- Konu Sahibi melodi1970
-
- #2.381
selam kızlar konumuza dönmek gerekirse ben oğlumdan bahsedeyim biraz ne gibi gelişmeler var anakulu iyi gidiyor misafir gibiyiz aslında bu dönem asıl eylülde başlıycaz ama iyi oldu nasıl neler yapabiliyor görmüş olduk öğretmenimiz çok cici bir kız çokta ilgili saolsunyemek masasında beraber oturuyor arkadaşlarıyla biraz seçici olduğu için sevdiklerini yiyor geçen pilav yemiş içindeki nohut ve tavukları tek tek ayıklayarak bikaç kaşık öğretmeni vermiş sonra kendi devam etmiş pilavı seviyor çünkü diyet hayal oldu glutensiz ekmeği yemek istemiyor kendi kararını kendi vermeye başlamış algıları mükemmel dedi eğitimcimiz öğrtmenden yana çok şanslıyız ikiside çok iyi şansımıza çokta seviyolar oğlumu oğlumda onları çok seviyor okula koşar gibi gidiyoruz :) arkadaşlarıda bazıları çok meraklı ama çokta yardımcılar umarım bu hayatı boyunca böyle devam eder herşeye yetişmeye çalışıyorum durumları biliyorsunuz evde 4 erkek olunca :) büyüdüklerini düşünemiyorum ufaklığın çenesi iyice düştü buda çok faydalı oluyor abisine kelimeler baya çoğaldı televizyonu aç diyor eliyle işaret ederek geçen ojemi getirmiş bana anne al oje diyor hemde rengiyle anne al beyaz oje dedi verdi bana masumcum sence nasıl gidiyoruz senin fikir ve önerilerin önemli benim için wc durumumuz aynı açık geziyor okula giderkende açık bi bağla bi aç yapma dedi eğitimcimiz hiç ummadığın bi zamanda hiç beklemediğin bi yere yapar dedi bekliyorum nasıl tutuyo o kadar saat anlamıyorum kısır olcan oğlum diyorum :) neyse aklıma geldikçe yazarım şimdilik bunlar geldi senin oğluş nasıl küçük adam öpüyorum onuda
maşallah ya ne diyeyimki yazdıklarının hepsi süper okulda misafir gibi kalmış olsanızda ilk günler sorun yaşamamışsınız ben geçen sene ki günlerimi düşünüyorum da kabus gibiydi bütün sınıfı dövmüştü :)) ama anlayışlı öğretmenimiz ve anlayışlı velilerle çözmüştük o günleri kelime sayısı arttıkça algılarıda artıyor bu çocukların tuvalet eğitimindede en doğru kararı vermişsin altını sakın bağlama o hazır değil belli ama bigün inadını kırıcak mutlaka..biz bu sene okuldan mezun olucaz bildiğiniz üzre seneye ilkokuluz şimdi yıl sonuna hazırlanıyorla kep töreni olucak oğluşumun hiç susmak bilmiyor hep soru soruyo bide son zamanlarda çok kardeşi olmasını istiyo keşke kardeşim olsaydı canım sıkılılmazdı diyo büün konuştukları mantıklı cümleler ama düşünerek cvp veriyor herşeye..yazmaya da başladı artık 1 den 10 kadar yazıyo adını yazıyo geçen gün kapı yapmış üstünede bizim kapı numaramızı yazmış şimdilik herşey yolunda çok şükür asıl maraton seneye başlıycak
hay maaşallahsenden bunları duydukça daha çok umutlanıyorum gelişmeler çok güzel resimlerde tanıyamadım saçları çok güzel yakışmış iyice yakışıklı olmuş delikanlı
saçlarını kestirmiyo babası saçı uzunken epey karizma oluyo :) umudunu hiç kaybetme senin oğlununda gelişimi çok güzel biz elimizden geleni yapıyoruz gerisi allahın izni ile yola giriyo
kestirme bencede karizma olmuş yakışmış bende geçen ufaklığı bayan kuaförüne götürdüm erkek berberler buduyor düzgün kes dedim çokta güzel oldu artık bayan kuaföre gideriz ben boyanırken onlarında kesilir :) umudum bazen beni yanlız bıraksada hemen geri dönüyor dönmek zorundada zaten şu kardeş konusunda ne düşünüyorsun okula başlayınca demiştin yanlış hatirlamıyorsam
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin "Otizm Spektrum Bozukluğu Eylem Planı" tanıtım toplantısında, yapılacak düzenlemelerin engellilere yönelik bir lütuf ve imtiyaz değil hak olduğunu vurguladı.
