Roxxett'den Seçmeler

ÇATLAK YUMURTA
Adamin biri amerika ya gitmis ve orada cok guzel bir civciv gormus ve ulkesine goturmek istemis. Ucaga binmis ve civcivi ceketinin ic cebine koymus. Yanina da bir rahibe oturmus. Civciv bir sure sonra adamin gomleginin icine girip pantolonuna dogru inmis ve fermuar seviyelerine geldiginde cani disari cikmak istemis. Fermuarin azicik acik kalan yerinden disari bakmis ve hemen kafasini geri cekmis. Bu hareketi bir kac kez tekrarlamis. Civciv rahibenin dikkatini cekmis. Rahibe utana sikila adama donmus: 'Beyefendi, ben bu islerden pek anlamam ama galiba yumurtalarinizdan biri catlamis !' HIZ Amerikada -22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km./saat'le gittiğini farketmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş. Ve aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var. Polisi görünce yaşlı sürücü: Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? diye endişe ile sormuş. Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadaruyla 22 km. hızla gidiyorsunuz. Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hızla uymak istedim! Polis: teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min. 50 km hızla gitmelisiniz. Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar vermiş sürücüye. Teyzeciğim birşey sorabilirmiyim? Bu ardada oturan kişlerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi! Kadın şöyle cevap vermiş: Valla bende anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktıktan beri böyleler.
 
MESAJINIZ VAR
New York sokaklarının karla kaplandığı günlerde ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde is gezilerinde olan kari koca, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede birkaç gün geçirmeye karar verirler.. Kocası esinden önce gider Florida'ya ve ertesi gün içinde esine yer ayırttıktan sonra, ona bir e-mail gönderir. Fakat mesaj, adresi bir harf yanlış yazdığı için esi yerine, bir gün önce ölen yaslı bir papazin esine gider. Papazin en az kendisi kadar yaşlı esi bilgisayar ekranında mesajı okuyunca korkunç bir çiğlik atar ve yere düşer. Zaten çok üzgün olan kadının bu çiğliği üzerine ev halkı odaya dolar ve hemen herkes, yerde yatan kadına yardim için koşuşturmaya baslar. Kadıncağız bir süre sonra kendine gelir ve ne olduğunu soranlara bilgisayar ekranını gösterir. Ekrandaki mesaj ise aynen böyledir: Sevgili kariciğim! Bugün buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarin senin gelişinle ilgili bütün işlemleri tamamladım. Sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok çok sıcak... Seni özlemle bekliyorum. Kocan

AHLAKLI PAPAĞANLAR
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis. Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis. Papazin cemaatinden bir kadininda 2 tane disi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakli,kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis. Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!'diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis. "Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz" demis. Kadinda almis papaganlari getirmis, papazin evine daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi "hey yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde" diye sormus. Erkek papaganlardan biri otekine donup haykırmış?: "oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda!!!"
 
CİN
Yeni evli çift balayı zamanında golf oynamaya karar verirler. Otellerindeki golf sahasına inip golf oynamaya başlarlar. Adam topa bir vurur top direk çalılıkların arasında kaybolup beraberinde bir şeylerin kırıldığına dair ses getirir.. Sesi takip eden çift topun harabe bir kulübenin camını kırdığını anlarlar. İçeri girdiklerinde iri kıyım bir adam koltukta oturmaktadır. Çift üzgün bir vaziyette, -Kusura bakmayın beyefendi bilerek olmadı çok özür dileriz zararınızı ödemeye de razıyız, diyerek af dilerler. Bunu gören adam: -Hayır hayır esas ben size çok teşekkür ederim. Ben bir cinim ve 300 yıldır bu lambadaydım.. Topunuz lambayı kırarak benim serbest kalmama neden oldu.. Bu yüzden ne isterseniz yapacağım ikinizinde birer hakkı var, der. Kadın: -Benim içinde hizmetçileri olan kapısında son model arabalar duran bir villam olsun, der. Cin: İsteginiz yerine getirildi bayan, der. Adam ise düşünür.."Ev var araba var bende 1 milyon dolar istiyeyim diyerek hemen söze girişir:-Cin bende hesabımda 1 milyon dolar istiyorum. -Beyefendi sizin de isteğiniz yerine getirildi. Fakat benimde bir isteğim var biliyorsunuz 300 senedir bir lambada kapalıyım ve canım acaip kadın çekiyor. Bu isteklerinizin karşısında bende hanımınızla beraber olmak istiyorum, der. Adam bu istek karşısında sinirlense de cinin yaptıklarından dolayı biraz yumuşar ve cin olduğunu düşünüp bir daha karşılarına çıkmayacağını düşününce karısına bakar. Karısı da yakışıklı cinle bir beraberliğin zararlı olmayacağını düşünüp kabul eder. Kadınla cin arka odada işlerini bitirmişler kadın giyinmektedir. Cin yatakta uzanırken kadına: -Hanfendi kocanız kaç yaşında? -35 nolduki? -Hiiç bu yaşa gelmiş hala cinlere inanıyor

