Psikolojik Olarak Hasta mıyım?

Öncelikle böyle bir konu açtığım için ve bahsedeceklerim için beni yerden yere vurmamanızı çok rica ediyorum. Bu kadar saçma sapan bir durumu daha önce terapistime bile bahsetmemiştim, ilk defa burada yüzleşeceğim gibi bir durum var.

Şimdi, çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Ama şöyle bir sorunum var ki bazı kitaplara haddinden fazla bağlanırım. Hastalık derecesinde ama.

Örneğin bu hafta bir kitaba sanırım yirminci kez yeniden başladım. İlk okuduğumda lisede falandım. Bir kitap bir insanı her seferinde depresyona sokar mı, beni sokuyor. Orada henüz yirmi bile olmamış bir genç kız var. Çok masum, çok soğuk, çok mesafeli buralar tıpkı benim gibi. Bunun yanında babasından şiddet görmüş, ondan hiç değer görmemiş ama hep direnmiş hiç gücünü yitirmemiş, aile ilişkileri berbat, kendini onlardan soyutlayıp kitap okumaya falan vermiş. Burası da tıpkı benim gibi. Kızla tek benzemeyen noktamız dış görünüşümüz galiba.

Sonra birtakım olaylar oluyor. Başrol erkek zengin bir katil ve bunu öldürmek için kaçırıyor. Ama sonra aylar içinde kızın masumiyetinden ve gücünden çok etkilenip ona aşık oluyor. Onun için yapmadığı şey kalmıyor. Kızı öldürmek için kaçırmışken, sadece kız yaşasın diye herkesi öldürecek bir duruma geliyor. Adamın düşmanları adamı bitirmek için tek yolun kızı ondan almak olduğunu fark ediyorlar. Kız daha önce hiç tatmadığı güven, merhamet, şefkat gibi birçok duygu ile adam sayesinde tanışıyor. Ve ben her seferinde bu kadın karakter neden ben değilim diye depresyona giriyorum. Ciddi ciddi iştahım kapanıyor, sessizleşiyorum, ağlamaklı oluyorum, hep uyumak istiyorum hiç düşünmek istemiyorum falan öyle bir hale geliyorum. Hatta (Normalde kendime bakar, çok güzel olmasam da güzel bulurum kendimi. Saatlerce saç makyaj yaparım.) bu dönemde aynaya baktığımda kendimden nefret ederim, makyajsız neden güzel olmadığımı sorgularım. Neden o kadın gibi çok uzun bir boyum yok ve makyajsız saf bir güzelliğim yok diye aynaya bakıp kendi kendimle kavga ederim.

Biliyorum "Bu bir kurgu, sen manyak mısın? Ergen. " gibi şeyler yazanlar olacak. Normalde dışarıya karşı hiç böyle biri değilim. Arkadaşlarım hatta beni inanılmaz mantıklı insan olarak bilirler, kimseye bahsetmedim bu yüzden. İnanmazlar da zaten bu düşündüğüm şeye. Ama içten içe hissediyorum ve benim elimde değil.

Hiç sevgilim olmadı. Biz bunu yıllar önce terapistim ile konuştuğumuzda daha çok babam yüzünden çok yıprandığıma ve ikili ilişkiler için hal ve enerjimin kalmadığına, yorgun olduğuma yormuştuk. Ama şimdi dönüp baktığımda sanırım o farklı hikayeyi aramışım ve sıradan olan tüm tanışmalardan, tüm erkeklerden kaçmışım. Hatta mesleğimi normalde de sevmiyorum ama böyle bir kurgu için uygun meslek olmaması daha da çok sevmeme neden oluyor. Biliyorum anlattıklarım kulağa çok saçma geliyor ama hissettiğim esas gerçekler bunlar.

Hatta bazen kendimi çok yaşlı hissediyorum. Sanki istediğim o hikaye rakamlar her arttığında benden uzaklaşıyor ve imkansız bir hale geliyormuş gibi hissediyorum çünkü. Şu an atanmayı bu evden ve ailemden kurtulmak için çok istiyorum. Ama ileriye baktığımda memur bir kadın olup, sıradan memur bir adamla evlenip, bir evin içinde ay sonunu getirmek için yaptığımız hesaplar, o sıradan hayat gözümün önüne geldiğinde bu bende intihar etme isteği oluşturuyor.