Esas sorunun engellilerin değil engelsizlerin zihninde, gönlünde olduğunu söyleyen Şahin; "Hiçbir ortamda engellilerle bir araya gelmemiş kişilerin oranı yüzde 50'nin üzerinde. Birlikte yaşama kültürü sağlandığında sorun kalmaz" dedi.
Planda dikkat çeken düzenlemeler şöyle:
ERKEN EMEKLİLİK: Çocuğu otizmli olan babalara 5 yıl erken emeklilik hakkı sağlanacak.
YARI ZAMANLI ÇALIŞMA MODELİ: Annelerin yarı zamanlı ya da evden çalışma modeli ile işlerine devamı sağlanacak.
EVDE BAKIM: Otizmlilere evde tıbbi bakım, telefonla hizmet, eve yemek servisi, daha ucuz ve kısa sürede evlere bakım ve onarım hizmetleri sağlanacak.
SINAVLARA DÜZENLEME: Merkezi sınavlar (SBS,YGS, LYS) otizmli öğrencilerin başarısını ölçmede yetersiz kaldığından, müfredata dayalı ölçme ve değerlendirme yapılacak.
GÖLGE ÖĞRETMEN: Kaynaştırma sınıflarındaki otizmli öğrenciler için gölge öğretmenlik getirilecek. Kaynaştırma kayıt yapmayan okul yönetimlerine yasal yaptırım uygulanacak. Yetenek sınavı kaynaştırma raporları dikkate alınarak düzenlenecek. Devamsızlık normalin 2 katı (40 gün) olacak.
ÖZEL TAKİP: Otizmi olanlar Sağlık Bakanlığı tarafından izleme programına alınacak. 0-3 yaş erken müdahale modeli geliştirilip uygulanacak. Sağlık kuruluşlarında psikolojik danışmanlık, yol göstericilik için "aile destek birimleri" kurulacak. Gençler için iş koçları görevlendirilecek.
'BOŞANMADA ÇOCUKTAN YANAYIZ'
Fatma Şahin, "ortak velayet" düzenlemesiyle ilgili sorular üzerine "Eğer boşanmak mecburiyse çocukların bakımının en az zararla yürütülmesi gerekir. Komisyon çalışmalarını tamamlayınca raporu paylaşacağız. Biz çocuktan yanayız" dedi. Şahin, doğum izinlerini 6 aya çıkaran düzenlemenin yasama yılı bitmeden Meclis gündemine getirileceğini söyledi.
