bak ben seni unutmadım
pek unutacak gibi de degilim...
içimde sana ait bir agıtın bestesini yapmış gönlüm
gönlünden uzak gönlümden habersiz
belliki seni daha çok aglayacak
kan davası gibi birşey bu sevda
tek farkı ne öldürüyorsun ne ölüyorsun
lakin öyle büyük bir yara almışsın ki iyileşemiyorsun
sabahları yatagına vuruyor yalnız uyanan uykum uyanışım
kalbin sızlıyor açar açmaz gözlerini
bir kovalamaca başlıyor senle senin aranda
işin en kötüsü kaçan da sen oluyorsun kovalayan da sen
silahlarını kuşanıp düşüyorsun yola
hayallerinde bir hayat ısmarlıyorsun kendine
nereye gitsen yüregin agzında
neyi görsen anılar dikiliyor karşına
vuruluyorsun ansızın
işin en kötüsü vuran da sensin vurulan da sen oluyorsun yeniden
tarifsiz bir sonbahar döküyor gönlüne yapraklarını tek tek
takvimler sana inat sanki daha yavaş yaşıyor günleri
daha da uzun yaşıyor sanki geceleri
ilacı bulunmuyor nöbetçi eczanelerde bile sensizligin
biten aşkın bitmeyen kederleri yayılıyor damarlarımdan vücuduma
bir de acı bir tebessüm var ya dudaklarında
işin en kötüsü gülen de sen oluyorsun aglanacak hayatına
bak ben seni unutmadım
unutacak gibi de degilim ne yazık
kıyılarıma vuruyor saklı şişelerde sana yazdıgım notlar
yastıgın altına gizledigim güllerim süpriz hediyelerim
sabahın ışıgına kaçan tenimde sevişmelerim
seni kim gönderdi benden?
kim kıydı bana seni böyle severken
işin en kötüsü giden sen oldun kalan ben
kaldıgım yerdeyim.....
gittigin gibiyim.....
hala sana aitim....
zamanı hükümsüz saydım
günübirlik yaşadım gelincikler gibi gelincik kızılı
hangi mevsimde açtım hangi mevsimde soldum?
yagmur dualarında hep eli boş döndüm
işin en kötüsü hem kök oldum hem köksüz kaldım
bak ben seni unutmadım
unutacak gibi de degilim ne yazık
yoklugunun gecelerinde ne çok gök gürledi
ve ben ne çok korktum....
sıgınamadım hiçbir şeye
hiçbirşey bırakmamışsın ki bana bugünler için
kendini yok etti seni gördügüm rüyalar
döktü son yapragını da bana aldıgın küpe çiçegi
her kırılışımda ayrılıgımıza onaramadı bana bakan fotografın
sessizlik şakaklarımda yaşlandı
kaç akasya kokusu vurdu yüzüme seni hatırlatarak
kaç asma üzüme durdu
kaç asır geçti çınar çınar hasrete aglayarak
kabulsuz dualarımda kaldın aminlerle anılarak
işin en kötüsü avutan da ben oldum avunamayan da....
bak ben seni unutmadım
unutacak gibi de degilim ne yazık....
ömrümden yıldızlar kaydı dilekler tuttum
adını sakladım gizli bahçemde hercai menekşenin dibine
sana laf ettirmedim hiç kimselere
hiç kimseler sevmediki seni
seni ben sevdim
seni ben sevdim zaten kendi kendime
umudun rengini mavi belledim
efkarın sitemini bile belli etmedim kendime
seni bekledim
hükümsüz saydım ayrılıgı senelerce
hükümsüz saydım aşkım
aşkım ben sana aşina kaldım...
//Naşide Göktürk