bir grup erkek şöyle mertçe "ayrılalım yürümüyor x sebepten olmuyor" yürekliliğini gösteremez. sevgilisinin yanında çingeneye çirkefe bağlar ki kızcağız "ay bu ne böyle bunla ömür geçmez topuklayayım en iyisi" diye düşünüp kaçsın da beyimiz açıklama yapma zahmetine katlanmasın diye...
O kadar doğru ki. Özür diledi yaptıkları için önce. Ben de onun üstüne ne anlamı vardi peki bu bunalım tavırlarının dedim. Sakince sordum. Bundan bile kavga çıkardı. Ruh hastası gibi ağzımdan kelime çıksa kavga ediyor. İnanın hep sordum ayrılmak istiyorsan söyle diye. Benim uğraşma üstüne gitme sebebim bende bitti mi biter dönüş olmaz. O noktaya gelmeyelim diye uğraştım.Bazıları hem sebep söyleyip hem çirkefe bağlayabiliyor...Suçlaya suçlaya bağırıp. Çağırıp gidiyor...Asla o sürece gelene kadar kendisinin de katkısı oldugunu kabullenmezler..
Oysa hiçbir ilişkide düzgün olması gerektiği gibi olan bir adamı kadın kasmaz...Kadın hata yapıyorsa sebebi beklentilerin boşa çıkmasıdır
O kadar doğru ki. Özür diledi yaptıkları için önce. Ben de onun üstüne ne anlamı vardi peki bu bunalım tavırlarının dedim. Sakince sordum. Bundan bile kavga çıkardı. Ruh hastası gibi ağzımdan kelime çıksa kavga ediyor. İnanın hep sordum ayrılmak istiyorsan söyle diye. Benim uğraşma üstüne gitme sebebim bende bitti mi biter dönüş olmaz. O noktaya gelmeyelim diye uğraştım.
Ya tavırlarını görseniz dışarda bu kız bu çocuğu aldatmis veya çok büyük bir hata yapmış dersiniz. Dişlerini sıkıp git buradan demeler... Masayı terk etmeler... ağza alınmayacak laflar... Böyle oldukça sevdiğim için hırsa bindirdim. Bak istemiyorsan söyle fln diye. Bu şehirden gitmek istiyor beni bırakıp gidemeyeceği için de hapsolmuş hissediyor. Durum bu sanırım. Yaşadığımız şehir de herkesin dışardan göç ettiği güzel bir şehir. Ama o istanbuldaki metropol hayatını özlüyor. Ve benim elimden birşey gelmiyor. Çünkü benim işim burada.Ayrılma sebebini bilmiyorum ama genelde bellidir erkeklerin sebepleri; başkası veya üstüne düşme ve sık kavga veya aldatılma.
Ayrılmak istiyorsan söyle diyerek ayrılığı kafasına siz sokmuşsunuz bence ya da az çok olan düşünceyi kolaylaştırmışsınız. Zaten onların kafasına neyi yerleştirirseniz o yöne doğru giderler..
Ya tavırlarını görseniz dışarda bu kız bu çocuğu aldatmis veya çok büyük bir hata yapmış dersiniz. Dişlerini sıkıp git buradan demeler... Masayı terk etmeler... ağza alınmayacak laflar... Böyle oldukça sevdiğim için hırsa bindirdim. Bak istemiyorsan söyle fln diye. Bu şehirden gitmek istiyor beni bırakıp gidemeyeceği için de hapsolmuş hissediyor. Durum bu sanırım. Yaşadığımız şehir de herkesin dışardan göç ettiği güzel bir şehir. Ama o istanbuldaki metropol hayatını özlüyor. Ve benim elimden birşey gelmiyor. Çünkü benim işim burada.
Şımarıklık bu başka bir şey degil. Amerikan filmlerinde olur ya evin asi genci yemeği masada bırakıp terk eder.Bu derece sinir yapıp masayı terkedenin esas derdinin ne oldugunu ben de merak ediyorum..Bunun aynısını yaşamıştım. Yaşayan ve sebebi çözen varsa yazsın lütfen
Demekki koşmaman gerekio...Bırak biraz kaybol o koşacak mı bi gör ne kadar sevilip sevilmediğiniŞov bu yani başka bir şey degil. Veya ego tatmini. Adını siz koyun. Ben gitsem de bu kız peşimden koşacak tavrı bu.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?