Benim anne tarafım çok muhafazakar ve kimse kusura bakmasın ama dayım da din iman deyince mangalda kül bırakmayan, sonra da herkesin hakkını yiyen rezil bir herif ve maalesef kendisi dayım. Baba tarafı modern insanlar ve baskıcı bir aile ortamım olmadı o nedenle ama dayım beni hep, ahlaksızlıkla falan suçladı. (Şort ve askılı tişört falan giydiğim için)
Ben liseye giderken bir gün annemle babama; "enişte, göndermeyin bu kızı okula, kocaya kaçacak bu bak" demişti. Bizimkiler gülüp geçti.
Sonra dayımın iki kızından büyüğü nişanlıyken başka birine kaçtı. Binlerce km uzağa. Sonra küçük kızının patronu ile adı dedikodulara karıştı, o da olayları örtbas etmek için iş yerinden bir çocukla kaçtı. İki olay arasında yedi sekiz sene var ama.
Neyse, yıllar geçti, ben 32 yaşıma geldim. Bir gün babam ve dayım otururken babam şey dedi.
"Ya kayınço, sen bu kıza hep, kocaya kaçacak dedin ve bizi heveslendirdin. Yaşı otuzu geçti, evlenmiyor, kaldı başımıza!" dedi ve lafı gediğine oturttu. Babam bu cümleyi söylemek için yaşamış sanki onca sene. Benim intikamımı aldı. Aslan babam

Sonra dayımın iki kızı da baba evine geri geldi teker teker hatta büyük kızı, karnı burnunda geldi. Çok üzüldüm ona, ama küçük kız ikinci kez kaçtı. Ondan da boşandı.
Neyse işte ilahi adalet mi bilmem ama, kınadığı her şey başına geliyor insanların. Dayım öyle bir yobazdı ki, Alevilere düşmandı ve ilk küçük damadı Aleviydi. Kızı sonra çarşafa girip tarikatlarda sarıklı Cübbeli birine kaçtı. O adam da kızını eski karısı ile aldattı. Tam bir yılan hikayesi.
Kimseyi kınamamak lazım. Herkes ettiğini çekiyor.
Yazık oldu dayımın kızlarına.