sinifi susturamiyorum. agliycam

42 yaşındayım. Gerçek hayatı biliyorum. Uzun uzun anlatırım ama anlamaya niyetiniz yok gibi. Ben o dönemde öğrenci idim. Saygı falan yoktu korku vardı. Neyse siz kendinize ben kendime. KK nın azizliğine uğradım yoksa sizi alıntılamazdım. Şu kadar söyleyeyim yeterli. Geçeyim yeter diyen öğrencim ben nasıl 80 alırım diye benden özür diledi. Önce beni sonra dersi sevdi ki ders hiç ona lazım değildi. Muhasebe dersi. Bu sadece bir örnek. Eski cezalar ve yöntemler saçma. Eski bence her zaman geliştirilmeli. İlerlemek güzel sey tavsiye ederim.
Bana bir şey tavsiye edecek kadar donanımlı olduğunuzu sanmıyorum.Engin hayat tecrübelerinizi meraklısına anlatırsınız.
 
Ben 10 senelik öğretmenim ve ücretliler de dahil 11 okul gördüm. Bunların 7si kadrolu. Biri görevlendirme 3 u de ücretli.Yani çok değişik yerlerde çok değişik veli ve öğrenci profillerinde çalıştım. Şu an görevlendirme gittiğim bir okul var. Anlatamam yani... Burada önerilenlerin islemeyecegi, böyle yüksekten konuşanların ağzının açık kalacagi... Oyle her şey teorikteki gibi olmuyor, deneyim de bazen çok işe yaramıyor,eskiler veya yeniler de ise yaramıyor...
 
Canım bir öğretmen olarak bende sıkı disiplinden yanayım zaptedilmez öğrencilerim var bir iki kişiyi müdüre gönderince ancak öyle kontrol altına alabildim
 
di mi? ne kolaydı o zamanlar. sıra dayagı falan da atarlardı hem ne güzel. o gün biraz gerginse öğretmen sınıftan çıkarırdı bir güzel.

çocuklardan saygı bekliyorsanız önce onları adam yerine koyup onlara saygı duymayı öğrenin.
Dayaktan bahsetmiş mi sizce
 
Dersi anlatma şekli derse katılım açısından da çok önemli..Sunum tekniklerini anlatmış bütün arkadaşlar bunun üzerine de değişim yapabilirsiniz..
Dersin bitmesine 15 dk kala drama yaptırabilirsiniz ayrıca özellikle susmayan öğrencilerin bu konuda yetenekleri oldukça fazla..
 
Nasil ana babalik konusunda kimse kimseye ahkam kesemezse sinif ve egitim konusunda da kesmemeli bence. Ogrenciler aileleri yonetim ogretmen ekonomik durumlar vs o kadar cok faktor var ki. Yan yana iki sinif arasinda bile daglar kadar fark olabiliyor.
Ben universitedeyim. Biz de de cok oluyor dersi takmayan ve okul icin cok cool olan cocuklar sinifta makyaj yapan kizlar vs. Bunun caresi bizde gormezden gelip yok farzetmek. Yuzune allik surerken birden on dk once anlattigim seye yorum yapmak ben baska konudayken aklina gelen hanimkizimizi duymamis gibi yapiyorum. Ya da gurultu cok artmissa sinifta ya susup oturuyorum. Kulakligimi takip kitabimi acip oturdugum oldu bazen. Bazen cumlenin ortasinda sinifi birakip gittigim. Bir sonraki ders mum gibi oluyor hepsi.
Sirri kopek egitiminden geliyor:))) kopeklerimle de bagirma yarisina girersem beni hic tinlamazlar. Ama onlari gormezden gelirsem istedigim seyi yapmak icin etrafimda dort donuyorlar.
Telefonla oynayanlarin telefonunu aliyorum elinden. Bir hafta vermedigim oldu. Velisi bile geldi vermedim.( evet askere gidecek adamin velisi okula geliyor haaaalaaaaaaa)
Kendinizi yipratmak icin cok gencsiniz. Gereksiz yere sert de olmayin. Arkadaslar da tavsiye vermis. Eglenceli aktiviteler yapmaya calisin. Ama eglenceli olucam diye de paralamayin kendinizi. Grup calismalari cok ise yariyor. Birkac ornek veriyorum bunlari calisin birbirinize anlatin diyorum sonra ustunden birlikte geciyoruz ben de yorulmamis oluyorum.
Oncesinde tartisma sorulari oluyor konunun onlari posterlere yazip sinifin etrafina yapistiriyorum. Gezin sinifta ve altina yorum birakin diyorum. Fiziksel aktivite oluyor hem de.
 
