Ben daha iş hayatına atılalı sekiz ay falan oldu ve işim ekipçe çalışmayı gerektiren bir iş. Benim size sorum şu insanlara nasıl tahammül etmeyi başarıyorsunuz? Mesela canınızı sıkan birini bir olayı nasıl görmezden gelip kendinizi motive edebiliyorsunuz? Son zamanlarda artık canımı sıkan bir iş arkadaşım var çünkü ve beni böyle üzmesi canımı sıkması artık sinirimi bozuyor. Nasıl görmezden gelip kafaya takmamayı başarabilirim? Ben olabildiğince uzak durmaya ve muhattap olmamaya çalışıyorum ama sanki sürekli açığımı arıyor ya da her şeyi benden daha iyi yapıp gözüme sokmaya çalışıyor umrumda bile değil oysa. Hırslı biri hiç olmadım ki işimiz de hırslı olmayı gerektiren terfi alınacak bir iş değil. Tecrübeli arkadaşlarımdan yorum bekliyorum
İş hayatının yanında eşantiyon olarak veriyorlar o tipleri, eski gazete/dergi yanı promosyonları gibi.
Kendi yetersizlik duygusunu bastırmak için anlamsız rekabetler yaratan insanlar da gördüm, ciddi ciddi benimle kavga etmeye çalışan insanlar da oldu, yüzüme gülüp arkadaşlık edip arkamdan dedikodumu yapan tipler de. Hepsiyle başından beri aynı şekilde mücadele ediyorum; umursamayarak. İlk zamanlar çok kolay degildi tabi ama ne demisler, pratik mükemmelleştirir.
Yalnız dikkatinizi çekerim burada umursamamak kötü davranışları görmezden gelmek, sineye çekmek, hicbi sey olmamıs gibi kafamızı kuma gömmek anlamında bi kelime degil. Uzak durayım, muhatap olmayayım diye kaçınma davranışları göstermek hiç değil. Çünkü bu saydıklarımın hepsi sizi sadece korkmuş ve savunmasız gösterir, bugün bir üstünüze gelen bu halinizden cesaret alır yarın bin gelir.
Umursamamak size yönelen olumsuz davranışların gayet farkında olmak ama bu davranışlara gereğinden fazla önem vermeden dozunda müdahale etmek demek. Unutmamak ama kincilik de etmemek demek. Negatif insanlara sen o negatifligi bana bulastıramazsın boşuna deneme ama istersen gel pozitifligimden nasiplen biraz tavrı takınmak demek.
Nasıl anlatayım ; mesela biri sizin iş arkadaşınız gibi sürekli benimle rekabet halinde olsa ve benden iyi yaptığı şeylerle beni rencide etmeye çalışsa neler yapabilirim gelin birlikte düsünelim.
1. Gercekten bu kız benden iyi mi, ben yetersiz miyim, beceriksiz miyim diye kendimi sorgulamaya baslayabilirim. Zaten buna başladım mı bi kere dışarıdan anında fark edilir; yüzüm düşer, motivasyonum azalır, konsantre olamam.Bu da ona kendi hastalıklı psikolojisini benim üzerimden onarırken beni hasta etme imkanı verir.
O zaman ben bunu yapmamalıyım.

Çünkü onun bazı şeyleri benden iyi yapabilmesi benden iyi olduğu anlamına gelmez. Çünkü hepimizin güclü ve zayıf yönleri var. Ve cünkü diyelim ki bu kız benden her anlamda daha iyi, eee? 8 milyar insan icinde her seyiyle benden iyi bi sürü insan var ve ben bu gercekle bugün yüzlesmedim neticede. Üstelik bu benim degerimi azaltan bi gercek de degil. Ve son olarak insanların sizi asagılamak icin söyledigi seylerin cogu sizinle degil, karsınızdaki insanla alakalıdır. Yani kız aslında benim eksikliklerimle degil benim üzerimden kendi eksiklikleriyle kavga ediyor. Belki gecmisinde ciddi basarısızlıklar var onu bastırmaya calısıyor, belki basarıları hic takdir görmedi onun öfkesi.
2. Olay anında dozunda bi tepki vermek yerine susup sonra onun sabah ettiği ve öğlene kadar unuttuğu bi lafı ben bütün gece kafama takıp uykusuz kalabilirim, icimden keske söyle deseydim böyle deseydim diye kendi kendime kavga edebilirim. Bu biriktirdiğim öfkeyle bakarsın bi gün gercekten de kavga edebilirim.
Oldu mu böyle, olmadı. Halbuki olayı kafamın içinde büyütmesem, gereginden fazla umursamadan yerinde ve zamanında müdahale etsem, intikam melegi pozlarına bürünmek yerine söylediklerini ve yaptıklarını ciddiye almadığımı, beni etkilemeye gücünün yetmediğini ona o anda gösterip sonra kincilik etmeden her zaman nasılsam o halime dönsem ben de öglene kadar unutacaktım o lafı.
3. Muhatap olmamaya, uzak durmaya çalışabilir, adeta ölü taklidi yapabilirim.
Ne gibi, yırtıcı bi kus tarafından hayatı tehdit edildigi icin savunma mekanizması olarak ölü taklidi yapan kemirgenler gibi... Peki ben kemirgen miyim, hayır. O yırtıcı kuş mu, hadi ordan yavaş gelsin de saçı başı dağılmasın yani.

Hem aynı dört duvarın içinden ailemden/arkadaşlarımdan/eşimden/sevgilimden daha çok gördüğüm bi insanla ne kadar muhatap olmayabilirim? Gerçekçi mi bu savunma mekanizması? Hic degil. Onun yerine herkes birbiriyle dört ayaklı yük hayvanı gibi asgari müsterekte iyi geçinecek tavrı takınsam, kendim olmaya korkmasam, kendimi baskılamasam daha iyi degil mi? Bence daha iyi.
Of ne uzattım. Özetle yukarıdaki örnekler cercevesinde umursamazsanız hakikaten ise yarıyor. Tavsiye ederim.