eskiden bir müdür yardımcımız vardı. berbat bir adamdı. gerek dünya görüşleri olsun gerek davranışları gerek tavırları. nefret ediyordum.
ve öğrencilerin kurallara uymamasından nefret ederdi. elinde kağıt kalem numara alırdı kim saçını açmış kim ne yapmış diye.
ben de onun inadına fön çeker farklı farklı hırkalar giyer renkli çoraplar giyerdim delirirdi beni görünce. sonra bir şeyler oldu, adam idareden ayrıldı ama ben aynen devam. öğretmenler bir süre sonra uyarmaya başladı beni. ve ben de baktım ki, gerçekten doğru değilim.
başka kızlar yok mu böyle yapan? elbette var ama ben herkes değilim ve kendime yakıştırmam öyle biri olmayı.
ablalarımız haklı. makyaj cildine çok zarar verir. ve lisede edindiğin kişilik ömrün boyunca takip eder seni. bana beni bunaltan arkadaşımı hatırlattın, kendini çaktırmadan öven bir kız, diğer herkesi de küçümser. eğer öyle biriysen bu etiket seni yıllarca takip edecektir ve bu senin için hoş olmaz.
beni sorarsan şu an okula gayet uygun gidiyorum. oldum olası da düzenli dersleri iyi bir öğrenciyimdir. hatta şu an ayda bir kez falan saçlarımı açtığımda öğretmenlerim kızmak yerine saçlar yakıyor, hayırdır bu değişiklik niye falan diye bana takılıyorlar. aralarında makasla keserim bak o saçları diyenler olmuyor mu? oluyor. ben de gülümseyip haklısınız hocam bi günlük bişey zaten diyorum.
bana takıyorlar falan demiyorum.
öğretmenler de insan sonuçta. aramızda insani ilişkiler varç sorun yaşadığım öğretmenler olmuyor mu? bana taktı dediklerim. oluyor elbette. konuşup hallediyorum. her davranışın bir sebebi vardır çünkü. ve kimse kimseye durup dururken takmaz. hele eğitmekle yükümlü olduğu kişiye hiç takmaz.
bence böyle :) tabi ki seni yanlış anlamış da olabilirim. öyleyse özür dilerim.