OTURAN BOĞA AKILLANDI
Kizilderililerin genç reisi 18 yasina geldiginde cani kadin ister. Kabilenin büyücüsüne gider, der ki: "Oturan Boga kadin ister." Büyücü: "Oturan Boga ormana gitsin, üzerinde delik olan bir agaç gövdesi bulsun ve onun üstünde egitim yapsin, hazir olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir. Der ki: "Oturan Boga hazir." Büyücü de kabiledeki en güzel kizi ona verir. Reis alir kizi çadira girer. "90 derece egil" der. Kiz egilince, kiza bir tekme vurur. Kiz çiglik atarak bunu niçin yaptigini sorar. Reis söyle cevap verir: "Oturan Boga akillandi, önce yaban arilarini kontrol!"
 
100 ÜZERiDEN 150
Jinekologun biri lanet olsun der ve doktorlugu birakir. Niyeti araba tamircisi olmaktir. Gider ve sendikanin sinavina girer. Sonuçta 100 üzerinden 150 alip gecer. Bunun üzerine bir sorusturma açilir. Müfettisler hocaya sorarlar bu is nasil oldu diye. Hoca; "Valla, yagi degistir dedim degistirdi. Filtreyi degistir dedim degistirdi. Bujileri temizle dedim temizledi. Müfettis: "Iyi de neden 100 degil de 150 verdin?" Hoca: "Bunlarin hepsini egzozdan yapti !"

-
CANIM SEVGİLİM
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar. Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm? Tabi canim. Al. Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi? Hayir, kizmam...Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?" Peki, al canim. Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum... Kizmam, soyle bakiyim. Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar: Bu telefon kimindi yahu?...
-
 
TETANOS
Seksenlik koca, evden çıkmak üzere paltosunu giyerken onu gören yaşlı karısı seslenir: Bu saatte nereye gidiyorsun? Doktora gidiyorum Ne oldu? yine neren agrıyor? Yaşlı adam sırıtır: Yok hanım yok, doktora söylicem bana bi VIAGRA yazsın Bunu duyan kadın ayaga kalkar ve o da sokaga çıkmak için hazırlanmaya başlar. Ihtiyar şaşırır: Eee hanım, sen nereye? Doktora gidiyorum der ve adamın şaşkın bakışları altında devam eder: Eger o eski, paslı şeyi benim üzerimde kullanacaksan ben de tetanos ignesi yaptırayım bari..!
-
MUTLULUK
Büyük bir kedi, kuyruguyla oynayan küçük bir kediye sormus: "Neden kuyrugunu kovaliyorsun?" Yavru kedi yanit vermis: "Bir kedi için en güzel seyin mutluluk, mutlulugun da kuyrugum oldugunu ögrendim. Bu nedenle onu kovaliyorum, yakaladigimda mutluluga kavusacagim. "Bunun üzerine yasli kedi söyle demis: "Gencken ben de mutlulugun kuyrugum olduguna karar vermistim. Ama sunu farkettim; ne zaman onu kovalasam benden uzaklasiyor, ne zaman kendi isime baksam hep pesimden geliyor."
-
 
İNTİKAM
Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye çok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tünele giriyor, ortalık kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- diye çok şiddetli bir toktat sesi duyuluyor. Tren tünelden çıkıyor. Ortalık aydınlanınca herkes şaşkın şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor. Genç kız düşünüyor; (Salaklar benim yerime annemi öperlerse, işte böyle annemden şamarı yerler..) Kızın annesi düşünüyor; (Aferin benim kızıma, askerlerden biri kızımı öptü ama, tokatıda hemen yedi..) Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan bizdeki şansa bak, bizim asker kızı öptü, tokadı ben yedim..) Ve Asker kıs kıs gülüyor; (Komutanım'dan intikamımı nasılda aldım Havaya bir öpücük yüzbaşıya bir tokat!!)
-
YARDIM
Temel bir gün dağda giderken ayağı kayar ve uçuruma düşer. Başlar bağırmaya: "Kimse yok miduur? Kimse yokmiduur?" Böyle bağırırken gece olur. Tanrı bakar kulu çok acı bağırıyor, kendi kendine: "Şu kulum düzelirim desin kurtaracağımm yahu." Neyse gökten bir ses, Temel'e: "Ben tanrıyım, sen kulum! Ömrün boyunca içki içtin, kumar oynadın, zamparalık yaptın, bunları bırakacağına bana yemin et seni kurtaracağım" der Temel düşünür ve başlar: "Başka biri yok miduur? Başka biri yokmiduur?"
-
 
