• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Siz de başka bebekler için üzülüyor musunuz

Sizi taşlayamam. Çünkü bazı yerlerde denk geldiğimde ben de o bebekler için üzülüyorum..

Ama mesela ben 2 lokma yiyebilmek veya oğluma yedirebilmek için telefonda video izletiyorum. Bunu da kötülük olarak görmüyorum. Ama kalkıp da saatlerce sanal bir kutu ile çocuğumu oyalamam. Muhabbet için de kendimden geçemem.

Bazen öyle ailelere denk geliyorum ki anne baba küçük bebeğin pusetini büyük çocuğun insafına bırakmış alışveriş yapıyorlar. Çocuk oradan oraya sürüyor..

Başka birileri hava soğuk çocuğun üstü ince ya da tam tersi lahana gibi giydirmiş çocuk sıcaktan havale geçirecek..

Bir tanıdığım gittiği kuaförde küçük bebeği olan avukat bir kadının bebeği evde bırakıp saatlerde kuaförde zaman geçirdiğini söylemişti şok olmuştuk. Hatta bebeği soranlara da çok lakayıt ve umursamaz konuşuyormuş. Bebek de garibim artık ilgisizlikten tepkisiz davramaya alışmış. Ben olsam sosyal hizmetleri bile arardım sanırım..
 
Benim de kedim var 5 yaşında 5 yıldır bizimle. Sokaktaki hayvanlara da ben bakıyorum ama konumuz bu değil. İnanın asla steril bir anne olamadım azıcık da olsa olmak isterdim benim de eleştirilecek çoooookkk yönüm var hatta yazdım bile çocuğum hiçbir şey yemiyor uyumuyor demiyorum mesela ben bu konuda yanlış bi yol izledim diyorum. Çocuğum uyuyamadığında da çok üzülüyorum bu benim suçum diyorum.
Valla yolunuz yanlış, madem öyle ben de sizi eleştireyim. Benim annem de TVnin en popüler olduğu yıllarda bize TV izletmedi, okulda herkes asmalikonakta seymenin kardeşinin öpüşme sahnesini , Rozalindanin gelinliğini konuşurken ben mahzun mahzun oturuyordum, oysa benim kitap karakterinin başına gelenleri ablam hariç konuşabileceğim kimsem yoktu :)
Ne oldu yani o kadar TV'den uzak kalınca, kitap okuyunca? Profesör falan da olmadım :p
Aynı şekilde titizlenir, diğer annelere bok atar dururdu ' millet doğuruyor sokağa saliyor, ne biçim insanlar! Çocuk ölse kalsa bilmeyecekler, yemek bile yapmıyorlar ,çocuk 'anneeğööö ekmeeeek' diye böğürünce sepetle salçalı ekmek saliyorlar' diye. Kendisi harika anne ya.
Sonuçta 90lar çocuğu olduğum halde dizim bile kanamadan büyüdüm. Belki her öğlen evde sağlıklı şeyler yedim ama yuzume bulasan salça ekmekle sinek arabası kovalayan , haylaz bir cocuklugum olsun çok isterdim.
Şimdi geriye dönüp bakalım, annem bizi dövmedi bile. Sağlıklı yemekler yaptı,cips yedirmedi-taso biriktiremedik, bize kitap sevgisi aşıladı, tvyi yasakladı, gölge gibi takip etti, başıboş bırakmadı, okula bile kaç yaşına kadar kendi goturdu,agresif- kibirli ama kendince ideal anne. İki çocuğunda da ne bir çocukluk yarası ne bir dikiş atma falan var.
Diğer tarafta herhangi bir arkadaşın, annem gibi insanlar tarafından kötü diye nitelendiren annesi: çocuğu sabah mahalleye salan, su deyince su,yemek deyince salçalı ekmek salan, günlere gidip sosyallesen, çocuğuyla vahşi güzel izleyen, çocuğu kavga edince 'bir tane de sen vursaydin' diyen, dizi yaralanınca 'buyuyunce geçer aglama' diyen...
Eee o annenin de çocuğu büyüdü, ben de büyüdüm. Ne ben harika bir insan oldum ne o arkadaşlarım berduş oldu. Hatta ben hiç çocukluk anısına sahip değilken onların ne maceraları oldu. Daha doygun bir çocukluk geçirdiler belki de.
Cips yediler diye obez olmadılar, TV izlediler diye salak olmadılar...
Çocuk dediğin büyüyor. Bu kadar da kasmaya gerek yok bence. Ben de anne olunca mahalledeki kadınların ekolünden gitmeyi düşünüyorum . Rus kaynanama vereyim çocuğu soğuk suya falan atsin- bağışıklığı güçlensin:) mahallede kavga etsin, kendi çözüm üretip kendi barissin, koftesine bol bol ketçap sıksın, her yeri çamur olsun, terli terli soguk su içsin...hastalanır, iyileşir. Çocuk bu. Önemli olan mutlu anılara sahip olmasi
 
