Uzaktan sevmekle hukumlu

Yinemipilav

Güzel sözlerin için çok teşekkür ederim . Sözlerin benim için çok değerli. Hayatımdan bir kesit anlatmamın sebebi nolursa olsun iş hayatında pes etmemen içindi. İçin rahat olsun mutlaka işlerin yolluna giricek.

Ben sevginin boslukta dolasan bir madde olduguna iddialarim var. Higgs Boson'u ararken biri de su Eros parcagini bulsalar cok rahatlayacagim. Zira sevgiyi cok derinden hissetmenin patolojik bir vak'a degil norm oldugunu bilmeyi isterdim.

Neden sever insan?
Her şeyde, her yerde aradığı nedir?


Birisini, bir şeyi ya da bir yeri, bir olayı, bir an’ı, bir zamanı, bir duyguyu, bir davranışı, bir rengi ve hatta bir şekli neden sever?

Bence, insan sevdiği her neyse kendinin bir yönüyle özdeşleştirdiği için sever.. Bazen hareketliliği bazen sessizliği sevmeleri, ya kendinin bir eksiğini gidermek ya da var olan bir yönünü daha da hissetmek içindir.

Ve insanlar sevgiyi hissettikleri oranda yaşama daha sıkı sarılır.

Sevgi öyle bir duygudur ki bunu her an, her yerde ve her şeyde görmeyi umarsın ve hatta neredeyse tüm duyguların içine katarsın. Samimiyetin içine sevgiyi katmadığını bir düşün? Çok anlamsız bir samimiyet olurdu değil mi? Hatta olur muydu?

Ve tüm şiirlerin en temel duygusudur, tüm dizelerde onu arar gözler. Öyle ki öfke, hayal kırıklığı ya da şaşkınlık içeren şiirlerde bile aslında sevgidir aranan. Zira sevginin yokluğunun yarattığı yoksunluk duygusudur şairlere yazdıran. Ve sazların nağmelerinde, notaların arasına gizlenir ve sazendeler notalarda bu duyguyu seslendirir…

Sevdiğini söylediğin şeylere aslında kendince anlamlar yüklersin ve sana bir şeyler kattığına inandığın için de seversin.
Bazen sevgilinin gözlerinde bazen sözlerinde gibi görünse de aslında sevgi kendi içimizdedir. Ve o insana yaşamı hatırlatır ve sende yaşadığını hissedersin, zira bir anlam kazanmıştır hikayen.

Sevgiyi sevdiğin zaman hissedersin ama o güzel duyguyu şartlara bağlama yanlışlığına da düşersen işte o zaman yandın.

Volkan Konak’ın bir türküsünde “Sen elmayı seviyorsun diye elmanın seni sevmesi şart mı?” sözüne bayılıyorum. Sevginin şartlara bağlanması ve karşılık aranmasına bir cevap gibi olan bu sözler aklıma şu soruyu getirdi.

Sen hissettiğin bir duygudan karşılıklı değil diye vazgeçer miydin?

Madem herkes kendi duygularını hissediyor o zaman neden yaşam coşkumuzu, enerjimizi, doğruluğumuzu, dürüstlüğümüzü, iyiliğimizi, sevgimizi, saygımızı, dostluğumuzu ve arkadaşlığımızı şartlara bağlıyoruz? Bana gülmüyorsa bende gülmem diyerek gülümsemekten kendimizi neden mahrum bırakıyoruz?

İyilik yapmak keyifli bir duygu ve biz o keyfi neden bir başkasına duyduğumuz öfkeye kurban ediyoruz? Madem her insan kendi duygularını hissediyor o zaman vazgeçme iyilikten, vazgeçme sevgiden…
 
Yinemipilav İnsan niye aşık olur ?

Eğer aşk sadece bir başkasını sevmek ise , neden aşıklar sevilip sevilmediklerinden endişe duyuyorlar ? Ya da diğerini ilgisinin azaldığında aşkın şiddeti neden düşüyor
Aşık olan insan , aşık olduğu kişi için '' beni bugün arayacak mı acaba ? '' diye endişeleniyorsa , kimse , aşk, ötekisini çılgınca sevmektir diye iddia edemez Karşılıksız sevmek sadece anne-babalara özgüdür ve bunun adı da zaten aşk değil , şefkattir. Aşkı besleyen karşılık bulmasıdır.

Peki insan neden aşık olur ?

İnsanı en çok inciten , ruhunu daraltan temel acının , insanın kendisini değersiz hissetmesi olduğu kanaatindeyim. Aşk da tam burada devreye giriyor Kişiler kendilerini değerli hissetmek için , zamanımızda en çok aşka sığınıyor ve aşkı kurtarıcı olarak görüyor. İlginç bir şekilde bir kurtarıcı gibi sarılınan aşk , kendisinden bekleneni veremediğinden ve kesinlikle veremeyeceğinden , temel bir insani acıya dönüşüyor. Özellikle terk edilen insanlar ya da aşklarına karşılık bulamayan insanlar ya da kendilerine kimsenin aşık olmadığına inanan insanlar, kendilerini değersiz hissetmeye başlıyorlar.

