- 3 Ekim 2007
- 14.698
- 37.029
- 1.123
- 39
Ağlıyorum, bir saattir şuursuzca ağlıyorum durduramıyorum kendimi. Kısaca anlatmayı da beceremem biraz uzun olabilir, bunun sonunda bir tavsiye de beklediğim yok üzüntümü anlatmak istedim sadece. istemeyen okumayabilir.
2,5 aylık hamileyim, 5 yaşında da bir kızım var. hamileliğimin 5. haftasında kanama geçirdim, ara ara devam etti şuan malesef düşük riskim hala devam ediyor.
Doktor çalışmamam gerektiğini söylese de bir kez rapor aldım 4 günlük, ondan sonra çalışmaya devam ettim.
Zor bir hamilelik geçiriyorum. Akşama doğru başlayıp geceye kadar devam eden korkunç bulantılarım var. Ama bunların ardına sığınıp kendimi evimden ,hayatımdan soyutlamadım.Malum bir evde anne hasta olunca bütün sistem çöküyor, oturup nazlanmak bana göre değil, elimden geldiğince evimin düzenini devam ettirmeye çalışıyorum.
Malum ramazan ayındayız. Eşim oruç tutuyor ben tutamıyorum tabi. Ama ramazan girdiğinden beri iftar sofrası hazırlamak benim için çok büyük bir eziyet oldu. Ağzımı burnumu sararak, bir yandan öğürüp bir yandan yatıp kalkıp soframı yetistirdim hep. ama kokulardan ölesiye tiksindiğim için hazırladığım sofraya nerdeyse hiç oturup da yemek yiyemedim. Ezan okunuyor ben koşarak yatmaya gidiyorum, yaşayanlar bilir ilk aylar çok zor oluyor.
bu süreçte en büyük destekçim karşı komşum oluyor. Allah ondan bin kere razı olsun. Hazırladığım yemeği yiyemediğimi bildiğinden nerdeyse her gün bana yaptığı yemekten bir iki tabak getiriyor. Ben de onları yemeye çalışıyorum. Pişirirken kokusunu almadığım için bir nebze de olsa karnımı doyurabiliyorum. 2-3 gün içinde komşumun tabakları biraz birikti veremedim hemen.
Sofraya oturduk bugün, eşime ( iftardan sonra kızımı gezmeye götürecekti) gelirken şöyle güzel bir tatlı falan al da X ablanın tabaklarına koyup vereyim yine de boş vermek içime sinmedi dedim. O da şu yaptığın yemekten bir tabak koyup verseydin daha iyi olurdu hem kendi el emeğin olmuş olurdu dedi. Öyle deyince ben de gülerek hayatım ben ne şekilde yemek yapıyorum görmüyor musun , bir yandan öğürürken bir yandan komşuya yemek götürmek hiç aklıma gelmedi, her yaptığım yemeği ömrüm boyunca bir daha yemek yapamayacağım herhalde diyerek sofraya koyuyorum düşünemedim hiç öyle dedim.
Ben öyle deyince birden celallendi, sesini yükseltti, böyle düşünüyorsan bir daha yapma sakın yemek falan, sen ramazanın ruhunu anlayamamışsın, paylaşmayı beceremiyorsan , yaptıgın yemeğe kıyamıyorsan bir daha yemek yapıp koyma sofraya falan dedi.
ben neye uğradığımı şaşırdım, ben vermeyi akıl edemedim diyorum sen ne diyorsun, ben senden bir teşekkür bekliyorum bu kadar sıkıntın varken bana yemek hazırlıyorsun diye, senin şu ettiğin laflara bak falan dedim, ağlayarak kalktım sofradan. bir daha da susamadım işte.
sonra geldi özür diledi yanlış anlamışım vs ama hiçbir önemi yok şu an benim için.
Ben eminim ki yok ben hamileyim, üstelik düşük tehlikem var, bulantım da çok deyip kıçımı devirip yatsaydım yaptığım her şey daha kıymetli olurdu. şimdi her işimi gördüğüm için hiç önemi yok. adam minnet duymak yerine dünyanın lafını saydırdı bana. ben mübarek gün diye kendim bir lokmasını yiyemediğim sofralar düzüyorum ama yapmamak gerekiyormuş meğer. çok üzgün çok kırgınım şu an.