O da belki oturtmuyordur tv karşısına nereden biliyorsunuz diyorum. Benide dışarda görsen kızımla diyeceksin ki oturtmuş tv karşısına çocuğu kendisi süslenmiş geziyor.
Tanıyorum arkadaşım kendisi kendi de anlatıyor zaten valla açıyorum tv yi mis süssüz gezemem ben diyor aaa sen niye izletmiyorsun ki ne saçma diyor ben de diyorum ki saçma olan ben miyim
 
Çocuk şiddet görmüyorsa, istismar edilmiyorsa kimsenin ne yaptığı beni ilgilendirmez.
Belki altı ayda ilk defa dışarı çıktı , çok heves etti de akşamdan oje falan sürdü ( bakınız ben). Süsleneceğim diye kesin çocuğu ağlatıyordur düşüncesi bence hastalıklı bir hal.
Bir kahve içimlik zamanda da çocuğu kucağına almayıversin bir şey olmaz
 
Valla yolunuz yanlış, madem öyle ben de sizi eleştireyim. Benim annem de TVnin en popüler olduğu yıllarda bize TV izletmedi, okulda herkes asmalikonakta seymenin kardeşinin öpüşme sahnesini , Rozalindanin gelinliğini konuşurken ben mahzun mahzun oturuyordum, oysa benim kitap karakterinin başına gelenleri ablam hariç konuşabileceğim kimsem yoktu :)
Ne oldu yani o kadar TV'den uzak kalınca, kitap okuyunca? Profesör falan da olmadım :p
Aynı şekilde titizlenir, diğer annelere bok atar dururdu ' millet doğuruyor sokağa saliyor, ne biçim insanlar! Çocuk ölse kalsa bilmeyecekler, yemek bile yapmıyorlar ,çocuk 'anneeğööö ekmeeeek' diye böğürünce sepetle salçalı ekmek saliyorlar' diye. Kendisi harika anne ya.
Sonuçta 90lar çocuğu olduğum halde dizim bile kanamadan büyüdüm. Belki her öğlen evde sağlıklı şeyler yedim ama yuzume bulasan salça ekmekle sinek arabası kovalayan , haylaz bir cocuklugum olsun çok isterdim.
Şimdi geriye dönüp bakalım, annem bizi dövmedi bile. Sağlıklı yemekler yaptı,cips yedirmedi-taso biriktiremedik, bize kitap sevgisi aşıladı, tvyi yasakladı, gölge gibi takip etti, başıboş bırakmadı, okula bile kaç yaşına kadar kendi goturdu,agresif- kibirli ama kendince ideal anne. İki çocuğunda da ne bir çocukluk yarası ne bir dikiş atma falan var.
Diğer tarafta herhangi bir arkadaşın, annem gibi insanlar tarafından kötü diye nitelendiren annesi: çocuğu sabah mahalleye salan, su deyince su,yemek deyince salçalı ekmek salan, günlere gidip sosyallesen, çocuğuyla vahşi güzel izleyen, çocuğu kavga edince 'bir tane de sen vursaydin' diyen, dizi yaralanınca 'buyuyunce geçer aglama' diyen...
Eee o annenin de çocuğu büyüdü, ben de büyüdüm. Ne ben harika bir insan oldum ne o arkadaşlarım berduş oldu. Hatta ben hiç çocukluk anısına sahip değilken onların ne maceraları oldu. Daha doygun bir çocukluk geçirdiler belki de.
Cips yediler diye obez olmadılar, TV izlediler diye salak olmadılar...
Çocuk dediğin büyüyor. Bu kadar da kasmaya gerek yok bence. Ben de anne olunca mahalledeki kadınların ekolünden gitmeyi düşünüyorum . Rus kaynanama vereyim çocuğu soğuk suya falan atsin- bağışıklığı güçlensin:) mahallede kavga etsin, kendi çözüm üretip kendi barissin, koftesine bol bol ketçap sıksın, her yeri çamur olsun, terli terli soguk su içsin...hastalanır, iyileşir. Çocuk bu. Önemli olan mutlu anılara sahip olmasi
Ayyy çocukluğum gözlerimin önünden geçti valla. Hele vahşi güzel,salçalı ekmek falan. :KK200::KK200:
Sokakta kudurup dizi başlarken eve koşuyodum deli gibi dizi bitince yine sokağa :dondurma:
Ahh ahhh..
 
