- 26 Ocak 2012
- 4.258
- 3.276
- 248
- Konu Sahibi BenAyKizim
-
- #261
Hanımefendi, öğretmenlik öyle bir meslektir ki, karşılığını parayla pulla ölçemezsiniz. Öğretmen olacak insanda bazı kişilik özellikleri olmak zorunda. Çünkü öğretmenin, özellikle de ilkokul öğretmeninin görevi ders anlatıp gitmek değildir. Yeri gelecek o çocuklara arkadaş, sırdaş olacak, yeri gelecek anne baba olacak, yeri gelecek hemşire, doktor olacak. Öğretmenlik budur. Siz diyemezsiniz ki, 3 kuruş paraya bu kadar iş yapmaz öğretmenler diye. Yaparlar çünkü. Öyle güzel öğretmenler de var ki bu ülkede, devletten aldığı 3 kuruşa bakmadan, Türkiye'nin en ücra köşesine gidip bazen dilini bile bilmediği çocuklara eğitim veren, onları hayata hazırlayan, yeri geldiğinde anne-babasının baskısından koruyan öyle insanlar var ki...
Pek çok işi para kazanmak için yapabilirsiniz, ama öğretmenlik para için yapılacak bir iş değildir. Öğretmenseniz insan kazanır ve kazandırırsınız. Kazandığınız paranın, bu tatmin duygusunun yanında esamesi okunmaz.
Diger velinin soylediklerine kulak assaydim ogretmene tekme tokat girismem lazimdi.asla kimsenin gaziyla bir is yapmam.dusunurum,etrafima danisirim,istişare ederim ona gore adimimi atarim.buraya da o yuzden konu actim.Bu da benim söylediklerimin ispatı oluyor.
Umarım bundan sonra öğretmeninize karşı güveniniz ve hisleriniz daha olumlu olur.
Başka velilerin söylemlerine kulak asmazsınız.
Yok canim bugun birkac veliyle daha gorustum.onlarda cocuklariyla konusmuslar.defterlerine yazi felan yazarlarken cocuklar,ogretmen aralarinda dolasiyormus.dikkati dagilanlarin da basina dokunup adini soyluyormus.sıkıntı yok.yani.canım ya ben anlamadm şimdi sen kızına sorunca evet demişti hani
demek ki bi darbe söz konusu
bi de acıdı mı dediğine göre dokunma falan değil bu?
canım inşallah höyt höyt bir adam dedin bi de ben şüpheciyim sanırımYok canim bugun birkac veliyle daha gorustum.onlarda cocuklariyla konusmuslar.defterlerine yazi felan yazarlarken cocuklar,ogretmen aralarinda dolasiyormus.dikkati dagilanlarin da basina dokunup adini soyluyormus.sıkıntı yok.yani.
Hoyt hoyt diyor arada evet.genelde erkek cocuklara.cok hasarilar.canım inşallah höyt höyt bir adam dedin bi de ben şüpheciyim sanırım
çocuğunu sıkı sıkı tembihle anlatsın sana herşeyini
e şimdide yazı yazıyorlar demişsin hani çantasındaki ışığı göstermişti
şüpheicyim ondan soruyorum ateş olmayan yerden duman çıkmaz
anladım canım geçmiş olsun o halde çok şükürHoyt hoyt diyor arada evet.genelde erkek cocuklara.cok hasarilar.
Yazi yazarlarken iste.dersin en onemli yerinde benim kiz cantasinin bozuk sandigimiz isiginin yandigini farkediyor.o heyecanla arkadasina gosteriyor.cocuk iste.sonra ogretmen birkac tanesini ensesinden tutup onune ceviriyor.benimki hatali oldugu icin duygusala bagladi biraz.benimle ilk konusan,dayak atmis diyen kadin haric kimseden boyle birsey duymadim.birkac cocukmus ama kimse konu etmedi.
