- 8 Nisan 2023
- 5.405
- 47.571
- 478
'Zehirli' anlamına geldiğini bilmediğimi düşünmeniz beni üzer20 yıldan fazla İngilizce konuşan biri olarak şunu yazıyorum ki, bu pek doğru bir ifade değil, Türkçeyle ifade edilemeyecek sıfat yok. Toxic de zehirli demek, bu kadar. Toxic waste mesela, fabrikalardan sızan zehirli atıklara geliyor.
Bu sıfatın insanlara nasıl yakıştığına da geleyim, bu sıfatın çıkış yeri ABDdir, ABD kültürü bizimkinden çok farklı, kültürel olarak insanlar daha bireysel, yalnız ve birbirinden kopuk, toplumsal olarak yalnızlık, yüze gülüp seni seviyorum diyip ertesi gün yüzüne bakmama gibi çok sayıda acaip davranış mevcut. Toksik insanlar da çaktırmadan , yavaş yavaş karşı tarafı sözleriyle , fikirleriyle zehirleyen sosyopati sınırındaki insanlara deniyor. ABDde çok sayıda psikiyatri hastası ve şiddet vakası olduğunu da ekleyeyim.
Konu sahibesi toksik mi? Hayır. Türkiyede toksik, narsist vb sosyopoati sınırına yakın insanlar var mı? hayır, çünkü bizim toplumumuzda ruh hastalıkları o kadar yaygın değil, üstelik kültürümüz çok çok farklı.
Konu sahibesi toksik değil, konu sahibesi boşanmış bir insan, sevgisiz kalmaktan yalnız kalmaktan çok korkuyor o yüzden karşı tarafa yapışıyor, terk etmesin diye her an kontrol etmek istiyor. Konu sahibesi özgüvensiz birisi. Durum bu. Karşısındaki insan zaten hiç hiö güvenilecek biri değil, bu da konu sahibesinin güvenini iyice dibe çekiyor. Özgüvensiz birinin bu kadar güvenilmez biriyle olması da ayrıca garip bir durum.
Her şeyden önce Türkçeye asla haksızlık etmeyin, 3 dil konuşan biri olarak şunu net söylüyorum ki dilimizin betimlemede yetersiz kaldığı hiçbir durum veya olay yok. Okuyan herkes esen kalsın.
Öff çok zor sizin gibi ş şanlar bence destek almalısınız , yazık karşı tarafı elde edene kadar mış gibi yapıp sonra hayatlarını zindan ediyorsunuzMerhabalar,
Bilenler için sancılı ilişkime nokta koydum. Bir kaç gün çok daha kötüydüm ama toparlanıyorum.
Asıl danışmak istediğim şey başka aslında. Fark ettim ki ilişkilerimi toksit yaşıyorum. Bundan çok sıkıldım, kendime çeki düzen vermek istiyorum.
Örnek verecek olursam;
Kendimden çok ödün veriyorum, anne rolüne bürünüyorum. Tüm hayatımı ilişki yaşadığım insana odaklıyorum. (karşından da bunu bekliyorum) Telefon kurcalama, yanında olmadığım anlarda ilgi çekmeye çalışma, erkek erkeğe plan varsa içten içe kendimi yemeye kadar gidiyor. Birazını yansıtıp, çoğunu kendi içimde yaşıyorum.
En son yaşadığım problemden bahsedeyim yorumunuzu ona göre yapın.
Cmt günü benim için öenmli olan, tek başıma cesaret edemediğim bir durum var. Bir tedavi süreci diyeyim. Erkek arkadaşım tüm seanslarda yanımda olacağına söz vermişti. Daha sonra keyfi bir şehir dışı gezisi planı çıktı ortaya yanımdan gitmeden cuma geleceğim dedi. Daha sonra cuma başka bir arkadaşları daha plana ekleneceği için gelmesi pazar gününe sarktı. Bende söz vermiştin cumartesi burada olacaktın diye biraz ortalığı kaldırdım. Evet söz verdim ama hiç mi tolerans tanımayacaksın bana, ben sana aynısını yapmazdım, benim de bu tatile ihtiyacım olamaz mı gibi savunması oldu.
