- Konu Sahibi meredithgrey
-
- #101
Bir de o var özlemek.zaten uzun süre ayrı kalamam.bildigin insan gibiler herşeyi mi hissedip anlarlar anlıyorlar.ki bırakacağım kişi olsa bile dillerinden anlamaz zaten içim rahat etmez.gunduz işyerinde bile özlüyorum.3 yıldır iş çıkışı koşa koşa eve gelme sebebim onlar.Maksimum üç gün bizim ayrılma süremiz de. İki sene önce Datça’da ağlamıştım özledim diye (anahtarı görümceme vermiştik o bakıyordu uğrayıp) eşim o günden beri sana en fazla tatil üç gün diyor :)
Vallahi zaten bu konulardan doluyum.bu yazı iyice dokundu ağlayacağım artık.tukendim ya herşey mi kötü olur bir ülkede psikoloji diye birşey ve en önemlisi umut var ya o umut etme duygusu kalmadı...
Tabiki hak ediyorsunuz herkes hak eder ama şartlar ortada kendinizi boş yere üzmenin bir anlamı yok bence.. Mutlu olunacak çok şey var..Erken tatil paketi kredi kartına uymuyor, günlük yaşadığımız için. Limit bitiyor, o ay ortada kalıyoruz uymuyor bize. Bir de benim tatil anlayışım en azından bir kaç gün konforu tadabilmek, elimi bir şeye sürmemek yani araç bagajındaki sandaye ile rahat edemem. En azından 4-5 gün konforu hak etmiyor muyum bütün sene eşşek gibi çalışıp.
Ya son günlerde söyle düşünüyorum kafamda hep aynı şey. Şükreden etsin ok.ya ama ben artık kendi tercihlerimin kendi düşüncelerimin sonucunu yasamak istiyorum.bu şükürcu zihniyetin bana cizdigi kaderi, bu kesimin tercihlerinin sonucunu degil.amerikadan gelen bir tanıdıgımız var, kadın benden 3-4 yas buyuk dunyayı gezmis iyi ki pandemi oncesi dolasmısım hep simdi gidemiyorum bir yere diyor. türkiyeyi cok ozledim ama keske burada yasasam canım ulkem canım devletim diyor. cok seviyorsanız gelin yerlesin buraya burada yasayın o zaman dedim, ama o zaman dunyayı anca google mapste dolasırdınız. ya da ruyanızda. ben de buraya gelip paramı 7 katı bozdursam ben de severim canım devletim derim. o kadar haklısınız ki. maalesef durumumuz bu, ne kadar uzuldugumu keske ifade edebilsem. baska ulkelerde yasıtlarımızın normal gördugu hayatı, hedeflerine ulasmak icin ya da insanca yasamak icin arac olarak kullandıkları seyleri biz hayatımızda amac olarak belirliyoruz. bir ev almak, araba sahibi olmak, tatile gitmek gibi. cok üzücü. biz bunu hak etmiyoruz. bizi bu hayata mecbur edenlerin bizim vebalimizi ödemesini o kadar isterdim ki. valla hala otur haline sukret diyorlar. aynen afrikalı cocuklar ac evet he he. tabii ki sukretmek lazım ama sükretmek daha fazlasını istemek icin onumuzu tıkamamalı, ayrıca daha fazlasını istemek nankörlük değil bir HAK. köyde yasayıp haftada bir kocasının gezmeye cıkardıgı, kaynana evine tatile gidince mutlu olanlar sukretmeye devam edebilir. ama baskalarının hayallerini gelecegini umudunun önünü tıkayamazlar. bizim bu halde olmamızın tek sebebi cehalet ve ihanet. farkında olmayanlara üzülüyorum. sükretmeye devam etsin onlar.
