- Konu Sahibi melodi1970
-
- #1.401
1-Becerilerin gelişim alanlarına göre farklılıklar göstermesi:
Normal çocuklarda her gelişim alanındaki beceri düzeyi birbirine yakındır. Oysa otistik birey bir alanda yetenek adacığı, ama diğer pek çok alanda yaşının çok altında beceri düzeyine sahip olabilir. Örneğin arabaların markalarını, modellerini tanıma konusunda son derece başarılı olurken, araba resmi çizemeyebilir veya sabah ne yediğini hatırlamayabilir. Temel pek çok kavramı öğrenmekte güçlük çekerken, okumada çok iyi olabilir. Otistik çocukların gelişim alanlarındaki bu çok büyük farklılıklar eğitimin içeriğini, niteliğini etkiler.
2-Taklit, becerileri model almada yetersizlik:
Normal bir çocuğun çevresindeki kişileri gözlemleyerek ve taklit ederek öğrendiği pek çok beceri, by by yapma, el yıkama vb otistik çocuk için özel olarak öğretilmesi gereken becerilerdir. Otistik birey çevresindeki kişilerden çok nesnelere ilgi duyar, bu nedenle insanların davranışlarına dikkat etmez. Bu davranışlar onun için anlamlı olmadığından onları taklit etmez. Bu nedenle diğer çocukların kendiliğinden, çevresindeki kişileri gözlemleyerek, taklit ederek öğrendiği pek çok beceriyi, otistik çocukların eğitimle öğrenmeleri gerekir.
3-Merak duygusunun olmayışı ve öğrenmeye yönelik motivasyonda yetersizlik:
Merak duydukları alanlar, ilgileri son derece sınırlıdır. Bir veya birkaç alanla ilgili motivasyonları ve konsantrasyonları yüksektir. Ancak, ilgilendikleri alan dışında bir etkinliğe yönlendirildiklerinde, bir şey yapmaları istendiğinde yapmak istemezler ve çoğu zaman direnç gösterirler. İlgi alanlarının sınırlılığı nedeniyle öğrendikleri de sınırlıdır. Çevrelerinde olup bitene ilgisizlikleri, öğrenmeye yönelik motivasyonlarının olmayışları, nasıl bir öğrenme stratejisi belirlememiz gerektiğini etkileyen temel faktörlerdendir.
4-Bellek mekanizmasındaki farlılıklar.
İlgi duydukları konuları öğrenmelerindeki hız ve ezberledikleri sayıların, isimlerin, metinlerin, şarkıların vb çokluğu şaşırtıcı düzeyde olabilir. Ancak bu ezbere bildikleri bilginin ne anlama geldiğini ve içeriğini kavrama konusunda güçlüklere sahiptirler. Yapılan bellek çalışmalarında, bir sayı veya sözcük dizisini ezberleyen otistik çocukların bunları aynı sırada hatırladıkları, normal çocukların ise ezberlenenler arasındaki ilişkiyi kurarak hatırladıkları belirlenmiştir. Bu ise, otistiklerin öğrenilecek bilgiyi birbiriyle ilişkisi olan bir bütünün parçaları olarak değil, ayrı ayrı/ kopuk bilgiler olarak algıladıklarını ve böyle öğrendiklerini; öğrendikleri sırada hatırladıklarını yani kodlama yetersizliği gösterdikleri anlamına gelmektedir. Bilgileri, birbirleriyle ilişkisiz parçalar halinde öğrenmeleri nedeniyle anlamını kavramakta yetersiz kalırlar. Örneğin yağmur yağdı, şemsiyeni aç cümlesini ilişkisiz dört ayrı kelime olarak bellerler ve size aynen tekrar edebilirler. Ancak neden şemsiyeni açtın? sorusuna cevap veremezler. Çünkü yağmur yağması ile şemsiye açılması arasındaki bağlantıyı kuramamış, sadece arka arkaya gelen bir dizi kelime olarak öğrenmiş ve tekrar etmişlerdir.