Oglum 5 yasinda
Ben de ilk zamanlar cok pimpiriklenen bir insandim. Hala bile pimpiriklendigim durumlar var.
Gik dese kucagima alan, uyku duzeni olusturmak icin cabaladigim, sagliksiz yiyevekler yemesin diye kili kirk yaran, cocuguma cikolata veriyor diye gozlerimle tasladigim insanlar vardi.
Velhasil kelam oyle.oomuyormus o isler. Evet. Ok basarili oldugum konular vardi. Benim zaman zaman kizdigim anneler cok fazla. Bence herseyin fazlasi zarar.
Ne cok ekrana baginki olup asosyal olsun ne de hic vermeyerek taknolojiden kopuk olsun. Herseyin dozunu ayatlamak bizim elimizde. Evimizde malesef tv var cok isterdim kaldirmayi ama esim malesef benin kafamda bir adam degil.
Ama ne var dozu var.
Saatlerce tv basinda ya da telefon basinda kalmiyor. Tablete karsiyim buyuk konusmayayim ama almayi dusunmuyoruz bu konuda esimle hem fikiriz.
Keske zararli yiyeceklerde vermesem ama esimle bu konuda ayri kafalardayız. O cocuk yiyecek tabi bizde yedik diyor ben de tam aksi.
Mesela evde tek basina cok sikiliyor. Okullar kapaninca 3vde durdugum gunu hatirlamiyorum. Surekli ya ormandayiz ya sahil de ya piknikte ya baska bi etkinlikte. Hem de basbasa, her zaman yanimizda birileri olmasina gerek yok. Doyasiya sokakta to toprak icinde oynamasina izin veriyorum. Dusmesine izin veriyorum hemen kosup ooo ne oldu demiyorum. Agaca cikmasina izin veriyorum. Camurla oynamasina izin veriyorum. Yagmurda islanmasina izin veriyorum vs. Uzayiiip gider. Yani diyorum ki cocuk cocuklugunu yasayacak. Sevgisiz kalmadigi surece duyarsizlasmadigi surece benim kontrolum altinda kendi haline kalmasinda bir sakinca görmüyorum.
Cok takilmayin yani sonradan geciyor
 
Canım bebişin bi 2 yaşına gelsin sendromlara girsin sende takıntı makıntı kalmaz korkma :))))

Bende öyelydim maalsef 2 yaşından sonra nevrim döndü büyük konuştuğum herşeyi dener yapar oldum.

Sağlıkla büyüt bebeğini kimseye takılma görmezlikten gel, biri bana dönüp karışsa sen kimsin ki derim ?
Çocuğumu kendi haline bırakıp asla kendi kişisel işlerimi yapmam uyku saatlerinde yaparım, daima kaliteli vakit geçirirz 28 aylık olucaz özgüveni oluştu çok şükür ama o sendromdan esintiler gelince özellkle dışarda, o telefon açılıp mama sandalyesinde 2 dk sussunda ödeme yapıp kaçalım diye yaşadığımız da oluyor :))
 
Burda asla annelik kasmıyorum bunu yapacak en son insan benim
Allahtan kasmıyorsunuz bir de kassanız daha neler diyecekmişsiniz kim bilir :)

Bakımlı anneler sizi ilgilendirmez kıskanmışsınız da bu konuya girmişsiniz gibi hissettim.

