Gökyüzü yine karanlık.
Saatler gece yarısını gösteriyor.
Ev sessiz, sokaklar sessiz .
Uyuyan kişilerin nefesini duyabiliyorum ve kendi ic sesimi.
Ne düşünceler var beynimde susturamadigim uykuya direnen düşünceler.
Ahh ahh sükune ermiş bülbüller
Nazdan yorulmuş güller
İçimde ne fırtınalar eser.
Ruhum sevmiş olmalı bu sert kasirgayi
en kalın montuyla fırtınaya karşı direniyor da direniyor.
Hadi dinlen ruhum beynim ve gözlerim.
Bedenim, uykusunu uyurken size de melisa çayı benden.
~ sessizliğin zirvesi ~
Kibirden korusun ve kurtarsin bizi Allah'ım... Âmîn.Kibir,
İnsana en çok yakışmayan bir huydu.
Ama insanlar en çok onu huy edindi.
Çünkü kibiriyle şeytana dönüşmüş bir meleğin hikayesi insanlara ibret olmamıştı...
Hatalı geçmişi unutup, herkesi affedip simdiye ve biraz da göz ucuyla geleceğe bakmalı... Ben de öyle yapmaya başladım, insan rahatlıyor Nur...Dününü unutma Nur!
İnsanız ya unutmak en çok yaptığımız eylemlerden.
Hele de kendi hatalarımızı ...
Babannem yaslanmisti. Dedem öldükten sonra herkesin burnunu kıvırdıgi biraz da sen bak diye diğer evlada ittirildigi bir kadın oluvermisti.
Çocuklar kendi aralarında toplantı yapıyor yaşlı bakim evi ayarlamayi teklif ediyorlardi.
Biz torunlar bu duruma üzülüp kendi aramızda konuşuyorduk.
Bir tane erkek kuzenim halama
Anne sen bakmazsan annene bende sana ileride asla bakmayacağım demişti.
Kiz kardeşim ve ben kendi aramızda konuşup babaannemin haline bir çözüm üretmeye çalışıyorduk kendimizce .
Artik son günlerini yaşıyordu. Korana var deyip herkes başından savdi. Biz çok geziyoruz ona hastalık getirmeyelim diyerek reddeden de oldu.
8 çocuk bir anneyi evinde yük gibi görüyordu.
Annem kendisi de rahatsız olduğu için son günlerinde bakmayı kabul etti.
Bebekler gibi ilgilendi banyosunu yaptırdı.
Ama yorulduğunu gelin olduğu için kızlarının bakması gerektiğini soyleyerek diğer kızına gonderdiler babaannemi.
O da söylene söylene baktı ve son nefesini orda verdi babaannem.
Artik yoktu.
Mezarına gelip de en çok ağlayanlar ona hic bakmayanlar oldu.
Gitmişti Artik o .
Gitmeden önce de canı o kadar çok acımıştı ki
Allah im yaşadığım yeter diye dua ediyordu.
Dedemne çok severdi onu.
Hic kiyamazdi. El üstünde tutardı.
Ama o gidince kimse onun kadar sevmedi.
Simdi kavuştu kari koca. İnşallah mekanları cennet, yuvaları yine aşk dolu olur.
Bu olay çok şey anlattı bana.
Benim anne babam da yaşlanınca acaba bende diğer kardeşlerime mi iteleyecegim
Yoksa yaşlı bakim evine mi gitsin diyeceğiz.
Bu yazıyı bu yazıyı buraya yazıyorum.
Olur da tarih tekerrür ederse
Biz tekerrür edenlerden olmayalım diye.
Şu an ben de anneyim.
Şimdi anneciğimin benim için yaptığı fedakarlıkları buraya yazayım ki gün gelir unutursam okurum da hatırlarım.
Arkadaşımın evindeydik. Yaşım o zamanlar 13-14
Oldum olası çorap giyme alışkanlığım olmasa da gözü üstümde olan bir annem varken çorap illaki ayağımda olurdu.
Annem bir baktı ayağımda çorap yok.