Sanırım bu konuyu buraya açtım çünkü hem itiraf edemediğim bir saçmalık ile yüzleşmek istedim hem de beni tanımayan yabancı insanlardan fikir almak istedim.
Durup durup yabancı mı okuyorsunuz bunu merak ettim
 
Öncelikle böyle bir konu açtığım için ve bahsedeceklerim için beni yerden yere vurmamanızı çok rica ediyorum. Bu kadar saçma sapan bir durumu daha önce terapistime bile bahsetmemiştim, ilk defa burada yüzleşeceğim gibi bir durum var.

Şimdi, çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Ama şöyle bir sorunum var ki bazı kitaplara haddinden fazla bağlanırım. Hastalık derecesinde ama.

Örneğin bu hafta bir kitaba sanırım yirminci kez yeniden başladım. İlk okuduğumda lisede falandım. Bir kitap bir insanı her seferinde depresyona sokar mı, beni sokuyor. Orada henüz yirmi bile olmamış bir genç kız var. Çok masum, çok soğuk, çok mesafeli buralar tıpkı benim gibi. Bunun yanında babasından şiddet görmüş, ondan hiç değer görmemiş ama hep direnmiş hiç gücünü yitirmemiş, aile ilişkileri berbat, kendini onlardan soyutlayıp kitap okumaya falan vermiş. Burası da tıpkı benim gibi. Kızla tek benzemeyen noktamız dış görünüşümüz galiba.

Sonra birtakım olaylar oluyor. Başrol erkek zengin bir katil ve bunu öldürmek için kaçırıyor. Ama sonra aylar içinde kızın masumiyetinden ve gücünden çok etkilenip ona aşık oluyor. Onun için yapmadığı şey kalmıyor. Kızı öldürmek için kaçırmışken, sadece kız yaşasın diye herkesi öldürecek bir duruma geliyor. Adamın düşmanları adamı bitirmek için tek yolun kızı ondan almak olduğunu fark ediyorlar. Kız daha önce hiç tatmadığı güven, merhamet, şefkat gibi birçok duygu ile adam sayesinde tanışıyor. Ve ben her seferinde bu kadın karakter neden ben değilim diye depresyona giriyorum. Ciddi ciddi iştahım kapanıyor, sessizleşiyorum, ağlamaklı oluyorum, hep uyumak istiyorum hiç düşünmek istemiyorum falan öyle bir hale geliyorum. Hatta (Normalde kendime bakar, çok güzel olmasam da güzel bulurum kendimi. Saatlerce saç makyaj yaparım.) bu dönemde aynaya baktığımda kendimden nefret ederim, makyajsız neden güzel olmadığımı sorgularım. Neden o kadın gibi çok uzun bir boyum yok ve makyajsız saf bir güzelliğim yok diye aynaya bakıp kendi kendimle kavga ederim.

Biliyorum "Bu bir kurgu, sen manyak mısın? Ergen. " gibi şeyler yazanlar olacak. Normalde dışarıya karşı hiç böyle biri değilim. Arkadaşlarım hatta beni inanılmaz mantıklı insan olarak bilirler, kimseye bahsetmedim bu yüzden. İnanmazlar da zaten bu düşündüğüm şeye. Ama içten içe hissediyorum ve benim elimde değil.

Hiç sevgilim olmadı. Biz bunu yıllar önce terapistim ile konuştuğumuzda daha çok babam yüzünden çok yıprandığıma ve ikili ilişkiler için hal ve enerjimin kalmadığına, yorgun olduğuma yormuştuk. Ama şimdi dönüp baktığımda sanırım o farklı hikayeyi aramışım ve sıradan olan tüm tanışmalardan, tüm erkeklerden kaçmışım. Hatta mesleğimi normalde de sevmiyorum ama böyle bir kurgu için uygun meslek olmaması daha da çok sevmeme neden oluyor. Biliyorum anlattıklarım kulağa çok saçma geliyor ama hissettiğim esas gerçekler bunlar.

Hatta bazen kendimi çok yaşlı hissediyorum. Sanki istediğim o hikaye rakamlar her arttığında benden uzaklaşıyor ve imkansız bir hale geliyormuş gibi hissediyorum çünkü. Şu an atanmayı bu evden ve ailemden kurtulmak için çok istiyorum. Ama ileriye baktığımda memur bir kadın olup, sıradan memur bir adamla evlenip, bir evin içinde ay sonunu getirmek için yaptığımız hesaplar, o sıradan hayat gözümün önüne geldiğinde bu bende intihar etme isteği oluşturuyor.

