ayazın anlamı kuru soğuk olduğu için bana soğuk geliyor sanki çocuk da sıcak kanlı olmazmış gibi hissettiriyor o yüzden söylenişi çok güzel olsada koymazdım.ÇINAR çok güzel ağır güzel bir isim bi yerde okuduğum yazıyı buraya ekleyeyim bu yazı bana çok etkileyici geldi bakalım sende etkilenecekmisin :)
Çınar ağacının Türk toplumu ve Osmanlı Devleti için apayrı bir değeri vardır. Osmanlı devletinin kuruluşu sırasında Osman Gazi’nin Şeyh Edebali’nin evinde gördüğü rüyayı bilmem hatırlar mısınız?
Osman Bey rüyasında: Koynuna bir ayın girdiğini ve o anda göbeğinden bir çınar ağacının çıkarak gölgesinin dünyayı kapladığını, gölgesinin altında dağların olduğunu, dağların dibinde suların çıktığını, kiminin bu sulardan içtiğini, kiminin bahçesini suladığını kiminin de çeşmeler akıttığını görür. Osmanlı Devleti’nin tarihi bu rüyada gizlidir. Türk milleti Anadolu’ya diktiği bu ulu çınarla asırlarca insanlara adalet ve hoşgörü suyu dağıtmıştır. Denilebilir ki bu şifalı suyun tadını işitmeyen ne bir devlet, ne bir insan, ne de bir canlı kalmıştır.
Çınar ihtişamlı ve uzun ömürlü bir ağaçtır. Bu haliyle maziyi istikbale bağlar, insanlara sabırla yaşamayı öğretir. Beraber yaşamanın ve birbirine yararlı olmanın zevkinin verir. Osmanlı devleti de ulu bir çınar görünümünde, ihtişamlı ve uzun ömürlü bir devlettir. Bu çınar kökleriyle/ayaklarıyla mazinin derinliklerine basarak oradan aldığı güçle dallarıyla/kollarıyla geleceği kucaklamıştır. Ve bu çınar, onlarca millete birlikte yaşamanın ve onlara yaptığı hayırlı hizmetlerin verdiği zevk ve heyecan ile yaşadı asırlarca…
Çınar ağacı ile ilgili şöyle bir hikâye anlatılır: Güngörmüş, yaşlı bir çınar asırların verdiği tecrübe ile tevazu vadisinde tek başına yaşarmış. Bir gün dibinde bir kabak bitmiş. Çabucak büyümüş. Dallarına sarmaş dolaş bir halde ta tepesine kadar çıkmış çınarın. Çınar mütevazı kişiliğinden ödün vermeden koruyup kollar onu. Kabak densizin biridir, şımarıktır da. Kemale erdiğini zannettiği bir günde:
Görüyor musun ben kimim? Devlet ve ikbalim var. Şansımın da yaver gitmesiyle çabucak büyüdüm ve hatta sana hâkim duruma geçtim der. Çınar onun bu küstahlığına sabreder, bir mevsimlik saltanatına bıyık altından gülerek lisan-ı hal ile: Vakt-i hazanda görürsün, demekle yetinir.
Osmanlı devleti de bu hikâyedeki çınar ağacı gibi devletler içinde mütevazı bir hayat sürmüştür. Koynunda büyüttüğü nice devletler gün gelmiş varlığını borçlu olduğu bu mütevazı çınara sultan kesilmişler, densizlik etmişlerdir. Bu densizliklerini çınar gibi bıyık altından gülmekle yetinmeyen Osmanlı devleti onlara hadlerini de bildirmiştir. Zaten mütevazı olmak haddini bilmek ve haddini aşanlara hadlerini bildirmek demek değil midir?
alıntıdır...