Kendi çorabını çıkarıp " abovv kuzum buz gibi olmuş ayakların " diye verivermisti.
Kendisi çorapsız kalmıştı.
Okulumuz çok uzaktı servis de yoktu. Ilkokul 1. Sinifa gidiyorum.
Yokuş yukarı bir yok var. Çıkamadım annem sırtına aldi çıkardı.
Ben şimdi 2 yaşındaki çocuğumu 10 dakika kucağımda tasisam düz yolda kollarim kopuyor.
Ben 7 yaşında 25 kiloydum. Senin kolların kol değil miydi annem
Bez bebek yapmıştı annem ellerinde ne çok severdim o bebeğimi. Sonra kayboldu gitti.
Hic ac kaldığımı bilmem evimizde en az 3 çeşit yemek olurdu sorumsuz bir kadın olmadı annem.
Babam ateşli hastalıklarımda çok başucumda bekledi. Saçımı okşadı öptü usulca.
Okuluma gelirdi yağmurlu havalarda işten izin alıp islanmayalim diye is arabasıyla eve götürürdü.
Yemediler yedirdiler yedirdiler.
Giymediler giydirdiler.
Okuyun meslek sahibi olun dedi babam hep arkamizda durdu.hic bir şeyi kismadi.
Duygusal bir babam var benim kitap aşığı.
Bazen bir bakarım eline almış yine ya sahabi kitabi ya peygamberler tarihi ağlıyor hıçkıra hıçkıra.
O ne zaman ağlasa bende ağlardım.
Böyle geçti çocukluğum.
Evlenirken çok zor ayrıldım babamdan helallik dileyip giderken kapısından oturuverdi yere. Dizlerinin gücü kalmamıştı o an.
Seni çok seviyorum baba demiştim bende demiş boğazı dugumlenmisti.
Evlendik çoluk çocuğa karıştık.
Başka bir aile kurduk.
Babam ilk zamanlar demişki
Nur beni aramayali tam 15 gun oldu diğer kizla da en son 7 gün önce konusmustuk.
Gün sayiyormus.
Hep farklı şehirlere gelin gittik.
Özlem dolu yıllar ...
Daha çok fazla var da bu kadarı yeter inşallah.
Nur sen sen ol gecmisini unutma.
Seni canı gibi seven ailene sırtını dönme.
Yaslandiklarinda off bile deme.
Haklarını unutma.
Ellerini bol bol öp.
Babana hep teşekkür et ki bir gün bile haram lokma geçirmedi boğazınızdan.
Tevazuyu paylaşmayı sevmeyi hep onlardan öğrendin.
Her ailede olduğu gibi onların hataları var ama sen onları unut. Kötülüğü unut.
Zihninde iyilikler var olsun daima.
Kusursuz insan olmaz.
Kusursuz yuva olmaz.
Kusursuz evlat da olmaz anne baba da olmaz.
Ama sen sen ol kusuru deşen değil.
Kusuru örten ol.
Seninde çocukların var Nur .
Bak şimdi nasıl üzenlerine titriyorsun.
Az hasta olsalar senin canindan can gidiyor sanki.
hele gülüşleri yok mu ömre bedel.
Onlar öyle sevdiler seni.
Yaşlanınca insanların akli ve bedeni cocuklasir. Onlardan olgunluk ve güç bekleme.
Yasin süresinin 68. Ayetini unutma
"Kimin ömrünü uzatırsak, zamanla yaratılış olarak onu tersine çeviririz. Buna rağmen hala akıllarını kullanmayacaklar mı?"
Bebeklesen aileni bebeğin gibi sar sarmala.
Hayata pozitif bakmayı bu yaşta da olsa öğretene (c.c.) şükürler olsun canım arkadaşım
Geceler yoldaştır...Geceler sessizdir uyumak için düşünmek için düzelmek için dua etmek için...
Gecenin çok derin anlamları vardır.
Dışarısı ürkütücü gelir
İçerisi güven verir.
Gece olunca insan çok kişiyi bağışlar kalbinde sanki birdaha sabah olmayacakmış gibi bir hüzün kaplar içini...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?