Yani bir de insanların önceliği farklı demek gibi "bilgece" bir laf daha etmişsiniz ama size bir şey diyeyim kimse fedakar anne olduğunuz için size altın madalya takmayacak ya da bu kadar fedakarlıktan sonra binbir zahmetle baktığınız bebeğiniz büyüyünce bu fedakarlıkları unutup yapmasaydın diyebilecek falan da filan.
 
Tek bir soru, size ‘sizce’ doğru olan birşey yaparken dışarıdan hayır neden böyle yapmıyorsunuz diye müdahale edilirse ne düşünürsünüz?
Hele ki annelikte hiçbirşey göründüğü gibi olmayabilir
 
Bana kızacaksınız belki ama ben de yeni neslin hastalıklı derecede çocuğun üstüne düşmesini anlamıyorum. Aglayınca hemen pışpışla, sürekli tüm dikkatini ona ver, oje bile sürmeye vaktin olmasın, her şeye parti yap, yok tuvalete gitme partisi yok, pasta patlatma partisi vs. Çocukları bu kadar hayatınızın merkezine koymayın ki ilerde size karsı sınırlarını bilsinler, sorumluluk alsınlar, her istediklerini ağlayarak elde edemeyeceklerini anlasınlar.
Şimdi bunları yazınca çocuğunu sürekli pışpışlayan bir anne izlenimi çizdim. Aslında tam üstüne bastınız doğum fotoğrafçısı hariç hiçbir aktivite ve parti yapmadım çocuğuma. İşte bahsettiğim Kişiler bunlara maximum önem verip doğum günü yapmayacam dediğimde beni yadırgayan ama vitrin gezmesi kahvesi muhabbeti bölünmesin diye çocuğun ağlamasını duymayan anneler oyuncağına uzanır alamaz ağlar ama vermem tutunup kalkmaya çalışır kalkamaz ağlar ama tutmam ama bir sıkıntısı varsa sıkılmışsa bunalmışsa muhabbetimi çayımı bırakır alır gezdirir oynatırım niye ağlamasını izleyeyim ki
 
Benim bebeğim olmadığı halde çocuklarına eşya muamelesi yapan, oynamayan, konuşmayan DÖVEN ebeveynleri görünce üzülüyorum.
 
Herkesin anneliği kendine o şekilde herkesi dikkatle gözlemeye kalksak kimsenin birşeyini beğenmeyiz herkesin de bakma şekli farklıdır sizde tutup arabadaki çocuğu kucağına almadı diye genelde de ilgilenmeyen bir anne olduğu kanısına varamazsınız ya da giyimi kuşamı makyajı ojesi var diye çocuğunu tv karşısına oturtuyor da yapıyor diye yargıda bulunamazsınız belki oyuncaklarla oyaladı belki birine bıraktı yapabiliyorsa anne kendine bakabilir ay yok anne ilgili anne olsa makyaj yapamaz diye birşey mi var? ya da bakımsız anne çok mu ilgileniyor sanıyorsunuz? birgünde siz dışara iken ilgisiz bir anınıza gelir biri de sizi yargılar çook var ben çocuğuma video açtırıp yem3k yemem diyen ama sonra öyle olmuyor işte işin özü..
 
Herkesin anneliğine kimse karışamaz. Söyleyeceklerim bu kadar. Allah aşkına rahat bırakın anneleri yahu. Şiddetin hiçbir türüne maruz bırakmadığı sürece bebeğini, hiçbir şeye karışmam, eleştirmem. Bana ne yahu. Ben kendime yetecek kadar anneyim.