5-Katı ve tekrarlayıcı davranışlar:
Otistik bireyler aynı şeyleri takıntılı bir şekilde tekrar tekrar yapmaktan hoşlanırlar. Bu nedenle öğrendiklerini, yeni ve biraz farklı bir duruma transfer etmekte güçlük çekerler. Masada öğrendikleri bir beceriyi yerde oturunca veya başka odaya gidince yapamayabilirler. Çubuklarla 10a kadar sayabilirken, toplarla sayamayabilirler. İşte bu aynılığı koruma isteği, davranışlardaki katılık ve tekrarcılık hem yeni şeyleri öğrenmelerini zorlaştırır, hem de öğrendiklerini yeni durumlara uygulamada/genellemede sorunlara yol açar.
6-Oyun azlığı veya tekdüze oyunlar:
Bir etkinliği, oyunu, bir oyuncağı hep aynı biçimde oynamaktan hoşlanırlar veya hiçbir oyuncakla ilgilenmeyip etrafta amaçsızca dolaşabilirler Yap-bozlar, legolar gibi takılıp çıkarılıp, dizilen oyuncaklarla tekdüze oyunlar oynarlar. Ya da oyuncaklarla ağza sokma, atma, bir yere vurma gibi amacına uygun olmayan bir şekilde oynarlar. Bu nedenle oyunla öğrenecekleri, keşfedecekleri pek çok beceriyi kazanmakta zorluk çekerler. Özellikle oyun taklidi ile kazanacakları, geliştirecekleri becerileri, kavramları kazanamazlar. Örneğin kendilerinin yalnızca üst üste dizdikleri küplerle yol, köprü, ev yapan birini taklit ederekaynı şeyleri yapamazlar. Bu nedenle yeni, daha gelişmiş oyunları, oyuna katılıp diğer insanları taklit etmedikleri için öğrenemezler. Ya da yeni şeyler deneme yerine, hep aynı şekilde oynadıkları için deneme yanılma yoluyla, yeni oyunlar geliştiremezler. Bir ayakkabı kutusunu garaj olarak kullanmak gibi, yaratıcı, hayali oyunlar oynayamadıkları için, ilişkilendirme, akıl yürütme gibi bilişsel beceri gelişimleri ve oyunla öğrenmeleri sınırlıdır.
7-Duyusal/Algısal farklılıklar
Otistik özellikleri olan bireylerin görme, işitme, dokunma, tatma, koklama, hareket ve acıyı hissetme duyularında işlemleme farklılıkları vardır. Bu nedenle tuhaf sesleri dinlemek, dönen bir nesneyi seyretmek, titreşimleri duymak için cisimlere yanağını dayamak, kendini dolapla duvar arasına sıkıştırmak, acı verebilecek bir çarpmadan rahatsız olmamak, tuhaf yiyecekleri tercih etmek vb. gibi farklı duyusal tepkileri vardır. Otistiklerin uyaranlara yönelik farklı duyusal tepkileri, öğrenme biçimlerini etkiler.
8- Aşırı anksiyetete
Otistik bireyler çoğunlukla aşırı anksiyete, kaygı, ajitasyon gösterirler. Bu davranışlarının çevrelerinde ne olup bittiğinin anlaşılamaması, kendilerinden ne beklendiğinin anlaşılamaması ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Otistik bireyler bulundukları ortamda, gürültü, düzensizlik olduğunda, beklemek gereken durumlarda, yanlış yapan birinin olduğu durumlarda, hayır dendiğinde, bir eşya kaybettiklerinde ve engellenmeye yönelik toleranslarının düşük olması nedeniyle, engellendiklerinde stres yaşarlar; bağırma, kendine veya başkasına yönelik saldırganlık, stereotipik hareketler vb yaparlar. Eğitim sürecinde alıştıkları dışında, yeni davranışlara yönlendirildikçe kaygılı, endişeli ve ajite olurlar..
alıntı...