öğretmenliğe daha başlamamış biri için pek bir fazla fikriniz var.
başladıktan sonra yeniden bu başlığa uğramalısınız sanki.
bir şeyi öğrenci olarak kitaptan okumak başka, mesleğe geçip konuşmak başka.
Elbette uygulama eksiğim var bahsettiklerim çoğu teorik ama zaten ben tavsiye veriyorum. Sınıf yönetiminin olmamasını söylemem mi rahatsız etti. Bunu söylemek için uygulamaya ihtiyaç yok. Gayet ortada bir durum. Niyetim yardim etmek ken ne kadar çok fikriniz var demissiniz keske konu sahibi belirtseydi lutfen sadece tecrubeli ogretmenler yorum yapsın diye. Bu arada belirtmeliyim ki mesleki anlamda tecrübem iyi kötü var. Tavsiyelerim, fikirlerim, hosuna gitmez uygulamaz bu muhalefet olmayı gerektirmez.
 
Nasil ana babalik konusunda kimse kimseye ahkam kesemezse sinif ve egitim konusunda da kesmemeli bence. Ogrenciler aileleri yonetim ogretmen ekonomik durumlar vs o kadar cok faktor var ki. Yan yana iki sinif arasinda bile daglar kadar fark olabiliyor.
Ben universitedeyim. Biz de de cok oluyor dersi takmayan ve okul icin cok cool olan cocuklar sinifta makyaj yapan kizlar vs. Bunun caresi bizde gormezden gelip yok farzetmek. Yuzune allik surerken birden on dk once anlattigim seye yorum yapmak ben baska konudayken aklina gelen hanimkizimizi duymamis gibi yapiyorum. Ya da gurultu cok artmissa sinifta ya susup oturuyorum. Kulakligimi takip kitabimi acip oturdugum oldu bazen. Bazen cumlenin ortasinda sinifi birakip gittigim. Bir sonraki ders mum gibi oluyor hepsi.
Sirri kopek egitiminden geliyor:))) kopeklerimle de bagirma yarisina girersem beni hic tinlamazlar. Ama onlari gormezden gelirsem istedigim seyi yapmak icin etrafimda dort donuyorlar.
Telefonla oynayanlarin telefonunu aliyorum elinden. Bir hafta vermedigim oldu. Velisi bile geldi vermedim.( evet askere gidecek adamin velisi okula geliyor haaaalaaaaaaa)
Kendinizi yipratmak icin cok gencsiniz. Gereksiz yere sert de olmayin. Arkadaslar da tavsiye vermis. Eglenceli aktiviteler yapmaya calisin. Ama eglenceli olucam diye de paralamayin kendinizi. Grup calismalari cok ise yariyor. Birkac ornek veriyorum bunlari calisin birbirinize anlatin diyorum sonra ustunden birlikte geciyoruz ben de yorulmamis oluyorum.
Oncesinde tartisma sorulari oluyor konunun onlari posterlere yazip sinifin etrafina yapistiriyorum. Gezin sinifta ve altina yorum birakin diyorum. Fiziksel aktivite oluyor hem de.

