T
tuberosa
selamlar... paylaştığınız yazıyı dikkatle okudum. bana tuhaf gelen bir kaç nokta var sormak istedim. Daha önce bahsettiğiniz gibi ters bir pozisyonu reddedip yanaşmadıysanız yanınızda neden jel ve hatta bir adım da ötesi -oyuncak- vardı? burada sizi sorgulamak değil aksine yaşadığınız ruh haline dikkatinizi çekmek istiyorum. siz zaten daha oraya gitmeden ve o mevzu gerçekleşmeden de önce bence rakibiniz olarak hissettiğiniz eski hayaletlerle uğraşmakta ve kendi içinizde yarışmaktaymışsınız. Çünkü zannediyorum ki sevgilinizin sizden çok daha alımlı yahut aktif olduğunu düşündüğünüz sevgilileri olmuş olacağı ve de sizden çok daha tecrübeli olduğu fikrindesiniz. Ve bu fikir kendinizi yetersiz hissetmenize yol açmış ve siz zannediyorum ki yetebilme tamamlanabilme odağında kalmışsıınız.
elbette ki erkekler cinsel odaklıdır, her zaman her şeyi ister vs... ancak bu gibi durumlarda sadece erkeklere yüklenmekte bana göre neden-sonuç-çözüm için yetersizdir. Zira her erkek o algıda zaten değildir ve de birden gerçekleşmiş gibi görünen olayların muhakkak ki bir gelişim süreci yani öncül nedenleri (iki taraflı olarak) vardır. Siz de yazınızda birlikte yaşamayı planladığınızı, yani birlikte yaşama sıcak bakabilen kaçak-sorumsuz bir erkek olmadığını aslında dile getirmişsiniz. o halde bakmamız gereken yer olay anı değil, o noktaya kadar gelinmesine sebep olan karşılıklı faktörler olmalıdır. Yani aslında şunu demek istiyorum, siz o geçmiş hayaletlerle, sevgilinizin tecrübeliliği ile içten içe savaşırken kendiniz odağı farketmeden cinselliğe çekmiş olabilir misiniz? sevgiliniz de bunun farkında olduğundan nihayet bunu dillendirip davranışa dökerek aşırı normalleştirmiş ve sizin kırılma oranınızı yok saymaya başlamış olabilir mi? Haricen kadın yada erkek farketmez, kişi kişinin aynasıdır, siz kendinizi yetersiz gördüğünüzü bu denli denemeler ve yanılmalarla ve de hayır dediklerinize sonradan evet deyişleriniz gibi kararsızlıklarınızla hissettirdiğiniz için onun algısı da bu fikre iyice sarılıp sizi yetersiz ve kendini hala bulamamış olarak tanımlayarak değersizleştirme yoluna gitmiş olabilir mi? Bazı olayları maalesef ki kendi iç eğilimlerimiz başlatabiliyor. Ancak burada sevgiliniz haklı demeye asla çalışmıyorum. Aksine sizin bu şekilde hissedip kendinizi yetersiz görmeniz de onun söylemleri ve davranışları sebebiyle başlamış olmalı. çünkü dediğim gibi her şeyin bir öncülü var ve sizin bu hislerinizin öncülü de yine onun davranışlarıdır. bu durumda üçüncü soru da şu, sevgiliniz sizi yetersiz hissettirmiş ise ve bu serüveniniz sizin bu psikolojiye girmesiyle başlamış ise, neden kendinizin yetersiz olduğunu düşünmek yerine, karşınızdakinin sizi olduğunuzdan farklı birine çevirme eğilimini farkedip daha da kendiniz olarak davranış sınırlarınızı belirlemediniz? Uzunca yazdım fakat kendinize bu soruları sorup cevapladığınızda sanırım ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Biz kadınlar her zaman duygusal bir mantık kurmaya meyilliyizdir. ancak iletişim ve ilişki yalnızca duygusal davranışlardan ibaret değildir, maalesef ki bunu unutuyoruz. Önce kendimiz olamazsak nasıl biz olabiliriz?