Hanımefendi, öğretmenlik öyle bir meslektir ki, karşılığını parayla pulla ölçemezsiniz. Öğretmen olacak insanda bazı kişilik özellikleri olmak zorunda. Çünkü öğretmenin, özellikle de ilkokul öğretmeninin görevi ders anlatıp gitmek değildir. Yeri gelecek o çocuklara arkadaş, sırdaş olacak, yeri gelecek anne baba olacak, yeri gelecek hemşire, doktor olacak. Öğretmenlik budur. Siz diyemezsiniz ki, 3 kuruş paraya bu kadar iş yapmaz öğretmenler diye. Yaparlar çünkü. Öyle güzel öğretmenler de var ki bu ülkede, devletten aldığı 3 kuruşa bakmadan, Türkiye'nin en ücra köşesine gidip bazen dilini bile bilmediği çocuklara eğitim veren, onları hayata hazırlayan, yeri geldiğinde anne-babasının baskısından koruyan öyle insanlar var ki...
Pek çok işi para kazanmak için yapabilirsiniz, ama öğretmenlik para için yapılacak bir iş değildir. Öğretmenseniz insan kazanır ve kazandırırsınız. Kazandığınız paranın, bu tatmin duygusunun yanında esamesi okunmaz.
Teyzesi taa amerikadan yolladi cantasini.bir senedir kullanmayi bekledi sabirla.isigini bozuk saniyorduk.meger icine agirlik dolunca salladiginda felan yaniyormus.o yuzden heyecani ve mutlulugu.anladım canım geçmiş olsun o halde çok şükür
kıyamam yaa ışığı yanınca heyecanlanmış
para konusunu ben açmadım aslında. başkası 'parayı bastırdık, adam olacak tabi ki ögretmenler'' gibi bir şey dedigi için devamını getirdim. ama bu da konuya dahil sonuçta.
evet ögretmenlik özveri gerektirir, diger mesleklere oranla işini sevmen daha önemlidir falan... bu ayrı. ama tutup da parayla ölçemezsin diyemezsin. eger buysa, her meslek için aynısını söylemen lazım. bir memur için ''aldıgı para degil vatandaşın işini görmüş olmak önemlidir'' dersin mesela. bir otobüs şoförü için ''para degil yolcuların mutlu mesut yerine ulaşması asıl önemli olandır'' dersin... manav için ''asıl önemli olan meyvelerin, sebzelerin vitaminlerini insanların almış olmasıdır'' da diyebilirsin. duygusallıga baglayacaksak her şeyi baglarız. sonuçta her işin sonucu mutlu eder insanı ayrıca. müteahit diktigi binadan gurur duyar, mühendis yaptıgı araçtan gurur duyar... ama kazandıgı para da onu motive eder.
tabi ögretmen için insan yetiştirmek de bir motivasyondur ama motivasyonun diger kısmı paradır. dolayısıyla ögretmenligi hayır dagıtmak zorunda olunan bir meslek dalı gibi göstermeye çalışmayın. doktorluk da aynı... onda da can kurtarırsın, insanlara saglıgını kazandırırsın ama ''işte can kurtarıyorsun daha ne? az para kazansan da olur'' denmez. insan kurtarmak onun görevi ve motivasyonu iken, para kazanmak da onun emeginin hakkı ve motivasyonudur.
devletten aldıgı 3 kuruşa bakmadan çocuklarla çok güzel ilgilenen ögretmenlere ancak teşekkür edilir. normal olarak gösterilmesini saçma buluyorum. bence bu normali olmamalı. normali, aldıgı 3 kuruş kadar hizmet vermesi olmalıdır ki, senin bahsettigin gibi ilgili ögretmenler kıymetli olsunlar çünkü ekstra iş yapmışlardır.
ögretmenlik yeri geldiginde arkadaşlık, yeri geldiginde, hemşirelik, doktorluk, çaycılık, boyacılık... vs. degildir. dersi anlatırsın, herkesin dinlemesi için sınıf disiplinini saglarsın, çocugun anlaması için vakit yettigince ugraşırsın.... bu kadar. bundan fazlası o ögretmenin, içinden geldigi için yaptıgı şeylerdir olsa olsa ya da mecbur kalmıştır. senin çocugunun burnunu silmek gibi bir görevi yoktur mesela... ya da şımarıklıgıyla sınıfın dikkatini dagıtanlara katlanma gibi bir görevi de yoktur... hele hele pimpirikli, bazı sözde çok ilgili velilerle ugraşmaya hiç mecbur degildir.