Aynen .olay kesinlikle bireysel degil. Zaten bu tablonun tum topluma psikoljik yansimasinin insanlaei dönüştürdüğü hal de toplumsal ilişkileri öyle bir hale getirdi ki bu da siz gibi ben gibi ve bizim gibi derin düşünen sorgulayan hassas yapıda insanları ekstra ekstra mutsuzluğa sürüklüyor kendi kişisel sorunlarımıza ek olarak .Yaşadıkça umut hep var bir şekilde ama insan yoruluyor da. Üstelik sadece bizim değil ki bu yoksulluk, ülkenin kaderi. Sanıyor musunuz sadece kendi derdime yanıyorum? Tablonun karanlığına üzülüyorum ben, sen ben hepimiz için karanlık tablo.
bugun bayram ziyaretine teyzeme gittim diyor ki cok sukur devletimiz olmasa su an böyle yasayamıyor olurduk butun avrupada millet öldü biz saglıklıyız bak diyor. evet gercekten saglık sistemimiz cok iyi cok sukur hastanelerimiz tam donanımlı son teknolojide ama ekonomi cok kötu etkilendi bir suru insan isten cıkarıldı maasları odenmedi ve ustune devlet hicbir guvence saglamadıgı gibi bir de iban verip halktan para topladı bu durumda cok da iyi oldugumuzu soyleyemem dedim. olur mu sukret su an corona olabilirdin diyor. corona olmadıgım icin sukredecegim mevki devlet degil, once allah sonra da bana evde konforlu bir sekilde parayı dusunmeden oturmamı zaman gecirmemi saglayan babam sonra da aldıgım kisisel onlemler. ne diyeyim ki bu zihniyete. vatandasına siz merak etmeyin evde oturun asla cıkmayın kendinizi koruyun isinizi ve paranızı ve faturalarınızı giderlerinizi dusunmeyın devletin herkese yetecek gucu var demesini isterdim. onun yerine olsun cok sukur smsle para topladılar bize bir dönusu olmadı ama olsun hastanelerimiz cok iyi mi diyelim. evet cok sukur gercekten saglık sistemimiz cok iyi de eee. ee yani. hem saglık sistemimiz iyi olsun hem de ekonomimiz guclu olsun isterdim. cok sukur buna da sukur buna da razıyız diyip boynumu bükmek degil.Ya son günlerde söyle düşünüyorum kafamda hep aynı şey. Şükreden etsin ok.ya ama ben artık kendi tercihlerimin kendi düşüncelerimin sonucunu yasamak istiyorum.bu şükürcu zihniyetin bana cizdigi kaderi, bu kesimin tercihlerinin sonucunu degil.
Valla corona morana dinlemiyorlar. Ben tatil beldesinde yaşıyorum. Kalabalığa inanamazsınız . Ve hiç bir sene böyle olmadı burası . İlk kez bu kadar yoğun görüyorum. Hani bayramlarda olurdu da normal zamanlarda o kadar da yoğun olmazdı. Şuan sanki her gün bayram .Zaten bu Corona tam ibretlik değil mi be kardesjm. Zenginde gidemiyor fakirde bak araba kapının önünde ama binemyrsn. Evden cikamiyorsun doya doya alışveriş yapamyrsn o çok sevdgm yemeği dışardan sipariş edemiyorsun şüphe duyuyorsn özellikle yazdklarim sokağa çıkma yasağı zamanındaki günler en önemlisi sevdiğin insana dokunamyrsn hani siz ozenmissjniz ya instagramda gordgnz yemege kardeşim. Kanser hastalarıda sendeki saça kada sagliha imreniyor. Ben de Instagram bir aile gördüm iç iceler. Mutlular. Birbirilerine dokunuyorlarçünkü aynı evin içindeler biz sağlıkçılar ayalrdir eşinize sarilamyrz doğru duzgun her nöbet sonrask Coronali hasta baktm. Ama olsun bunadq sukur
Herkese iyi bayramlar, sağlıklı günler dilerim. Pandemiden beri kendimi motive etmeye çalışıyor olsam da maalesef iyi değilim. Başlıkta da dediğim gibi şükürsüz değilim ama kanaat etmekten de bıktım. İstanbul’da yaşıyorum, eşimin ailesinin evindeyiz kiramız yok, arabamız var. Ben çalışıyorum eşimi çıkarttılar covid19 nedeniyle. Durumumuz bu ne eksik ne fazla. Ve ben çok sıkıldım istediğimi yiyememekten, istediğim yere gidememekten. Çünkü herşey ateş pahası, sanki tatil sadece zenginlerin hakkı Türkiye’de. Etimi, kıymamı aylık alır dondurucuya atarım ama örneğin bir balık, bir pirzola bunlar lüks artık. Dün inatagramda gördüğüm bir yemeğe çok imrendim mesela cidden imrendim canım çekti.
