• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Nasıl bir nesil yetişiyor?

Dun aksam yemekte eriste vardi bide yogurt.
Tum gun disarida oldugum icin detayli yemek yapamadim.
Oglum et yicem ben et diye agladi.
Yok dedim et.
Halbuki buzluktan cikarip cozdurup yapilir olmadi iki dk marketten alinir.
Ama bana resmen emir veriyor, et yok mu et yicem, kendini sIkiyor filan.
Yok dedim.
Olsa da sana bu aksam et yok.
Acsan al eriste al yogurt.
Kizimi doyurdum baktim pasa pasa gelmis yemegini yiyor.
Cok sukur durumumuz iyi ama ben kimsenin emir eri degilim, sunu istiyorum bunu istiyorum diye utopik tekliflerle geldiklerinde ya da beni isteklerini yapmaya zorladiklarinda, valla bende cok sey istiyorum ama bak elimde toz bezi toz aliyorum diyorum mesela.
Isteklerini dizginlemeyi, yokun ne oldugunu bilsinler.
Biz oyle buyuduk.
Herseyden once istemenin adabini bilsinler.
Simdikilerin hepsi prenses hepsi sehzade, olsun dedikleri sey sanki padisah fermani.
 
Ya bu simartmanin bir diğer sebebi de, ailelerin kendilerini ve cocuklarini bir anlamda pazarlama istekleri. Biraz kaba oldu farkindayim ancak ben bunu gercekten böyle goruyorum. Herkes en iyi anne olma derdinde, hem de en bakımlı anne, hem de en sosyal anne, hem de herseyin en yenisinden haberi olan anne .bununla birlikte anneler kendi mukemmelliklerini tamamlamak için önce kocalarıni sekilden sekile sokuyorlar(ya bu gözler ne kocalar gördü), çocuk olduktan sonra da çocuklarını. Çünkü en akilli cocuk onda, en iyi giyinen en stylish cocuk onda, en iyi yuzen cocuk onda, en erken yabanci dil konusmaya baslayan cocuk onda.boylece kendi mukemmelligini tamamliyor anne. Ve evet, ben bunu bir pazarlama bir begeni gosterisi olarak görüyorum
Ancak dikkat edin, en saygili cocuk benim çocuğum demiyor kimse. Oglan kitap okumayi çok seviyor diyen bir anne duymayali yıllar oldu. Ya da bizimki de şu yeni dogan kediye mama götürüyor her gun diyen biri. Cunku cocuga kesiti gostermiyoruz. İpadiyle 2926329 tane cocugun yaptığı gibi oyun oynamasini bisey sanıyoruz
Biz annelerin önce kendimize olan saygimizj kazanmamiz lazım. En son okudugumuz kitabi dusunmemiz, bir sporla ilgilenmemiz, gunceli taki etmemiz lazım. Lazim ki kendimizi de cocuklarimizi da birer begeni aracı olmaktan çıkaralım
İns çok dagitmamisimdir konuyu.
İyi ki acmissiniz bu konuyu

Gerçekten bana tercüman olmuşsunuz teşekkürler :)

Şöyle bir devirde tabiki çocugumu sürekli takipte olacağım.
Bakiniz annelik ic gudusu var.
Annelerin cogu hisseder.
Mesela ben oglumun neyi nezaman isteyecegini, o an hazirlayip verdigimde yiyecegini, usudugunde bazen soylemedigini(belki umursamiyor o an kendide) anlayabiliyorum.

Her cocugun fitrati ayridir.

Ben tabiki surekli cocugumu kontrol edecegim.
Su an cocugum 13 yasinda ve ozel ders aliyor.
Ben bu cocugu derse taksiyle yollamaya cesaret edemiyorum mesela.
Kendim bizzat gidip elimle birakacagim.

Neden?
Çünku ortam kötü.
Neden?
insanlara guvenmiyorum.
Neden?
Tv. izliyoruz cocuk haberlerini.

Evet cocugumun ödev kontrollerinide yapiyorum.
Evet birlikde de ödev yapiyoruz.
Evet o istemeden meyvesini, sutunu vs. veriyorum.