Sanırım bu konuyu buraya açtım çünkü hem itiraf edemediğim bir saçmalık ile yüzleşmek istedim hem de beni tanımayan yabancı insanlardan fikir almak istedim.
Kitap yazari kadin heralde ,manyak katil kizcagizi kaciriyor ve asik oluyor oyle mi? Keskr hemcinslerim sadece yetistirdikleri cocuklari iyilestirmeye calissa da elin ruh hastasindan hayali adamlar cikarmasa


Konu sahibesi gercekle alakasi olmayan seylere tutunuyorsunuz ...gercek hayat sandiginiz kadar sıkıci degil kitap okuyacaksaniz biyografi veya gercek hayat oykulerini okuyun
 
Öncelikle böyle bir konu açtığım için ve bahsedeceklerim için beni yerden yere vurmamanızı çok rica ediyorum. Bu kadar saçma sapan bir durumu daha önce terapistime bile bahsetmemiştim, ilk defa burada yüzleşeceğim gibi bir durum var.

Şimdi, çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Ama şöyle bir sorunum var ki bazı kitaplara haddinden fazla bağlanırım. Hastalık derecesinde ama.

Örneğin bu hafta bir kitaba sanırım yirminci kez yeniden başladım. İlk okuduğumda lisede falandım. Bir kitap bir insanı her seferinde depresyona sokar mı, beni sokuyor. Orada henüz yirmi bile olmamış bir genç kız var. Çok masum, çok soğuk, çok mesafeli buralar tıpkı benim gibi. Bunun yanında babasından şiddet görmüş, ondan hiç değer görmemiş ama hep direnmiş hiç gücünü yitirmemiş, aile ilişkileri berbat, kendini onlardan soyutlayıp kitap okumaya falan vermiş. Burası da tıpkı benim gibi. Kızla tek benzemeyen noktamız dış görünüşümüz galiba.

Sonra birtakım olaylar oluyor. Başrol erkek zengin bir katil ve bunu öldürmek için kaçırıyor. Ama sonra aylar içinde kızın masumiyetinden ve gücünden çok etkilenip ona aşık oluyor. Onun için yapmadığı şey kalmıyor. Kızı öldürmek için kaçırmışken, sadece kız yaşasın diye herkesi öldürecek bir duruma geliyor. Adamın düşmanları adamı bitirmek için tek yolun kızı ondan almak olduğunu fark ediyorlar. Kız daha önce hiç tatmadığı güven, merhamet, şefkat gibi birçok duygu ile adam sayesinde tanışıyor. Ve ben her seferinde bu kadın karakter neden ben değilim diye depresyona giriyorum. Ciddi ciddi iştahım kapanıyor, sessizleşiyorum, ağlamaklı oluyorum, hep uyumak istiyorum hiç düşünmek istemiyorum falan öyle bir hale geliyorum. Hatta (Normalde kendime bakar, çok güzel olmasam da güzel bulurum kendimi. Saatlerce saç makyaj yaparım.) bu dönemde aynaya baktığımda kendimden nefret ederim, makyajsız neden güzel olmadığımı sorgularım. Neden o kadın gibi çok uzun bir boyum yok ve makyajsız saf bir güzelliğim yok diye aynaya bakıp kendi kendimle kavga ederim.

Biliyorum "Bu bir kurgu, sen manyak mısın? Ergen. " gibi şeyler yazanlar olacak. Normalde dışarıya karşı hiç böyle biri değilim. Arkadaşlarım hatta beni inanılmaz mantıklı insan olarak bilirler, kimseye bahsetmedim bu yüzden. İnanmazlar da zaten bu düşündüğüm şeye. Ama içten içe hissediyorum ve benim elimde değil.

Hiç sevgilim olmadı. Biz bunu yıllar önce terapistim ile konuştuğumuzda daha çok babam yüzünden çok yıprandığıma ve ikili ilişkiler için hal ve enerjimin kalmadığına, yorgun olduğuma yormuştuk. Ama şimdi dönüp baktığımda sanırım o farklı hikayeyi aramışım ve sıradan olan tüm tanışmalardan, tüm erkeklerden kaçmışım. Hatta mesleğimi normalde de sevmiyorum ama böyle bir kurgu için uygun meslek olmaması daha da çok sevmeme neden oluyor. Biliyorum anlattıklarım kulağa çok saçma geliyor ama hissettiğim esas gerçekler bunlar.