Sonra düşününce mantıklı geldi. Tamam deyip görmezden gelebilirdim. Sensiz de hallederim imajı verebilirdim. Olay çıkarıp ne diye kendimi aciz gösterdim diye kendime kızıyorum.
Bundan sonraki arkadaşlık / bireysel ilişkilerimi daha sağlam kurmak için tavsiye istiyorum.
Konu sahibesi toksik mi? Hayır. Türkiyede toksik, narsist vb sosyopati sınırına yakın insanlar var mı? hayır, çünkü bizim
toplumumuzda ruh hastalıkları o kadar yaygın değil, üstelik kültürümüz çok çok farklı.
İlişkimi bitirdim. Başka bir tavsiye istiyorum. Yapmadığım bir şey yüzünden kendimi bana suçlu hissettirmeyin lütfen. Konum başka.
Diger dediklerinize katilmakla beraber narsistlik ile ilgili katilmiyorum. Narsist yerli yerinde kullanılıyor mu bilemem ama narsist kişilik bozukluğu düzeyinde olan kişilerin sayısı bilinmiyor. Az bir oran belirtiliyor. Hem kayıt hem de onların müracaatı nedeniyle. Ama iş narsistik eğilim, narsistik bit, gizli narsizm gibi şeylere gelince gayet yaygın. Bireyselligin az olması, çocukluk çağında kendi benliğini oluşturmakta zorlanma, ifade edememe vs vs gibi nedenlerden sık.20 yıldan fazla İngilizce konuşan biri olarak şunu yazıyorum ki, bu pek doğru bir ifade değil, Türkçeyle ifade edilemeyecek sıfat yok. Toxic de zehirli demek, bu kadar. Toxic waste mesela, fabrikalardan sızan zehirli atıklara deniyor.
Bu sıfatın insanlara nasıl yakıştığına da geleyim, bu sıfatın çıkış yeri ABDdir, ABD kültürü bizimkinden çok farklı, kültürel olarak insanlar daha bireysel, yalnız ve birbirinden kopuk, toplumsal olarak yalnızlık, yüze gülüp seni seviyorum diyip ertesi gün yüzüne bakmama gibi çok sayıda acaip davranış mevcut. Toksik insanlar da çaktırmadan , yavaş yavaş karşı tarafı sözleriyle , fikirleriyle zehirleyen sosyopati sınırındaki insanlara deniyor. ABDde çok sayıda psikiyatri hastası ve şiddet vakası olduğunu da ekleyeyim.
Konu sahibesi toksik mi? Hayır. Türkiyede toksik, narsist vb sosyopati sınırına yakın insanlar var mı? hayır, çünkü bizim toplumumuzda ruh hastalıkları o kadar yaygın değil, üstelik kültürümüz çok çok farklı.
Konu sahibesi toksik değil, konu sahibesi boşanmış bir insan, sevgisiz kalmaktan yalnız kalmaktan çok korkuyor o yüzden karşı tarafa yapışıyor, terk etmesin diye her an kontrol etmek istiyor. Konu sahibesi özgüvensiz birisi. Durum bu. Karşısındaki insan zaten hiç hic güvenilecek biri değil, bu da konu sahibesinin güvenini iyice dibe çekiyor. Özgüvensiz birinin bu kadar güvenilmez biriyle olması da ayrıca garip bir durum.
Her şeyden önce Türkçeye asla haksızlık etmeyin, 3 dil konuşan biri olarak şunu net söylüyorum ki dilimizin betimlemede yetersiz kaldığı hiçbir durum veya olay yok. Okuyan herkes esen kalsın.
Kelimenin doğrusunu unuttum iyiceYanliş biliyorsun doğrusu TOSKİT.