Hic de eksisini gormedim.
Aksine bize cok saygili, okulunu ögretmenlerini cok seven mutlu bir cocuk.

Benim kastettiğim asla bu değil. Tabiki bu devir de bunları yapamayız. Fakat benim kast ettiğim siz bu çocuğa herşeyin en pahalısını en iyisini sunmaya çalışıyorken sonrasında da doğruyu da anlatıyor musunuz ? Oğlum/kızım insanları şöyle üzmemelisin böyle davranmamalısın diyor musunuz ? Yapıyorsanız bunları doğrudur yok eğer yapmıyorsanuz ve sadece eksik gidermek kisvesi altında sadece şımartıyorsanız o sorun anlatmak istediğim bu. Ben asla koruyup kollamayın salın çayora mevlam kayıra demiyorum ki :(
 
Adsadas çocuğun olunca gel bacım. :) benim oğlanı aç bırak istemez o kadar iştahsız bir çocuk ki. Ben de şöyle anne olacağım böyle anne olacağım diyordum ama annelik serüvenimde anladım ki çocuk dediğin kitaplarda yazdığı gibi yetişmiyormuş. Her çocuğun kendine has özelliği varmış ve ona göre davranmak gerekebiliyormuş. Bu sefer noldu biliyor musunuz yapamadığım, mecbur kalıp yapmam dediğim şeyleri yaptığımda üzerimde büyük bi baskı hissettim. Hiçbir şeyi beceremiyorum baskısı. Sonuç: Ben mutsuz, çocuğum mutsuz.
Ne kadar denedin peki?
Bugune kadar Hic bir cocugun acliktan oldugunu gormedim. Turk analari disinda baska hic bir milletten annenin de cocugunun istahsizligindan yakindigini. Bu durum sanirim sadece bize Ozgu olsa gerek.
 
Dun aksam yemekte eriste vardi bide yogurt.
Tum gun disarida oldugum icin detayli yemek yapamadim.
Oglum et yicem ben et diye agladi.
Yok dedim et.
Halbuki buzluktan cikarip cozdurup yapilir olmadi iki dk marketten alinir.
Ama bana resmen emir veriyor, et yok mu et yicem, kendini sIkiyor filan.
Yok dedim.
Olsa da sana bu aksam et yok.
Acsan al eriste al yogurt.
Kizimi doyurdum baktim pasa pasa gelmis yemegini yiyor.
Cok sukur durumumuz iyi ama ben kimsenin emir eri degilim, sunu istiyorum bunu istiyorum diye utopik tekliflerle geldiklerinde ya da beni isteklerini yapmaya zorladiklarinda, valla bende cok sey istiyorum ama bak elimde toz bezi toz aliyorum diyorum mesela.
Isteklerini dizginlemeyi, yokun ne oldugunu bilsinler.
Biz oyle buyuduk.
Herseyden once istemenin adabini bilsinler.
Simdikilerin hepsi prenses hepsi sehzade, olsun dedikleri sey sanki padisah fermani.

:KK9::KK9::KK9::KK9::KK9:
 
Örnek Annesiniz bilinçli ne kadar duyarlı hemde tutarlısınız aklı bir karış havada değilsiniz tam tersine ayakları sağlam yere basan özgüveni olan Annesiniz tebrik ederim :KK68:
Cok tesekkur ederim sagolun:) hayatta 4/4 luk olmaya inanmayan bi insanim. Genede en iyisini yapmaya calismak insani cok yipratiyor;)
 