anne-baba olma konusu da, sınıf konusu da kimsenin tekelinde değil.
ahkam kesme başka bir şey ama bazı şeyleri konuşabiliyor, sorgulayabiliyor olmak gerekiyor.
anne-babaya bile çocuğu tamamen vermiyoruz öyle değil mi?
şiddet gören, istismar edilen, çalıştırılan çocuk olunca devlete bildirip sonuç almak istiyoruz, çocuğun faydasını düşünüyoruz.
neden canımı günde bilmem kaç saat emanet edeceğim yer/öğretmen/eğitim sistemi hakkında söz hakkım olmasın?
ben eğitim sisteminin ne öğreteceği, nasıl öğreteceği konusuna dahil olup haddimi aşma derdinde değilim. ama çocuğuma nasıl davranılacağı, sınıf ortamında nelere şahit olacağı çoçuğumun nasıl davranacağı kadar önemli benim için.
burada görüyoruz öğretmenler pekala anne-baba olan velileri terbiyesiz/saygısız/şımarık çocuk yetiştirmekle suçlayabiliyor.
öğretmenin/okulun dokunulmazlığı tam olarak nerede?
tehditle, korkuyla yürüyen işlerden hayır gelmiyor.
sınıfta disiplin sağlanıyor belki ama o çocuğun hayatında yansıması ne oluyor bilmiyoruz.

nasıl ebeveynlik güncelleniyorsa, öğretmenlikte öyle.
eskiden ‘seni çingenelerden aldık’ demeyi şaka zannederlerdi.
yada ‘göster pipini amcalara hahahahha’ 20 yıl önce eleştirilmezdi.
şimdi işler değişti. annem ile aynı anneliği yapmıyorum.
öğretmen için de durum aynı diye düşünüyorum.
 
Genç meslektaşım,
Hepimiz bu yollardan geçtik.
Ben mesleki anlamda gelişmesi gereken yönlerinizi görüp burda sizden daha tecrübeli arkadaşlara danışmanızı çok olumlu buldum,bu sizin gelişme isteğinizi gösterir.
İsteği olan da er-geç öğrenip gelişir.

'Keşke bu işleri bilerek mezun olsaydınız' diye
eleştirenlere katılmıyorum.
'Sınıf Yönetimi' sadece teorik bilgi ile kazanıp uygulanacak,bir beceri değil.
Hepimiz bu yollardan geçtik,yeni mezun öğretmenlerin en zorlandıkları konu,
sınıf yönetimidir,dolayısıyla yalnız değilsiniz.

Benim branşım okul öncesi.
Bu nedenle büyük yaş gruplarında çok tecrübeli değilim.
O nedenle derste ne yapmanız gerektiğini bilemem.
Sizi vereceğim en önemli tavsiye dersine girdiğiniz sınıfların gelişim dönemlerini ve özelliklerini iyi öğrenin.
8.sınıf öğrencisi neyi,neden yapar?
Siz onlara nasıl yaklaşmalısınız?
Bu damarı yakalayabilirseniz işiniz önemli ölçüde kolaylaşır.

Doğan Cüceloğlu hocamızın yeni çıkan kitabını tavsiye ederim.
İsmi 'öğretmenim bir bakar mısın?'
Bu kitabı 20 yıl öncesinin öğretmenlerine methiyeler düzen arkadaşlara da tavsiye ederim.
45 yaşındayım,nispeten iyi okullarda,
iyi öğretmenlerle okudum,
bununla birlikte kötü örneklere de çok rastgeldim.
Eski öğretmenlerin büyük bir kısmının 'pedagoji' denilen kavramdan haberi bile olmadığını düşünüyorum.
haberleri olsaydı sudan sebeplerle,
küçücük ilkokul öğrencilerinin,beş parmağını birleştirip,dik bir cetvelle vurarak canlarını yakmazlardı.
Lisedeyken müzik öğretmenimizin o gelmeden müzik odasını açıp girdik diye,
sınıfın tüm erkeklerini sıra dayağından geçirip yanaklarını kızartmasını ve arkadaşlarımızın bizim yanımızdaki utançlarını bugün bile unutmuyorum.
Kızları dövmeyi gözü kesmediğinden olsa gerek bize hakaret etmekle yetinmişti.
Bu konularda onlarca örnek sayabilirim.
O yıllarda eğitime Doğan Cüceloğlu hocamızın tabiriyle 'korku kültürü' hakimdi.

