıklıkta. ....
Birçok  şeyin  kaynağında   da  bu  tüketim  toplumu  olmamızın  sonucu  oluşan  maddi imkan  eksiklikleri  vardır. Yoksa  köydeki  insanlar  da   yaşıyor  birisi de  intihar   edeyim  demiyor  ben  çok  gördüm  köylü  insan  toprakla  uğraşır  tüm  gün  yorulduğundan  akşam  da   dertsiz  tasasız   yatar...
Bunlar  benim  gözlemlediklerim  kardeşim  seni  vazgeçirmeye  çalışmıyorum  ama  inan herşeyden  bir  çıkış  noktası  bulunuyor, zaman    denilen  şey   de acıları  hafifletiyor.....
İntiharla  ölüm  acıları   yok  etmiyor  acılarınızın  sebepleri  çözülmeden sizin  varlığınız  anlamsız   sebepsiz  yok  oluyor, o  sebepler   dünyada kalıyor  ve  dinlerde  de   bu  yüzden  intihar yasak çünkü  insani  tekamülünüz  yarım  kalıyor  ve  bu  sonraki  nesillere  böyle  yarım  aktarılıyor. İnsan  sorun  çözerek  gelişir  ve  hep  tatlı  yenilmeyeceği  için  yani   acılar  nedeniyle   tatlılar   değerli  olur..