Dun aksam yemekte eriste vardi bide yogurt.
Tum gun disarida oldugum icin detayli yemek yapamadim.
Oglum et yicem ben et diye agladi.
Yok dedim et.
Halbuki buzluktan cikarip cozdurup yapilir olmadi iki dk marketten alinir.
Ama bana resmen emir veriyor, et yok mu et yicem, kendini sIkiyor filan.
Yok dedim.
Olsa da sana bu aksam et yok.
Acsan al eriste al yogurt.
Kizimi doyurdum baktim pasa pasa gelmis yemegini yiyor.
Cok sukur durumumuz iyi ama ben kimsenin emir eri degilim, sunu istiyorum bunu istiyorum diye utopik tekliflerle geldiklerinde ya da beni isteklerini yapmaya zorladiklarinda, valla bende cok sey istiyorum ama bak elimde toz bezi toz aliyorum diyorum mesela.
Isteklerini dizginlemeyi, yokun ne oldugunu bilsinler.
Biz oyle buyuduk.
Herseyden once istemenin adabini bilsinler.
Simdikilerin hepsi prenses hepsi sehzade, olsun dedikleri sey sanki padisah fermani.
Cok yaptim ben bu dedigini. Hastaliktan gozum acilmazken kizartma yaptigimi, buzlu kiyma kavurdugumu, sirf yesin.. cunku yemiyordu ve cunku hep kusuyordu zaten bi cok seyden tiksinmisti. Simdi son anda soylediginde bende yapmiyorum genelde yiyecekleri seyleri yapmaya calisiyorum bu yuzden. Cogu zaman 2 cesit, alternatif oluyor.

Buyudukcede biraz biraz yeni tatlara alisiyolar gibi..
 
Bizim sınıfta bir kız vardı.annesi babası 7 yıl sonra bulmuş.acayip üzerine düşerlerdi her konuda.annesi 8.sınıfa kadar okula kendi getirip götürdü.valla kız şimdi öğretim görevlisi.bence hiç alakası yok.şımartmak başka birşey ilgilenmek ayrı birşey.
 
Burdaki konulardan anladigim sey, en büyük sorun disiplin ve annenin üzerindeki yogun baski. Cocuk büyütmek halen sanki sadece annenin göreviymis gibi algilaniyor. Ille yapisik ikiz gibi gezmeleri gerek yoksa cocuk baglanamazmis :)

Cocuk 2 yasinda, yasitlarina ihtiyaci var ama yok mecburen anne baksin. Kreste neymis. Cocuklar hersey icin cok kücük oluyorlar, uyku egitimi, disiplin,.. Ama sonra cocuk 6 yasinda olunca birden sihirli degnek degmis gibi anne babasini dinlemesini istiyorlar, cocugu o yasta etüdlere yolluyorlar. Yada tam tersi, okul bahcesinde beklerler, atletini degistirmek isterler. Yurtdisinda yasiyorum, atlet degistirmek isteyen ebeveyn duysalar gülerlerdi. Terli atletten cocuk hasta olmaz, ama sürekli herseyi kontrol eden ebeveyn, cocugun yerine hersey yapan bir ebeveyn ile cocuk ciddi gelisim sikintilari yasar.

Burda bile konu acilmisti, 4 yasindaki cocuk corba icmeyi bilmiyordu. Benim 19 aylik kizim döke saca iciyor. Kreste arkadaslarindan cok sey ögreniyor. Üstte yazdigim gibi, anneler cocuga tek baktigi icin o 4 duvar arasinda sikiliyorlar. Tek bir cocuga apartmanin 4 duvar arasinda bakmak akil isi degil zaten.
 
Güzel bir konu. Teşekkür ederiz. Her zaman kv, görümce konuları olmasın. Geleceğimizle ilgili grdüğümüz olumsuzlukları da konuşalım ki hatalarımızı düzeltelim.

Kızım spora başladı. 4-5 yaş grubu. Henüz hepsi yeni yeni öğreniyor bir şeyler. Veliler de izliyor (ki bence yanlış). Neyse çocuk öğretmenin dediğinin dışında bir hareket yapsa veli hemen uzaktan sesleniyor, ".... kızım hızlı koş, .... oğlum bu tarafa gel, .... yavrum şöyle yavrum böyle. Yahu bırakın da çocuk hata yapsın. Orada bir yarış yok. Senin çocuğun iyisini yaptığında, diğerlerinden üstün mü olacak. Ya da diğerlerinden iyi yaptığında madalya mı verilecek. Senin çocuğun iyisini yaptğında yapamayan çocuk dışlansın mı. Nedir bu benim çocuğum en iyisini yapsın mantığı. Ayrıca orada bir öğretmen var, az biraz ona saygınız olsun. Uyarılacak durumda o uyarsın. Ona saygı duymayı öğrensinler.