çok doğru.üç kuruşa çalışamayacaklar kendilerine daha iyi kazanıcak bir iş bulsunlar.herkesin şartları iyi olamaz.kimsenin çocuğu da şartları iyi değil diye haketmeden dayak yiyemez.ayrıca vergiler vatandaştan alınır.yine onların yararı için kullanılır.illa eline al sana paran denmesine gerek yoktur.insanlar vergi veriyodur devletin memurundan hizmet görmesi hakkıdır.
aynen ben bile mutlu oldum şu anTeyzesi taa amerikadan yolladi cantasini.bir senedir kullanmayi bekledi sabirla.isigini bozuk saniyorduk.meger icine agirlik dolunca salladiginda felan yaniyormus.o yuzden heyecani ve mutlulugu.
Eger ogretmeni bu hikayeyi bilseydi o da mutlu olurdu.daha toleransli davranirdi.
Sizce öğretmen düşüp de dizini kanatan öğrencisine ne yapmalı?devletin memurundan hizmet görmesi gerekir elbette ama hizmete neler dahil? mesela evde şımarttıgın çocugunun sınıfın dikkatini dagıtmasına katlanmak zorunda mıdır ögretmen? diger çocukların bundan etkilenmesine göz yummak zorunda mıdır? senin temiz bakmadıgın çocugunun pisligini temizlemek midir mesela görevi? akan burnunu silmesidir 30 çocugun? bi yeri kanadıysa onunla ilgilenmek midir? özel olarak anlamayan herkese bıkmadan usanmadan dersi anlatması mıdır? çocuk ne kadar küstah ve terbiyesiz olursa olsun çocuga karşı hiç laf söylememek midir, sert çıkış yapmamak mıdır? nedir senin ögretmenden bekledigin hizmet?
3 kuruş para ile satın alınacak hizmetler degil bunlar. sen gidip bi banka memuruna ''ya çocugumun burnu aktı, silsene şunu, maaşın vergimle ödeniyor!'' diyebiliyor musun meselavaliye gidip ''maaşın vergimle ödeniyor, can sıkıntımı gider, bana güzel şeyler söyle!'' diyebiliyor musun? diyemezsin çünkü böyle görevler yok. ögretmenin de böyle görevleri yok, olmamalı da. ögretmenlerin böyle görevleri varmış gibi gösterilmesi ve sanki yapmaya mecburlarmış gibi görülmesi buna sebep oluyor. sonra bu ekstra şeyler yapılmadıgında sözde çok ilgili ebeveynler kaplan kesiliverirler.
bak ben sana ögretmen maaşı vereyim, git kendi çocuguna, bütün şımarıklıgına, kırıp dökmesine karşı, her an her saniye, kötü anına denk gelse bile, istisnasız her an, tek bir laf bile söylemeden, vurmadan, hatta yüzünü bile asmadan şefkat göster. bunu bile yapamazsınız. tek çocuk ve kendi çocugun olmasına ragmen yapamazsınız. ama kendisinin olmayan 30 çocuga aynı anda bakan ögretmenlere bu görevi veriyorsunuz çok da rahat bir şekilde. sözde pimpirikli, çok bilmiş veliler nolcak...
Okullarda sadece öğretim verilseydi bu dediğiniz doğru olabilirdi, ancak okul eğitim ve öğretim yuvasıdır.
Bir 3 kuruştur gidiyor dilinizde, öğretmenler pek çok meslekten daha fazla para kazanıyor. Asgari ücretin hemen hemen 3 katını kazanıyorlar.
Ayrıca örnek verdiğiniz diğer mesleklerin de zorlukları var, manav sadece meyve sebze satmaz, bu işin de önü, arkası vardır. O meyveleri her gün taze olarak oraya getirmek gibi, onların parlak ve taze görünmesini sağlamak gibi, bozulanları satamayıp atmak zorunda kalıp zarar etmek gibi.. Yahut bir doktorun işi sadece reçete yazıp ameliyat etmek değildir. O hastanın psikolojisini anlamak zorundadır, onun anlayacağı dilden konuşmak zorundadır. Korkularıyla kaygılarıyla baş etmek zorundadır. Tedavi süresince sürekli temas halinde bulunmak zorundadır. Memur, her gün çeşit çeşit insanla muhattap olmak zorunda, onların isteklerini eksiksiz şekilde yerine getirmek ve amirlerinden aldığı emirleri uygulamak, altındakilere uygulatmak, yeri geldiğinde vatandaşın serzenişini çekmek zorundadır.