Anneme anlattığımda aman kanaat et, evin kira değil, araban var diyor. Ben şartlarım için elbette şükretsem de bu kanaat kültürü bana göre değil. Türkiye’de ne şahane yerler var ama gidemiyoruz. Euro 8’i geçti zaten yurtdışı hayaline hiç girmiyorum bile. Ki o da benim için üzücü bir detay...
Ayrıca iş ile ilgili de sıkıntılarım var, hak etttiğim yerde değilim olacağım da yok kabullendim yani deklare edildi bana zaten. Pandemi yüzünden de şahtık şahbaz olduk iyice tadı kaçtı işlerin. Ama işten de çıkamam çünkü eşim işsiz. Kimbilir ne zaman iş bulacak?
Gerçekten mutsuzum, bu durumun değişeceğini de pek sanmıyorum ama bu mutsuzluk beni yoruyor artık.
Küçükken annem pirzola alırdı sapından tutup yerdim onu özlüyorum, alırım almasına ama bir gece onu yiyip kalkacağıma iki akşamlık sotelik et alırım ki öyle yapıyorum. Şöyle bir balık lokantasında rakı balık yapmak istiyorum kredi kartı ekstremi düşünmeden. Ama peyniri lüks alsam (keçi seviyorum) başka şeyden kısıyorum mecburum da. Annem sağolsun dediğiniz gibi löp eti onlarda yiyoruz geldiğimizde.
ben de.. asla etmiyorum. milyonların hayatı çalındı. buna canak tutan destek olan kimseye de helal etmiyorum. sukrettigim tek sey var, asgari ücretle bu ulkede hayatta kalmaya calısıp da bu sistemi alkıslayacak kadar kör olmadıgım icin gercekten cok sukrediyorumBu satırların alnı olsa da öpsem! Milyonların gençliğini ve geleceğini aldılar, hakkımı helal etmiyorum.
haklısınız ama herkesin sınavı kendine zor. kanser hastası saça özenir konu sahibi pirzolaya. ikisi de aynı sekilde o derdin sahibine acı veriyor. acıları yarıstırarak halimize mi sukredelimZaten bu Corona tam ibretlik değil mi be kardesjm. Zenginde gidemiyor fakirde bak araba kapının önünde ama binemyrsn. Evden cikamiyorsun doya doya alışveriş yapamyrsn o çok sevdgm yemeği dışardan sipariş edemiyorsun şüphe duyuyorsn özellikle yazdklarim sokağa çıkma yasağı zamanındaki günler en önemlisi sevdiğin insana dokunamyrsn hani siz ozenmissjniz ya instagramda gordgnz yemege kardeşim. Kanser hastalarıda sendeki saça kada sagliha imreniyor. Ben de Instagram bir aile gördüm iç iceler. Mutlular. Birbirilerine dokunuyorlarçünkü aynı evin içindeler biz sağlıkçılar ayalrdir eşinize sarilamyrz doğru duzgun her nöbet sonrask Coronali hasta baktm. Ama olsun bunadq sukur
ben de.. asla etmiyorum. milyonların hayatı çalındı. buna canak tutan destek olan kimseye de helal etmiyorum. sukrettigim tek sey var, asgari ücretle bu ulkede hayatta kalmaya calısıp da bu sistemi alkıslayacak kadar kör olmadıgım icin gercekten cok sukrediyorum
Konusahibinin kilo konusu, 40 yaş geldi hayat bitiyor mu konusu, Datça tatil olayı velhasıl birçok eski konusuna hakimim. Yorumlarını seviyorum ama şu kendi hayatının konuları yok mu, o kötümser enerjiyi öyle bir hissediyorum ki buram buram o depresif hal içime işliyor. Bence depresyondasınız siz ha parasız olduğunuz için hayat da sıkıcı o ayrı da , depresyonunuz çok başka hatta sanki kronik uzun yıllardan beri var gibi. İçinizdeki hayat enerjisi gitmiş, psikiyatrist tavsiye ediyorum size. Psikologun maddi yükü ağır gelir size.
insan bu kosullar altında en temel ihtiyaclarını bile karşılayamıyorken hayatına iyi yönünden bakmayı beceremez ki. depresyon oyle keyfi sımarıklık degildir, depresyona olan bakıs acısı bile bizim ulkemizde cok sığ, insanın ruh saglıgını iyilestirme ihtiyacı bile bizde lüks olarak algılanıyor.Annem saygın hastanelerden birinden emekli klinik psiklolog,onun tavsiyesi ile ilaca da başladım aslında ama bu kullanır halim düşünün....