NE GİYERSEN GİY!
Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler.. Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş.. Sormuş: Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler? Mali danışman öğüt vermiş: En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler.. Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış.. Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş: En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler.. Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. Şöyle demiş: Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar.. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler.. Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar: Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki? Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder: Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır..

4 MÜHENDİSLER
Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmişler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarısına geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatıyor arabanın altına, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sıkıyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk. Bu sefer elektrik mühendisi hemen atlıyo, 'bana bırakın' diye. Kabloları kontrol ediyo, elektrik aksamına bakıyo, biniyolar arabaya ama tık yok gene. Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..şey...arabadan çıkıp bi daha girsek? Bu sırada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalışmaları sonucunda her üç elemanın da verimsiz çalıştığına kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek diğerlerine arabayı ittirir.
-
 
OĞLUM BENİM
Genç bir adam süpermarkette dolaşırken yaşlı bir kadının kendisini izlediğini fark eder. Fazla umursamadan alışverişine devam eder. Bir şeyler alır ve kasaya gelir. Bu sırada yaşlı kadın adama: "Size bakmamdan rahatsız oldunuz ama yeni ölen oğluma çok benziyorsunuz bu yüzden size bakıyorum" der. Bunun üzerine adam üzülerek: "Oğlunuzu kaybetmenize çok üzüldüm. Yapabileceğim bir şey varsa çekinmeyin söyleyin." Der Yaşlı kadında "Marketten çıkarken bana güle güle anne derseniz bu beni çok mutlu eder." Ve kadın marketten çıkar. Adam da ona "Güle güle anne" diyerek veda eder. Kasadaki tezgahtar alışverişinin 100 milyon tuttuğunu söyler. Adam şaşırır ve "Ama nasıl olur ben sadece bir kaç ufak şey aldım." diye çıkışır. Bunun üzerine tezgahtar kız "Anneniz onun aldıklarını da sizin ödeyeceğini söyledi."

3 ARKADAŞ
Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin bir seyler hazirliyormus. Ama hep ayni seyler. Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali aciyor kofte ekmek. Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam ediyormus. Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler yine ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege kofteli hop assaga atlamis, Kayserilininki de pastirmali,oda atlamis asagi. Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus. Adanalinin karisi: Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim. Kayserili Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim Karadenizli ise Vah zavalli kocacigim hamsi + ekmegi ne cok severdi her sabah kalkip kendi hazirlardi
 
BULMACA
Temel uçağa binerken merdivende bir bakmış önünde Sharon Stone haltetmiş bir dilber..Muhteşem de bir mini..Temel içini çekerken bir bakmış, yeri dilberin tam yanı..Oturmuşlar.. Uçak havalanmış. Dilber çantasına uzanmış. İçinden bir bulmaca dergisi, bir kurşun kalem çıkarmış. Başlamış çapraz bulmacayı çözmeye..Temel heveslenmiş.."Şimdi bir yerde takılır, bana sorar, böylece muhabbete başlarız" diye..Beş dakika geçmeden dilber Temel'e dönmüş, gerçekten..Kısık, seksi bir sesle sormuş: "Beş harfli bir kelime. Sonu arak..Başına bir harf koyarsanız kadınların en sevdiği alet olurmuş, biliyor musunuz?" diye.."Aman Tanrım" demiş Temel, Amerikan filmlerindeki gibi.."Aman Tanrım.. Bu güzel kadına o kelimeyi nasıl söylerim ben..Mutlak bir başka kelime olmalı.." Başlamış düşünmeye..Beş dakika sonra jöton "Dank" diye düşmüş.. Kadına dönmüş: "Tarak olabilir mi, hanımefendi?..Tarak!.." "Harikasınız" demiş dilber.."Silginiz var mı acaba?

