senin mantıktan gidecek olursak, anneler üzülmesin diye çocuklarının çalışma saatlerini de azaltalım, hapishanelerdeki kişileri de çıkaralım, borcu olanların borcunu silelim....
her yerin belli bir düzeni var. çocugunu okula gönderiyorsan, oranın bir düzeni oldugunu da az çok bilrisin. burada duygusallıga ancak gerektiginde yer verilmeli. yoksa anne diye her özlediginde kalksın gelsin çocugunu görsün derste iken? çocugunun yanında otursun, diger çocuklardan korumak için? bunları da yapalım mı ister misin? anne olunca hassas olunuyormuş ya ondan söylüyorum...
okulda şımarıklık yapan, ders dinlemeyen... vs. çocuga, eger laftan anlamıyorsa hafif bir vurmak (vurmak bile degil) büyütülecek bir şey degildir. ya da ögretmenler de ögrencisini seçebilsinler... begenmedikleri çocukları atabilsinler sınıftan... bak o zaman senin dedigin olur, şiddete gerek kalmaz. velilere bildirirler, çocugunuz böyle böyle diye... hala degişmezse çocuk atılır okuldan ve olay kapanır. ama atamazlar... böyle olsun hatta. o zaman hem veliler ögretmenleri suçlayabilir hem de ögretmenler velileri... en güzeli... ama tabi bunu istemezsiniz. sadece siz suçlamak istersiniz.
çocuk dersten anlamıyor, şımarık ya da huysuz mu? tamam günah keçisi hazır, ögretmen... iyi de aynı sınıfta tam tersi düzgün çocuklar da var. ama yoook velilerin ögretmeni sınırsız eleştirme hakkı var. ögretmen gık dese olmaz, ögrenciye laf söylese olmaz, hatta düşük not verse de olmaz. zira bahsi geçen şahsın çocugu dünyadaki en önemli çocuktur, ondan daha önemli bir çocuk asla var olmamıştır ve olmayacaktır da. dolayısıyla suçlu ögretmendir, çocuk veya velisi degildir. çünkü parayı bastırmışlardır
ne parası bastırmışalrsa artık