Anneler de boyle diyordu zaten. Cagirsalar da ev isi yapsak cocuk baksak.Anneni çağır evin işini yapsın, kendi annemi çağırayım bizle yaşasın çocuğa baksın diyor.
Haftanın 3 günü , üç beş saatliğine yardımcı alın. Ütünüzü , temizliğinizi ve yemeğinizi yapsın.Ben artık aklımı yitirmek üzereyim bunu nasıl çözeceğimi bilmiyorum.
Çok düzgün kişilikli, şirin bir eşim var. Romantiktir, saftır, kavga gürültü bilmez, iyi huyludur vs. Ama hayatımda bu kadar tembel ve sorumsuz bir adam görmedim delirmek üzereyim.
Eşimin ikinci, benim ilk evliliğim. İlk eşi onu sürekli ezermiş kötü davranırmış. Ağlayarak dua ederdim ondan kurtulmak için diyor. O günlerden kaldığına inandığım bir kompleksi var. Kafasındaki keskin erkek-kadın tanımı asla değişmiyor. Yani erkek kadından baskın olmalı, kadın başını eğmeli hizmet etmeli. Ama senin mizacın bu değil ki arkadaş, yumuşak huylu bir adamsın sen bu kötü birşey değil ki. Ki kimseyi ezmeye çalıştığını da görmedim.
Annesi 15 çocuk doğurmuş ve beşi küçük yaşlarda vefat etmiş. Evin bütün yükü omzundaymış ve hiç şikayet etmemiş, herkese hizmet etmiş.
Ben bir kaç ay önce ilk çocuğumu doğurdum, dikişleri, uykusuzluğu, lohusalığıydı derken çok yıprandım. Yardım istediğimde hep aynı cevap: "benim annem 15 çocuğa baktı, bir gün söylenmedi" Kendisi çocuğuna yarım saat bakamaz ama.
Evin işi yapılmıyor diye söylenir, yemek yok diye söylenir. Bir de onu aç bıraktığımı ima ediyor şaka gibi ya 38 yaşında adam dolabın kapağını açıp kahvaltılık çıkaramıyor. Ve hayatı boyunca bir yumurta bile kırmamış olmakla övünüyor. Ben de 14 yaşından beri hep dışarıdaydım. Yurtlarda kaldım. Hem okudum, hem çalıştım. Her işimi kendim yapardım. Mesele kadın-erkekse onun tanımına göre, erkek haliyle kendisin bile altından kalkamayacağı bir sürü iş yaptım yıllarca.
Tamam diyorum madem sen çocuğa bakarken evin işini yapayım. Çocuğu beşiğe yatırıp sallıyor, gözü telefonunda, çocuk ağlıyor o da ağlama oğlum diyorÇocuğa bakma tanımı bu. Daha kucağında tutamıyor çocuğu. Yahu benim de ilk çocuğum, ben çok mu biliyordum çocuğa bakmayı.
Anneni çağır evin işini yapsın, kendi annemi çağırayım bizle yaşasın çocuğa baksın diyor. Bu ev de çocuk da senin, bunlar ikimizin sorumuluğu diyorum. Ama yok bunlar "erkek" işi değil.
Çocuktan önce hepsini tolere ediyordum ama artık susamıyorum hiç enerjim yok çünkü. Bütün gücümü oğluma harcıyorum. Eskiden evin içinde sevgi pıtırcıkları gibiydik, şimdi işler çok değişti, çok üzülüyorum. Onun yine kavga ettiği yok, bağıran taraf benim. Sakince söyledim olmadı, çirkinleştim olmadı. Dün ilk defa ayrılmayı ima ettim. "Şimdiden söylüyorum, kendini düzelt, bir yere kadar böyle gider, sonra birşey olursa şok olma" dedim. O zaman biraz tedirgin oldu"neyi düzeltmem gerekiyor?"dedi, zaten aynı şeyleri defalarca söylediğim için o an cevap vermedim.
Bir yandan da diyorum ki o da çok hoşgörülü; temizlik hastası olmasına rağmen evlenirken iki kedimi de kabul etti, yatağımızda uyuyorlar sesini çıkarmıyor. Sigarama bir gün bile laf etmedi. Annem gelip laf sokup gider, bir gün ters birşey söylemez. Çok borcu var ve morali bozuk, sen de idare et diyorum kendime. Ama çok yoruluyorum, yapamıyorum işte. Gün içinde çocuğa bakarken yemek yemeye vaktim olmazken gelip gömleklerimi neden ütülemedin annem olsa bana bakardı deyince çıldırıyorum. Koskoca adam bu ya.
Ben ayrılmak istemiyorum, pek çok yönden çok özel bir adam çünkü. Ama böyle de gitmiyor. Kavgasız gürültüsüz ben bu işi nasıl çözerim kızlar? İletişime kapalı bir adam değil normalde ama işleri iyice inada bindirdi son zamanlarda
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?