MİGROS
Temel tarikata girmek icin muracaat etmis, tarikat seyhi "Bize katilmak icin sinavlardan gecmen gerek. Ilk sinavin.. Kadinlara uc hafta yaklasma..Dayanabilirsen, uc hafta sonra gel goruselim!" demis...Temel uc hafta sonra gelmis seyhin onune.. Suklum, puklum.."Ilk hafta kolay gecti" demis, "Ikinci hafta biraz zorlandim, son hafta Fadime ile Migros'a gittik...Fadime ust raftaki konservelere uzaninca icim gitti..Konserve yere dusup Fadime yere egilince de kendimi tutamadim..""Yoo" demis seyh "Bu durumda seni tarikata katiyyen alamam..""Yahu! Ne Tarikati. Ben ondan coktan vazgectim" demis Temel "Beni Migros'a almiyorlar artik!.. Derdim o!.."
 
KİM VERECEK?
Paris'in ünlü müzikholüne gitti, müdürün karşısına çıktı: Efendim ben, masaj uzmanıyım. Bu alanda benim gibi bir uzman daha bulamazsınız. Memnun oldum. Bize niye geldiniz? Ayda onikibin frank karşılığında, müzikholünüzde çalışan bayan sanatçılara masaj yapmayı öneriyorum. Müdür gülümsedi: Onikibin frankı peşin verirseniz, hemen başlayabilirsiniz!

KARA BULUTLAR
Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan öğrencilerden birine şu soruyu sordu : Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur? Çocuk düşündü , yutkundu, birşey diyemedi.Onun yanında oturan küçük kız çocuğu parmak kaldırarak şu cevabı verdi : Kirli sulardan olur öğretmenim!..

GÜZELLİK
Meliha, komşusu Zülbiye'ye: Sabah sana uğradım, dedi. Evde yoktun. Güzellik salonundaydım Melihacım. Meliha, Zülbiye'nin yüzünü dikkatle inceledikten sonra dudak büktü: Demek bu kadar bekledim, hala sıra gelmedi.
 
TANRI
Zengin bir is adaminin kizi, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadasini anne ve babasiyla tanistirmak icin evlerine yemege cagirdi. Yemekten sonra zengin is adami damat adayiyla basbasa konusmak istedi ve onu calisma odasina goturdu. Senle söyle erkek erkege konusalim yavrum, dedi. vlendikten sonra aileni gecindirmek icin ne is yapmayi düsünüyorsun? Damat adayi duraksamadan yanit verdi: Aslinda benim elimden her is gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir is bulurum. Sonra da nasil olsa, Tanri yardim eder. Damat adayinin bu yanitini kuskuyla karsilayan is adami, bu kez daha somut bir soru sordu: Peki icinde kizimi oturtabilecegin bir eve nasil sahip olmayi düsünüyorsun? Damat adayi yine duraksamadan cevap verdi: Ben aslinda cok caliskan bir insanimdir, dedi. Gece gündüz demez calisir, para biriktiririm. Sonra da nasil olsa Tanri yardim eder, bizde bir ev sahibi oluruz. Kız babasinin nesesi iyice kacti. Bu kez sesini yükselterek sordu: Peki oglum ilerde cocuklariniz olunca onlara nasil bakacaksiniz? Damat adayi o soruyu da yanitladi: Biraz önce söyledim ya, gece gündüz calisir kazandigim tüm parayi biriktiririm. Sonrada nasil olsa Tanri'nin yardimiyla cocuklarimizi büyütürüz. Damat gittikten sonra kizi kosarak babasinin yanina geldi: Damadini begendigini gözlerinden anliyorum babacigim, lütfen söylermisin onun en cok neyini begendin? Babasi kizinin yüzüne dik dik bakti: Onun en cok hosuma giden yani benim hakkimdaki görüsü, dedi ve ekledi: Beni Tanri saniyor!
 
YÜZÜNÜ KAPAT
Temel bir gun denize girmis ama cirilciplak. Koyun cocuklari saka olsun diye Temel'in butun elbiselerini alip kacmis, zavalli Temel de denizde oylece kalakalmis. Beklemis gelen yok giden yok. Yardim edecek kimse de yok. Hava biraz kararinca ne yapsin bizim Temel cikmis denizden. Hemen az ilerdeki otlarin arasindan usulca koyune dogru gitmeye baslamis. Otlak bitince evine de az kaldigi icin on tarafini eliyle kapatarak evine dogru kosmaya baslamis. O sirada O'nu goren babasi bagirmis: "Ula salak usak orani kapayacagina yuzunu kapasana, kim taniycak orani?"

LEZBİYEN
Temel bara gitmis. Yanindaki kadinla sohbet ederken kadin: "Ben lezbiyenim" demis. Temel lezbiyenin ne oldugunu sorunca kadin: "Ben yalnizca kadinlarla beraber olurum" demis. Temel' in hosuna gitmis. "Pen ta sizin cibu lezbiyenum" demis.