Saçına fön çekme kısmına özellikle takıldım. Aferin o anneye. Anneliği dünyanın en mühim, en muhteşem şeyi olarak algılayıp kendini unutmamış. Bir fön çekecek kadar zaman ayırmış kendine. Ne yapalım sürekli memeye yapışık mı gezdirelim. Hacet gidermek de suç mu? Klozete mi oturmalı çocuk anneyle birlikte ? Allah esirgesin kabız falan olsak süre de uzar. Kötü anne mi oluruz o sırada çocuk bir şekilde oyalanırsa. Kronik kabız hastaları var mesela. Uğraşmasın mı içindekilerden arınmak için? Eyleme göre mi belirleniyor annelik? Fön çekerse lüks, tuvalete giderse zorunluluk mu. Çocuk için değişen bir şey yok halbuki. Kadın anam beni bırakıp fön çekiyor demez emin olun. Hani yalnızlıktan şikayet edecekse klozete oturmanız ve fön çekmeniz arasında bir fark yok onun için.

Ama haklısınız. Ana dediğin çilekeş olmalı. Sadece eser miktarda yemek yiyip, saçını bile taramamalı. Ana dediğin fedakar olur. Evet.
 
Valla yolunuz yanlış, madem öyle ben de sizi eleştireyim. Benim annem de TVnin en popüler olduğu yıllarda bize TV izletmedi, okulda herkes asmalikonakta seymenin kardeşinin öpüşme sahnesini , Rozalindanin gelinliğini konuşurken ben mahzun mahzun oturuyordum, oysa benim kitap karakterinin başına gelenleri ablam hariç konuşabileceğim kimsem yoktu :)
Ne oldu yani o kadar TV'den uzak kalınca, kitap okuyunca? Profesör falan da olmadım :p
Aynı şekilde titizlenir, diğer annelere bok atar dururdu ' millet doğuruyor sokağa saliyor, ne biçim insanlar! Çocuk ölse kalsa bilmeyecekler, yemek bile yapmıyorlar ,çocuk 'anneeğööö ekmeeeek' diye böğürünce sepetle salçalı ekmek saliyorlar' diye. Kendisi harika anne ya.
Sonuçta 90lar çocuğu olduğum halde dizim bile kanamadan büyüdüm. Belki her öğlen evde sağlıklı şeyler yedim ama yuzume bulasan salça ekmekle sinek arabası kovalayan , haylaz bir cocuklugum olsun çok isterdim.
Şimdi geriye dönüp bakalım, annem bizi dövmedi bile. Sağlıklı yemekler yaptı,cips yedirmedi-taso biriktiremedik, bize kitap sevgisi aşıladı, tvyi yasakladı, gölge gibi takip etti, başıboş bırakmadı, okula bile kaç yaşına kadar kendi goturdu,agresif- kibirli ama kendince ideal anne. İki çocuğunda da ne bir çocukluk yarası ne bir dikiş atma falan var.
Diğer tarafta herhangi bir arkadaşın, annem gibi insanlar tarafından kötü diye nitelendiren annesi: çocuğu sabah mahalleye salan, su deyince su,yemek deyince salçalı ekmek salan, günlere gidip sosyallesen, çocuğuyla vahşi güzel izleyen, çocuğu kavga edince 'bir tane de sen vursaydin' diyen, dizi yaralanınca 'buyuyunce geçer aglama' diyen...
Eee o annenin de çocuğu büyüdü, ben de büyüdüm. Ne ben harika bir insan oldum ne o arkadaşlarım berduş oldu. Hatta ben hiç çocukluk anısına sahip değilken onların ne maceraları oldu. Daha doygun bir çocukluk geçirdiler belki de.
Cips yediler diye obez olmadılar, TV izlediler diye salak olmadılar...
Çocuk dediğin büyüyor. Bu kadar da kasmaya gerek yok bence. Ben de anne olunca mahalledeki kadınların ekolünden gitmeyi düşünüyorum . Rus kaynanama vereyim çocuğu soğuk suya falan atsin- bağışıklığı güçlensin:) mahallede kavga etsin, kendi çözüm üretip kendi barissin, koftesine bol bol ketçap sıksın, her yeri çamur olsun, terli terli soguk su içsin...hastalanır, iyileşir. Çocuk bu. Önemli olan mutlu anılara sahip olmasi
Bakın siz çok farklı şeylerden bahsediyorsunuz. Burda hep büyük çocuklardan örnek verilmiş ama bebeklerden bahsediyorum mesela 3 yaşında bir çocuk tv izlesin tabi pepe izlesin tom ve jery izlesin hatta beraber izleyelim benim çocukluğumda sizinkiyle aynı geçti hiç ağaca tırmanmadım hala tırmanamam hiç karda leğenle kaymadım hala kayamam inşallah kızımla yapıcam hepsini şu sulama yapan fıskıyelerin altına girmek hayalim mesela büyümesini bekliyorum ben 7 aylık 9 aylık bebeklerden bahsediyorum konu yanlış anlaşılıyor mesela muhabbetin dibindeyiz çocuk ağlıyor huysuz ne istiyor diyorum acıktı diyor e emzir diyorum aman şimdi gidemem emzirme odasına diyo açıyor video koyuyor önüne muhabbete devam ben de üzülüyorum işte
 