Hatta bazen kendimi çok yaşlı hissediyorum. Sanki istediğim o hikaye rakamlar her arttığında benden uzaklaşıyor ve imkansız bir hale geliyormuş gibi hissediyorum çünkü. Şu an atanmayı bu evden ve ailemden kurtulmak için çok istiyorum. Ama ileriye baktığımda memur bir kadın olup, sıradan memur bir adamla evlenip, bir evin içinde ay sonunu getirmek için yaptığımız hesaplar, o sıradan hayat gözümün önüne geldiğinde bu bende intihar etme isteği oluşturuyor.

Sanırım bu konuyu buraya açtım çünkü hem itiraf edemediğim bir saçmalık ile yüzleşmek istedim hem de beni tanımayan yabancı insanlardan fikir almak istedim.
Yaaa ,bu çok masumca birşey aslinda,bazen sevgi kitaba öyle bir yansitiliyorki ,açlığınızı daha yoğun hissediyoruz ,onunla uyuyup onunla uyanıyoruz ,bende çok fazla kitap okur ,çok fazla film seyrederim gunlerce çıkamam etkisinden sorgularim ,bazen gerçek hayata dönmem zaman alır örgüleri karıştıririm,sizi çok çok iyi anlıyorum ,bu döngüden çıkmanızı tek yolu bağımlı olduğunuz kitaplardan vazgeçmek ve okuduğunuz alanı değiştirmek ,mümkün mertebe kişisel gelişim okumayı deneyin ,olay örgüsü olmayan kitaplar şiirler vs , belli bir zaman sonra hayatın olağan akisiyla birlikte bağımlı olduğunuz kitaplarda tat vermez oluyor zaten:)
 
Kitap yazari kadin heralde ,manyak katil kizcagizi kaciriyor ve asik oluyor oyle mi? Keskr hemcinslerim sadece yetistirdikleri cocuklari iyilestirmeye calissa da elin ruh hastasindan hayali adamlar cikarmasa


Konu sahibesi gercekle alakasi olmayan seylere tutunuyorsunuz ...gercek hayat sandiginiz kadar sıkıci degil kitap okuyacaksaniz biyografi veya gercek hayat oykulerini okuyun
Şimdi baktım, yazar erkekmiş. Buna mantık çerçevesinde bakınca sizin gibi düşünüyorum.

Gerçek hayat öyküsü o kadar çok okudum ki. Bu sefer de bu başarılı kadın neden ben değilim diye hayal kırıklığı yaşıyorum. Eğer dramatik bir kitapsa tamam yerinde olmak istemesem de bu sefer çok etkileniyorum, ağlamaklı oluyorum.
 
Yaaa ,bu çok masumca birşey aslinda,bazen sevgi kitaba öyle bir yansitiliyorki ,açlığınızı daha yoğun hissediyoruz ,onunla uyuyup onunla uyanıyoruz ,bende çok fazla kitap okur ,çok fazla film seyrederim gunlerce çıkamam etkisinden sorgularim ,bazen gerçek hayata dönmem zaman alır örgüleri karıştıririm,sizi çok çok iyi anlıyorum ,bu döngüden çıkmanızı tek yolu bağımlı olduğunuz kitaplardan vazgeçmek ve okuduğunuz alanı değiştirmek ,mümkün mertebe kişisel gelişim okumayı deneyin ,olay örgüsü olmayan kitaplar şiirler vs , belli bir zaman sonra hayatın olağan akisiyla birlikte bağımlı olduğunuz kitaplarda tat vermez oluyor zaten:)
Ya evet olabilir. Ya da karakter kendimize benzediği için onu mutlu sonla görünce kendi mutlu sonumuzu biz de arıyoruz. Mesela bahsettiğim kitapta adam kızı alıp yurt dışında okutmaya götürüyordu. Şimdi çok isterim biri beni bu atanma derdinden falan kurtarsın tak diye yurt dışına eğitim almaya götürsün. 🙂

Şiir okumayı pek sevmiyorum. Eğlenceli kitaplar da pek bana hitap etmiyor, melankolik bir ruhum var çünkü. Bunun dışında her türlü kitabı okurum. Ya mesela polisiye kitapları çok severim ama finale iyi karakteri falan öldürürler, etkisinden çıkmam günler alır.
 