GOZLUK
Adamın teki bi bara girer, yaslanır bara ve elini vurarak Bana 3 viski" der Barmen viskileri verir adam arka arkaya tak tak tak götürür viskileri, hadi bana ii günler der bardan çıkmaya hazırlanır. "Hoopp kardeşim nereyee" diye seslenen barmene "Param yok" diye yanıt verir ve barmeni şöyle bi süzüp "Ama sana bi teklifim var, bak şimdi cebimde 20 santim boyunda bir piyanist var eğer istersen sana ne istersen çalar biz de ödeşiriz" der. Şaşıran barmen merak ederek "Göster bakalım" der, adam cebinden çıkartır, gerçekten de 20 santim boyunda bi adamcık, geçer piyanonun başına, barmeni iyice eğlendirir. Barmenin çok hoşuna gider bu ve bu piyanisti nereden bulduğunu sorar adama.. Bunun üzerine adam ona piyanisti veren "cin"i çağırır. Barmen bi bakar cinin ahı gitmiş vahı kalmış, yaşlııı, eğilmişşş, bemmbeyaz sakallı bi dede.. Bastonuna dayanmış zar zor ayakta duruyor. "Dile benden ne dilersen" demiş cin ve barmen yanıt vermiş: Yıllardır bu barda sigara, içki ciğerlerim mahvoldu bana iki yeni ciğer ver" demiş. Kulağını daha da barmene yaklaştıran cin "Ha??" diye sormuş, barmen bağırmış "iki yeni ciğer!!!" "Ha peki" demiş cin ve parmaklarını şıklatmış, hoppp barmenin arkasında zebella gibi iri yarı, parabıyıklı, kılıçlı cengaver. "Yahu ben yeni ciğer dedim.. yeniçeri demedim ki!!" diye isyan etmiş barmen.. Adam da gülmüş: "Hah sanki ben de 20 santimlik piyanist istedim!!!"
 
3 KIZ
Üç kiz ölmüs, cennetin kapisinda siraya girmisler. En büyük melek, kizlari karsilamis ve sormus: "Cennetin kapisinidan girmeden önce size küçük bir sorum var. Hayattayken iyi kizlar miydiniz?" Ilk kiz atilmis: "Sayin melek hazretleri! Inanin ben daima iyi bir kiz oldum. Evlenmeden önce kimseyle olmadim gibi evlendikten sonra da olmadim" Büyük melek yardimcisina donmus: "Tamam bu kiza altin anahtari verin" Ikinci kiz; "Sayin melek hazretleri! Ben evlenmeden kimseyle olmadim ama evlendikten sonra dayanamadim!" "Bu kiza da gümüs anahtari verin" demis melek hazretleri. Sira üçüncü kiza gelmis; "Sayin melek ben her önüme gelen erkekle evlenmeden önce ve sonra doyasiya birlikte oldum" demis... Büyük melek söyle bir saginaa ve soluna baktiktan sonra yardimcisina fisildamis: "Buna da benim odanin anahtarini verin"

DİLE BENDEN NE DİLERSEN
Yaslica bir bayan evindeki koltugunda oturup uzun gecmis hayatini gozden gecirirken birden bir peri karsisina cikiverir ve ona 3 dilekte bulunabilecegini soyler. Peki der yasli kadin "Zengin olmak istiyorum" Peri bir el hareketiyle kadinin koltugunu som altina ceviriverir. "Ikinci olarak ta sanirim guzel ve genc bir prenses olmak istiyorum" der. Birden basinda paha bicilemez bir taci olan dunya guzeli bir prenses oluverir. "Ucuncu ve son olarak olarak ne istersin ?" diye sorar peri. O sirada yasli kopegi agir bir sekilde kafasini kaldiriverir ve zayif bir "hav" sesi cikartir. Prenses cok sevdigi kopegine bakar ve soyle der "Kopegimi yakisikli bir prense donusturebilirmisin?" Tam o anda, simdi guzel bir prenses olan yasli kadinin onunde dunyada hic kimsenin gormedigi kadar yakisikli bir prense donusur kopek. Hic kimsenin hayal bile edemeyecegi kadar yakisiklidir bu prens. Kadin ona buyuk bir hayranlikla bakar ve o anda ona asik oluverir. Prens ona dogru yaklastiginda kadinin heyecandan dizleri titremeye baslar. Prens ona dogru egilir ve dudaklari neredeyse kadinin kulagina degecek sekilde soyle fisildar: "Eminim simdi, zamaninda beni hadım ettirdigine cok pismansin."
 