Size Hintli oyuncu ve yönetmen Amir Khan'ın çocuklar ve eğitimle ilgili filmlerini izlemenizi tavsiye ederim.
'Hayat Hint filmlerine benzemiyor' diye bu güzel filmleri,filmlerin felsefesini ve etkisini küçümseyen arkadaşlara da bakış açılarını genişletmelerini tavsiye ediyorum.

Bu forumda bazı meslektaşlarımın çocuklar, eğitim,saygı ve disiplinle ilgili düşünce ve yorumlarını da hayretle okuyorum,
Bu yorumları okudukça eğitim sistemimizin neden bu halde olduğunu anlamak kolaylaşıyor aslında.
Keşke çocukları gerçekten sevmeyen ve onları sadece 'disipline edilmesi gereken varlıklar' olarak gören kişiler bu mesleği seçmese.

Son olarak meslektaşlarımızda @Mavidenya arkadaşımızın yaptığı yorumu ve tavsiye ettiği kitabı dikkate almanızı öneririm.
Size,başarılı,verimli ve gelişim odaklı bir meslek hayatı diliyorum sevgili Hocam.
 
Son düzenleme:
anne-baba olma konusu da, sınıf konusu da kimsenin tekelinde değil.
ahkam kesme başka bir şey ama bazı şeyleri konuşabiliyor, sorgulayabiliyor olmak gerekiyor.
anne-babaya bile çocuğu tamamen vermiyoruz öyle değil mi?
şiddet gören, istismar edilen, çalıştırılan çocuk olunca devlete bildirip sonuç almak istiyoruz, çocuğun faydasını düşünüyoruz.
neden canımı günde bilmem kaç saat emanet edeceğim yer/öğretmen/eğitim sistemi hakkında söz hakkım olmasın?
ben eğitim sisteminin ne öğreteceği, nasıl öğreteceği konusuna dahil olup haddimi aşma derdinde değilim. ama çocuğuma nasıl davranılacağı, sınıf ortamında nelere şahit olacağı çoçuğumun nasıl davranacağı kadar önemli benim için.
burada görüyoruz öğretmenler pekala anne-baba olan velileri terbiyesiz/saygısız/şımarık çocuk yetiştirmekle suçlayabiliyor.
öğretmenin/okulun dokunulmazlığı tam olarak nerede?
tehditle, korkuyla yürüyen işlerden hayır gelmiyor.
sınıfta disiplin sağlanıyor belki ama o çocuğun hayatında yansıması ne oluyor bilmiyoruz.

nasıl ebeveynlik güncelleniyorsa, öğretmenlikte öyle.
eskiden ‘seni çingenelerden aldık’ demeyi şaka zannederlerdi.
yada ‘göster pipini amcalara hahahahha’ 20 yıl önce eleştirilmezdi.
şimdi işler değişti. annem ile aynı anneliği yapmıyorum.
öğretmen için de durum aynı diye düşünüyorum.
Bir öğretmen ve anne olarak size katılıyorum.
Değişmeyen tek şeyin değişim olduğu dünyamızda aksi tuhaf olurdu zaten.
 
Valla bi iki tanesini konusanlardan tahtaya sözlüye cıkar
Madem herşeyi bildiginizi düşünüyorsunuz beni dinlemediginize göre buyrun sözlü vakti diye en cok konusanlardan tek tek al
Bak bakalım bi daha konusuyorlar mı
 
anne-baba olma konusu da, sınıf konusu da kimsenin tekelinde değil.
ahkam kesme başka bir şey ama bazı şeyleri konuşabiliyor, sorgulayabiliyor olmak gerekiyor.
anne-babaya bile çocuğu tamamen vermiyoruz öyle değil mi?
şiddet gören, istismar edilen, çalıştırılan çocuk olunca devlete bildirip sonuç almak istiyoruz, çocuğun faydasını düşünüyoruz.
neden canımı günde bilmem kaç saat emanet edeceğim yer/öğretmen/eğitim sistemi hakkında söz hakkım olmasın?
ben eğitim sisteminin ne öğreteceği, nasıl öğreteceği konusuna dahil olup haddimi aşma derdinde değilim. ama çocuğuma nasıl davranılacağı, sınıf ortamında nelere şahit olacağı çoçuğumun nasıl davranacağı kadar önemli benim için.
burada görüyoruz öğretmenler pekala anne-baba olan velileri terbiyesiz/saygısız/şımarık çocuk yetiştirmekle suçlayabiliyor.
öğretmenin/okulun dokunulmazlığı tam olarak nerede?
tehditle, korkuyla yürüyen işlerden hayır gelmiyor.
sınıfta disiplin sağlanıyor belki ama o çocuğun hayatında yansıması ne oluyor bilmiyoruz.

