Yani uzun uzun yazmaya usenuyorum ama medya var olan inançları değiştirmez daha fazla sahip cikmamiza neden olur. Proteus kavramından bahsetmek şimdi uzun zaman alacak. "Suskunluk sarmali " teorisine dayanarak bunu soyluyorsan eğer ,bu sadece toplumu o an icin sessiz kalmaya iter. Yani kimse aa dizide onlar yasak aşk yaşadı ben de yasayayim diye yasak aşk Yaşamaz. Sadece toplumda bu tarz ilişkiler normal karsilandiysa veya normal karşılanmaya başladıysa o bahsettigim sarmala girer ve susar. ( anket sirketleri bu sebeple bir partiyi daha cok cikarmaya calisirlar.halk sansin ki kamuoyunun gorusu o paeti dohrultusunda bu yuzden suskun kalir. Her yerde fikrini beyan etmez ama icten ice kendi savundugu parti hangisiyse ona daha fazla baglanir )He ama sonra ne olur biliyor musunuz ? İçten içe o değerlerimiz değerlerimiz dediği şeye daha fazla sarilir. Ahlaksızlık olarak gördüğümüz şeyler yayginlastikca biz daha tutucu olmaya başlarız kendi içimizde. Bir şeyi ne kadar sikarsan o kadar zarar verirsin. Yani beyin yıkama dediginiz olay öyle dizi de öpüşme gördüm ahlakımiz bozuldu gibi bir şey değil . Dizide öpüşme görünce bizim gibi ne Doğu ne batı olmuş ülkeler de bir kısım daha da muhafazakarlasmis olur . Ben demiyorum bunu bilim soyluyor =) Yani o yüzden her ülkenin tabaNina göre bu "kamu yönlendirme " kavramı yapılır. O youtube da seyrettigimız subliminal şeyleri filan bizim için geçerli değil. Ve evet beyin yikayacak yapımlar için zeka gerekiyor. Öpüşmeyle , yengeyle sevgili olmayla beyin yıkanmaz o olay çok farklı bir şey. Duyduğumuz şeyleri yanlış yorumluyoruz. Kialarin (kitle iletişim araçlarının literaturdeki adı ) tabiki üzerimizde etkisi var." Mutlu şiddet" "sihirli şiringa " bunların hepsi var olan ispatlamiş etkilerin adı. Ama bahsettiğiniz ahlak erozyonu Üzgünüm dediginiz gibi işlemiyor