Evet atalet sahibi biriyim haklısınız ama bu yazdığım şartlar da beni dibe çekiyor inanın.
insan bu kosullar altında en temel ihtiyaclarını bile karşılayamıyorken hayatına iyi yönünden bakmayı beceremez ki. depresyon oyle keyfi sımarıklık degildir, depresyona olan bakıs acısı bile bizim ulkemizde cok sığ, insanın ruh saglıgını iyilestirme ihtiyacı bile bizde lüks olarak algılanıyor.
O kadar haklısınız ki ama kötü günler bitiyor sırada daha kötü günler var ruh sağlığımızıda kaybetmemize ramak kaldı mesele şükür kanaat meselesi değil tabiki şükür fakat ileriye gideceğimize gerisin geri gidiyoruz bütün sene tabiri caizse eşek gibi çalışıp bi 10 gün tatil yapamaycaksak neden çalışıyoruz karın tokluğuna keşke Avrupa'dan feyz alsalar ama Ortadoğu malesef ve coğrafya kaderdir demeden de gecemeyecegim sonuna kadar haklısınız !Herkese iyi bayramlar, sağlıklı günler dilerim. Pandemiden beri kendimi motive etmeye çalışıyor olsam da maalesef iyi değilim. Başlıkta da dediğim gibi şükürsüz değilim ama kanaat etmekten de bıktım. İstanbul’da yaşıyorum, eşimin ailesinin evindeyiz kiramız yok, arabamız var. Ben çalışıyorum eşimi çıkarttılar covid19 nedeniyle. Durumumuz bu ne eksik ne fazla. Ve ben çok sıkıldım istediğimi yiyememekten, istediğim yere gidememekten. Çünkü herşey ateş pahası, sanki tatil sadece zenginlerin hakkı Türkiye’de. Etimi, kıymamı aylık alır dondurucuya atarım ama örneğin bir balık, bir pirzola bunlar lüks artık. Dün inatagramda gördüğüm bir yemeğe çok imrendim mesela cidden imrendim canım çekti.
Anneme anlattığımda aman kanaat et, evin kira değil, araban var diyor. Ben şartlarım için elbette şükretsem de bu kanaat kültürü bana göre değil. Türkiye’de ne şahane yerler var ama gidemiyoruz. Euro 8’i geçti zaten yurtdışı hayaline hiç girmiyorum bile. Ki o da benim için üzücü bir detay...
Ayrıca iş ile ilgili de sıkıntılarım var, hak etttiğim yerde değilim olacağım da yok kabullendim yani deklare edildi bana zaten. Pandemi yüzünden de şahtık şahbaz olduk iyice tadı kaçtı işlerin. Ama işten de çıkamam çünkü eşim işsiz. Kimbilir ne zaman iş bulacak?
Gerçekten mutsuzum, bu durumun değişeceğini de pek sanmıyorum ama bu mutsuzluk beni yoruyor artık.
Genel olarak haklisin ama bence cocugun kucukse sezon disinda gitmek daha mantikli. Eylul agustos ya da temmuzdan daha cazip bence.. ve hava hala sicak oluyo mesela. Durumun iyi bile olsa 1000 tl bence 1 gece icin buyuk para. Su unlulerin bodruma gidip bi kac yuz liraya lahmacun yemesi o kadar abartildiki.. baska yere tatile gitsinler yani,,o fiyata cikmasini saglayan ta kendileri.Gerçekten şükür kültüründen de bıktım. Kendi memleketimde cennet gibi yerler var ama şimdi Ölüdeniz’de otelin geceliği 1000 TL, ne yapayım Kasım’da mı gideyim ucuz diye? Pansiyonda da kaldım Kaş’a gittiğimizde leş gibiydi üç gün kaldık temizlenmediler. Her hizmetin ucu para.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?