İzninizle size bir olay anlatmak isterim. 4 yıl önce bir ilişkim olmuştu. Benden 5 yaş büyüktü (ben 22, o 27) güzel bir mesleği ve kariyeri vardı. Çok zeki ve komik birisiydi. Güzel kazanır güzel yer, güzel giyinirdi. Kadınlar üstünde ayrı bir büyüsü vardı, çapkındı. Görür görmez kapıldım. Bir süre sonra sevgili olduk. Ben üniden yeni mezundum. Bana her konuda yol gösterdi, iş buldu, maddi manevi her anlamda destek oldu güzel bir ilişkimiz vardı (bana göre). İlişkimiz 2 yıl kadar sürdü, evlerimiz çok yakındı genelde haftanın 4-5 günü beraber kalırdık. Tüm arkadaşlarını ve ailesini tanırdım. Bana göre rüya gibi bir ilişkiydi.
Tek sorun küçüklükten gelen travmaları nedeniyle fazla mükemmeliyetçi olmasıydı. Her şeyin hep en mükemmelini yapmak isterdi ve karşıdan da bunu beklerdi. Öteki türlüsü sorun olurdu. Bir de yine travmaları nedeniyle yalnız kalmaktan çok korkardı. Tek kalmak istemezdi.
Bu kişi bana ara sıra uzun uzun bakıp, yüzümü mimiklerimi inceleyip "seni çok seviyorum ama sanki bir şeyler eksik" "kendimi evli düşünemiyorum" "seninle evlendiğimizi hayal edemiyorum" "seninle geleceğimi kestiremiyorum" tarzı laflar ederdi. Bunları demesine rağmen beni tüm arkadaşları ve ailesi ile tanıştırdı. Tüm hayatına soktu. Tüm hayatıma girdi. Çok kapılmıştım, çok seviyordum. Yaşım gençti, toydum, yeterince uzun süre seversem ve beklersem o da o eksik olan şeyi tamamlar, benimle bir gelecek ister diye düşündüm (salaklık). Yaşım zaten çok gençti, evliliği birkaç yıl daha asla düşünmüyordum. O aşamaya gelene kadar bu dedikleri geçer diye düşündüm. Yanıldım.
Bir sabah tesadüfen beni 7-8 aydır aldattığını öğrendim. Benim kızdan haberim olmadığı gibi kızın da benden haberi yoktu. Ciddi düşünüyorlarmış, yaza nişan seneye düğün falan. Direkt o gün ayrıldım. Beni aldattığı o kızla da bir sene dolmadan cidden de evlendi. Kafasındaki kriterlere uyan bir kadın bulduğunda düşünmedi yani. Benimle olmadı, olmazdı. Ben aksini hayal etmiş ve olacağına inanmış olsam bile en başından söylemişti. Tamamen benim toyluk ve salaklığımdı. Onun beni aldatması ise tamamen onun şerefsizliği psikolojik zayıflığı ve yalnız kalma korkusuydu. Kafasına göre birini bulup kesinleşmeden beni silmedi, çünkü yalnızlıktan ölümüne korktu. Allah ıslah etsin.
Şuan 2 yıllık başka bir ilişkim var. Erkek arkadaşım benden 4 yaş büyük. Yakın ama farklı şehirlerdeyiz. Ben devlette çalışıyorum. Yanına gidebilmem ve düzen kurabilmemiz için (o büyük şehirde ben küçük bir anadolu şehrindeyim) biraz daha beklemeliyiz. Sürekli beraber olduğumuza, kavuştuğumuza, evlendiğimize dair hayaller kurar ve benimle paylaşır. "Kendi çekirdek ailemiz olsun, kendi evimiz yuvamız olsun, bebeklerimiz olsun, buraya gidelim, böyle şeyler yapalım" diye hayaller kurar, benimle paylaşır.
Özet geçmem gerekirse bir erkek cidden aşıksa ve kafasındaki kriterlere uyuyorsan seninle her yaşta evlilik düşünür ve ister. cidden tutkun değilse veya kafasındaki şeylere uyumuyorsan ağzınla kuş tutsan ve ilişkin çok iyi gitse de seninle evlenmez. Ancak bunlar çok da önemli değil. Çünkü evlilik bir amaç değil, mutluluk için bir araçtır. zamanı ve yeri gelince kendiliğinden olur. Bir de neden başka bir dal bulmadan elinizdeki dalı bırakmıyorsunuz siz maymun musunuz? Korkmayın, ağaçtan düşmezsiniz. Çünkü şuan göremeseniz de ihtiyacınız olan tek dal "sizsiniz". Ve kendinizi tanıyıp sevmeniz.
Tüm bunların dışında, bu ilk paragrafta anlattığım saflıkları/ salaklıkları yaparken ben sizden 10 yaş kadar küçüktüm. Daha olgun ve deneyimli bir kadınsınız. Kendinize gelin. Gerekirse özgüven konusunda psikolojik destek alın. Bir de psikonet yayınlarından çıkan "özgüveni keşfedin" kitabını önerebilirim bir psikolog olarak. Terapi veya psikolojik destek yerini tutmaz belki ancak en azından bir farkındalık kazandırır size.