Şimdi, kalkıp da öğretmen dersini anlatır, sınıfta sükuneti sağlar, parasını alır, ders saati bitince de çıkar gider derseniz, bu ancak özveri yoksunu bir öğretmen tanımı olabilir.
Sizce öğretmen düşüp de dizini kanatan öğrencisine ne yapmalı?
Ben öğretmen değilim, gözümün önünde bir çocuk düşüp bir yerini kanatsa, oturur temizlerim yarasını, ağlıyorsa susturur, gözünden akan yaşı da burnundan akan sümüğü de silerim. Çocuğundan sorumlu öğretmenden de aynısını beklemek pimpiriklilik, çok bilmişlik mi oluyor?
yaşım yeterli merak etme.
300-400 liralık ögretmen var elbette ama genele göre fazla para, öyle degil mi?
çıkarıp da saatine 300-400 lira vermeyeceksen, ögretmenden de beklentini ona göre tutman lazım. çocuga senin istedigin kadar ilgi göstersin, senin istedigin kadar sevsin, çocuk ne yaparsa yapsın asla gık demesin hep sevsin, her şeyi ögretsin, aynı zamanda hem terbiye etsin hem de şefkatli olsun, 6-7 saat boyunca çocugunun ne sorunu varsa o sorumlu... vs. bunun karşılıgında azıcık bi maaş alıyor, onu da senden almıyor zaten. vergilerin küçük bi kısmı... yani ne kadarcık parayla ne kadar şeyi satın almanın derdindesiniz, komik gerçekten. o paraya o kadar şey alınmaz.
tam senin istedigin gibi ögretmen olsun istiyorsan, verirsin buna degecek parayı, o da aynen senin istedigin gibi, aslında senin yüklenmen gereken sorumlulukları yüklenir. burada bir çocugun bütün sorumlulugunu egitimini ayda 2000 civarı bi paraya üstlenecek kaç kişi vardır acaba? yapacak olanlar da mecburiyetten yapar anca. yoksa kimse kimsenin çocuguna karşılıgını almadıgı müddetçe istendigi gibi çok çok çok iyi bir şekilde bakmaz. tut özel hoca + bakıcı... ver saatligine degecek kadar parayı. o zaman sen nasıl istersen öyle bakarlar merak etme.
30 tane yabancı çocuga aynı anda bakmak, bir şeyler ögretmeye çalışmak, aynı anda sınıf disiplinin saglamaya çalışmak ise tabi ki özel hocanın tek çocuga bakmasından daha zordur herhalde? ki anneler tek çocuga bakarken bile neler çekiyorlar. kendi çocukları olmasına ragmen dayanamadıkları zamanlar oluyor.
'para bastırmak' agır bir tabir degil, terbiyesizce bir tabir. bu 'para bastıran' ları cafelerde daha sık görürsünüz. yiyecegi içecegi 10-20 tl lik bir şey ama garsona nasıl muamele yaparlar. çoktur bunlardan etrafta. 3 kuruş parayla o an dünyanın sahibi zannederler kendilerini. aynı hesap işte...
eger ögretmene insiyatif hakkı vermezseniz, egitimin içi boşalır. veliler bir yandan çocukları bir yandan iyice şımarır.
Biraz once kizimi okula biraktim.birinci sinifa basladi.sirasina biraktiktan sonra arkadaslarindan birinin annesi dun ogretmenin,benim ve onun kizinin basina vurdugunu soyledi.hemen sakince kizima sordum.surati dustu sinirlendi.inkar etti.sonra da evet dedi.
Hikaye su,kizimin cantasi isikli.ama bozuk gibi birsey.dun onu tesadufen calistiriyor.o heyecanla arkadasina gosteriyor derste.ogretmen de kafasina vuruyor.bizimki sucluluk psikolojisine girdigi icin sanirim bana birsey anlatmadi.
Ne olursa olsun ogretmene bu hakki kim verdi ki boyle davranabiliyor.sonucta birincisinif cocugu daha.
Simdi ben aksam cikista ne diyeyim ne yapayim bu adama.cok sert cikip cocuguma tavir almasini da istemiyorum.
Oyle bir laf edeyim ki cuk otursun kapak olsun.kendine ceki duzen versin diye.
Hadi kizlar akil verin bana.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?