- 27 Nisan 2012
- 15.827
- 19.087
- 498
- Konu Sahibi nursehulya
-
- #41
Ben bu pencereden bakamadım olaya...Belkide o haklı ama ne olursa olsun eşim hayatıma girmeden o insanlar vardı benim hayatımda bir kalemde silip atamam...Eşim genelde böyledir başlangıçta herşeye tamam der sonra bir maraza çıkarır mutlaka...Bizi özleyeceğinden olduğunuda sanmıyorum...Birkaç gün önce gidinde kafamı dinleyeyim dediğini bile hatırlıyorum...
Bu arada normalde biletin tarihi 10-19 ocak babam 25 ocakta dönersin demişti..
bir de canım eşin aileni sil at diye düşünse seni isteme gününde de gitmeni istemez. sonuçta istemeye kaç kişi gidilir ki.. nişan olsa tamam. ayrıca buraya gelsinler burada kalsınlar demez..
benim eşim böyle şeyleri kendi karar vermez.. en son yılbaşına çağırdılar bizi akrabaları biz konuşalım düşünelim dedi. onlarda ne düşüneceksiniz ben ordayım ya onun için karar verin anlamında söyleyin işte dediler.. düşünecez evde kalmayı istiyoruz dedim.
tabi sonradan tekrar bir daha söylediler.
yani demek istediğim biri ne zaman çağırsa benim taraf ya da kendi tarafı mutlaka eşimle(ismimi söyler tabi) bir konuşuyum der.. ben de bu duruma dikkat ediyorum.
hem ani bir karar vermekten söz vermekten kurtulursunuz.. hem de iyi olur.. sonuçta baban özler tek ben maliyeti karşılayım gel der.. hatta baban bence biraz da bencil davranmış daha fazla kal diye süreyi uzatmak istemiş.. yanlış anlama kötü anlamda değil bencilliği ama dediğim gibi hani siz de bir aile olduğunuz için her denileni isteneni yapmak gibi durum olmaz..
işte burda sizin kararlarınız düşünceleriniz önemli. bu da pat diye olmaz.. olmamalı..
Bak canım ne güzel sana danışan bir eşin var...Ya benimki iş erinde beraber çalıştığı bayan arkadaşlarıyla nereye gidilecekse plan yapıyor en son benim haberim oluyor ve oraya gidiliyor...Yani benimde anlamadığım burası o işteki bayanlarla plan yapıyorsa benim babamın ona emri vaki yapmasını normal karşılaması gerek diye düşünüyorum...Tabiki sizde yazdıklarınızda haklısınız ...
Eşimin ailesinde adet evlendikten sonra kız tarafıyla ilk görüşmede erkeğin aileside olacakmış...Bu adet olmadan gelinle damat kızın ailesiyle görüşemezmiş...Bizde eşimin ailesinden dönerken tesadüf ailemin yaşadığı ilçede denk geldik ve hepsi toplasan bir saat bir restourantta oturup yemek yedik..Efendim nasıl yermişiz nasıl görüşürmüşüz ailesi kapılarında kaldığım ilk gece hayatımı kararttılar eşime yüklendiler ve olaylar silsilesi devam etti...
Onun ailesi gelip kaldılar evet ama hiç bir zamanda benim eşimle beraber uyuduğunuz odanıza bir kez bile kapısını çalıp girmediler hep paldır küldür girdiler...
Şu iki durumu, neredeyse aynı, ve fakat karakterler farklı olarak yaşadığım için seni çok iyi anlıyorum.. Bazı anneler, vitrinden, amiyane tabirim için beni mazur görün, sadece kendilerine ait olan oğullarına, onun ve kendilerinin olması için, neredeyse satın alır gibi, tüm mülkiyet haklarını ellerinde tuttuklarına inandıkları şekilde "mal" alır gibi hissederler kendilerini, evlad evlendirirken.. Ne bir din, ne de sosyal bir hukuk bu yaptıklarını destekler oysa ki... dahası bazı örf ve adetler buna meydan verirken, aslında çok iyi niyetlerle oluşturulmuş geleneksel kuralların zaman içerisinde çarpıtılıp kişiye uygun hale getirilmesiyle bu durumlara gelinmiştir..
Ne yazık ki bu evlilik değil... Çok üzgünüm..
Velakin çözümler var.. Yaşadığım meseleler silsilesi içinde bu iki derdine de birebir uyan meseleler vardı hayatımda..
Öncelikle ikincisi hakkında kısacık bir özet geçeyim. Uyuduğunuz odaya bu paldır küldür dalma işleminin önünü alman için niyeti bir tart bakalım.. Sence bunu niye yapıyorlar.. Cehalet mi? (Sen de onların bulunduğu odaya böyle girsen tepkileri olmaz mı?), kasıtlı saygısızlık mı?, "Biz senin efendiniz, saygı duymak zorunda değiliz.. Bizden gizleyeceğin bir şey olamaz" alt metni mi var bunda... Benim ki cehaletten kaynaklandığı için önünü almakta zorlanmamıştım.. Bu benim için kötünün en iyisi idi.. Bu kolay halledilebilir bir şey, bunu yazışabiliriz.. ancak niyetlerini bir tart, ön yargısız...