Normal çocuklarda her gelişim alanındaki beceri düzeyi birbirine yakındır. Oysa otistik birey bir alanda yetenek adacığı, ama diğer pek çok alanda yaşının çok altında beceri düzeyine sahip olabilir. Örneğin arabaların markalarını, modellerini tanıma konusunda son derece başarılı olurken, araba resmi çizemeyebilir veya sabah ne yediğini hatırlamayabilir. Temel pek çok kavramı öğrenmekte güçlük çekerken, okumada çok iyi olabilir. Otistik çocukların gelişim alanlarındaki bu çok büyük farklılıklar eğitimin içeriğini, niteliğini etkiler.
2-Taklit, becerileri model almada yetersizlik:
Normal bir çocuğun çevresindeki kişileri gözlemleyerek ve taklit ederek öğrendiği pek çok beceri, by by yapma, el yıkama vb otistik çocuk için özel olarak öğretilmesi gereken becerilerdir. Otistik birey çevresindeki kişilerden çok nesnelere ilgi duyar, bu nedenle insanların davranışlarına dikkat etmez. Bu davranışlar onun için anlamlı olmadığından onları taklit etmez. Bu nedenle diğer çocukların kendiliğinden, çevresindeki kişileri gözlemleyerek, taklit ederek öğrendiği pek çok beceriyi, otistik çocukların eğitimle öğrenmeleri gerekir.
3-Merak duygusunun olmayışı ve öğrenmeye yönelik motivasyonda yetersizlik:
Merak duydukları alanlar, ilgileri son derece sınırlıdır. Bir veya birkaç alanla ilgili motivasyonları ve konsantrasyonları yüksektir. Ancak, ilgilendikleri alan dışında bir etkinliğe yönlendirildiklerinde, bir şey yapmaları istendiğinde yapmak istemezler ve çoğu zaman direnç gösterirler. İlgi alanlarının sınırlılığı nedeniyle öğrendikleri de sınırlıdır. Çevrelerinde olup bitene ilgisizlikleri, öğrenmeye yönelik motivasyonlarının olmayışları, nasıl bir öğrenme stratejisi belirlememiz gerektiğini etkileyen temel faktörlerdendir.
4-Bellek mekanizmasındaki farlılıklar.
İlgi duydukları konuları öğrenmelerindeki hız ve ezberledikleri sayıların, isimlerin, metinlerin, şarkıların vb çokluğu şaşırtıcı düzeyde olabilir. Ancak bu ezbere bildikleri bilginin ne anlama geldiğini ve içeriğini kavrama konusunda güçlüklere sahiptirler. Yapılan bellek çalışmalarında, bir sayı veya sözcük dizisini ezberleyen otistik çocukların bunları aynı sırada hatırladıkları, normal çocukların ise ezberlenenler arasındaki ilişkiyi kurarak hatırladıkları belirlenmiştir. Bu ise, otistiklerin öğrenilecek bilgiyi birbiriyle ilişkisi olan bir bütünün parçaları olarak değil, ayrı ayrı/ kopuk bilgiler olarak algıladıklarını ve böyle öğrendiklerini; öğrendikleri sırada hatırladıklarını yani kodlama yetersizliği gösterdikleri anlamına gelmektedir. Bilgileri, birbirleriyle ilişkisiz parçalar halinde öğrenmeleri nedeniyle anlamını kavramakta yetersiz kalırlar. Örneğin yağmur yağdı, şemsiyeni aç cümlesini ilişkisiz dört ayrı kelime olarak bellerler ve size aynen tekrar edebilirler. Ancak neden şemsiyeni açtın? sorusuna cevap veremezler. Çünkü yağmur yağması ile şemsiye açılması arasındaki bağlantıyı kuramamış, sadece arka arkaya gelen bir dizi kelime olarak öğrenmiş ve tekrar etmişlerdir.