Öncelikle böyle bir konu açtığım için ve bahsedeceklerim için beni yerden yere vurmamanızı çok rica ediyorum. Bu kadar saçma sapan bir durumu daha önce terapistime bile bahsetmemiştim, ilk defa burada yüzleşeceğim gibi bir durum var.

Şimdi, çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Ama şöyle bir sorunum var ki bazı kitaplara haddinden fazla bağlanırım. Hastalık derecesinde ama.

Örneğin bu hafta bir kitaba sanırım yirminci kez yeniden başladım. İlk okuduğumda lisede falandım. Bir kitap bir insanı her seferinde depresyona sokar mı, beni sokuyor. Orada henüz yirmi bile olmamış bir genç kız var. Çok masum, çok soğuk, çok mesafeli buralar tıpkı benim gibi. Bunun yanında babasından şiddet görmüş, ondan hiç değer görmemiş ama hep direnmiş hiç gücünü yitirmemiş, aile ilişkileri berbat, kendini onlardan soyutlayıp kitap okumaya falan vermiş. Burası da tıpkı benim gibi. Kızla tek benzemeyen noktamız dış görünüşümüz galiba.

Sonra birtakım olaylar oluyor. Başrol erkek zengin bir katil ve bunu öldürmek için kaçırıyor. Ama sonra aylar içinde kızın masumiyetinden ve gücünden çok etkilenip ona aşık oluyor. Onun için yapmadığı şey kalmıyor. Kızı öldürmek için kaçırmışken, sadece kız yaşasın diye herkesi öldürecek bir duruma geliyor. Adamın düşmanları adamı bitirmek için tek yolun kızı ondan almak olduğunu fark ediyorlar. Kız daha önce hiç tatmadığı güven, merhamet, şefkat gibi birçok duygu ile adam sayesinde tanışıyor. Ve ben her seferinde bu kadın karakter neden ben değilim diye depresyona giriyorum. Ciddi ciddi iştahım kapanıyor, sessizleşiyorum, ağlamaklı oluyorum, hep uyumak istiyorum hiç düşünmek istemiyorum falan öyle bir hale geliyorum. Hatta (Normalde kendime bakar, çok güzel olmasam da güzel bulurum kendimi. Saatlerce saç makyaj yaparım.) bu dönemde aynaya baktığımda kendimden nefret ederim, makyajsız neden güzel olmadığımı sorgularım. Neden o kadın gibi çok uzun bir boyum yok ve makyajsız saf bir güzelliğim yok diye aynaya bakıp kendi kendimle kavga ederim.

Biliyorum "Bu bir kurgu, sen manyak mısın? Ergen. " gibi şeyler yazanlar olacak. Normalde dışarıya karşı hiç böyle biri değilim. Arkadaşlarım hatta beni inanılmaz mantıklı insan olarak bilirler, kimseye bahsetmedim bu yüzden. İnanmazlar da zaten bu düşündüğüm şeye. Ama içten içe hissediyorum ve benim elimde değil.

Hiç sevgilim olmadı. Biz bunu yıllar önce terapistim ile konuştuğumuzda daha çok babam yüzünden çok yıprandığıma ve ikili ilişkiler için hal ve enerjimin kalmadığına, yorgun olduğuma yormuştuk. Ama şimdi dönüp baktığımda sanırım o farklı hikayeyi aramışım ve sıradan olan tüm tanışmalardan, tüm erkeklerden kaçmışım. Hatta mesleğimi normalde de sevmiyorum ama böyle bir kurgu için uygun meslek olmaması daha da çok sevmeme neden oluyor. Biliyorum anlattıklarım kulağa çok saçma geliyor ama hissettiğim esas gerçekler bunlar.

Hatta bazen kendimi çok yaşlı hissediyorum. Sanki istediğim o hikaye rakamlar her arttığında benden uzaklaşıyor ve imkansız bir hale geliyormuş gibi hissediyorum çünkü. Şu an atanmayı bu evden ve ailemden kurtulmak için çok istiyorum. Ama ileriye baktığımda memur bir kadın olup, sıradan memur bir adamla evlenip, bir evin içinde ay sonunu getirmek için yaptığımız hesaplar, o sıradan hayat gözümün önüne geldiğinde bu bende intihar etme isteği oluşturuyor.