nasıl ebeveynlik güncelleniyorsa, öğretmenlikte öyle.
eskiden ‘seni çingenelerden aldık’ demeyi şaka zannederlerdi.
yada ‘göster pipini amcalara hahahahha’ 20 yıl önce eleştirilmezdi.
şimdi işler değişti. annem ile aynı anneliği yapmıyorum.
öğretmen için de durum aynı diye düşünüyorum.
Ahkamdan kastim su, bazi cocuklar yemek yemiyor bazisi surekli agliyor veya yaramazlik yapiyor. Bir cocukta ise yarayan yontem digerinde yaramiyor. Ama bizim cok bilmisligimiz yuzunden cogu anne depresyona giriyor ben kotu anneyim herhalde diye. Ne kadar uc orneklere gitmissiniz. Demek istedigim Restoranda bagira bagira aglayan cocugu annesi neden susturmuyor diye goz deviriyoruz ama o kadin ne halde kim bilebilir. Ogretmenlikte de boyle. Bazi siniflar var yani hayattan sogutuyor insani ve tum pedagojik egitimlere ters dusen. 15 yillik egitimcilik hayatimda ne siniflar gordum. Ve asla ben dogru yapiyorjm sen demek sunu yanlis yapiyorsun diyemem cunku benim de arada aglamak icin disari kactigim siniflarim oldu. Simdiki cesaretimi ve kendime guvenimi olusturmam yillar aldi. İnsanlar yapayacaksan niye ogretmen oldun vs diyorlar cok aciyorum. Yani evde annelerini delirten cocuklarin hepsi bir sinifa toplaniyor ve bununla basa cikamadigi icin birinin aldigi egitim ya da karakter yapisi sorgulaniyor. Ahkamdan kastim budur efendim. Yorum yapilir tabii hepimiz fikir verdik tavsiyede bulunduk. Ve su konuda konu sahibine katiliyorum benim en kalbi temiz ve iyi huylu ogrencilerim bile bundan on sene onceki ogrencilerimin yaninda terbiyesiz ve saygisiz kaliyor. Gencligin gittikce buyuklerine saygiyi yitirdigini İnkar edemeyiz. Saygi kazanilir evet ama bize eskiden ogretmene default saygi duyulur denirdi ve duyardik. Simdi ogretmenler bir de bunun icin ugrasmak zorunda.
 
Ben kolay demedim ki. Bunun için eğitim alan insandan krize girip ağlamamasını bekliyorum en azından. Keşke düzgün eğitim alsaydı öğretmen arkadaş ve sınıfa nasıl otorite kurarım diye bize sormasaydı. Üzücü geliyor bana bilmemesi. Ülkenin eğitim sistemine bak diyorum kendi kendime. Kötü bir tablo.



Bu durum öğrencilere de zor maalesef. Eğitim sistemimiz alakasız insanların 2 dudağı arasında. Yazık çocuklara da öğretmenlere de. Veliler de maddiyatla çözmeye çalışıyor çoğu zaman. Olmayınca fatura kesecek yer arıyorlar. Ne diyelim ki. Bu yıl tekrar üni. okuyacaktım. Vazgeçtim bu kaos ortamı yüzünden. İnsan emeğine acıyor.
ama öğretmenlere su yönden hak veriyorum ben. durup durup sistem değişiyo. yapabildikleri şeyler, yetkileri değişiyo. veliler cok fenalar. yonetici veliyle ugrasmamak için öğretmeni arada birakiyo. sahip cikmasi gereken durumda yüzüstü birakiyo.
Düzgün eğitim alsaydı derken bile öğretmeni suçluyorsunuz pes
İşte böyle veli gelince öğretmen ne yapsın
Orda sınıfın susmamasında tek bir etken öğretmen mi ?
Bin tane huyu var öğrencilerin birçok aile yapısı bazı velilere inanamazsınız çocuğa o kadar çok yüz veriyor ki çocuk kendinde ne haklar buluyor neler diyor
Ki öğretmen yeni başlamış göreve tecrübesiz illa ki olacak böyle şeyler
Bence öğretmeni suçlyacağımıza çocuklara düzgün terbiye vermeye bakalım
 