İNATÇILIK ŞAMPİYONASI
Karadeniz sahilinde bir kahvede inatçilik sampiyonasi düzenlenmis. Üç müsabik ortaya çikmis, baslarindan çikan birer olayi anlatip, kahve sakinlerinden sampiyonu seçmesini istemisler. Birinci müsabik: "Bir aksam isten eve döndüm, kapiyi çaldim, hanim kim o dedi, kim olacak bu saatte, kapiyi baska kim çalar ki! Kizdim. Kapiyi ben çaldim, hanim israrla kim o dedi. Bu sabaha kadar böyle devam etti. Sabah oldu ise gittim." Ikinci müsabik: "Agriyan disimi çektirmek için disçiye gittim. Disçi hangi disin agriyor diye bana sordu. Madem koskocaman disçi, agriyan disimi o bulsun diye inat ettim. Disçi bütün dislerimi çekti. Sira agriyan disime gelince, yine agriyor demedim ve agzimdaki bu tek dis inadimdan kaldi." Üçüncü müsabik: "Evlendigim ilk gece hanim bana dokunma dedi. Ben de inadim tuttu. Aradan 17 yil geçti, hala dokunmadim." Bu arada jüri baskani "Ama senin üç tane kocaman çocugun var, nasil olur?" diye sorunca: "Inadimdan onlarin bile nasil oldugunu sormadim."
 
SERİNLEMEK İÇİN
Bir sarisin, bir kizil saçli ve bir esmer kadin çölün ortasinda arabayla yol almaktadirlar. Hava korkunç sicaktir. Arabanin motoru birden stop eder. Inip baktiklarinda, motoru tekrar çalistiramayacaklarini anlarlar. Mecburen çölde uzunca bir yürüyüs yapmalari gerektiginden, her biri arabadan birseyler alir. Esmer, bir sise su; kizil sacli bir paket bisküvi ve sarisin da arabanin kapisini söküp alir. Çölde yürümeye baslarlar ve bir süre sonra dinlenmek için mola verirler. Mola sirasinda sarisin ve esmer kadinlar kizil saçliya döner ve niye bir paket bisküvi aldigini sorarlar. - "Acikirsam yerim, diye düsündüm" cevabini verir kizil saçli "..çölde ne kadar yürüyecegimiz belli degil.." Hepsi de bunun çok mantikli oldugunu düsünür. Ve sonra sarisin kadinla kizil saçli olani esmere döner ve niye yanina bir sise su aldigini sorarlar. - "Eger susarsam, yanimda içecek birseyim olmasi gerektigini düsündüm.." diye cevaplar esmer kadin. Evet, bu çok akillica bir fikir, diye düsünür diger ikisi. En sonunda esmer ve kizil saçli kadinlar sarisina dönerler ve arabanin kapisini niçin söküp aldigini sorarlar. - Seyy.." der sarisin "..çok sicak olursa pencereyi açip serinlerim diye düsündüm de.."

UZUN BACAKLI PİLİÇ
Adam bara gitmis tam arkasinda bir devekusu..- "Bir bira..!" demis adam.. - "Ben de..!" demis devekusu. Barmen servisi yapmis.. - "Hesap üç dolar kirkiki!" demis. Adam elini cebine sokmus bir avuç para çikarip bara koymus. Saymis barmen.. Kurusu kurusuna 3 dolar 42!.. Ertesi gün - "Viski!" demis adam. - "Ben de!" demis, devekusu. - "Yedi dolar ondört!" demis Barmen..Yine elini cebine atmis adam.. Pat!. Çikartmis parayi. Tami tamina 7 dolar 14.. Günlerce devam etmis bara gelisler.. Içki.. Aynisi devekusuna.. Aynen cepten para.. Merak etmis barmen sonunda..- "Kuzum nedir bunlar..Parayi saymadan tami tamina çikariyorsun cebinden.." - "Ben sihirli bir lamba buldum" demis adam.. - "Ne alirsam.. Bir bardak su veya bir Rolls Royce cebimde kurusu kurusuna parasini buluyorum..!" - "Peki.. Peki bu devekusu?" diye sormus Barmen.. - "Haa o mu?!" demis adam.. "Bir de benimle ayni zevkleri paylasan uzun bacakli bir piliç dilemistim..!"
 