Sanırım bu konuyu buraya açtım çünkü hem itiraf edemediğim bir saçmalık ile yüzleşmek istedim hem de beni tanımayan yabancı insanlardan fikir almak istedim.
Okuduklarını kütüphaneye bağışlayabilirsin. Ya da bir süre bir yere kaldır. Benim için kitaplarımı vermek çok zordur mesela. Hepsiyle gönül bağım var kimseye okuması için vermek istemiyorum. Benim kadar özenli bakmadıklarını düşünüyorum. Benimde 2 şer 3 er kere okuduğum kitaplarım var. Ama 20 kere okumakta farklı bir durum. Bu kadar çok tekrarla okumak kendini güvende hissetmene sebep olabilir. Çünkü sonunu bildiğin hikayeler güvenli alan çizer bizim bilinçaltımıza. Çocuklar o yüzden aynı masalları dinlemeyi sever.
 
Okuduklarını kütüphaneye bağışlayabilirsin. Ya da bir süre bir yere kaldır. Benim için kitaplarımı vermek çok zordur mesela. Hepsiyle gönül bağım var kimseye okuması için vermek istemiyorum. Benim kadar özenli bakmadıklarını düşünüyorum. Benimde 2 şer 3 er kere okuduğum kitaplarım var. Ama 20 kere okumakta farklı bir durum. Bu kadar çok tekrarla okumak kendini güvende hissetmene sebep olabilir. Çünkü sonunu bildiğin hikayeler güvenli alan çizer bizim bilinçaltımıza. Çocuklar o yüzden aynı masalları dinlemeyi sever.
Biliyor musunuz, bir film izleyeceğim zaman bile önce sonuna bakar sonra izlemeye başlarım.
 
Ya evet olabilir. Ya da karakter kendimize benzediği için onu mutlu sonla görünce kendi mutlu sonumuzu biz de arıyoruz. Mesela bahsettiğim kitapta adam kızı alıp yurt dışında okutmaya götürüyordu. Şimdi çok isterim biri beni bu atanma derdinden falan kurtarsın tak diye yurt dışına eğitim almaya götürsün. 🙂

Şiir okumayı pek sevmiyorum. Eğlenceli kitaplar da pek bana hitap etmiyor, melankolik bir ruhum var çünkü. Bunun dışında her türlü kitabı okurum. Ya mesela polisiye kitapları çok severim ama finale iyi karakteri falan öldürürler, etkisinden çıkmam günler alır.
Hayali bile çok güzel :) bazen yanlız kalmak istediğimde sonunu bildiğim en az 300(!) Kere okuduğum kitabın belirli sayfalarını okur karaktere bürünür ve uyurum beni mutlu eder :) Benimde melankolik bir yapım var ,yinede kişisel gelişim , ruhsal enerji ,burçlar vs gibi kitaplar beni biraz olsun bağımlısı olduğum kitaplardan uzaklaştırmisti yinede tavsiye ederim :)
 
Hayali bile çok güzel :) bazen yanlız kalmak istediğimde sonunu bildiğim en az 300(!) Kere okuduğum kitabın belirli sayfalarını okur karaktere bürünür ve uyurum beni mutlu eder :) Benimde melankolik bir yapım var ,yinede kişisel gelişim , ruhsal enerji ,burçlar vs gibi kitaplar beni biraz olsun bağımlısı olduğum kitaplardan uzaklaştırmisti yinede tavsiye ederim :)
Burç kitapları falan daha önce hiç okumamıştım. Deneyeceğim. Teşekkür ederim. 🙏
 
Şimdi baktım, yazar erkekmiş. Buna mantık çerçevesinde bakınca sizin gibi düşünüyorum.

Gerçek hayat öyküsü o kadar çok okudum ki. Bu sefer de bu başarılı kadın neden ben değilim diye hayal kırıklığı yaşıyorum. Eğer dramatik bir kitapsa tamam yerinde olmak istemesem de bu sefer çok etkileniyorum, ağlamaklı oluyorum.
hayret erkek olmasina sasirdim...