2,5 aylık hamileyim, 5 yaşında da bir kızım var. hamileliğimin 5. haftasında kanama geçirdim, ara ara devam etti şuan malesef düşük riskim hala devam ediyor.
Doktor çalışmamam gerektiğini söylese de bir kez rapor aldım 4 günlük, ondan sonra çalışmaya devam ettim.
Zor bir hamilelik geçiriyorum. Akşama doğru başlayıp geceye kadar devam eden korkunç bulantılarım var. Ama bunların ardına sığınıp kendimi evimden ,hayatımdan soyutlamadım.Malum bir evde anne hasta olunca bütün sistem çöküyor, oturup nazlanmak bana göre değil, elimden geldiğince evimin düzenini devam ettirmeye çalışıyorum.
Malum ramazan ayındayız. Eşim oruç tutuyor ben tutamıyorum tabi. Ama ramazan girdiğinden beri iftar sofrası hazırlamak benim için çok büyük bir eziyet oldu. Ağzımı burnumu sararak, bir yandan öğürüp bir yandan yatıp kalkıp soframı yetistirdim hep. ama kokulardan ölesiye tiksindiğim için hazırladığım sofraya nerdeyse hiç oturup da yemek yiyemedim. Ezan okunuyor ben koşarak yatmaya gidiyorum, yaşayanlar bilir ilk aylar çok zor oluyor.
bu süreçte en büyük destekçim karşı komşum oluyor. Allah ondan bin kere razı olsun. Hazırladığım yemeği yiyemediğimi bildiğinden nerdeyse her gün bana yaptığı yemekten bir iki tabak getiriyor. Ben de onları yemeye çalışıyorum. Pişirirken kokusunu almadığım için bir nebze de olsa karnımı doyurabiliyorum. 2-3 gün içinde komşumun tabakları biraz birikti veremedim hemen.
Sofraya oturduk bugün, eşime ( iftardan sonra kızımı gezmeye götürecekti) gelirken şöyle güzel bir tatlı falan al da X ablanın tabaklarına koyup vereyim yine de boş vermek içime sinmedi dedim. O da şu yaptığın yemekten bir tabak koyup verseydin daha iyi olurdu hem kendi el emeğin olmuş olurdu dedi. Öyle deyince ben de gülerek hayatım ben ne şekilde yemek yapıyorum görmüyor musun , bir yandan öğürürken bir yandan komşuya yemek götürmek hiç aklıma gelmedi, her yaptığım yemeği ömrüm boyunca bir daha yemek yapamayacağım herhalde diyerek sofraya koyuyorum düşünemedim hiç öyle dedim.
Ben öyle deyince birden celallendi, sesini yükseltti, böyle düşünüyorsan bir daha yapma sakın yemek falan, sen ramazanın ruhunu anlayamamışsın, paylaşmayı beceremiyorsan , yaptıgın yemeğe kıyamıyorsan bir daha yemek yapıp koyma sofraya falan dedi.
ben neye uğradığımı şaşırdım, ben vermeyi akıl edemedim diyorum sen ne diyorsun, ben senden bir teşekkür bekliyorum bu kadar sıkıntın varken bana yemek hazırlıyorsun diye, senin şu ettiğin laflara bak falan dedim, ağlayarak kalktım sofradan. bir daha da susamadım işte.
sonra geldi özür diledi yanlış anlamışım vs ama hiçbir önemi yok şu an benim için.
Ben eminim ki yok ben hamileyim, üstelik düşük tehlikem var, bulantım da çok deyip kıçımı devirip yatsaydım yaptığım her şey daha kıymetli olurdu. şimdi her işimi gördüğüm için hiç önemi yok. adam minnet duymak yerine dünyanın lafını saydırdı bana. ben mübarek gün diye kendim bir lokmasını yiyemediğim sofralar düzüyorum ama yapmamak gerekiyormuş meğer. çok üzgün çok kırgınım şu an.