II DÜNYA SAVAŞI BİTTİ Mİ?
Yasli Italyan, kasabanin papazina günah çıkarmaya gitmisti.Ihtiyar adam itiraflarina basladi: "Ikinci Dünya savasinin ilk günlerinde bir güzel kiz kapimi çalip kendisini Almanlardan saklamami istedi. Onu bodruma sakladim.Ve Onu asla bulamadilar. "Bu harika birsey" dedi, papaz.. "Devami var" dedi ihtiyar.. "Ben zayif karakterli bir adamim.Birgün ondan, kendisini saklamamin bedelini bazi arzularimi gidererek " odemesini istedim." Papaz bir süre düsündü,sonra.. "Himmm..Savas yillari. Zor günler.. O kosullarda böyle bir zaaf affedilebilir.çok büyük bir riski göze almissiniz.. Kaldi ki, kiz Almanlarin eline düsse, basina çok daha kötü seyler gelirdi. Allah anlayisli, hos görülü ve affedicidir. Yaptiginiz iyilik ve kötülükleri tartar, sizi sefkatle yargilar.." "Tesekkür ederim peder" dedi, yasli adam.. "Simdi içim rahatlamisken, bir soru daha sorabilir miyim?." "Tabii sorabilirsin oglum" dedi, papaz.."Ona savasin bittigini söylemem gerekiyor mu?.."

SIRANI BEKLE
Temel, bir haftaligina gittigi memleketten, haber vermeden erken donunce karisini evde baska bir erkekle bulur. Derhal belinde tasidigi tabancasina davranan Temel, yatakta yakaladigi adami alninin ortasindan vurur. Tabancayi tam kendi kafasina dogrultmusken, karisi haykirarak uzerine atlar: Dur Temel'im, kiyma kendine! Temel, sinirden titreyerek haykirir: Sus, sira sana da gelecek!..

NAZİK HANIM
Istanbul'a gurbete giden Erzurumlu, dönüste karisina istanbul'lu hanimlarin, aksam eve dönen kocalarini, kapida nasil karsiladiklarini "Hos geldin kocacigim, üsümüssün, yorulmussun!" gibi kibar, nazik laflar ettiklerini anlatmis. Belli ki o da karisinin kendisini öyle karsilamasini istiyor....Aksam eve gelmis, kar, tipi, soguk, karisi kapiyi açmis : Uy kocacigim, it gibi titriyisen...
 
TEMEL'İN İNEĞİ
Temel'in inegi hastalanmis. Komsusu Cemal'e gitmis. - Ula inegun hastalandugunda ne vermistun? - Tuz ruhi... - Eyi...... Temel ertesi gun kosa kosa geri donmus... - Ula inegum oldi... - O zaman benimci de olmisti...

ÇEKİYORUM GÜLÜMSE
Savci, morgdaki uc ceseti incelemek uzere gelmisti. Birinci ceset siritiyordu. Savci nedenini sordu. "Milli piyangoda buyuk ikramiyeyi kazandi, sevincine dayanamadi, kalp krizi gecirdi ve oldu", dediler. Ikinci ceset de siritiyordu. Savci sordu; -Bu neden siritiyor? "Bunun da oglu dogmustu. Sevincten kalbine yenik dustu" diye acikladilar. Ucuncu ceset Temel'in komur halindeki cesediydi. O da siritiyordu. "Bu neden oldu?" diye sordu savci. "Efendim, buna yildirim carpti" dediler. -Peki neden siritiyordu? -Fotografini cekiyorlar sanmis.

ANLAMSIZ EVLİLİK
Cocuk babasina: - Babacigim,annem ile nasil evlendin? Adam esine donuyor: - Goruyormusun,cocuk bile anlam veremiyor.
 
MAÇ VAR KALECİ KİM?
İki yaşlı dost 70'li yaşlarına gelmiş iki adam, bir ömür boyu birbirlerinin en iyi dostu olmuşlardı... Derken birgün bir tanesi ağır hasta oldu.. Ölüm döşeğindeyken yanında yine en iyi dostu vardı ve ona fısıldadı. "Bana bir iyilik yap olur mu... Cennete gittikten sonra orda futbol oynanıyorsa lütfen bir şekilde bana haber ver.." Öteki "Tamam..."dedi.. "Bütün hayatım boyunca en iyi dostum sendin, bunu senin için yapıcam.." Ve birkaç dakika sonra da adam öldü.... Bir hafta sonra adam uyurken birden arkadaşının sesini duydu "Dostum..... sana bir iyi bir de kötü haberim var..."
Öteki hemen sordu. "İyi haber nedir?" "Cennette futbol oynanıyor....." "BU HARİKA...!!! )) Peki kötü haber nedir???" "Yarınki maçta kalede sen varsın..." ))))))))