Önemli olan başarmak değil. O başarıya giderken saygı, sevgi, hoşgörü, paylaşım, anlayış,... tüm iyi duygularla gitmek. Asıl başarı sıralamada 1. olmak değildir. Asıl başarı insan olabilmek ve kalabilmek.
 
sonuna kadar haklısınız , bende bir ebeveynim ve yanlış olduğunu bilsemde bazen bu dediklerinizi yapıyorum... bizim zamanımızda bizler daha özgürdük, daha çok sorumluluk alıyorduk, ev işi -okul vs hakkında , anne babalarımız etrafımızda koşturmazdı kendimiz hallederdik işlerimizi ama şimdi çocuklar dört duvar arasında kapal bir hayat yaşıyor, eskisi gibi çevreye insanlara güven yok, genelde tek çocuk yapılıyor ve EVET çocuklar bizim gelecek projelerimiz olarak dünyaya geliyorlar, daha doğmadan gideceği okula varana kadar herşey planlanıyor.. Yapılanlar iyi niyetle yapılan şeyler ama zamanla çocuga eksi anlamda dönüşü oluyor.
 
Anne babalar yarış içinde resmen. Çocuklar da o yarışta ezilen karıncalar. Annem hiç derslerime, ödevlerime karışmazdı. Ödev yapma bilincini ben edindim. Sorumluluklarımı ben öğrendim.
Ödevimi yapmadığımda o utancı yaşadım ve hep ödevlerimi yaptım, sınavlarıma hazırlandım, çantamı ben hazırladım. Böylece kendi işimi kendim görebilmeyi öğrendim.
Abime geliyorum ve sürekli yeğenime “ödevlerini yap, ödev saati, ödev ödev ödev” diye diretiyorlar. Çocuk ne zaman kendi başına bir şeyleri başarmayı öğrenecek? Ne zaman kendi sorumluluklarını almayı öğrenecek?
Hiçbir zaman.
Hep bekleten olacak. Ev hayatında anne babaları demeden bir şey yapmayan insanlar olacaklar. Evlenecekler hala anne babalarının demeleriyle her şeyi yapacaklar. Huzursuzluk çıkacak. Şuraya açılan tüm konular da bundan ibaret değil mi?
“Kocam annesinin sözünden çıkmıyor?”
Neden acaba?
Bir dönüp de nasıl çocuk yetiştiriyoruz bakalım.
Ablamla dün dışarı çıktım ve ablamın 2 yaşındaki oğlu düştü, yerde kaldı suratını bozdu. Ablam kaldırmadı fakat yaşlı bir amca geldi kaldırdı. Ablam dedi ki “amca düştüğü yerden kendi kendine kalkmasını bile bilmeyen bir nesil yetiştirmek istemiyorum”
Tebrik ettim ve örnek aldım.
Bırakın kendi kendine kalksın, bırakın gerekirse derslerinden sıfır alsın ama o aldığı ders notundan utanma, üzülme duygusunu da doya doya yaşasın çocuklarınız. Yaşasın ki bu duyguların kötü bir şey olduğunu ve aslında bu duygularla başedebileceğini görsün. Görsün ki gelecekte karşısına çıkacak her zorluğu aşabilsin.
Anne ve babalara düşüyor her şey. Umarım ben de oğlumu güzel ve hayırlı yetiştirebilirim.
 
Öğretmenlerin anne babalara atıfta bulunmasını hiç hoş karşılamıyorum yani ben öğretmenim diyerek başlayan cümleler gayet boş geliyor bana
Öğretmenler yetiştirsin diye okula gönderdiğimiz çocuklar da mükemmel bir donanımla bize geri gelmiyor
Yani eleştirmek için öğretmen olmaya gerek yok veya ben öğretmenim diyerek eleştirmek haklılık payını artırmıyor
Sizler okullarınızı düzeltin sınıflarda her çocuğun gönlünü doyurun evde biz de elimizden geleni yaparız
 
