O filmleri izle bakış açısın değişsin falan yazdığınız için 3-5 filmle bakış açısı değişmez demiştim.Sonuçta o filmlerin çekildiği yer olan Hindistan'ın eğitim ve insana değer konusu da ne kadar kötü olduğu ortada.Filmler tamamen insanları etkilemek için vitrin.20-30 yıl önce köy enstitülerinden mezun olan insanlar ise bizden çok daha öğretmen,çok daha iyi eğitim almış insanlar her ne kadar siz tırnak içinde yazsanızda... 1970 yılında lise öğrencisiyle konuşma videosu vardı bir ara,izlediğimde muhteşem bir Türkçe duymuştum.Şimdinin spikerlerinde bile olmayan...Dayak konusunu hiçbir mesajımda savunmadım.Ama disiplin cezası ve sınıfta bırakmanın kaldırıldığı bir eğitim doğru değildir.Her eylemin onla orantılı bir sonucu olması gerektiğini savunuyorum.
Genç meslektaşım siz önceki yorumlarınızda,
20-25 yıl önceki öğretmenlerden bahsettiniz.
Köy Enstitüleri ise 1954 yılında kapatıldı.
Yani son mezunlarını vermesinin üzerinden
65 yıl geçti.
Diyelim ki son mezunların okutup-yetiştirdiği öğretmenlerden bahsediyorsunuz,
eğer öyleyse en başında 'eski öğretmenler' gibi muğlak bir ifade yerine köy enstitüsü mezunlarını kastettiğinizi belirtseydiniz daha anlaşılır olurdu.
Bu kurumla ismi özdeşleşen politik düşünceye, kendimi yakın hissetmesem de bu durum,
köy enstitülerinin hakkını teslim etmeme engel değil.
Yaparak-yaşayarak eğitim verilmesi ve öğrencilerin hayata hazırlanması,temel yaşam becerilerinin kazandırılması takdire şayan.
Montessori eğitim sisteminden izler taşıyor gibi gelir hep bana.
Bununla birlikte geçmişe takılıp kalmak ve ona özlem duymak bizi bugünden ve gelecekten koparır.
Geçmiş adı üstünde geçti,gitti ve geçen zamanı geri almak mümkün değil,
öyleyse 'çevremdeki herkes geçmişteki eğitimin ve öğretmenlerin daha iyi olduğunu söylüyor'
söylemini bırakıp,geçmişten dersler ve deneyimler çıkararak, geleceğimizi şekillendirmek için gayret etmeliyiz diye düşünüyorum.
Hint filmlerine gelince müzik ve dans,
Hint kültüründe,insanların kendini ifade etme şekli,adeta iletişimin olmazsa olmazı.
Bu filmleri beğeniyor ve tavsiye ediyor olmam,
benim de 'vur patlasın,çal oynasın' tarzında sıraların üzerinde gezmeyi tavsiye ettiğim anlamına gelmiyor.
Ben içerikten ve bakış açısından bahsediyorum.
Ayrıca Amir Khan sadece bir oyuncu ve yönetmen.
Ülkesindeki eğitim sistemini düzenlemek ve insan kalitesini yükseltmek gibi bir yetkisi ve misyonu yok.
Kendisi insana,çocuğa,ilişkilere ve eğitime kafa yoran,bu konudaki duygu ve düşüncelerini de sinema sanatıyla ifade eden biri.
Hiç birimizin bir filmle hayatı tamamen değişmediği gibi bir ülkenin gidişatı ve kaderi de elbette bu filmlerle değişmeyecek.
Bunlar sadece çabadır,tohum ekmek gibi düşünün.
Bu tohum elbette yeşerip,filizlenecek.
Belki 10 yıl sonra,belki 100 yıl sonra.
Benim anlatmak istediğim bize hitap etmese bile
'bu insan bu filmlerde ne anlatıyor?
Bakış açısı ne?' Anlamaya çalışmamız lazım.
'Dandik filmler' diye küçümsemek gösterilen çabanın değerini azaltmağı gibi bize de bir şey kazandırmıyor.
Burda elbette benim de esas meselem
Hint sinema sektörü değil.
Konu burdan ilerlediği için gündem bu oldu.
Ben gelişime inanan bir eğitimci olarak Finlandiya eğitim sistemini de merak eder incelerim,Güney Kore eğitim felsefesini de,
Hint sinemasını da.
Disiplin,ders geçme,müfredat,Türkçemizin kullanımı gibi sorunlara ek,
yapısal pek çok sorun var eğitim sistemimizde,
bunda sizinle hemfikirim.
Bunları çözmenin yolu da okuyup,izlemekten, araştırmaktan,dünyayı gezmekten,
gözlem yapmaktan,deneyimlerimizi paylaşıp,seviyeyi yüksek tutarak tartışmaktan geçiyor.
Ben,meslektaşım olan sizinle,
bu konularda konuşmak-tartışmak isterim.
'Hint filmi izleyince bir şey değişmiyor,
haber vereyim' şeklindeki sıradan,herkesin kurabileceği cümleler okumak yerine.
Sevgiyle kalın...