Kndinizi kimsryle kiyaslamayin ,her zaman sizden iyi veya sizin daha iyi oldugunuz durumlar olacaktir baskalarina karsi bu herkes icin gecerli mesela bu kadar az kitap okuyan bir ulkede surekli okuyorsunuz konusmaniz akici kelime hafizaniz gucludur ustelik rahatlikla empati yapabiliyor olmalisiniz bunlar size arti puan kazandirir ama kiskanclik veya hirs olmamali hayale dalmayin kendinizi oldugunuz gibi kabul edin kitap okuyun ama anlamak icin kiyaslamak icin degil bu sekildr dusune dusune bence duzelecektir ayrica youtube videolarinda uzmanlarin benzer videolari vardir birde onlari dinleyin derim ben
 
Bende senin gibi asiri hayal kurarim ama bunlar normal hayatimi etkilemez hayal kurmak cok guzel birsey bence. Ben zaten bu dunyayaa hic ait olmadigimi dusunuyorum kesin bir yalnislik oldu. Olene kadar kaliteli zaman gecirmeye calisiyorum. Hayal kurmakta bir sikintin yok bence problem gercek hayata adapte olamaman. Uzman destegi şart
 
Bende senin gibi asiri hayal kurarim ama bunlar normal hayatimi etkilemez hayal kurmak cok guzel birsey bence. Ben zaten bu dunyayaa hic ait olmadigimi dusunuyorum kesin bir yalnislik oldu. Olene kadar kaliteli zaman gecirmeye calisiyorum. Hayal kurmakta bir sikintin yok bence problem gercek hayata adapte olamaman. Uzman destegi şart
Evet, gerçek hayata adapte olmam sıkıntı oluyor.
 
Öncelikle böyle bir konu açtığım için ve bahsedeceklerim için beni yerden yere vurmamanızı çok rica ediyorum. Bu kadar saçma sapan bir durumu daha önce terapistime bile bahsetmemiştim, ilk defa burada yüzleşeceğim gibi bir durum var.

Şimdi, çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Ama şöyle bir sorunum var ki bazı kitaplara haddinden fazla bağlanırım. Hastalık derecesinde ama.

Örneğin bu hafta bir kitaba sanırım yirminci kez yeniden başladım. İlk okuduğumda lisede falandım. Bir kitap bir insanı her seferinde depresyona sokar mı, beni sokuyor. Orada henüz yirmi bile olmamış bir genç kız var. Çok masum, çok soğuk, çok mesafeli buralar tıpkı benim gibi. Bunun yanında babasından şiddet görmüş, ondan hiç değer görmemiş ama hep direnmiş hiç gücünü yitirmemiş, aile ilişkileri berbat, kendini onlardan soyutlayıp kitap okumaya falan vermiş. Burası da tıpkı benim gibi. Kızla tek benzemeyen noktamız dış görünüşümüz galiba.

Sonra birtakım olaylar oluyor. Başrol erkek zengin bir katil ve bunu öldürmek için kaçırıyor. Ama sonra aylar içinde kızın masumiyetinden ve gücünden çok etkilenip ona aşık oluyor. Onun için yapmadığı şey kalmıyor. Kızı öldürmek için kaçırmışken, sadece kız yaşasın diye herkesi öldürecek bir duruma geliyor. Adamın düşmanları adamı bitirmek için tek yolun kızı ondan almak olduğunu fark ediyorlar. Kız daha önce hiç tatmadığı güven, merhamet, şefkat gibi birçok duygu ile adam sayesinde tanışıyor. Ve ben her seferinde bu kadın karakter neden ben değilim diye depresyona giriyorum. Ciddi ciddi iştahım kapanıyor, sessizleşiyorum, ağlamaklı oluyorum, hep uyumak istiyorum hiç düşünmek istemiyorum falan öyle bir hale geliyorum. Hatta (Normalde kendime bakar, çok güzel olmasam da güzel bulurum kendimi. Saatlerce saç makyaj yaparım.) bu dönemde aynaya baktığımda kendimden nefret ederim, makyajsız neden güzel olmadığımı sorgularım. Neden o kadın gibi çok uzun bir boyum yok ve makyajsız saf bir güzelliğim yok diye aynaya bakıp kendi kendimle kavga ederim.

Biliyorum "Bu bir kurgu, sen manyak mısın? Ergen. " gibi şeyler yazanlar olacak. Normalde dışarıya karşı hiç böyle biri değilim. Arkadaşlarım hatta beni inanılmaz mantıklı insan olarak bilirler, kimseye bahsetmedim bu yüzden. İnanmazlar da zaten bu düşündüğüm şeye. Ama içten içe hissediyorum ve benim elimde değil.

