Niye çalışmıyorsun çalışsana

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Hayat görüşü dar olmak diye bir kavram yok, hayata bakış açısı yahut perspektif demek istediniz sanırım. Çalışmak 8-5 masa başı kavramını hatırlatıyor size anladığım kadarıyla işinizden de hiç memnun değilsiniz. Farklı çalışma biçimleri var, eğer ihtiyacı olmayan çalışmasaydı zenginler kös kös yatıyor olurdu. Böyle olmadığının çok örneği var. Dünyayı gezmeyi meslek edinip bununla kazanan insanlar da var.
üslubunuz baya sert olsa da herkesin fikrinin kendine olduğu noktasında haklısınız o yüzden uzatmak istemiyorum. İnşallah keyifle çalıştığımız mutlu olduğumuz işler yaparız her zaman.
 
Tabii ki bu da bir ihtimal. Benim basima gelmez diyemem.
Ama küçük ve kotu bir ihtimal uzerine kuramam butun hayatımı. Yarın aldatilirsam, bosanirsam diye, bugünümü ziyan edemem ki
Aktif olarak çalışmıyorum ama dedigim gibi esimin kendi ofisi var. Devamli hukuki mütalaada bulunuyoruz, evde konu icinde bile konuşuyoruz. Gerektiğinde dilekce de yaziyorum, durusmaya da giriyorum. Ama kirk yilda bir diyebilirim. Hukuki makaleleri takip ediyorum. Tabii bir gun iş arasam,bunlar ne derece yetkinlik saglar tartışılır. Ama bugun, bugunu yasamayı düşünüyorum sadece. Yarin ne getirirse, onu da yaşarım o günün şartlarına göre
 
İşte bize bu soruları sordurtan ve kendimizi evlendgimiz kişinin bize atacağı kaziga karşı kendimiz koruma amaçlı çalıştıran bı düşünce sistemi nerden türedi inanın bende merak ediyorum neden bunları düşünür olduk çok kötü bir zamandayiz galiba
 
Kesinlikle öyle. Biraz da kadercilikten uzaklastik. Kadercilik deyince, 16 yasinda kocaya kaçıp omur boyu dayak yemek geliyor artik akla, malesef..
Buradaki yorumlarda bile devamli, aman kocana güvenme basina hersey gelir yazılıyor devamli.
Guvenmedigim adamla nasil ayni sofrada yemek yiyeyim, ayni yastiga bas koyayim? Guvenmezsem nasil evli kalayim?
 

Yani evet olabilir, sürekli kötü düşünceler üzerine kurulamaz bir hayat. Dedikoducu teyzeler gibi neden çalışmıyorsun cık cık tarzı insanlardan ben de hoşlanmam. Ya da hayata müdahele etmeye çalışanlardan...

Ama bilinçli bir şekilde merak eden ya da tavsiye veren insanların niyetinden ötürü biraz gözardı edebiliyorum.

Türkiyede kadına şiddet çok fazla, öldürülme, eşi tarafından aldatılma vs neler var neler. Bir kadının eğitimli ve ekonomik özgürlüğe sahip olmasını yeri ve zamanı geldiğinde kimseye eyvallah demeden gidebilmesi için isteyen insanları ben iyi niyetli buluyorum. Kötü ihtimalleri düşünmek de saçma ama öğretmenimin güzel bir sözü varsa "sen eşeğini sağlam kazığa bağla sonrasını Allah'a ısmarla" diye... Hayatın her alanında bir şeylerin ters gitme ihtimalini düşünüp ona göre tedbirli gitmek bana mantıklı geliyor. :) Belki de günümüz Türkiyesinde böylesi daha güvenli geliyor yoksa yarının getirdiğini o gün yaşamak daha cezbedici olabilirdi benim için de. :)
 
