Tekrar merhaba, öncelikle fikirlerinizi yazdığınız ve zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Yeterli ayrıntı vermediğim için yanlış değerlendirmeler olmuş. Son 3 yıldır kendi işimi kurdum demem son 3 yıldır aktif bir yaşantım olduğu anlamına gelmiyor aslında. Anne ve babamın işinden dolayı davetler ve iş gezileri hayatımın bir parçasıydı. Yani eşimle tanıştığım ilk yıllarda da sosyal bir yaşantım vardı. Üniversite yıllarım hayatımın en hareketli yıllarıydı...
Eşimle 11 yıl boyunca haftada bir ya da iki görüşüyorduk. Genelde hafta sonu mini tatiller planlıyorduk. Bu arada cinsel hayatımız ilişimizin ilk zamanlarında başladı. Bekaret ne benim için bir problemdi ne de onun için. 11 yıl boyunca muhteşem olan cinsel hayatımız son bir yılda sekteye uğradı. Sorumlusu ise tamamen benim. Eşimi bu konuda asla suçlayamam. Ona karşı olan duygusal yoğunluğum azaldıkça cinsel isteğim de azaldı. Benim için cinsellik ihtiyaçtan ziyade duygusallığın bir parçası. Öte yandan bu duruma tek başıma gelmediğim kanısındayım. Aynı evde yaşamak, birbirinizin her haline, her anına tanık olmak ve en önemlisi de paylaşımların azalması sanırım ilişkimizdeki heyecanı yaraladı. Birlikte tatile gitmek, aktivitelere katılmak bana göre çözüm değil. Çünkü her şeyin planlayıcısı benim ve bir süre sonra bu durum da önemini yitiriyor. Ayrıca bütün gün telefon ve internette vakit geçiren eşim bu pasif yaşantısıyla oldukça mutlu. Bu konudaki düşüncelerimi de biliyor, buraya yazmanın dışında ara ara ona da ifade ediyorum sıkıntılarımı. Beni dinler ama sadece dinler. Telefonu bırakır ve benimle ilgilenmeye gayret eder ama sorun şu ki konuşacak bir şey bulamayız ve "hadi film izleyelim" derim. Filmden sonra ikimiz de kendi iç dünyalarımıza çekiliriz.
Bu arada katıldığınız ortamlarda hoşlandığınız birileri mi oldu diye soranlar olmuş. Eşim benim ilk aşkımdı. 12 yıllık ilişkimiz boyunca tanıştığım hiç kimseye karşı en ufak bir hisse kapılmadım. Bırakın kapılmayı böyle bir durumun esamesi bile okunmaz. Benim her şeyden önce kendime saygım var. Toplumsal değer yargılar benim zerre umrumda değil ancak benim kendime ait ahlaki kurallarım var.
Herkesin hayattan ve ilişkiden beklentisi farklıdır. Sanırım evliklik benim hayal kırıklığım oldu. Evlenmeseydik daha mutlu olabilirdik. Şimdi bilmiyorum... Düşüncelerim biraz karışık... Bazıları "çocuk yapın" demiş. Benim üç çocuğum var. Birini 6 ay önce barınaktan sahiplendik. Arka iki bacağı tutmayan bir sokak köpeği ve benim bakımıma çok ihtiyacı var. Biri iki gözü görmeyen minik bir kedi. Diğeri de sağlıklı bir kedi. İnanın çocuktan hiçbir farkları yok. Şu anda beni hayata bağlayan tek şey onlar. Annelik duygularımı epey tatmin ettiklerini ifade edebilirim. Ayrıca çocuk ilişkinin yarabandı olmamalı. Asla insan-çocuk düşünmüyorum.
Eşimle 11 yıl boyunca haftada bir ya da iki görüşüyorduk. Genelde hafta sonu mini tatiller planlıyorduk. Bu arada cinsel hayatımız ilişimizin ilk zamanlarında başladı. Bekaret ne benim için bir problemdi ne de onun için. 11 yıl boyunca muhteşem olan cinsel hayatımız son bir yılda sekteye uğradı. Sorumlusu ise tamamen benim. Eşimi bu konuda asla suçlayamam. Ona karşı olan duygusal yoğunluğum azaldıkça cinsel isteğim de azaldı. Benim için cinsellik ihtiyaçtan ziyade duygusallığın bir parçası. Öte yandan bu duruma tek başıma gelmediğim kanısındayım. Aynı evde yaşamak, birbirinizin her haline, her anına tanık olmak ve en önemlisi de paylaşımların azalması sanırım ilişkimizdeki heyecanı yaraladı. Birlikte tatile gitmek, aktivitelere katılmak bana göre çözüm değil. Çünkü her şeyin planlayıcısı benim ve bir süre sonra bu durum da önemini yitiriyor. Ayrıca bütün gün telefon ve internette vakit geçiren eşim bu pasif yaşantısıyla oldukça mutlu. Bu konudaki düşüncelerimi de biliyor, buraya yazmanın dışında ara ara ona da ifade ediyorum sıkıntılarımı. Beni dinler ama sadece dinler. Telefonu bırakır ve benimle ilgilenmeye gayret eder ama sorun şu ki konuşacak bir şey bulamayız ve "hadi film izleyelim" derim. Filmden sonra ikimiz de kendi iç dünyalarımıza çekiliriz.
Bu arada katıldığınız ortamlarda hoşlandığınız birileri mi oldu diye soranlar olmuş. Eşim benim ilk aşkımdı. 12 yıllık ilişkimiz boyunca tanıştığım hiç kimseye karşı en ufak bir hisse kapılmadım. Bırakın kapılmayı böyle bir durumun esamesi bile okunmaz. Benim her şeyden önce kendime saygım var. Toplumsal değer yargılar benim zerre umrumda değil ancak benim kendime ait ahlaki kurallarım var.
Herkesin hayattan ve ilişkiden beklentisi farklıdır. Sanırım evliklik benim hayal kırıklığım oldu. Evlenmeseydik daha mutlu olabilirdik. Şimdi bilmiyorum... Düşüncelerim biraz karışık... Bazıları "çocuk yapın" demiş. Benim üç çocuğum var. Birini 6 ay önce barınaktan sahiplendik. Arka iki bacağı tutmayan bir sokak köpeği ve benim bakımıma çok ihtiyacı var. Biri iki gözü görmeyen minik bir kedi. Diğeri de sağlıklı bir kedi. İnanın çocuktan hiçbir farkları yok. Şu anda beni hayata bağlayan tek şey onlar. Annelik duygularımı epey tatmin ettiklerini ifade edebilirim. Ayrıca çocuk ilişkinin yarabandı olmamalı. Asla insan-çocuk düşünmüyorum.