'' Yalan olduğunu bilsen dahi inanacaksın insan oğluna, yani dinleyeceksin onu, niçin yalan söylediğini anlamaya çalışacaksın. Bazen yalan, insanın özünü gerçeklerden daha çok açığa vurur. ''
Sustukça sema kalbime hicrani fısıldar.
Gül ismini, bülbül o güzel a'nı fısıldar.
Derler ki gönül derdine tek çare unutmak.
Heyhat..!! Unutmak bile cananı fısıldar...
Buda Geçer Yâ Hû..
- Ey İnsan! Sana gelen gamlar, kederler sende misafirdir. Sakın onları daimi olduğunu zannetme. Gelen fani gamlara üzülme çünkü onlar gidicidir.
Dilsiz değildir suskunluk, çok şey anlatır anlayana...
Kelimelerin anlatamadıklarını haykırır aslında...
Bir kaçış değildir suskunluk, bir bakıştan çok daha fazlasıdır.
Sessiz çığlıkların bir adım ötesidir.
Hayata olan öfken, insanlara olan kırgınlığın ve daha nicesi saklıdır içinde sükunetin...
Rest çekmenin 'asil' halidir anlayana..!!!,
Hayal kurmak camdan bir çadırın içine uzanıp gökyüzünü seyretmek gibi bir şey.
Hayal gerçekten daha güzel.
Gerçekleşmeyen hayallerse kırık. En kötüsü de hangi hayal biliyor musun?
Bazı şeylerin yeniden eskisi gibi olma hayali
Bir hayali daha en başında kırmak diye buna denir işte. Çünkü hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Hiçbir zaman olması gerektiği gibi değil, dedi insanlar. Müziğin sesi, sözcüklerin yazılışı. Hiçbir zaman olması gerektiği gibi değil, dedi, bütün bize öğretilenler, peşinden koştuğumuz aşklar, öldüğümüz bütün ölümler, yaşadığımız bütün hayatlar, Hiçbir zaman olması gerektiği gibi değiller, yakın bile değiller.
Aradığımız özgürlük başkalarına baskı yapma hakkı değil; istediğimiz gibi yaşamak, istediğimiz gibi düşünme hakkıdır, yeter ki eylemlerimiz başkalarının da aynı şeyi yapmasını engellemesin.
Bizde, ellerinde ahlak meşalesi taşıdığı varsayılan kişiler, kendilerini normal zevklerden mahrum eden ve bunun acısını başkalarının zevklerine karışarak çıkaran kişilerdir.