Okunmaya Değer...

.. bir aralık sızıverdin işte
ömrümüzün en gevrek zamanı...
çıt diyor kırılıyoruz,
öfke kadar saydamız o zamanlar
ve kırılgan
bıçak kadar!

kızım demeyi öğrettiğin için
o tanrısal kokun
ve gülüşündeki baban için

ki hala zillleri çalıp kaçmak istiyorduk
yarım yamalak aşk kırıntıları
tabakta bırakılmış,yazık atılacak bir sevda
haritası,
hatta el değmemiş delilikler istiyorduk...
çocuktuk daha
büyümeye direniyorduk,
iş toplantılarında lolipop zamanlar
düşlüyorduk

ama sızı verdin işte...
bir avuç yeşil gevrek rokaydık,
mayışmamıza bir limon yetecekti...
biz garsonu bekliyorduk,
sen çıkageldin...

YILMAZ ERDOĞAN
 
..Ağrı tanı merkezinde ilk sabah
Ayrılıklar; diş ağrısı gibi,
Ölümler; kalp ağrısı gibi,
Yok sayanlar; göz ağrısı gibi.
Ağrıyı tanımak artık ne işe yarar
Ya da doya doya ağlamak?

İCLAL AYDIN
 
.. bir aralık sızıverdin işte
ömrümüzün en gevrek zamanı...
çıt diyor kırılıyoruz,
öfke kadar saydamız o zamanlar
ve kırılgan
bıçak kadar!

kızım demeyi öğrettiğin için
o tanrısal kokun
ve gülüşündeki baban için

ki hala zillleri çalıp kaçmak istiyorduk
yarım yamalak aşk kırıntıları
tabakta bırakılmış,yazık atılacak bir sevda
haritası,
hatta el değmemiş delilikler istiyorduk...
çocuktuk daha
büyümeye direniyorduk,
iş toplantılarında lolipop zamanlar
düşlüyorduk

ama sızı verdin işte...
bir avuç yeşil gevrek rokaydık,
mayışmamıza bir limon yetecekti...
biz garsonu bekliyorduk,
sen çıkageldin...

YILMAZ ERDOĞAN

kızım berfın sıırı bu. ben de eklemıstım. cok guzel
 
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık...
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni
kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "Çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak bayramdır.
Bir kitabı bitirmek, bir binayı bitirmek, bir okulu
bitirmek, kâbuslu bir rüyayı, kodeste ağır cezayı bitirmek
bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir
ilişkiyi bitirmek de öyle...
Vuslat da bayramdır öte yandan...
Endişe içinde beklediğinden mektup almak, telefonda
ansızın sesini duymak, deli gibi burnunda tütenin boynuna
sarılmak bayramdır.

En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini
bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara
düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede
üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle
okşayan anne bayramdır.
"Ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...
Yeni bir sözcük öğrenmek, bir tünelin sonuna gelmek,
müzmin bir işin kapısını çarpıp uzun bir yola çıkıvermek
bayramdır.

Zorluklara tek başına göğüs gerebilmek, gereğinde
haksızlığın üstüne yalın kılıç yürüyebilmek bayramdır.
Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış
ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son
taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda
karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi,
nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Sonrasında gelen ilk diş bayramdır, ilk söz bayram, ilk
adım, ilk yazı, ilk karne bayram...
Güne gülümseyerek başlamak bayramdır.
"İyi ki yanımdasın" bayram, "Her şeyi sana borçluyum"
Bayram, "Hiç pişman değilim" bayram...

Evlatların mürüvvetini görebilmek, eve dolu bir torbayla
gidebilmek, konu komşuyla yarenlik edebilmek, akşamları
eskimeyen bir keyifle çay demleyebilmek bayramdır.
Zamanı donduran eski fotoğraflara nedametsiz bakabilmek,
altı çizilmiş eski kitapları aynı inançla okuyabilmek, yol
arkadaşlarının yüzüne utanmadan bakabilmek bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta
ölebilmek bayram...
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz
her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör
akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun..!
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

bunu cok sevıyorum kım yazdı unuttum ama.
 
İlkini sevmeye mecburdum

Çok iyiliği oldu bana

Ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim

Sevdiğim ikinci kadınsın sen

İlkinin yerini alman mümkün değil

O öğretti bana sevmeyi

O öğretmese sevemezdim seni bile

İnan o tuttuğu için ellerimden

Yürümeyi öğrendim, koşabildim sana

Onun gözlerine benzediği için gözlerin

Alamadım gözlerimi senden

Sana aşığım, seni seviyorum

Sevdiğim ikinci kadınsın sen

Hayatım boyunca omzumda taşıyorum onu

Ve sen her sabahımdasın

Kıskanma

Alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir

Kalbim şimdi senin

Onun kadar sev beni yeter

O doğurdu, sen öldürme

ceyhun yılmaz
 
Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var. Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.
Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu,diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?
Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.
Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.
Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Yapış yapış, vıcık vıcık bir yalnızlık bu. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.
Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başı içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.
Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.
"Yine zamansız yağmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları" dedim, "Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum da.
Neler yazmışım diye merakımdan.
Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüreğime yakın. Yüreğim sende. Sen yüreğime yakın. Öyleyse mektup sende.
Can DÜNDAR
 
Kimse kimsenin yerine yanmıyor
ve kimsenin yangını kimseye uymuyor.


Nazan Bekiroğlu
 
Son düzenleme:
''Mutsuzluğun yüzde doksanı karşındakine hayır diyememektir...''

Chuck Palahniuk
 
İlkini sevmeye mecburdum

Çok iyiliği oldu bana

Ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim

Sevdiğim ikinci kadınsın sen

İlkinin yerini alman mümkün değil

O öğretti bana sevmeyi

O öğretmese sevemezdim seni bile

İnan o tuttuğu için ellerimden

Yürümeyi öğrendim, koşabildim sana

Onun gözlerine benzediği için gözlerin

Alamadım gözlerimi senden

Sana aşığım, seni seviyorum

Sevdiğim ikinci kadınsın sen

Hayatım boyunca omzumda taşıyorum onu

Ve sen her sabahımdasın

Kıskanma

Alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir

Kalbim şimdi senin

Onun kadar sev beni yeter

O doğurdu, sen öldürme

ceyhun yılmaz

çok güzel bayılıyorum bu adama:31:
 
Bilmem ki karşılaşsak bile hatırlayabilir miyiz birbirimizi yeniden?
İkimiz de artık bir başkasıyken…

Murathan Mungan
 
“Mesafe koymak” deyimini ömür içinde kullandın ve gittin…
Gidişini nerede görsem tanırdım!

[Özgür Gümüşsoy // Bugün Günlerden Dün VIII]
 
Artık başka biri alacak yerimi. Ve biliyorum zamanla unutacaksın beni, ama sonkez düşün; sevebilir mi seni, benim sevdiğim gibi.

Can Dündar
 
Bilir misin?
Gönül derin küser, yarasına yara açana..

Murathan MUNGAN
 
Bir hayli kırgınım.
Beni anlamadığın kelimelerin,
Aslında her şeyi anlatıyor oluşlarına kırgınım.

Can Yücel
 
Geçmişe hiç dokunulamıyor.
Hatıra; zalim kudretini dokunulamazlığından alıyor...

Murathan Mungan
 
"Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben."

Oğuz Atay
 
Boşluğunu dolduramaz kimse demiştim giderken Gelme... Sana bol gelecek artık bu aşk!

Ceyhun YILMAZ
 
Back
X