Hic uzulmuyorum. Dahası dikkatimi bile cekmiyor. Annesidir elbet bir bildigi vardir diyorum. Benim dusunemedigim bir sebepten ilgilenmiyordur mesela. Cocuk kimsenin fark etmedigi ciddi bir düşme/ bogulma vs tehlikesi gecirmiyorsa umursamam aglamasini filn. Aynisini size de tavsiye ederim.
 
Herkesin anneliği kendine o şekilde herkesi dikkatle gözlemeye kalksak kimsenin birşeyini beğenmeyiz herkesin de bakma şekli farklıdır sizde tutup arabadaki çocuğu kucağına almadı diye genelde de ilgilenmeyen bir anne olduğu kanısına varamazsınız ya da giyimi kuşamı makyajı ojesi var diye çocuğunu tv karşısına oturtuyor da yapıyor diye yargıda bulunamazsınız belki oyuncaklarla oyaladı belki birine bıraktı yapabiliyorsa anne kendine bakabilir ay yok anne ilgili anne olsa makyaj yapamaz diye birşey mi var? ya da bakımsız anne çok mu ilgileniyor sanıyorsunuz? birgünde siz dışara iken ilgisiz bir anınıza gelir biri de sizi yargılar çook var ben çocuğuma video açtırıp yem3k yemem diyen ama sonra öyle olmuyor işte işin özü..

Herkesin anneliğine kimse karışamaz. Söyleyeceklerim bu kadar. Allah aşkına rahat bırakın anneleri yahu. Şiddetin hiçbir türüne maruz bırakmadığı sürece bebeğini, hiçbir şeye karışmam, eleştirmem. Bana ne yahu. Ben kendime yetecek kadar anneyim.

Saçına fön çekme kısmına özellikle takıldım. Aferin o anneye. Anneliği dünyanın en mühim, en muhteşem şeyi olarak algılayıp kendini unutmamış. Bir fön çekecek kadar zaman ayırmış kendine. Ne yapalım sürekli memeye yapışık mı gezdirelim. Hacet gidermek de suç mu? Klozete mi oturmalı çocuk anneyle birlikte ? Allah esirgesin kabız falan olsak süre de uzar. Kötü anne mi oluruz o sırada çocuk bir şekilde oyalanırsa. Kronik kabız hastaları var mesela. Uğraşmasın mı içindekilerden arınmak için? Eyleme göre mi belirleniyor annelik? Fön çekerse lüks, tuvalete giderse zorunluluk mu. Çocuk için değişen bir şey yok halbuki. Kadın anam beni bırakıp fön çekiyor demez emin olun. Hani yalnızlıktan şikayet edecekse klozete oturmanız ve fön çekmeniz arasında bir fark yok onun için.

