bugün itibari ile modunuz ....


  • Ankete Katılan
    1.185
Öyle güzel yazmışsın ki sana misafir olasım geldi
 
Küçük grup dediğimiz 24-36 ay grubuna makas/kalem kullanılan etkinliklere hiç gerek yok.
Bu yaş grubunda bol bol oyun/hareket/duyuşsal etkinlikler uygulamak lazım.
36-48 ayda ufaktan kalın-üçgen kalem tutma/resim yapma çalışmalarına başlanabilir.
Makasa geçmeden yapılması gereken çalışmalar uygulanabilir en kolayı ve masrafsızı gazete yırtmaktır.
Evi anaokuluna çevirmemek gerektiği yönündeki düşüncenize ben de katılıyorum Hocam.
Bizi anaokulunda en çok zorlayan öğrenci grubu; aşırı ilgilenilmiş, faaliyete boğulmuş,
her anlamda fazla doyurulmuş çocuklar.
Güvenli bağlanmada sorunu olup ayrılık kaygısı yaşayan çocuğu en geç 1-2 ayda adapte edebiliyoruz bununla birlikte yukarda bahsettiğim grupla daha fazla ve yoğun sorunlar yaşıyoruz.
 
Kafayi yemeye dogru gidiyoruz. Dun gece aynaya bir baktim iki gozum birden kan canagi. Hemen aklima bir grupta okudugum yorum geldi. Kadinin ve esinin coronavirus testi pozitif cikmis. Esim hafif atlatiyor gozleri kirmizi ve sulu yazmisti kadin. Dedim aha benim de gozlerim kirmizi sonra bir titreme aldi beni usumeye basladim. Yattim yataga bir sure sonra sicak basti. Zor uyumusum garip garip haller..
 
Bodrum'da da 91 yaşında biri vefat etmiş, dün açıklanan sayının içinde midir bilmiyorum.

Koronovirüs nedeni ile Bodrum’da özel bir hastanede tedavi gören 91 yaşındaki R.A. adlı bir yurttaşın dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdiği öğrenildi.
Koronovirüs can almaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta İstanbul’dan Bodrum’a gelen 91 yaşında ve doktor olduğu öğrenilen bir yurttaş Koronovirüs testi pozitif çıkınca Bodrum’da özel bir hastanede tedavi altına alındı. Ailesinden üç kişi ile birlikte karantina altına alınan RA adlı 91 yaşındaki yurttaş dün akşam saatlerine yaşamını yitirdi.
 
İstanbul Aile Hekimliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kutbettin Demir, farklı ilçelerde toplam 24 aile hekimi ve sağlık çalışanında corona virüsü tespit edildiğini söyledi.
Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre doktor Demir, “Birkaç arkadaşımız yatarak tedavi görürken, diğer meslektaşlarımız evlerinde tedaviye devam ediyor. Arkadaşlarımızın sağlık durumlarında endişe edecek bir durum yok” dedi.
Demir şöyle devam etti: “Martın ilk haftasına kadar toplumsal olarak maalesef yanlışlarımız oldu. Şubat sonundan itibaren martın başına kadar yurt dışından gelen vatandaşlar rapor almak için aile hekimliğine müracaat ettiler. Bu sırada merkezde muayene için bekleyen yaşlılar ile temas edenler oldu. Aile hekimleri olarak en büyük eksiğimiz tulum ve gözlük.”
Sağlık Bakanlığı, 2 Mart’ta aldığı kararla bu tarihten 14 gün öncesine kadar, riskli sayılan ülkelerde bulunan öğrenci ve çalışanların pasaportları ile aile hekimlerine başvurmaları halinde 14 gün izinli sayılmalarının önünü açan bir karar almıştı.

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu da aile hekimlerinin elinde ‘corona’yı tespit edecek tanı kiti bulunmadığını, hastalığın sağlık çalışanlarına bulaşmasını önleyecek koruma malzemelerinin de bakanlık tarafından kendilerine verilmediğini belirterek, bu kararın hastalığın daha da yayılmasına yol açabileceğine dair uyarmıştı.
 

Dün hastanede triaj'daki doktorda gözlüklüydü.
 

Aaa gerçekten mi ben de 19 aylık kızımla pek fazla faaliyet yapamıyoruz diye üzülüyordum. Sizce neler yapılmalı kreş çağına gelene kadar vaktiniz olursa yazabilir misiniz lütfen? Çok teşekkür ederim şimdiden
 

Çok teşekkür ediyorum ayrıntılı cevabınız için..

Ben büyüğümde bu hatayı yapmıştım. Çok fazla etkinliğe boğdum.Kreste cok zorlandık..

Küçükler epeydir kalem tutuyorlar 3 yaşına geçtiler..ama etkinlik yok. Gazete parçalatma hiç aklıma gelmemişti ona başlayabilirim bu ara.. Çok sağolun
 

Benim torunda 20 aylık,annesi ve evde ona bakan bir abla var,neler yapabilirler mesela.
 