Diger dediklerinize katilmakla beraber narsistlik ile ilgili katilmiyorum. Narsist yerli yerinde kullanılıyor mu bilemem ama narsist kişilik bozukluğu düzeyinde olan kişilerin sayısı bilinmiyor. Az bir oran belirtiliyor. Hem kayıt hem de onların müracaatı nedeniyle. Ama iş narsistik eğilim, narsistik bit, gizli narsizm gibi şeylere gelince gayet yaygın. Bireyselligin az olması, çocukluk çağında kendi benliğini oluşturmakta zorlanma, ifade edememe vs vs gibi nedenlerden sık.
Kişilik bozukluğu duzeyi icin evet . Ama bizim kültür gizli narsizmle resmen icice. Bence zaten şu an gizli narsizm denilen şeye ayrı bir isimlendirme bulunacaktır. Bu bir kişilik bozukluğu değil ama çok yaygın.Yani şöyle diyeyim, bu kelime de sosyopatiye doğru giden yoldaki bir kişilik hastalığı, kendinden başka kimseyi düşünmeme, sevmeme, önemsememeye kendine aşık olmak deniyor. Bunun bir adım sonrası da hi kimseye empati duymama, insani duyguları barındırmayay geliyor ki o da sosyopatlık oluyor.
Kişilik bozukluğu benzeri hastalıkların tüm toplumlardaki frekansı belli ve az bir miktar, yani hiçbir toplumda kişilik bozukluğu olan insanlar rasgele-mantar gibi türeyemez, sayıca fazla olamaz. Onun dışında ben tanılı kişilik bozuklluğu olan birini tanıyorum mesela, normal bir insan olmadığı konuşmasından da hareketlerinden de belliydi 10 dk yanında durursanız anlıyorsunuz. Kumar oynuyordu sanırsam, kumarı bıraktı başka bir şeye sardı en sonunda da ne oldu bilmiyorum ortayaşlı bir erkekti.
Türkiyedeki erkekler narsist falan değil, toplumun erkekleri yetiştirme biçimi yanlış o kadar. Çoğu erkekte gördüğünüz kadınlara karşı saygısız davranışlar, bencillik, ev işlerini kadınlara yıkma, çocuk bakımına katılmama, boş ego barındırma, altta yatan özgüvensizlik vb durumlar çoğu ataerkil toplum erkeklerinde mevcut. Yoksam 10 erkekten 8inin ve onları yetiştiren kadınların ruhsal hastalık taşıma olasılığı 0. Ülkedeki 40 milyon erkeğin 30 milyonu aynı şekilde davranışlar sergiliyorsa, kadınlara saygısızsa orda bir hastalık yoktur ancak kültürün aşıladığı davranış kallıpları vardır.
Narsistik kişilik bozukluğu olan birini tanıdım. Gerçekten de kendilerini belli ediyorlar. Üstelik cinsel sapkınlık, hayali anılarla insanları etkilemeye çalışma vb. Tehlikeli davranışları da oluyor. Bazen burada narsistle 10-20 yıldır evliyim falan diyenleri okuyunca çok şaşırıyorum. Gerçek bir narsiste 3-5 ay zor tahammül edersiniz. Bunlara tahammül edebilenler de maalesef ya bağımlı ya da borderline eğilimleri olan kişiler oluyor. Keşke bütün kadınları sarsıp kendilerine getirebilsem.Kişilik bozukluğu duzeyi icin evet . Ama bizim kültür gizli narsizmle resmen icice. Bence zaten şu an gizli narsizm denilen şeye ayrı bir isimlendirme bulunacaktır. Bu bir kişilik bozukluğu değil ama çok yaygın.
Mesela Okb (obsesif kompulsif bozukluk) bir hastalık ama nadir de olsa kişilik bozukluğu okkb vardır. Bizde Okb çoktur da okkb azdır gibi. Yani birine obsesif bu ya derken okkbden bahsetmiyoruz aslında.