Genç meslektaşım,
Hepimiz bu yollardan geçtik.
Ben mesleki anlamda gelişmesi gereken yönlerinizi görüp burda sizden daha tecrübeli arkadaşlara danışmanızı çok olumlu buldum,bu sizin gelişme isteğinizi gösterir.
İsteği olan da er-geç öğrenip gelişir.

'Keşke bu işleri bilerek mezun olsaydınız' diye
eleştirenlere katılmıyorum.
'Sınıf Yönetimi' sadece teorik bilgi ile kazanıp uygulanacak,bir beceri değil.
Hepimiz bu yollardan geçtik,yeni mezun öğretmenlerin en zorlandıkları konu,
sınıf yönetimidir,dolayısıyla yalnız değilsiniz.

Benim branşım okul öncesi.
Bu nedenle büyük yaş gruplarında çok tecrübeli değilim.
O nedenle derste ne yapmanız gerektiğini bilemem.
Sizi vereceğim en önemli tavsiye dersine girdiğiniz sınıfların gelişim dönemlerini ve özelliklerini iyi öğrenin.
8.sınıf öğrencisi neyi,neden yapar?
Siz onlara nasıl yaklaşmalısınız?
Bu damarı yakalayabilirseniz işiniz önemli ölçüde kolaylaşır.

Doğan Cüceloğlu hocamızın yeni çıkan kitabını tavsiye ederim.
İsmi 'öğretmenim bir bakar mısın?'
Bu kitabı 20 yıl öncesinin öğretmenlerine methiyeler düzen arkadaşlara da tavsiye ederim.
45 yaşındayım,nispeten iyi okullarda,
iyi öğretmenlerle okudum,
bununla birlikte kötü örneklere de çok rastgeldim.
Eski öğretmenlerin büyük bir kısmının 'pedagoji' denilen kavramdan haberi bile olmadığını düşünüyorum.
haberleri olsaydı sudan sebeplerle,
küçücük ilkokul öğrencilerinin,beş parmağını birleştirip,dik bir cetvelle vurarak canlarını yakmazlardı.
Lisedeyken müzik öğretmenimizin o gelmeden müzik odasını açıp girdik diye,
sınıfın tüm erkeklerini sıra dayağından geçirip yanaklarını kızartmasını ve arkadaşlarımızın bizim yanımızdaki utançlarını bugün bile unutmuyorum.
Kızları dövmeyi gözü kesmediğinden olsa gerek bize hakaret etmekle yetinmişti.
Bu konularda onlarca örnek sayabilirim.
O yıllarda eğitime Doğan Cüceloğlu hocamızın tabiriyle 'korku kültürü' hakimdi.

Size Hintli oyuncu ve yönetmen Amir Khan'ın çocuklar ve eğitimle ilgili filmlerini izlemenizi tavsiye ederim.
'Hayat Hint filmlerine benzemiyor' diye bu güzel filmleri,filmlerin felsefesini ve etkisini küçümseyen arkadaşlara da bakış açılarını genişletmelerini tavsiye ediyorum.

Bu forumda bazı meslektaşlarımın çocuklar, eğitim,saygı ve disiplinle ilgili düşünce ve yorumlarını da hayretle okuyorum,
Bu yorumları okudukça eğitim sistemimizin neden bu halde olduğunu anlamak kolaylaşıyor aslında.
Keşke çocukları gerçekten sevmeyen ve onları sadece 'disipline edilmesi gereken varlıklar' olarak gören kişiler bu mesleği seçmese.