İlk seçenekte yaşadığın derde dönersek.. Senin evlilikte ki rolünü ve alman gereken bazı zorunlu kararları, evliliğin selameti açısından gözden geçirmek gerek.. Bu şekilde senelerce sabredebilirim diyorsam, bu da bir seçenektir... Ama içinde bir yerlerde "sonsuza kadar böyle sürmez, sanki bunalmaya başladım, ne olacak?" gibi bir takım dürtmeler varsa, bunlar konuşulmalı, çözüm düşünülmeli... Yalnız şunu bilmeni rica ediyorum, evet aynı meselelerden geçtim, çok şükür atlattım.. Ama hiçbiri laylaylom olmadı ne yazık ki... "Vay süper yaptım ya" diyebileceğim herhangi bir şey de yaşamadım...
Ne eşimi ve ne de ailesini değiştirdim...
ben değişince, her şey otomatik olarak değişti...
Sen.. ne kadar değişebilirsin...
Ya da, değişmek ister misin?
konuyu açan arkadaşım eğer bu şekilde gidersen orada için rahat edecek mi?
eminim edemeyeceksin için pır pır olacak en azından..
evlenince eşimiz ağaç kavuğundan çıktığımızı düşünüyor ailemizle görüşmek eşimizden izin alacağımızı falan sanıyorlar deniliyor..
bu düşünceyle gidilirsek mutlu olamayız. çünkü evlenmeden önce nasıl biriyle çıkarken gezerken giderken babamızdan izin alıyorsak yani evin bir düzeni eve karşı biriylere karşı sorumluluklarımız varsa evlendikten sonra ki ev bizim ev oluyor. sorumluluklarımız o eve ve kişilere oluyor. yani bekarken babanıza o benim müstakbel eşim istediğim gibi kalırım da onunla da yatarım diye edepsiz bir şekilde söylemeyiz. ama yolunu buluruz.. nişanlımla gidebilir miyiz birlikte falanca tatil kasabasına gideceğiz ya da falanca yere gideceğiz diye..usulune göre babamızı pof poflayız canımlı cicimli yanağına da kocaman bir öpücük kondururuz iznimizi alırız..
peki evlenince aile bireyine niye zorla gönlünü yapmadan istediğimizi yapalım. hani ben 18 yaşındayım reşitim istediğimi yaparıma benziyor bu.. elbette herşeyi yapmaya özgürüz. ama o eve evliliğe kişilere karşı da sorumluyuz..
yani düşün eşin sırf sen ve ailen istedi diye kendi çocuğundan ve senden ayrı kalacak.. bu kış günü hava değişimi yolculuklar yapmak kalabalığa girmek çocuk için iyi olmayacak ama bunu söyleme sizin gitmenizi istememe hakkını veremeyiz. çünkü bizim onlar ailemiz.. burdaki kimin ailesi..asıl ailesi burası.. hayatı burası.. hayatını oraya kurmuş.. tabi gidecek ama böyle giderim de ailemde onları yok sayamam da değil..
YANİ ONLARI YOK SAYMAMAK DEMEK HAYATINIZI GEÇİRDİĞİNİZ AİLEM DEDİĞİNİZ YERİ KİŞİLERİ YOK SAYDIĞINIZIN FARKINDA OLUNMUYOR..
arkadaşım uzun lafın kısasa ben sana derim ki gitmek istiyorsan bunu eşinle daha sakin daha yapıcı olarak anlat.. kararınızı siz verin.. sizin kararlarınıza öbür taraf uymak zorunda..eşin doğru söylemiş.. yoksa başkalarının kararına ailende olsa uyarsanız siz aile olamazsınız..(tabi herkes için yani sizin taraf bizim taraf diye ayırım yapmadan)
gitmiyorum demekle bak en güzelini yapmışsın.. bence eşine seninle karar vermediğim için mi tepki gösterdin de.. çocuktan bizden ayrı kalacağın için mi gitmemi istemiyorsun de.. (çünkü bazılarımız ne istediğimizi söyleyemeyiz..ifade edemeyiz.) soğuk diye mi gitmemizi istemiyorsun de.. ya da başka neden istemiyorsun diye sor.. herkes orada toplanıyor ben de gitmek istiyorum de(tabi gitmek istiyorsan) ama bunlardan dolayı gitmemizi istemiyorsan biz de gitmeyiz de..
(biliyorum belki bazıları kızacak ama sonuçta karşındakini değer vermen gerekir.. değer görmek için.. ama yok sen değer gösterip hala itilip kalkılıyorsun elbette ezik olmayacaksın)
a
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?