inşallah bunlar lafta kalmaz ve uygulamaya geçer
cuma gunu oglumu profesore goturuyorum.istanbula,umarim iyi haberlerle donerim(((
inşallah okuyunca pek bi sevindim ama özellikle şu erken emeklilik olayı zaten rahatsız eşim biliyosun gerçi bizde şansmı var zaten kaldı 2 senesi bu kabul olana kadar biz çoktan emekli oluruz heralde ama diğer insanlar faydalanır
babada faydalanabiliyormu cnm bu emeklilik olayından benim nerdeyse 5 sene primim var seneye annem ödüycek inşallah dışardan emekli olmak çok güzel inşallah nasip olur bizlerede
ne olur yardım edin kendimi çok kötü hissediyorum
oğlum 20 nisanda 2 yaşına girecek allah izin verirse
şüphelerim var oğlumla ilgili 45 kelimesi var bir iki tane 2 kelimelik
cümle kuruyor ama davranışlarında içime sinmeyen birşeyler var
bugün yatak odasına gitmiş ben mutfaktayken yere yatmis arabayla oynuyor
çok moralim bozuldu parka gidince hemen salıncaga gidiyor bayağı sallanıyor zor indiriyorum
bazen çocuklarla top oynuyor oda bazen bay bay yapmiyor ısrarla bazen canı isterse öpücüklü baybay yapıyor
oda birinin arkasından değil. oyuncaklarıni çeviriyor kızdığımi biliyor özellikle bana bakarak yapıyor arabasını çeviriyor
arabayla ileri geri oynuyor genelde komutlari anlıyor yapıyor canı istemezse yapmiyor dışarı çıkınca ağaç araba kuş kedi top görünce
parmagiyla gösterip ismini söylüyor. 19.5 aylıkken dönüyor diye psikiyatriste goturdum çocuk gelişime yönlendirdi denver testi yapıldı birşey
çıkmadı ayına göre normaldi şimdi dönmeyi bıraktı bazen yapıyor. ama supurge sesi duyunca yere yatıp sallanıyor sonra kalkıp o süpürüyor
yazınca farkettim ki büyük ihtimal benim oğlumda otizm çok korkuyorum tekrar doktora götürmek istiyorum bu gerçekle karsilasmaya hazır değilim
çok kötüyüm çok
cuma gunu oglumu profesore goturuyorum.istanbula,umarim iyi haberlerle donerim(((
Tekrar bebek yapmak istiyorum. Bu kez nelere dikkat etmeliyim ki Otizm riskimiz düşük olsun? Ben bir uzman değilim. Ancak okuduğum tıbbi makaleler ve son yayınlardan yola çıkarak size bazı cevaplar verebilirim. Ama bunlar da yeterli olmayabilir.Zira Tıp bilimi buna tek ve tam bir yanıt oluşturabilmiş değil.
Son araştırmalardan yola çıkarak uzmanlar; Kardeşi otizmli olan bir bebeğin otizmli olması riski aşağı yukarı %20-25 oranında olabilir diyorlar.
Hepimizin korkulu rüyası sorunlu bir bebek dünyaya getirmek. Bu, hem doğacak çocuğun hem de biz anne babaların hayatını tümden değiştirebilecek bir durumdur. Çoğumuz bunu yaşayarak ya da yakınlarımızdan izleyerek deneyimliyoruz.
Otizmli bir çocuk sahibi anne olarak yaptığım yanlışlar ya da bilmediğimiz olumsuz etkenler nelerdi? Bunları bizzat yaşayıp, okuyarak öğrendiğimi size rahatca ifade edebilirim. Tüm bu bildiklerimin bu saatten sonra bana pek katkısı olmamakla birlikte çocuk yapmayı planlayan ailelere yol gösterici olacaktır diye düşünüyorum.
Bu arada konumuz dışı gibi görünse de hamilelik diyabeti de toplumlarda gittikçe yaygınlaşan bir durum olmaya başladı. Bu sebeple hamilelik öncesinde HbA1C seviyelerimize baktırarak metobolik sendrom dediğimiz diyabete yatkınlığımız var mı öğrenmeliyiz. Zira bu tür annelerin doğumsal anormalliklere sahip çocuk doğurma ihtimalleri yüksek oluyor. Organ taslakları gebeliğin ilk haftalarında oluştuğu için şeker kontrolünün aylar sonra yapılmasının organ anormalliklerinin önlenmesi üzerine hiçbir etkisinin olmadığı artık kabul gören bir yaklaşım halini almış durumda.
Gebelik öncesi ve gebelikteki beslenme çok önemli.