Koah değil, ailesel akdeniz ateşi ve kronik romatizması varmış. Suna Pekuysal'ın hastalığından olduğu söyleniyor. ölüm belgesi vs. var fakat koymak istemiyorum buraya. 87 doğumlu. Twitter hesabından 7 martta ateşi ve öksürüğü olduğuna dair tivitler atmış. Hastanenin kronik rahatsızlıklarına rağmen izin vermediği söyleniyor maalesef. Umarım doğru değildir. Allah rahmet eylesin.
 

Çok üzüldüm ya gerçekten çok üzüldüm. 7 marttaki tweetlerini gördüm ben de. O tarihte belirti verdiyse muhtemelen daha erken enfekte oldu, onu enfekte eden kim ve nerede şu an acaba. Çok üzüldüm
 
Bu arada yaşadığım yerdeki Halkbank şubesinde bir personel pozitif çıktığı için şube kapandı ve çalışanlar karantinaya alındı. Kişinin eşi de Vakıfbank'ta çalışıyormuş.

Denizli'de Türkiye Finans Katılım Bankası'nın umreden dönen bir personelinde görüldü, o şube de sanırım bir haftadır filan kapalı ve çalışanlar karantinada.

Bugün Akbank çalışanlarından 43 yaşında bir güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiş.

Benim de eski eşim bankacı, bankasında da 12-17 saat aralığı uygulanmıyor. Hala 8.30 - 18.00 arasında çalışıyorlar. Dönüşümlü çalışma da yok hatta şube müdürleri "oh diğer bankalar geç açılıyor, müşterileri bize gelir :)" diye seviniyor ama kendisi odasına ne kimseyi alıyor ne odasından çıkıyor. Çağlayan adliyesinde de bir hakime bankacı eşi geçirmişti hastalığı. Gerçekten bankacılar çok risk altında ve maalesef bankalar pek önlem almıyorlar, sadece mış gibi yapıyorlar. Çok üzülüyorum hepsine.
 
PANİK YAPMA TÜRKİYE...

1950’li yıllarda bir İngiliz şilebi Portekiz’den aldığı Madura şaraplarını İskoçya’ya götürür. Demir attığı limanda yükünü boşalttıktan sonra, şilepte çalışan denizcilerden biri unutulan şarap kolisi kaldı mı diye denetlemek üzere soğuk hava deposuna girer. Onun içerde olduğunu fark etmeyen başka bir denizci ise, kapıyı dışardan kapatır. Soğuk hava deposunda mahsur kalan denizci, var gücüyle bağırır, çelik duvarları yumruklar, ama kimseye duyuramaz sesini. Çakısıyla içerden açmaya çalışır kapıyı, mümkün değildir. Boş şilep, yeni yükünü almak üzere Portekiz’e doğru yola çıkar.

Mahsur denizci, depoda açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek bulur. Ama deponun dondurucu soğuğuna fazla dayanamayacağının bilincindedir. Kapıyı açamayan çakısıyla, çelik duvarlara kendisini bekleyen ölüm sürecini yazmaya, daha doğrusu kazımaya başlar. Günbegün, adeta bilimsel bir titizlikle soğuğun vücuduna önce uyuşturucu sonra yavaş yavaş öldürücü etkilerini, el ve ayaklarının nasıl duyarsızlaştığını, donan burnunu ve buz gibi havanın dayanılmaz yakıcılığını anlatır.

Şilep Lizbon’a demir attığında, soğuk hava deposunun kapısını açan kaptan, zavallı denizcinin cesediyle karşılaşır. Duvarlara kazıdığı acılı sonunu okur ve.. kendisi de hayretten dona kalır.

Çünkü soğuk hava deposunun derecesi 19’dur. İskoçya’ya götürdükleri Madura şarapları 18 derecede taşınmayı gerektirmiş, şilep yükünü boşalttıktan sonra soğutma sistemi zaten kapatılmış olup, kendi haline bırakılan deponun sıcaklığı bir derece de yükselmiştir.

Yani biçare denizci donarak ölmemiş, donduğunu sandığı (ya da donacağına inandığı) için ölmüştür.
(Kaynak: Bernard Werber, ‘İzafi ve Mutlak Bilgi Ansiklopedisi’)

***
Paniğin bağışıklık sistemini % 50 zayıflatan bir etkisi vardır.
Ve zihnimiz bize inanılmaz oyunlar oynayabilir.
Korku çoğu zaman iyidir, sizi hayatta tutar. Lakin panik her zaman kötü sonuçlar verir. İnsanın boş kaldığı, amaçsız hissettiği anlar ise zihnine en kolay yenildiği anlardır.

Sürekli sıkıldığınızı düşünmek, haberleri takip ederek olası felaket senaryolarına kafa yormak, sosyal medyadaki komplo teorileri ve asılsız haberler ile paranoyada level atlamak yerine zihninizi oyalacak işler ile meşgul olmayı deneyin.

ALINTIDIR
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…