İlk çocuğumda çalışmak zorundaydım ilk torun daha doğumda gidecegi krese kadar karar vermişti babannesi ve dedesi, babanne canı mama vermek istemiş vermiş bebek kusuyor çünkü tok ama olsun onun hevesi varmis, dede günde 4-5 defa markete giderdi yeterli ağzından çıksın -( alışveriş hastalığı gibi birşey) ağzından sakız kelimesi bitmeden sakız kalem demeden kalem, komşudan gördüğü oyuncağı komşu çocuğu vermedi diye otobüse binip yarım saat yol gidip alıp gelen dede ve üstüne her gelene gururla yaptıklarını anlatırlar ve hastalıklar başlar güçleri yetmedigu için istekler yapılmıyor ve artık biz hevesimizi aldık doyduk diyen babanne. Bunu yapan dede emekli öğretmen ki kendi çocuğunu kucağına w sevmemis bile.
Bu baba nasıl çocuk yetiştirir bu çocuk nasıl mutlu olur bu saatten sonra 10 defa markete girse gene mutsuz hayali yok
 
Henuz anne degilim cocuk yetistirme konusunda deneyimim yok. Ancak kesinlikle elinde tabak kasikla bebesinin pesinde kosan “cocugum hic bir sey yemiyor” diye dertlenen annelerden olmayacam.
Bence buyuk konusmayin. Yemeyen cocuk diye bir şey var ve çok büyük bir dert.
 
Şartlar çok değişti Artık Herkesin bir veya iki çocuğu var o da kaç senelik tedavi ile oluyor
Eskiden Tabi ki böyle değildi Mesela biz 7 kardeşiz. Hangi birimize agucuk gugucuk yapsınlar. tabii ki o zamanki anne babaların bakış açısıyla şimdikininki bir olamaz. O zaman yattığımız yataklar kardeşlerimizden kalan giydiğimiz kıyafetler yediğimiz içtiğimiz her şey farklıydı. Şu anda yesene oğlum avokadonu, o zaman Ekmeğin arasına Evde ne varsa o
Imkanlar çoğaldı �nsanlar kendi çocukluklarında yapamadıkları şeyleri telafi etme çabasına girdi falan filan
 
Öncelikle herkese merhaba bayanlar ve özellikle sevgili anneler

Ben bir öğretmenim. Malum okullar yeni açıldı. Okulların da açılması değil aslında yeni yetişen nesili yetiştiren biz anneler (şuan burda olmasa da babalar) sizlere bir sorum bir sorunum var benim.

Bir çok konu okudum burada yıllardır. Çocuğum şöyle, çocuğum şöyle, çocuğumun okulu, çocuğumun kursu, çocuğumun öğretmeni, çocuğumun .............. diye devam eden. Kendi çocukluğumuzu düşünüyorum da bizler bu kadar el üstünde büyümedik. Elbette ki anne babalarımız severdi bizleri ama bizlerden sonra gelen kuşak yani bizim çocuklarımızı bizler şımartıyoruz.

Katıldığım bir seminer de ünlü bir konuşmacı demişti ki eğitim sırasında "O üşümeden giydirilen, acıkmadan yedirilen, o düşünmeden onun adına düşünülen bir nesil yetişiyor". Gerçekten de öyle olduğunu görüyorum. Çocuklarımızı düşünmek adı altında sıkmaya başlıyoruz sanki. Onunla ilgili bir durumda ondan fazla çaba sarf ediyoruz. O çabayı çocuklar sarf etmeli bizler değil. Yarın öbür gün kaybımızı yaşadıklarında hayatla baş etmeyi öğrenmeliler. Yani kısacası onları düşünelim ama bunun bir sınırı olsun istiyorum .

Yani diyorum ki onlar acıkmadan yedirmeyin bırakın acıksınlar açım desinler farına varsınlar. Üşüdüklerini bilsinler. Düşünmeyi öğrensinler.

Sizlerin yorumlarını bekliyorum. Teşekkürler


Ben de bir eğitimciyim, 6-15 yaş arası çocuklarla birlikteyim genelde. Ve bu konunun açılmasına çok sevindim. Anne değilim ama tamda bahsettiğiniz gibi çocuk yetiştirmek isterim. Genelde hep böyle söylenir aslında, yesin diye kaşıkla peşinden koşmayacağım, her şeyini kendisi yapsın diye bırakacağım falan denir ama öyle olmadığını yakın çevremden gözlemliyorum. Kendi çocuğu söz konusu olunca, yemek yemeyi bırakıp her şeyiyle çocuğa dönük, kaşık kaşık yemek yedirme derdinde, kendini, kocasını, etrafı unutmuş kadınlarla karşı karşıyayım.

