"ölüm saati değişmez" ?

Benim inancıma göre ölüm saatinin değişmesi de Allah'ın takdiridir ve kaderdir. Yani kişinin ölüm saatinin değişmesi de onun kaderidir.Sizde lütfen daha fazla üzülmeyin diyeceğim ama çok anlamsız olacak. Lütfen şöyle düşünün, anneniz sadece bu dünyadan ayrıldı ve sizin ayrılığınız geçici ve sonunda inşallah annenizle sonsuza kadar birlikte olacaksınız. Sizde bu geçici ayrılığınız esnasında annenize bol bol dua edin. onunla konuşun. İnanıyorum ki sizi duyacaktır.
 

cevabın için teşekkür ederim..
sesli sesli konuşup evde feryatlar ettiğim zamanlar oluyo, ya da mezarına gidip konuştuğum zamanlar oluyo. onun haricinde hep kendi içimden kendi vicdanımla konuşuyorum.. hayat bundan ibaret oldu..
ayrılığımızın geçici olduğuna öyle inanmak istiyorum ki.. o sonsuz birliktelik için gün sayıyorum..
 

allah sabır versin
acını yürekten hissediyorum çünkü ben de annemi kaybettim
hayatta en değer verdiğim en sevdiğim insanın ölüm haberini telefondan aldım
ki hiç beklenmedik bir anda kalp krizinden ölmüştü
ilk zamanlar isyan noktasına gelmeme az kalmıştı, neden annem nasıl olur diye
bir de farklı şehirlerdeydik, oraya gidene kadar yolda sürekli eminmisiniz diye sordum herkese telefonla
ambulans aranmakta geç kalınmıştı
belki erken aransa yaşardı annem
bunu düşünmekten gecelerce vicdan azabı çektim, yanında olamadım yardım edemedim diye
ben de senin gibi değişik şeyler düşündüm
şimdi 1 yıla yakın olacak
acım azaldı mı, kesinlikle hayır
acı azalır diyorlar ama alakası yok, aksine daha derinden hissediyorsun yokluğunu
ama insan kabulleniyor
annemin ölümünden sonra namaza başladım, hergün yasin okudum onun için
dini şeyleri araştırdım tatmin olmak için
şimdi daha huzurlu hissediyorum kendimi, allahın takdiri diyip kabullenmekten başka çare yok
ve annemle ahirette buluşacağımıza inanıyorum
böyle daha öekilir oluyor hyat
allah bana bir de evlat nasip etti, allahın izniyle yakında doğumum var
allah bir kapıyı kapatıp bir kapıyı açıyor
ölüm zamanının değişmeyeceğine inanıyorum ben
sen de içini ferah tut ve annen için bol bol dua et
 
Allah sabırlar versin canım.
Anneciğin gerçek aleme kavuşmuş.
Bizlerse kavuşmayı bekliyoruz.
 
Bizim insanimizin eceli depremle geldi demekki...O saate ölecekler ve deprem sebeptir... Japonlardan deprem esnasında ölecek olmyacagi icin kimsenin burnu kanamıyor ...
 
Konu sahibine Allah tan sabır diliyorum,Nur icinde yatsin anneniz...
Çokça dua edin annenizin ihtiyacı olan tek şey budur... Kendinizde üzmeyin bı siir vardır sanırım neci fazıl kisakurek in , hiç güzel olmasaydı ölurmüydü Peygamber... Yani Efendiler Efendisi bile ölümü tattı bizler kimizki...
 

Allah sana da sabırlar versin canım. Allahım cennetinde buluştursun bizleri. ben de senin gibiyim işte.. sürekli araştırıyorum, sorguluyorum.. sorularıma cevap arıyorum. işte bu yüzdendir ki bu topiği açtım. ve sağolsunlar kk arkadaşlarım yalnız bırakmadılar ve çok yardımcı oldunuz. Allah razı olsun..
Allah evladınla sana hayırlı ve sağlıklı ömürler nasip etsin inşallahh
acı azalmıyor.. hatta daha da derinleşiyor.. sadece uyuşmayı öğreniyorsun..
cevabın için teşekkürler canım..
 