Ama haklısınız. Ana dediğin çilekeş olmalı. Sadece eser miktarda yemek yiyip, saçını bile taramamalı. Ana dediğin fedakar olur. Evet.
Sanırım yazdığım cevaplar tam olarak okunmuyor. Bakın ben bahsettiğim kişileri tanıyorum biliyorum evet saçını fönlemek için tv açıyor yada oje sürmek için ve 6 aylık bebeği daha kendi de diyor zaten aman açıyorum tvyi oturtuyorum önüne mis oje mi de sürüyorum saçımı da fönlüyorum süsümden ödün veremem ben de makyajımı yapıyorum sanki hayattan bezmiş kendini çocuğuna adamış bir izlenim çizmişim ama bugün huysuzdur durmaz o gün makyajsız çıkarım yarın keyfi yerindedir oyuncaklarıyla oynar yaparım makyajımı uyurken öjemi hallederim yani şöyle diyim sırf bak çocuk doğurdu kendini saldı denilmesin diye bunu mecburiyet hissetmem kendimde ama mesela ben hiç kıyafet almadım hep arkadaşlarımın kuzenlerimin çocuklarının eşyalarıyla büyüdü onlar bunu eleştirir mesela asla başkasınınkini giydirmem ben bile zaradan giyiniyorum ama o arada çocuk sussun diye önüne vidyo açıp koyuyor daha çok bebek ağlıyor altını pisledi ama annesi muhabbetini bölmüyor işte ben de diyorum ki öncelikler farklı demekki siz ne düşünüyorsunuz. Benim mi önceliğim yanlış? Yoksa kimsenin fönü makyajı değil takıldığım taş gibisin diye de överim yanı yerinmem
 
Yani sizin düşündüğünüz bu durumlar sadece anlık olabilir.
Mesela bizim şu an yazlık evimizde tv bile yok.
Telefon zaten vermiyorum.
Yani çocuklarım ekranla büyümüyor.
Ama dışarı çıktığımızda iki satır muhabbet edeceğim zaman evet 3 yaşındaki oğlumun eline telefon veriyorum.

Ve evet bebek arabasındaki çocuğu ciyak ciyak ağlarken bırakmasam da her ık gık dediğimde kucağıma almıyorum. İlk çocuğumu almıştım, tecrübem alınmaması gerektiği yönünde oluştu.

Anne kendini 15 dakika çocuk ekran karşısında otururken oje sürüp mutlu edecekse; genel hali daha verimli olacaksa o 15 dakikayı görmezden gelebiliyorum.
Tüm gün çoçuğa biblo gibi davranan annelere Benim de aklım ermiyor. Ama ilk çocuğunuzun olduğu için ve ebeveynliğin başında oldugu için düşündükleriniz normal ve acemice :)
3 yaşındaki oğlunuza da verin yani. Benim kuzenimin iki oğlu var küçük 5 büyük 9 yaşında tablet bağımlısı ikisi de büyük konuşmuyorum asla benim de başıma gelebilir ama o çizgiyi ayarlamak çok önemli. Tablet olmazsa uyumaz, yemek yemez, tuvalete gitmez ciddiyim ikisi de. İkisine de ayrı ayrı alındı geçen kırılmış yarını bekleyemediler aynı gün yenisi alındı çünkü durmuyor yerlere atıyor kriz geçiriyor şimdi diyorum ki bende böyle anneler full makyaj gezse ojesi eksik olmasa ne olur çocuklarıyla iletişim sıfır zaten kimseyle iletişim kurmuyorlar görüntülü arama yaparsan o zaman olur işte.
 
Bir ihtiyacı,bir rahatsızlığı olur o zaman işini bırakır bakarsın o ayrı da her ağladığında da istediği yapılmamalı bence kendi kendini oyalamayı öğrenmeli.Anne işini görürken çocuğu da tv video veya başka bir şeyle oyalamasında hiçbir sakınca görmüyorum.Sonuçta o da bir insan.
Her ağladığında her mızmızlandığında işi gücü bırakıp ona koşturursa bir anne,şımarık ve ileride kimse tarafından sevilmeyecek,her istediğini elde edebileceğini sanan dünyanın onun etrafında döndüğünü düşünen insanlar yetişir.
Ben değil de annemler çok kalabalıkmış mesela,evde yaşlı yatalak hasta,çok fazla çocuk,ev işi,tarla bahçe işleri bir de hayvancılıkla uğraştıkları için bir sürü de koyun inek tavuk vs. varmış.
Anneannem bunların hangi biriyle uğraşıp da annemle,teyzemle ilgilenebilirdi ? Her ağladığında nasıl duyup bakabilirdi ?
Büyük kardeşler küçüklere bakmış,sokakta oynamışlar,ağlayıp ağlayıp susmuşlar gerektiğinde terliği yemişler öyle öyle büyümüşler.Annemin de psikolojik sorunu travması falan yok.Günümüz şartlarıyla o zaman bir değil evet ama biraz rahat olmak lazım bence.
 
Back
X