Alacağımız bazı önlemlerle sıkıntılı durumları yaşama olasılıklarımızı düşürebiliriz.
Anne-baba beslenmesi ile doğuştan (konjenital) şekil bozuklukları arasında ciddi ilişkiler mevcut. Doğal beslenen kabile topluluklarında doğuştan dudak-damak yarıkları, omurilik fıtıkları, kalp şekil bozuklukları gibi anormallikler neredeyse hiç görülmüyor.
Fenilketonüri, hemofili ve talasemi gibi hastalıklar anne ve babanın taşıdığı bozuk genlerden kaynaklanıyor. Bunlar kalıtım ile geçen hastalıklar. Ama her doğuştan olan hastalık genetik değil. Hatta doğuştan olan hastalıkların çok büyük bir çoğunluğu bozuk genlere bağlı değil.Vücudumuzda yaklaşık 30.000 adet gen var. Bunlar vücut fonksiyonlarımızı yürütmekten sorumlular.
Yaygın olarak genlerin fonksiyonları değişmez bilinmekle beraber son çalışmalar pek çok genin fonksiyon değişikliğine uğradığını göstermiştir. Çevresel faktörler genlerin fonksiyonunu olumlu ya da olumsuz yönde etkilleyebiliyor, genlerimiz açılıp kapanarak fonksiyonlarımızı olumsuz yönde etkileyebiliyorlar.
Eğer genler iyi beslenirse ve toksinlere maruz kalmazlarsa ceninlerin genel olarak sağlıklı olarak doğdukları artık bilinen bir gerçeklik.
Genler kötü beslenirse fonksiyonlarını yerine getiremiyor. Bu yolla genlerimizin yapısı değişmiyor, ama fonksiyonları bozulabiliyor.
Ağzımıza aldığımız her lokmada kullandığımız her üründe (aklınıza gelebilecek her tür ürün. Makyaj malzemeleri ve giysiler dahil) dikkatli olmak zorundayız. Çünkü artık dünya kirlendi.Maalesef anneannelerimizin devrinde yaşamıyoruz.
Hava, su, ağır metaller, diyet, güneş, diğer kimyasal toksinler, biyolojik toksinler ve stres gibi çevresel faktörler gen dizilimini etkilemeden,sadece fonksiyonlarını bozarak pek çok hastalığa neden olabiliyor (2).
Genlerimiz elektrik şarteli gibi açılıp kapanma özelliğine sahipler.Bazı kapalı genlerin açılması açık genlerin de kapanması hastalıkları ortaya çıkıyor. Tabii bu genlerin doğru beslenme ve benzeri müdahaleler ile düzgün fonksiyon göstermesi sağlanabilmektedir. Artık genler ile çevresel faktörler arasındaki ilişkileri inceleyen yepyeni bir bilim dalı gelişti. Otizm ve genetik(nutrigenomik) yazımda da bahsettiğim gibi fareler üzerinde yapılan deneyle gösterilmiş ki farklı tipte beslenen farelerin renkleri ve tüyleri bile farklı gelişebiliyor.
Vücudumuzdaki birbirinden bağımsız yapılar hemen döllenmeden sonra faaliyete geçiyor.Yani daha en başında anne ve babanın sağlıklı olması ve beslenmesi önemli.
Yediğimiz gıdaların her biri şüphesiz önemli. Bunların olabildiğince doğal olması ve toksik maddeler içermemesi gelişecek bebeği de etkiliyor.Ancak son yıllarda yapılan çalışmalarda öne çıkan bazı vitamin,mineral ve yağ asitleri olduğu da bir gerçek.
Folik asit, D vitamini (güneş), A vitamini, B12 viamini, omega-yağ asitleri, kolesterol, iyot, çinko ve probiyotikler bunların başında geliyor. Özelikle folik asit ve D vitamini hamilelik öncesinde de önem arzediyor
alıntı...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?