çok güzel bir konuya değinmişsin
bunu ben de düşündüm
peygamber efendimizi allahım genç yaşta almış yanına
onun bile zamanı değişmemiş, allahım onu bile yanına erken almış
 

sorguladıkça insan dibe batıyor
dini sorguluyor inancını sorguluyor
isyan boyutuna geliyor
en güzeli sorgulamamak
ki biz o gün annemle 1 saat kadar önce telefonda konuşmuştuk
ertesi gün de yanıma ankaraya geliyorlardı
kader kısmet işte, allah nasip etmedi
sorgulamayıp allahın takdiri demek en doğrusu gibi
yoksa vicdanla muhasebe asla bitmez
 

amin canım sağolasın..
ölümü tabi ki tadacağız şüphe yok, fakat pişmanlıklar ve yeri dolmayan bir özlem var...
 

nur içinde yatsın annelerimiz, tüm ölmüşlerimiz.. ya bunu sölerken bile hala kendime inanamıyorum. ne zaman öldü benim annem? "rahmetli annem" diye mi bahsetçem ben ondan artık... Allah'ım ne acııııııı !
evin her noktası o. ben bilgisayar başındayken o mutfakta uğraşır, bişiler pişirir, evi temizlerdi.. gidiyorum bakıyorum yok..

hala bekliyorum.. sanki ölmemiş.. sanki ben üniversitedeyken gün sayıyordum ya, şimdi de gün sayıyorum.. ve anlamsız bi kalp çarpıntısı var.. çok istediğin bişi yakın zamanda olacakmış da onun için heyecanlanırsın ya, annem öldüğünden beri böyleyim.. sanki ona kavuşçam ve o heyecanla bekliyorum gibi..
 

kesinlikle ne kadar benziyor hislerimiz
1 hafta kaldım annemin evinde, ölümünden sonra
ev curcuna
ama ben diyorum ki misafir gelmiş, annem de içerde onlarla oturuyor
ne tuhaf de mi insan kabullenemiyor işte
hala sanki ben burdayım da o evinde
kaç sabah onun hasretiyle uyanıp da telefona sarıldım, sanki açacak
allahıma çok şükür ki mükemmel bir eşim var benim, çok destek oldu bana

sen evli misin bekar mısın?
bir de ne kadar oldu anneni kaybedeli?
 

bekarım. 2,5 ay oldu annemi kaybedeli..47 yaşındaydı annem..
annem morga götürüldüğü an baktım ve ağladım. musallada su dökerken sarıldım ve ağladım. defnedilirken çırpındım, "analar gömülür mü, yapmayın etmeyin dedim." 7si, 40'ı verildi ev curcuna.. ama hep zannettim ki annem geri gelicek.. annem bırakıp gitmez dedim. kesin gelir dedim.. işe gitmiş akşam olacak ve eve gelecek dedim.. yok.. gelmiyo.. mezarına gidiyorum o kadar konuşuyorum konuşmuyo.. önceden sus anne ders çalışıyorum derdim. şimdi kitapların yanından bile geçemiyorum. annemin sesini özlüyorum. herşey o varken güzelmiş.. uyurken bile yarım yamalak uyuyorum.. onun varlığı bana uykudayken bile huzur veriyormuş meğersem...
elim, ayağım, kolum, canım gitti...yürürken attığım adım benim değil sanki..
 
Son düzenleme:

daha çok taze acın
zamanla kabulleniyorsun cidden
ama ben hala rahmetli,nur içinde yatsın vs cümleler kuramıyorum, her ne kadar kabullendim desem de
ben son kez de göremedim annemi
kapıya geldiğimde anneme götürün diye ağlarken fenalaştım, götürmediler tabi morga falan
yıkanırken yanına gitmeyi çok istedim, gidemedim, aklımda hep o manzara kalır diye korktum
şimdi annemi iyi haliyle hatırlıyorum
pişman olmadım mı, oldum tabi zaman zaman, keşke son kez görseydim diye
hangsi doğruydu hala bilemiyorum

umarım allah sana acını hafifletecek bir eş ve ardından bir evlat nasip eder
şimdi tek dileğim annemin yarısı kadar bile olsa iyi bir anne olabilmek
 

oy canım inşallah çok iyi bir anne olacaksın. yavrunla güzel bir ömür dilerim..
 