Hatta cumartesi yaşadığım bir olayı anlatayım. Eğitimin sonuna gelmiş ancak sandalyede dönmekten, etraftaki çocukları izlemekten, hatta sınıfa girmiş sineği kedi misali kovalamaya çalışan onu izleyen bir çocuk ve tabi ki verdiğim bilgileri alamamış, başında durup yapması gerekenleri söylemesem, dikkatini verip işine odaklanmaz.. Rahatsız oldum, öğrendi ama üzerine düşmeden yapamayacak, ailesine mahcup hissettim ve annesine söyledim. Biliyor her şeyi sorunca anlatıyor, yapar aslında ama kendi başına yapmıyor, dikkatini toparlayamıyor dedim. Annesinin verdiği yanıt " biz onu biraz nazlı yetiştirdik, kendine su almaya bile kalkmaz"... bunun zorluğunu hem o hem öğretmenleri hemde ilerideki hayatında çevresindeki herkes çekecek . Not edeyim çocuğun annesi de öğretmen.

İnşallah diyorum, çocuğum olduğunda onu doğru bir şekilde yetiştirebilirim..
 
Konu sahibi de zaten özleştiri yapıyor.Yetiştirenlere atıfta bulunuyor,değişmeliyiz diyor ama siz daha ilk yorumda kimin nasıl yetiştirdiği sizi ilgilendirmez ,siz iyi yetştirin o zaman diye garip bir tepki veriyorsunuz.Şimdi de değişime kendimizden başlamalıyız diyorsunuz.
Kendide yeni nesil üstüne alınmış ondan o tepki ;)
 
Ne kadar denedin peki?
Bugune kadar Hic bir cocugun acliktan oldugunu gormedim. Turk analari disinda baska hic bir milletten annenin de cocugunun istahsizligindan yakindigini. Bu durum sanirim sadece bize Ozgu olsa gerek.

Yok be kuzum, benim oğlan hastanede serum almak zorunda kaldı, kilosunun altına düştü.
Öyle "Aç bıraktım, acıkınca yiyecek paşa paşa" her çocuğa sökmüyor. Birgaripinsan Birgaripinsan a katılıyorum; anne olmadan "Asla, mümkünsüz, ya böyle yapmam kesinlikle" dediğim çok şeyi, kendi oğlumdan sonra "Olabiliyormuş" sorgusuna açtım.
Bi siz bilmiyorsunuz çocuğa nasıl davranılacağını; bizim de elimizin altında bilgi, okuduklarımız-gördüklerimiz- kıyasladıklarımız-deneyince güzel sonuç alacağımızı düşündüklerimiz oldu ama her çocuğa her yöntem uymuyor, bunu da yaşayarak gördük. Artı istemsizce sen gerilmeye ve "Yeterli olamıyorum" düşüncesiyle anneliğini sorgulamaya başlayınca daha berbat bir hale gelebiliyorsun, sen de yiyemiyorsun bir şey boğazından geçmiyor çünkü çocuğunun aç olduğu düşüncesini kafandan atamıyorsun, bir gün boyunca 1 buçuk yaşındaki bacak kadar şey hiçbir şey yemeyince ve diğer gün de reddetmeye çalıştıkça.

Şöyle bir çocuğun olsa anlardın:
https://www.kadinlarkulubu.com/forum/threads/benden-3-4-tane-klonlasalar-ne-guzel-olur.1035691/

Ha ama şu an çorba gibi çok sıvı yiyecekler hariç; kaşık-çatal ile kendi yemeğini kendi yiyebiliyor, öğün biliyor, uyuyor. 2 yaşında.

Kolay gelinmedi bu günlere, hala daha üzerine çalışmam gereken davranışları var; ama öyle "Asla olmam" deme, çocuğun çok güzel olduruverir hiç belli olmaz. :)
 
Back
X