Son olarak meslektaşlarımızda @Mavidenya arkadaşımızın yaptığı yorumu ve tavsiye ettiği kitabı dikkate almanızı öneririm.
Size,başarılı,verimli ve gelişim odaklı bir meslek hayatı diliyorum sevgili Hocam.
İyi ki varsınız. Yoksa hayata insanlara inancımı yitireceğim. Burada çocuk olumsuz birşey yapınca aaa, ooo, terbiyesiz, ahlaksız, anne baba nasıl yetiştirmiş laflarını o kadar çok duyuyorum ki. Oysa evde sürekli doğru yanlış anlatılan çocukların dahi okulda yaptıkları inanılmaz hataları görüyorum.
Özetle; Anne baba suçlamak, öğretmen suçlamak, yerine çözüm arayan herkesi alkışlıyor ve tebrik ediyorum.
 
Düzgün eğitim alsaydı derken bile öğretmeni suçluyorsunuz pes
İşte böyle veli gelince öğretmen ne yapsın
Orda sınıfın susmamasında tek bir etken öğretmen mi ?
Bin tane huyu var öğrencilerin birçok aile yapısı bazı velilere inanamazsınız çocuğa o kadar çok yüz veriyor ki çocuk kendinde ne haklar buluyor neler diyor
Ki öğretmen yeni başlamış göreve tecrübesiz illa ki olacak böyle şeyler
Bence öğretmeni suçlyacağımıza çocuklara düzgün terbiye vermeye bakalım

Öğretmenleri de sistemi kuranları da eleştirdim. Siz veliyi suçlayınca ne oldu? Bütün öğretmenler harika da öğrenci ve veliler kötü sanki. Hepsi de problemli işte. Aman siz öğretmenliğe laf etmeyin.....
 
Konu sahibi seni çok iyi anlıyorum meslektasiz.burada öğretmen olmayan da bir sürü yorum yapmış işin içine girmeyen anlamaz.
Sınıf yönetimin zayıf diyenler şu zamanın öğrencisi ile uğraşmak çok zor öğrenciyi uyaramıyorsunuz bile.
Gelin siz yonetin30 40kişilik sınıfları.ogrenci biliyor her halükarda dersi geçeceğini

Biraz aranızda bağ kurmaya çalışın.sizi sevdikçe dersinizi de seviyorlar.sene başında problem yaşadığım bazı öğrencilerle şuan iyiyiz.teneffüslerde hal hatır sorun derdi varsa mesela sorun hallettin mı vs diye.aile ile görüşmeye çalışın.Aile bu noktada çok önemli.

Bazı dersler Konu ile ilgili eba daki etkinlikleri yapmaya çalışın öğretici şeyler var.
Dediğim gibi öncelikle sizi kabullenmeleri gerekiyor
Işimiz çok zor
 
Ahkamdan kastim su, bazi cocuklar yemek yemiyor bazisi surekli agliyor veya yaramazlik yapiyor. Bir cocukta ise yarayan yontem digerinde yaramiyor. Ama bizim cok bilmisligimiz yuzunden cogu anne depresyona giriyor ben kotu anneyim herhalde diye. Ne kadar uc orneklere gitmissiniz. Demek istedigim Restoranda bagira bagira aglayan cocugu annesi neden susturmuyor diye goz deviriyoruz ama o kadin ne halde kim bilebilir. Ogretmenlikte de boyle. Bazi siniflar var yani hayattan sogutuyor insani ve tum pedagojik egitimlere ters dusen. 15 yillik egitimcilik hayatimda ne siniflar gordum. Ve asla ben dogru yapiyorjm sen demek sunu yanlis yapiyorsun diyemem cunku benim de arada aglamak icin disari kactigim siniflarim oldu. Simdiki cesaretimi ve kendime guvenimi olusturmam yillar aldi. İnsanlar yapayacaksan niye ogretmen oldun vs diyorlar cok aciyorum. Yani evde annelerini delirten cocuklarin hepsi bir sinifa toplaniyor ve bununla basa cikamadigi icin birinin aldigi egitim ya da karakter yapisi sorgulaniyor. Ahkamdan kastim budur efendim. Yorum yapilir tabii hepimiz fikir verdik tavsiyede bulunduk. Ve su konuda konu sahibine katiliyorum benim en kalbi temiz ve iyi huylu ogrencilerim bile bundan on sene onceki ogrencilerimin yaninda terbiyesiz ve saygisiz kaliyor. Gencligin gittikce buyuklerine saygiyi yitirdigini İnkar edemeyiz. Saygi kazanilir evet ama bize eskiden ogretmene default saygi duyulur denirdi ve duyardik. Simdi ogretmenler bir de bunun icin ugrasmak zorunda.