Merhaba, cherry_jam
sayfa 23 teki iki mesajımın devamı niteliğinde, şimdi yazacağım iki mesajı okursanız sevinirim. Dün yazacaktım ancak yazamadım.
Ve sizden ricam, şuan acınız çok taze ve yaşadıklarınız size ağır geldiği için kendinizi ve yaşadıklarınızı sorguluyor ve keşke şöyle olsaydı, böyle olsaydı, yaşarmıydı ?diye düşünüyor ve buna bir cevap arayışı içerisindesiniz. Bu soruları sormanız çok doğal, neticede insansınız, bir kalbiniz var, ancak benim sizden isteğim Allah'a tevekkül etmeniz ve acınızı hafifletmesi için Allah'a dua etmenizdir. Çünkü; anneniz artık hakkın rahmetine kavuşmuştur, emaneti sahibine vermiştir. Bizlerde birer emanet taşıyoruz ve vaktimiz, saatimiz gelince bende, sizde bu dünyadan ayrılacağız. Bu dünya bir imtihan dünyası ve hepimiz bir imtihandan geçiyoruz. Allah yardımcınız olsun.

Allah, ilmiyle yazmış, kudretiyle de yaratmıştır. ( kader ve kaza inandık iman ettik. )
Yaratan Cenabı Hak; bazı şeyleri, bazı şeylere sebep kılmıştır. Kul bu sebeplere yapışınca, bunun neticesine kavuşuyor.
Sadaka, Dua, Allah'ın gadabını durdurduğu, geri çevirdiği, hatta Allah'ın vermiş olduğu ömrü uzattığı hadis-i şerif lerde bildirilmiştir.

Allah Teala'nın ilmi, dilemesi ve yaratması söz konusu olmadan kainatta hiçbir olay meydana gelmez.

Kaza; Allah'ın bu başlangıcı olmayan bizim bilemediğimiz, önceki bir zamanda ( ezelde ) yazdığı yazıyı ve takdiri yaratmasıdır.

Kaza; Kaza-i muallak ve Kaza-i mübrem dir.

Kaza-i muallak: Şartlara bağlıdır, dua' ya ve sadaka' ya göre değişebilir.
Kaza-i mübrem: Şartlara bağlı değildir. Hiçbir zaman değişmez.. Muhakkak yaratılır.

Kaza-i muallak, levh-i mahfuz da yazılıdır. Eğer o kimse, iyi amel yapıp, duası kabul olursa, o kaza değişir.

Kader, tedbir ile sakınmak ile değişmez. Fakat kabul olan dua o bela gelirken korur. Duanın belayı def etmesi de kaza ve kader dendir. Kalkan, oka, siper olduğu gibi, dua da, Allah'u Teala'nın merhametinin gelmesine sebeptir.

Hadis-i Şerif te; Kaza-i muallak'ı hiçbir şey değiştiremez. Yalnız dua değiştirir ve ömrü, yalnız ihsan, iyilik artırır. buyurulmuştur.

Bir kimseye takdir edilen bela, kaza-i muallak ise, yani o kimseni dua etmesi, dua alması takdir edilmiş ise; dua eder yada dua alır. Bu dua Allah katında kabul olunca belayı önler. Ecel-i Kaza yı da iyilik etmek geciktirir. Fakat Ecel-i Müsemma değişmez.

Ecel-i müsemma değişmez ama; Ecel-i kaza değişebilir.

Bir örnek:

İki kişi,
Hz. Davud’a birbirini şikayet etti.

Azrail Aleyhisselam gelip,
-Bu iki kişiden birinin eceline bir hafta kaldı. İkincisinin ömrü de, bir hafta önce bitmişti; ama ölmedi dedi.

Hz. Davud,
-Hayret edip sebebini sorunca

cevaben dedi ki:
İkincisinin bir akrabası vardı. Buna dargın idi. Bu gidip onun gönlünü aldı. Bunun için Allah'ü Teala, bunun ömrünü 20 yıl uzattı.dedi.