Hiç sevgilim olmadı. Biz bunu yıllar önce terapistim ile konuştuğumuzda daha çok babam yüzünden çok yıprandığıma ve ikili ilişkiler için hal ve enerjimin kalmadığına, yorgun olduğuma yormuştuk. Ama şimdi dönüp baktığımda sanırım o farklı hikayeyi aramışım ve sıradan olan tüm tanışmalardan, tüm erkeklerden kaçmışım. Hatta mesleğimi normalde de sevmiyorum ama böyle bir kurgu için uygun meslek olmaması daha da çok sevmeme neden oluyor. Biliyorum anlattıklarım kulağa çok saçma geliyor ama hissettiğim esas gerçekler bunlar.

Hatta bazen kendimi çok yaşlı hissediyorum. Sanki istediğim o hikaye rakamlar her arttığında benden uzaklaşıyor ve imkansız bir hale geliyormuş gibi hissediyorum çünkü. Şu an atanmayı bu evden ve ailemden kurtulmak için çok istiyorum. Ama ileriye baktığımda memur bir kadın olup, sıradan memur bir adamla evlenip, bir evin içinde ay sonunu getirmek için yaptığımız hesaplar, o sıradan hayat gözümün önüne geldiğinde bu bende intihar etme isteği oluşturuyor.

Sanırım bu konuyu buraya açtım çünkü hem itiraf edemediğim bir saçmalık ile yüzleşmek istedim hem de beni tanımayan yabancı insanlardan fikir almak istedim.
Yabanci, Oznur Yildirim'in kitabindan bahsetmissiniz. Wattpad kitaplari okumayi acil birakin. Psikiyatriyede randevu alin.
 
hayret erkek olmasina sasirdim...

Kndinizi kimsryle kiyaslamayin ,her zaman sizden iyi veya sizin daha iyi oldugunuz durumlar olacaktir baskalarina karsi bu herkes icin gecerli mesela bu kadar az kitap okuyan bir ulkede surekli okuyorsunuz konusmaniz akici kelime hafizaniz gucludur ustelik rahatlikla empati yapabiliyor olmalisiniz bunlar size arti puan kazandirir ama kiskanclik veya hirs olmamali hayale dalmayin kendinizi oldugunuz gibi kabul edin kitap okuyun ama anlamak icin kiyaslamak icin degil bu sekildr dusune dusune bence duzelecektir ayrica youtube videolarinda uzmanlarin benzer videolari vardir birde onlari dinleyin derim ben
Burada bazı konular okuyorum. Babası ile problemi olan bazı kadınlar kendisine selam veren erkeğe bile aşık olduğunu düşünebiliyor. Ya da adam senden tiksiniyorum dese bile kopmuyorlar. Ben genel olarak insanlardan kopuk yaşadım, kimseye minnet etmedim. Belki psikolojisi bozuk bazı kadınların bu sağlıksız ilişkilerini ben psikolojisi bozuk biri olarak hayali karakterler ile yaşadım.
 
Yabanci, Oznur Yildirim'in kitabindan bahsetmissiniz. Wattpad kitaplari okumayi acil birakin. Psikiyatriyede randevu alin.
Hayır, bahsettiğiniz kitap değil. Ama bir hanımefendi daha bu kitap isminden bahsetti. Merak ettim açıkçası, galiba sipariş vereceğim. Nasıl bir kitap? 😅
 
Hayır, bahsettiğiniz kitap değil. Ama bir hanımefendi daha bu kitap isminden bahsetti. Merak ettim açıkçası, galiba sipariş vereceğim. Nasıl bir kitap? 😅
Sizin bahsettiginiz kitabin ismi nedir, yazarin ismi? Tam olarak yukarda konusunu yazdiginiz kitabin tamamen aynisi bu basta bahsettigim kitap. Ismini yazip bakarsaniz anlarsiniz.
 
Sizin bahsettiginiz kitabin ismi nedir, yazarin ismi? Tam olarak yukarda konusunu yazdiginiz kitabin tamamen aynisi bu basta bahsettigim kitap. Ismini yazip bakarsaniz anlarsiniz.
İnstagram'dan baktım ama bahsettiğiniz kitap günümüz güncel kitaplarından sanırım. Çok paylaşım var. Ben bahsettiğim kitabı lisede almıştım ve sekiz yıl önceye falan tekabül ediyor. O değil yani. Konuda bahsettiğim kitabın ismini doğru olduğunu düşünmediğim için belirtmedim. Zaten örnek olarak bahsetmiştim. Genel olarak romanlara böyle takıntılarım oluyor.
 
X