ben öğretmenin eğitiminin yetersiz kaldığını falan düşünmedim hiç. zamanla öğrenir. yeni mezun bir öğretmene, tecrübeli öğretmenlerin verdiği tavsiyeleri doğru bulmadım.
yada tecrübeli bir öğretmenin sıfır verememe, sınıfta bırakamama konusunda hayıflanmasını.
yeni meslektaşınıza böyle bir tavsiye verilmesini ben anlamsız buldum.
hanımefendi saygı anlamında dedi ama

sıfır veremiyoruz, sınıfta bırakamıyoruz, 20 yıl önce öğretmenlik tam bana göreymiş
minvalinde yazması saygıyı değil, bunlarla sağlanan saygıya özendiğini düşündürüyor.
benim itirazım buna.

evet bugünün çocukları kesinlikle daha zor. bu çocuklar sokakta/bahçede enerjilerini atamayıp, betonlar arasında yetişiyor.
üstüne yetmiyor bilgisayar oyunlarından, videolarından şiddet içerikli bir sürü girdiye maruz kalıyor.
cinsellik anlamında bizim zamanında öğrendiğimiz pek çok şeyi çok erken yaşta öğreniyorlar.
youtube da kendilerine örnek aldıkları tipler berbat espri anlayışları olan, hayatı boş yaşayan tipler.
öğretmen bu çocuklar için nasıl o tiplerin önüne geçsin, neden çocuklar öğretmenine özensin? öğretmeninin hangi özelliği çocuğa çekici gelsin?
8. sınıfta inkılap tarihi öğretmenimiz derse padişah kostümü ile gelmişti.
öğrencilerin hepsi bayılırdık kadına.
dersi de çok eğlenceli geçerdi. aşırıya kaçan biri olduğunda sadece gülümsemesi kaybolurdu yüzünden. bazen benden daha iyi öğretmenlik yapabilirsin der konuşanı tahtaya çıkarırdı.
lisede almanca öğretmenimiz sınıfın kapısını kırdılar diye(evet kapı kıran tipler vardı) kış vakti pencereleri sökmüştü. montları toplamıştı.
kendi de ceketini çıkarmıştı.
aynı öğretmen, velileri arayıp haftasonu ben kendim sıraları temizleyip, elden geçireceğim. sizin çocuğunuzun sırası da var bunların içinde, arzu ederseniz yollarsınız dedi. ve aradığı velilerin bir kaçı hariç hepsi çocuğunu yolladı.
o sıralar elden geçirildi. pizzalar ısmarlandı,
eğlenceli ve verimli bir haftasonu oldu. hatta gelmeyenler eğlenceyi kaçırdığına pişman oldu.
bu iki öğretmende 10 yıldan fazla öğretmendi. yeni mezun biri bunları kıvıramayabilir. ama öğretmenliğin tek tip olmadıgının güzel örnekleri.
eğer öğretmenler saygı kazanmakta zorlanıyorsa bunun çözümü tehdit ve korku ile saygı sağlama yöntemi tavsiye etmek olmamalı bana göre.
yoksa işinizin ne kadar zor olduğunun farkındayım. ama bir yandan da yetenek ve özveri işidir öğretmenlik, bugün öğrencinin saygısızlığından nasıl şikayet ediyorsak, öğretmenin kendini memur zannetmesinden de o kadar şikayetçiyim kendi adıma.
 
Back
X