Mesela iyi niyetli, merhametli, Allahtan korkan bir eş seçip evlenmek, "eşeğini saglam kazığa bağlamak" tabir edilen liste içerisinde bir madde olamaz mi?
Malesef kadınların okuması, çalışması, kadına siddeti azaltmadı cok üzücü. Ama okuyan, kulturlu, ahlakli kadinlar artık şiddete basvurmayan erkek cocuklari yetistirmeli, buna cok inanıyorum. Baska turlu degismez bu duzen
 
Ornegi siz verdiginiz icin soruyu size yönelttim. Yoksa genel bir soruydu.
Insanin hayatini surekli, ya bosanirsam, ya aldatilirsam, ya calismak zorunda kalirsam gibi kotu ihtimaller uzerine kurmasi da cok yorucu degil mi
Öyle maalesef .. ama işte yasadigimiz toplum ataerkil biliyorsunuz genel olarak.Aslina bakarsaniz ben de her kadinin ,böyle bir toplumda calismasi gerektigi kanaatindeyim.Calisan kadin sayisi ne kadar faxla olursa ,toplumumuz o kadar cok iyiye dogru evrilir.10 yil kadar önce Kktc ye gitmiştik.Kktc li arkadaslarimiz vardi.Biri bana dediki; bizde her kadin calisir ,evde oturanimiz yoktur dedi.Orada mesela eş üzerinden sgk kapsamina girmiyormus kadinlar.Saglik icin de ,maaş icinde.Herkes kendinden sorumlu,yaslanma diye bir olguya devlet izin vermiyormuş aradaki farklari vs konusurken söylediler.Demek ki yasadigimiz toplum da bunu destekler vaziyette.Yine de söylüyorum; kimsenin haddi degil kimseye karismak.Neden çalışmıyorsun,neden evlenmiyorsun? neden cocuk yapmiyorsun,ikinci cocuk? ,sünnet? Hayatimda tek bir kez bile sormadin kimseye bunlari.Bana soruldu ama .. umursamayin bence.Mesafe koyun öyle karisanlara.Bu hayat sizin!
 

Nerden mi türedi? Bence biraz kadınlar kulübünde gezinmek, haber kanallarına bakmak yeterli... Türemedi hep vardı aslında ama artık daha çok duyuluyor. Artık kadınlar şiddete uğradığında sesi daha çok çıkıyor, öldürüldüğünde vs... O yüzden kendimizi koruma amaçlı çalıştıran bir sistem de doğal olarak daha çok ön plana çıkıyor. Aslında hep vardı bu ama eskiden kadınlar susuyordu, çalışamıyordu, okuyamıyordu. Şimdi susmuyor, okuyor, sesini çıkarıyor. Bu sadece evleneceğimiz insanın bize kazık atma ihtimalini düşünerek içine atıldığımız sistem değil, direkt "hayatın" ve "insanların" kazık atma ihtimalini düşünerek içine atıldığımız sistem... Sadece eş değil, anne de olabilir bu, baba da, kardeş de.
 
O kadar haklısınız ki.
Uzun yılların ev kadınıyım, Müge Anli'yi sosyal medyadan duydum mesela. Meğer ne çok meşhurmuş.
Kimsenin hayatını vazife edinmem kendime anlattığı kadarını dinlerim, işime geldiği kadarını anlatırım kimseyi de söz sahibi yapmam yaşamımla ilgili. Arkadaşmış, akrabaymış arada çizgi bırakmak gerekiyor ki böylelikle aklına estiğini soramıyorlar.
 

Evet maalesef şiddeti azaltmıyor ama şiddetin karşısında çıkardığımız ses yükseliyor. Eğitimli kadınlar da şiddete uğrayabiliyor ya da çok iyi bir kariyere sahip kadınlar da... Ama işte o sahip oldukları güç sayesinde çekip gidebiliyorlar. Yoksa kadınlar kulübünde boşanmak istemeyip maddi durumu yetmediği için kocasına mahkum olan bir ton konu okudum ben, hala da okuyorum. O kadınlar belki iş güç sahibi olsaydı, o kahrı çekmeyecekti.
Diğer yandan merhametli, Allah korkusu bir insan eş seçmek umarım herkese nasip olur. :) Ama insan beşer, şaşar demişler o yüzden namaz niyazlı temiz kalpli bir insanın yoldan çıkması, yıllardır namaz kılmayan, ibadet etmeyen bir adamın bir anda dine yönelip ibadete başlaması kadar kadar olası.
 