YANINA NE ALIRDIN?
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste gecirecekleri gunler icin yanlarında tek bir eşya getirmelerine izin verilmistir. Otobuste, biri digerine doner ve sorar: Eeee sen ne getirdin ? Diger mahkum bir boya kutusu cikarir ve bununla her şeyi boyayabilecegini soyler. Ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi cikarir Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim. Ucuncu mahkuma merakla sorarlar: Sen ne getirdin ? Adı Temel olan üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek : Bu orkidleri getirdim. der. Diger iki mahkumun kafasi karışır. Merakla sorarlar : Bunlarla ne yapabilirsin ki ? Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek, Kutuda yazdığına göre, bunlarla Ata binebilir, Yuzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim.
 
EŞEK BORSASI
Bizim koylu Ahmet esegini satmaya karar vermis. Kiymeti tas catlasa 50 milyon lira eden esek icin pazarlik payini da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymus. Komsu koyden acilen esege ihtiyaci olan Mehmet 100 milyon odeyip almaya razi olmus. Koylu Ahmet esegini satmis ama aksam da uykusu kacmis. Dusunup durmus, - "Mehmet 50 milyon liralik esege niye 100 milyon lira verdi?" diye. ici rahat etmeyince ertesi gun esegini geri almaya karar vermis. Pazara gittiginde Mehmet'in esegi 200 milyon liradan satisa cikardigini gormus. Sonunda 200 milyon liraya almak zorunda kalmis. Ayni olay bu kez Mehmet'in basina gelmis. O da ertesi gun esegi geri almaya karar vermis. Bu alisveris hergun fiyat arta arta devam etmis. Birkac gun sonra pazara bir baska koyden Huseyin gelmis. Huseyin pazardaki kalabaligin arasina dalinca bir de ne gorsun: - "Al, al, al, sat, sat , sat" bagrismalari arasinda bir yasli esek ve bu esegin 1 milyar liralik satis fiyati....! Yanindakine sormus - "Hemserim, bu yasli esek 1 milyar lira eder mi yahu?" Adam hemen yanitlamis; - "Valla grafikler ortada. Bu esegin fiyati 50 milyon liradan basladi, 950 milyon liraya geldi. Soyle bir teknigine bakarsan gorursun. Esegin fiyati 1 milyardaki direncini kirarsa, 1.5 milyara kadar yolu var. "
 
BUNLARI DUNYADA BIR TEK TURKLER YAPIYOR
"Nerelisin?" sorusuna cevap aldiktan sonra otomatikman "içinden mi?" diye sormak. Amca, hala, dayi, teyze, görümce, kayinço, eniste, elti, bacanak, kaynana, kayinpeder, baldız, yenge, amcaoglu, halaoglu, dayıoğlu, vb. gibi akrabalik terimleri. Sigarayı çoraba veya kulak arkasına koymak. Dügünlerde, eglencelerde, toplantilarda, vb. içip içip olay çıkartmak. Yabancı dil ögrenirken önce küfürleri ögrenmek, yabancılara Türkçe ögretirken önce küfürleri ögretmek. Yolculuk esnasinda yanındakine "Yolculuk nere hemserim?" diye sorarak muhabbete baslamak. Mektuplarda "büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden" öpüp, "kestane kebap, acele cevap" beklemek. Kendini tanıttıktan sonra digğr yarışmacı arkadaşlara başarılar dilemek.
Japonları kastederek "Adamlar yapmıs abi!" demek. Ortaokul ve lisedeki anı - hatıra defterlerine yazarken "bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için..." diye baslamak. "Bizim askerdeyken bir çavus vardı..." diye baslayan askerlik anılari.
"Kim o?" sorusuna "Ben!" diye cevap vermek. Telefonu açan kisiye kendini tanıtmadan "Orası neresi?" veya "Sen kimsin?" gibi sorular sormak. Neredeyse herkese, herseye takma isim bulmak. Misafir gelince hemen çay suyu koymak. "Senin paran burda gecmez!" deyip karsıdakinin eline sarılmak. Dügün, lokanta, vb. gibi yerlerde masaları birlestirerek oturmak. Dügünlerdeki takı merasimleri. Otobüs, uçak, hastane, vb. gibi cep telefonu kullanmanın yasak oldugu yerlerde gizli gizli cep telefonu ile konusmak. Yüzsüzce rüsvet istedikten sonra abartıp "Helal et!" demek. Daha neleeer neler.... Biz, bizi tanıyormuyuz ?
 
Back
X