Yani birine narsist dediğimizde de bir teşhis koymuyoruz bence. Narsistin karşılığı Türkçe'de ne olabilir mesela? Ya da toksigin?
narsist kelimesi artık bi etiket oldu insanların ağzındaNarsistik kişilik bozukluğu olan birini tanıdım. Gerçekten de kendilerini belli ediyorlar. Üstelik cinsel sapkınlık, hayali anılarla insanları etkilemeye çalışma vb. Tehlikeli davranışları da oluyor. Bazen burada narsistle 10-20 yıldır evliyim falan diyenleri okuyunca çok şaşırıyorum. Gerçek bir narsiste 3-5 ay zor tahammül edersiniz. Bunlara tahammül edebilenler de maalesef ya bağımlı ya da borderline eğilimleri olan kişiler oluyor. Keşke bütün kadınları sarsıp kendilerine getirebilsem.
Bizim de iş yerinde tanili Borderline vardı. Çok belli idi. Ama günlük hayatta kişilik bozukluğu olmayıp da özelliği taşıyan insan border denmez. Dengesiz, onun kafası eserekli denir. Narsistik kişilik bozukluğu olmayıp o özelliği taşıyanlara eş değer kelime aklıma gelmiyor. Kendini begenmis, dedigim dedik, burnu kaf daginda tam karsilamiyor. O yüzden bence narsist lafı herkesin ağzında. Yani narsist derken narsistik kişilik bozukluğundan bahsedilmiyor.Narsistik kişilik bozukluğu olan birini tanıdım. Gerçekten de kendilerini belli ediyorlar. Üstelik cinsel sapkınlık, hayali anılarla insanları etkilemeye çalışma vb. Tehlikeli davranışları da oluyor. Bazen burada narsistle 10-20 yıldır evliyim falan diyenleri okuyunca çok şaşırıyorum. Gerçek bir narsiste 3-5 ay zor tahammül edersiniz. Bunlara tahammül edebilenler de maalesef ya bağımlı ya da borderline eğilimleri olan kişiler oluyor. Keşke bütün kadınları sarsıp kendilerine getirebilsem.
20 yıldan fazla İngilizce konuşan biri olarak şunu yazıyorum ki, bu pek doğru bir ifade değil, Türkçeyle ifade edilemeyecek sıfat yok. Toxic de zehirli demek, bu kadar. Toxic waste mesela, fabrikalardan sızan zehirli atıklara deniyor.
Bu sıfatın insanlara nasıl yakıştığına da geleyim, bu sıfatın çıkış yeri ABDdir, ABD kültürü bizimkinden çok farklı, kültürel olarak insanlar daha bireysel, yalnız ve birbirinden kopuk, toplumsal olarak yalnızlık, yüze gülüp seni seviyorum diyip ertesi gün yüzüne bakmama gibi çok sayıda acaip davranış mevcut. Toksik insanlar da çaktırmadan , yavaş yavaş karşı tarafı sözleriyle , fikirleriyle zehirleyen sosyopati sınırındaki insanlara deniyor. ABDde çok sayıda psikiyatri hastası ve şiddet vakası olduğunu da ekleyeyim.
Konu sahibesi toksik mi? Hayır. Türkiyede toksik, narsist vb sosyopati sınırına yakın insanlar var mı? hayır, çünkü bizim toplumumuzda ruh hastalıkları o kadar yaygın değil, üstelik kültürümüz çok çok farklı.
Konu sahibesi toksik değil, konu sahibesi boşanmış bir insan, sevgisiz kalmaktan yalnız kalmaktan çok korkuyor o yüzden karşı tarafa yapışıyor, terk etmesin diye her an kontrol etmek istiyor. Konu sahibesi özgüvensiz birisi. Durum bu. Karşısındaki insan zaten hiç hic güvenilecek biri değil, bu da konu sahibesinin güvenini iyice dibe çekiyor. Özgüvensiz birinin bu kadar güvenilmez biriyle olması da ayrıca garip bir durum.
Her şeyden önce Türkçeye asla haksızlık etmeyin, 3 dil konuşan biri olarak şunu net söylüyorum ki dilimizin betimlemede yetersiz kaldığı hiçbir durum veya olay yok. Okuyan herkes esen kalsın.