5-Katı ve tekrarlayıcı davranışlar:
Otistik bireyler aynı şeyleri takıntılı bir şekilde tekrar tekrar yapmaktan hoşlanırlar. Bu nedenle öğrendiklerini, yeni ve biraz farklı bir duruma transfer etmekte güçlük çekerler. Masada öğrendikleri bir beceriyi yerde oturunca veya başka odaya gidince yapamayabilirler. Çubuklarla 10a kadar sayabilirken, toplarla sayamayabilirler. İşte bu aynılığı koruma isteği, davranışlardaki katılık ve tekrarcılık hem yeni şeyleri öğrenmelerini zorlaştırır, hem de öğrendiklerini yeni durumlara uygulamada/genellemede sorunlara yol açar.
6-Oyun azlığı veya tekdüze oyunlar:
Bir etkinliği, oyunu, bir oyuncağı hep aynı biçimde oynamaktan hoşlanırlar veya hiçbir oyuncakla ilgilenmeyip etrafta amaçsızca dolaşabilirler Yap-bozlar, legolar gibi takılıp çıkarılıp, dizilen oyuncaklarla tekdüze oyunlar oynarlar. Ya da oyuncaklarla ağza sokma, atma, bir yere vurma gibi amacına uygun olmayan bir şekilde oynarlar. Bu nedenle oyunla öğrenecekleri, keşfedecekleri pek çok beceriyi kazanmakta zorluk çekerler. Özellikle oyun taklidi ile kazanacakları, geliştirecekleri becerileri, kavramları kazanamazlar. Örneğin kendilerinin yalnızca üst üste dizdikleri küplerle yol, köprü, ev yapan birini taklit ederekaynı şeyleri yapamazlar. Bu nedenle yeni, daha gelişmiş oyunları, oyuna katılıp diğer insanları taklit etmedikleri için öğrenemezler. Ya da yeni şeyler deneme yerine, hep aynı şekilde oynadıkları için deneme yanılma yoluyla, yeni oyunlar geliştiremezler. Bir ayakkabı kutusunu garaj olarak kullanmak gibi, yaratıcı, hayali oyunlar oynayamadıkları için, ilişkilendirme, akıl yürütme gibi bilişsel beceri gelişimleri ve oyunla öğrenmeleri sınırlıdır.
7-Duyusal/Algısal farklılıklar
Otistik özellikleri olan bireylerin görme, işitme, dokunma, tatma, koklama, hareket ve acıyı hissetme duyularında işlemleme farklılıkları vardır. Bu nedenle tuhaf sesleri dinlemek, dönen bir nesneyi seyretmek, titreşimleri duymak için cisimlere yanağını dayamak, kendini dolapla duvar arasına sıkıştırmak, acı verebilecek bir çarpmadan rahatsız olmamak, tuhaf yiyecekleri tercih etmek vb. gibi farklı duyusal tepkileri vardır. Otistiklerin uyaranlara yönelik farklı duyusal tepkileri, öğrenme biçimlerini etkiler.
8- Aşırı anksiyetete
Otistik bireyler çoğunlukla aşırı anksiyete, kaygı, ajitasyon gösterirler. Bu davranışlarının çevrelerinde ne olup bittiğinin anlaşılamaması, kendilerinden ne beklendiğinin anlaşılamaması ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Otistik bireyler bulundukları ortamda, gürültü, düzensizlik olduğunda, beklemek gereken durumlarda, yanlış yapan birinin olduğu durumlarda, hayır dendiğinde, bir eşya kaybettiklerinde ve engellenmeye yönelik toleranslarının düşük olması nedeniyle, engellendiklerinde stres yaşarlar; bağırma, kendine veya başkasına yönelik saldırganlık, stereotipik hareketler vb yaparlar. Eğitim sürecinde alıştıkları dışında, yeni davranışlara yönlendirildikçe kaygılı, endişeli ve ajite olurlar..
alıntı...