Ecel-i Kaza; bir kimse, eğer iyi bir iş yapar, yahut sadaka verir, hac ederse 50 sene.. bunları yapmaz ise; 30 sene diye takdir edilmesi gibidir.

Birinin üç günlük bir ömrü kalmış iken, ( kişinin yaşı 30 olsun ve kişi ne zaman öleceğini bilmiyor, bir tek Allah bilir.) akrabasını Allah rızası için ziyaret etmesi ile, ömrü uzar. ( ne kadar uzar ? orasını da Allah bilir. ).. kişi akrabasını ziyarete gitmeseydi ne olacaktı? ömrü uzamayacak, kendisi için belirlenmiş olan üç gün sonra ölecekti. yukarıda ki örnekte olduğu gibi.



örnek 2:

Hz. Ömer mescid de iken hançerleniyor ve yaralanıyor 3 gün sonra da Hz. Ömer ölüyor.

Kab'ül Ahbar, Hz. Ömer' in ashabından olan bu kişi;
-Ömer r.a. daha yaşamak isteseydi, dua ederdi. Zira onun duası elbette kabul olurdu buyurunca,

bunu işitenler;
-Nasıl böyle söylüyorsun? Allah'ü Teala mealen; '' Ecel, bir an gecikmez ve vaktinden önce de gelmez.'' buyurdu. dediklerinde.

Kab'ül Ahbar
-Evet, ecel hazır olduğu vakit gecikmez. Fakat, ecel hasıl olmadan önce, sadaka dua ve amel-i salih ile ömür uzar.
Zira: Fatır suresinde mealen; Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması hep yazılıdır. buyurulmaktadır. cevabını vermiştir.

Hz. Ömer'in ömrünün uzaması onun o an dua etmesine bağlıydı, ancak o dua etmedi.Dua etseydi ömrü uzayacakmıydı ? evet uzayacaktı ancak o sevgiliye bir an önce kavuşmak arzusunda olduğu için dua etmedi. dedi.

Örnek 3

Vaktiyle İsa Aleyhisselam, ashabı ile bir yere giderken, çamaşır yıkayan bir adama rastlarlar ve selam verip yollarına devam ederler. Oradan biraz uzaklaşınca İsa aleyhisselam;
-Dönüşte bu adamın cenazesine hazır olun buyurur.

Daha sonra dönüşlerinde bakarlar ki, çamaşır yıkayan adam yaşıyor.

Buna hayret eden İsa aleyhisselam, Cebrail aleyhisselam'a ;
-Ya Cebrail, bu adamın öleceği bana bildirilmişti. Halbuki yaşıyor. Sebebi nedir? Diye sorar.

Cebrail aleyhisselam;
-Ya İsa, o çamaşır yıkayıcısının çamaşırları arasında siyah bir yılan vardı. Onu sokup öldürmesi gerekiyordu. Fakat o adam bir sadaka verdi ve verdiği sadaka sebebi ile ömrü uzatıldı. Cevabını verdi.

Daha sonra adamın çamaşırlarının içine baktıklarında, simsiyah ölü bir yılan gördüler. Netice olarak, kabul olan dua ve sadaka, gelmekte olan belayı durdurur. Gelmiş olanların gitmesine, ömründe uzamasına sebep olur.

Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi:
-Sadaka, belaları giderir ve ömrü uzatır.
 
Allah'ü Teala insanların başlarına ne geleceğini bildiği için, bunları levh-i mahfuza yazmıştır.

Bir Ayet meali şöyledir:
Allah her canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. Hepsi açık bir kitapta levh-i mahfuzda dır. [Hud 6]

Kaderin değişeni de, değişmeyeni de vardır.
Mesela;
değişmeyen ecele, ecel-i müsemma denir.

Bir Ayet-i kerime meali şöyledir:
Ecel bir an gecikmez ve vaktinden önce de gelmez.[ Araf 34]

İnsanın işine göre, ömrü ve rızkı değişebilir.

Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
Allah, dilediğini siler, dilediğini değiştirmez. Ümm-ül-kitab levh-i mahfuz Ondadır. [Ra’d 39]

Ümm-ül kitap, ezeli olan kelam-ı İlahinin yazılı olduğu kitaptır. Melekler, bunu anlayamaz. Zamanlı değildir. Allah’tan başka, kimse bilmez. Hiç yok olmaz. Levh-i mahfuzda değişiklik olur. Bunu melekler görür. İnsanın, işine göre, ömrü ve rızkı değişir. İyiler kötü, kötüler iyi olarak değiştirilebilir.

Bir başka Ayet meali de şöyledir:

Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması elbette kitapta yazılıdır. [Fatır 11]

Değişebilen kaza kadere kaza-i muallak denir. Bir kimse, iyi amel yapıp duası kabul olursa, o kaza değişebilir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

Kaza-i muallakı hiçbir şey değiştirmez. Yalnız dua değiştirir.

Kader, tedbirle, sakınmakla değişmez. Ama kabul olan dua, bela gelirken korur.

Sıla-i rahm ömrü uzatır.


Kaderin levh-i mahfuzda yazılması kazadır. Bir kimseye takdir edilen bela, kaza-i muallak ise, o kimsenin dua etmesi de takdir edilmişse, dua eder, kabul olunca belayı önler. Duanın belayı önlemesi de kaza ve kaderdendir
 

bilginiz karşısında şaşırıp kalıyorum. maşallah. Ayrıca bunu paylaştığınız için Allah razı olsun.
fakat bir sorum olacak izninizle : "Fatır suresinde mealen; Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması hep yazılıdır. buyurulmaktadır. " dediniz. kısalma konusunda da biraz açıklama yapabilir misiniz?
 


Ecel-i kazayı, iyilik etmek geciktirir. Fakat, Ecel-i müsemma değişmez.
Ecel-i kaza denilen, mesela, bir kimse, eğer iyi iş yapar, yahut sadaka verir, hac ederse ömrü altmış sene, bunları yapmazsa kırk sene diye takdir edilmesi gibidir. Vakit tamam olunca, eceli bir an gecikmez. Birinin üç gün ömrü kalmış iken akrabasını, Allah rızası için ziyaret etmesi ile, ömrü otuz seneye uzar. Otuz yıl ömrü olan kimse de, akrabasını terk ettiği için, ömrü üç güne iner. ( Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması hep yazılıdır.) açıklaması budur.

Ezelde, Cenabı Hakk ın bir takdiri var. semuş' a takdir ettiği bir ömür var. Bu ömür 3 gün sonra sona erecek, bugünden sonra 3 gün sonra ben öleceğim, fakat Cenabı Hak bunu biliyor, ben bilmiyorum ve önüme bir fırsat sunuluyor, bu fırsatın ne olduğunu bilmiyorum ? bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek benim elimde ve iyi bir şekilde değerlendirirsem ömrüm uzayacak, ancak bunu ben bilmiyorum ?, kimse bilmiyor ? , melekler de bilmez bunu, bir tek Allah bilir.

Vakit tamam oldu, zaman dolmak üzere, o zamana kadarda uzun bir süredir görüşmediğim bir akrabam vardı, içimden onu ziyaret etmek, bir anda kalbimden geçti ve ben o an hadi canım kaç zaman oldu görüşmedik, şimdide görüşmesek olur demeyip.... Allah rızası için ziyaret etmek istedim ve gittim ziyaret ettim... oda mutlu oldu bende..

Allah, bu yaptığıma karşılık ömrümü değiştirecek, işte bu noktada ömrüm otuz sene uzadı.( bunu ben bilmiyorum ?, kimse bilmiyor ? , melekler de bilmez bunu, bir tek Allah bilir.)


Peki, o an kalbimden geçen, bu ziyareti yapmasam ne olacak? ömrüm 3 gün sonra sona erecek ve ben öleceğim.



Ecel-i Kaza; bir kimse, 30 senelik bir ömürle takdir edilmiş, bu kişi eğer iyi bir iş yapar, yahut sadaka verir, hac ederse ömrü 50 sene olacak.. bunları yapmaz ise; 30 sene olarak takdir edilen o gün de ölecektir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…