Çalışıp çalışmamak erkeğin de tercihi olabilir o zaman. Erkek dese ki ben 2 sene çalışmayacağım, çocuğumla evde vakit geçireceğim dese ne tepki veririz acaba? Ya da işyerinde çok mobbinge uğruyorum, bu işi sevmiyorum,işimde mutlu değilim bir kaç ay kafa dinlemek, belki yeni iş bakmak istiyorum dese ne cevap veririz ki çok merak ediyorum.

Çalışıp çalışmak kadının tercihi ise erkeğin de tercihi olmalı o zaman.

Konu sahibi, soranlar kötü niyetle sormuyor olabilir , gerçi soranın niyetini siz daha iyi anlarsınız. Kötü niyetli ise bozun gitsin.

Dip not: 1,5 senedir eşim çalışmıyor evde çocuk bakıyor ve ev ile ilgileniyor
 
Bunu Mehmet Aslantuğ ne güzel ifade etmişti bir programda;
`Kadın evinde üretimden çekilip bütün ikbal ve istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine;günün sonunda bir gün aklının karışma ihtimaline, yanılgılarına bırakmamalıdır. ' diye.
 
Keşke o kadar zorlu bir hukuk eğitiminden geçmeseydim dediginiz oluyor mu hiç merak ettim? Boşa okumuş olmadiniz mı yoksa iyi ki okumuşum mu diyorsunuz
 

Bence çalışmak zorundasınız. Istikbalinizi bir adamın kafa karışıklığına bırakmamalısınız.

Iş bulamıyorsun o ayrı konu.
 
Keşke o kadar zorlu bir hukuk eğitiminden geçmeseydim dediginiz oluyor mu hiç merak ettim? Boşa okumuş olmadiniz mı yoksa iyi ki okumuşum mu diyorsunuz
Bunu hic düşünmemiştim biliyor musunuz?
Sadece şunu soyleyebilirim. Avukatim ve çalışmayi tercih etmiyorum dedigimde duyulan saygiyla, lise mezunuyum ve calismayi tercih etmiyorum dedigimde duyulacak saygi arasında bir fark var diye düşünüyorum.
Toplum icinde ne olursa olsun avukatligin bir ismi var. Malesef adalet sistemi cok ama cok çürük. Akla hayale gelecek gibi değil. Bunu değiştirmeye bas koyacak gucum olsaydi keske,o zaman hukuk okumanin hakkini vermis olurdum.
Iyi ki okudum diyorum. Okumayi cok seviyorum çünkü. Ama gittigim nakis kursu icin de iyi ki gitmisim diyorum. Begenmedigim bir kitap icin de iyi ki okumuşum derim, hayattaki herşeyin birer kazanim oldugunu düşünüyorum.
 
İhtiyacım yok çok şükür ama çalışıyorum. Öğretmenim ve sabahtan akşama evde bir hayat hayal bile edemiyorum. Gülse Birsel'in ifadesi ile:Evin kendi ritmi vardır. Zamanla günler kısalacak, daha doğrusu sen aylaklaşacaksın. Çalıştığım günler çok daha fazla iş yetiştiriyorum o ritme alıştığımız için her yerde öyle oluyor
 
Ben sizinle kesinlikle ayni dusuncede degilim.okumus veya okumamis her kadin bir yolunu bulur ve işe girer.az maas cok maas farketmez.
Hicbir kadin gelecegini bir adamin vicdanina,aşkina,merhametine,yanilgilarina, gunun sonunda aklinin karismasina birakmamali.kim ne derse desin okuyan ve calismayan insana karsiyim
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…