Biz bir barınağın köpek gezdirme etkinliğine katılmıştık. Ufacık kafeslerdeler malum, tasmamızla gittik gezdirebildiğimiz kadarına 10 dakikalık bir sevinç yaşatacağız hevesindeyiz. Gerçekten gitmez olsaydım dedim.
Ayağı olmayan, gözü görmeyen, çok yaşlı, çok hasta, bebek, yaralı ama çoğu mutsuz köpekler vardı. O kadar kararsız kaldık ki hangisini alsak diye. Tek düşüncemiz biz cins olmayan, kimsenin yüzüne bakmayacağı köpekleri gezdirelim ki diğerlerini nasıl olsa gezdiren olur. Yanımıza tenis topu falan da almıştık. O mutsuz hayvanlar kafesten çıkıp topu görünce nasıl neşelendiler, oynadık, koşturduk...Sonra kafese geri girerkenki o direnişleri

Bir tanesinde hala aklım var, oyun oynamaktan çok kucağıma çıkmaya çalışıyordu. Gezmeyeyim de beni sev diye bacaklarıma sürünüyordu. Bir teyze gördü bizi, geldi yanımıza, eğildi aldı köpeği ona baka baka ağladı "inşallah bu cehennemden seni biri kurtarır" dedi gitti.
Barınaklarda köpekleri-kedilerin deniz manzaralı kafeslerde peluşların içinde yattıklarını zannediyorlar galiba. Nereden bilsinler yağmurda çamurda buz gibi taşlarda, kendi pislikleri içinde aç be aç debelendiklerini