Takvime bi baktım, Arife günündeymişiz, bayram gelmiş çatmış...Sahi, ne demekti bayram?...
Küçük bir çocukken, ablamla bir örnek, fırfırlı gömlek ve etek ceket takımından oluan bayramlıklar giymek; önce anneanneye el öpmeye gidip tıkanırcasına şeker yemek, sonra da babaanneye aynı şekilde gidip, penceresinden, o muhteşem Hırka-i Şerif camiini seyrederek çocukça hayaller kurmak ve teee uzaklardan görünen sıra sıra evleri Almanya zannetmekti...
Biraz daha büyüyüp anne baba ayrılınca, anneannede yerleşik hayata geçmek, bayramın ilk günlerinde asgari 30 misafir ağırlamak, ablayla şeker tutmama kavgası yapıp, kalabalık zamanlarda tuvalete kaçmaktı...
Büyük halalardan alınan sağlam harçıklarla ilk sony walkmani satın almak, gece gündüz Metallica, black album dinlemekti...
Misafir gidilen her evde az çok birşeyler yiyebilmek için, mideyi verimli kullanma etüdleri yapmak demekti...
1. gün yoğunluğu bitince, eğer izin kopartılabilirse, Bakırköy veya Taksime gezmeye çıkmaktı, kitap CD karıştırmaktı...
Anne kişisinin yaptığı hatalarla açtığı yaralarını kapatmak için, mecburi şehir dışı tatiller yapmaktı...
Tam da 20. yaş günüme denk gelen o bayram sabahında, 2 ay kadar önce ölmüş olan babamın mezarını, o uçsuz bucaksız Kanarya mezarlığında, ağlaya ağlaya bulmaya çalışmaktı...
İyice büyüyüp de evlendikten sonra, her bayram sabahı, 11 yaşında trafik kazasında vefat eden oğlu için gözyaşları döken anneyi ( kayınvalide demek soğuk geliyor ) teselli etmeye çalışmaktı...
Yıllarca misafirlerini ağırladığın anneanneye misafir olarak gitmek, azarlanırım korkusuyla her yemekten birer gıdım alıp eve geri kaçmaktı...
....Geçen sene kızımın ilk bayramından pek birşey anlamamıştım açıkçası...Daha 2 aylık bir bebekti ve eve gelen hediyelerinden bir bayramlık uydurmuştuk...Ama bu sene...Bayram denilen günlerin, içime sapladığı o tarifsiz hüznü, yetimlik duygusunu bir kenara fırlatıp, en güzelinden, taşlı pullu bir çift rugan ayakkabı aldım kızıma...en güzelinden de bayramlık hazırladım, tokasına kadar...Onun o ayakkabıcıda pıtır pıtır yeni cicileriyle yürüdüğünü gördükçe içim ılındı, Bayramlarla barışmaya karar verdim...
Bir de zamanı denk getirip, babama gidebilsem tam süper olacak günlükçüğüm...Onun toprağına dokunmak, mermerini sevmek, sessizce kendimi anlatmak şu hayatta görüp görebildiğim en etkili tedavi...Müsekkin...
Herkese, tüm sevdikleriyle mutlu, bereketli bayramlar diliyorum...Allaha emanet olun