Yani şöyle diyeyim, bu kelime de sosyopatiye doğru giden yoldaki bir kişilik hastalığı, kendinden başka kimseyi düşünmeme, sevmeme, önemsememeye kendine aşık olmak deniyor. Bunun bir adım sonrası da hi kimseye empati duymama, insani duyguları barındırmayay geliyor ki o da sosyopatlık oluyor.
Kişilik bozukluğu benzeri hastalıkların tüm toplumlardaki frekansı belli ve az bir miktar, yani hiçbir toplumda kişilik bozukluğu olan insanlar rasgele-mantar gibi türeyemez, sayıca fazla olamaz. Onun dışında ben tanılı kişilik bozuklluğu olan birini tanıyorum mesela, normal bir insan olmadığı konuşmasından da hareketlerinden de belliydi 10 dk yanında durursanız anlıyorsunuz. Kumar oynuyordu sanırsam, kumarı bıraktı başka bir şeye sardı en sonunda da ne oldu bilmiyorum ortayaşlı bir erkekti.
Türkiyedeki erkekler narsist falan değil, toplumun erkekleri yetiştirme biçimi yanlış o kadar. Çoğu erkekte gördüğünüz kadınlara karşı saygısız davranışlar, bencillik, ev işlerini kadınlara yıkma, çocuk bakımına katılmama, boş ego barındırma, altta yatan özgüvensizlik vb durumlar çoğu ataerkil toplum erkeklerinde mevcut. Yoksam 10 erkekten 8inin ve onları yetiştiren kadınların ruhsal hastalık taşıma olasılığı 0. Ülkedeki 40 milyon erkeğin 30 milyonu aynı şekilde davranışlar sergiliyorsa, kadınlara saygısızsa orda bir hastalık yoktur ancak kültürün aşıladığı davranış kallıpları vardır.
Ayynen öyle. Zaten 10 sene anlamamak mümkün değil. Söylendiği gibi narsistler öyle çok zeki falan da değiller. Yedirebildiklediyle yola devam ediyorlar. Sorunu fark edenler kaçıyor zaten bu kişilerden. Ben asıl bu gönüllü esarette ısrarcı olan kadınlarımızın tedavi olması gerektiğini düşünüyorum. Hadi diğerinde empati yok, hasta. Sen neden onunlasın?Bizim de iş yerinde tanili Borderline vardı. Çok belli idi. Ama günlük hayatta kişilik bozukluğu olmayıp da özelliği taşıyan insan border denmez. Dengesiz, onun kafası eserekli denir. Narsistik kişilik bozukluğu olmayıp o özelliği taşıyanlara eş değer kelime aklıma gelmiyor. Kendini begenmis, dedigim dedik, burnu kaf daginda tam karsilamiyor. O yüzden bence narsist lafı herkesin ağzında. Yani narsist derken narsistik kişilik bozukluğundan bahsedilmiyor.
Bence asıl manipülasyon yanlış kullanılıyor. Manipülasyon siz yapılanı farkettiginiz anda biter. 10 yıllık hikaye anlatıyor ilk yıl farketmis. 9 yılı manipülasyon değil.
Bilişsel empati ve duygusal empati farklı şeyler. Bilişsel empatisi vardır. Zaten o olmasa manipüle edemezler. Duygusal empatisi yoktur yalnızca taklit ediyordur.Benim de acaba narsist kişilik mi dediğim bir eski sevgilim vardı. Sonradan düşününce olmadığını fark ettim. Çünkü empati yeteneğinden yoksun ve öyle bir insan değildi. Başta göklere çıkarıp sonra degersizlestirmisti. Hep kendi haklı olsun istiyordu. Sürekli bana kendimi suçlu hissettiriyordu aşırı baskıcı kontrolcuydu. Ben depresyona girince başka bi kız bulup beni terk etmişti. Bunlar olunca acaba narsist mi diye düşünmüştüm. Ama aslında bence adamda kişilik bozukluğu yok. Ataerkil zihniyet herkes bana çalışsın ben bisey yapmiim kadın şöyle şöyle olsun kafası ve kaypaklık vardı sadece.
Düşününce hepimizde var narsist özellikler az veya çok.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?