Aşık olan kimse , aşık olduğu kişiye veya aşık olmak potansiyeli olan kişiye bağımlı hale gelir. Kişi kendisini değerli kılmak için öteki insana bağımlıdır. Kişi kendisini kutsayan seslerin olmadığı bir yerde yaşayamaz. Bugün Amerika'da ve bir bütün olarak Batı da insanların özgür ve bireyci oldukları iddiası , psikolojik anlamda bir yalandır. Ben onları daha ziyade ''yalnız yaşayan fakat psikolojik açıdan ötekine bağımlı insanlar '' olarak görüyorum; çünkü narsistleşen benlikler, var olabilmek için ötekinin takdirine , ilgisine, hoş sözlerine muhtaçtır. Kişiler kendi büyüklenmeci benliklerini başkalarının aynasında dev görüntüleri olduğunda ancak kendilerini var hissedebilmektedirler.

Demek insanın değerli olduğunu hissetmeye ve değer verilmeye , sevilmeye ihtiyacı var hemde mutlak surette Bunu , kendisi gibi sonsuz sevilme ihtiyacı olan başka insanlar üzerinden karşılamaya çalışmak ise bir çelişkidir ve nafile bir çabadır.


 
Gercekci yorumlara ihtiyacin var yinemipilav
Ben kendi yorumum icin deil genel olarak boyle soyluyorum.
Aksi turlusu sana zarar verir gibi geliyor
Kendine koydugun cok ilginc teshisler var.noro erotik mesela.
Cok cok derinlerdesin.
Bazen gercek boyuttan cikiyor gibisin.
Harcama hayatini lutfen.
Sanal ve sancili bir ruyadasin.
Kimsenin hayati normal degil kolay degil.
Tmm asik olabilirsin vs de sende durum cok farkli yinemipilav.
Ha bu benim tercihim hayatim boyunca boyle yasayacagim diyorsan bilemem.
Ama degmez.
Zihnindeki adamla gercekteki ortusmeyecek biliyosun.
Ne olursa olsun ortusmeyecek ne olursa olsun kumdan kale gibi yikilacak hayallerin.
Yok oyle bir ilah insan.
Ha var nerde var olur ancak zihnimizde kendimiz ekler cikarir bi ilah yaratiriz.
Bunlari elbette biliyorsun sen ancak bilmemezden gelmeyi seciyorsun.
Nedir seni buna iten merak ediyorum cidden.
Bu arada bir an once bu adamla yuzles kendini kurtar lutfen.
 
@gelpisipisi84 yazdiklariniz resmen sevgi uzerine bir tez olmus. Acaba kitap yazmayi denediniz mi? Cunku cok ilginc tespitler var ve bence bir blog acmalisiniz bu konuda.

Neden sever insan?
Temel icguduler yuzunden. Hayatta kalmak icin memeli hayvanlar bizim durumumuzda primatlar birbirlerine baglanarak sosyal aglar olustururlar. Sevginin bu kadar guclu olmasinin nedeni sosyal agin disinda kalmamak tir. O yuzden geri cevrildigimizde olmus gibi hissederiz. O yuzden surekli dislanma, kabul edilmeme korkusuyla yasariz. Hepsi hayatta kalmak icin.

Birisini, bir şeyi ya da bir yeri, bir olayı, bir an’ı, bir zamanı, bir duyguyu, bir davranışı, bir rengi ve hatta bir şekli neden sever?
Cunku kendini kodlayan genler ve yasadigi hayatin sartlari, arti hafiza, ona ipuclari vermektedir. Herhangi bir seye baglanmak karanligin icinde ipucudur hayatin yolunu izlerken. Sevginin somutlugunu bu sisteme bagliyorum. Ozu bizde olan kodlarla ve evrenin etrafindaki titresimlerden aldigi ipuclariyla hayatinin yolunu cizmeye calisan bir yigin karbon molekulu, yildiz tozuyuz, bir avuc tozuz.

Bence, insan sevdiği her neyse kendinin bir yönüyle özdeşleştirdiği için sever..
Evet dogru ama ayrica sevdiginde kendine bulamadigi seyleri gorunce de sever. Baglanma iki turlu olur. Hem onda gordugunuz deger yargilarinin tutmasi hem de onda ozlemini cektiginiz seylerin olmasi ve sizde olmamasi. Bu ikincisini iliski uzmani psikologlarin makalelerinde okudum.

Ve insanlar sevgiyi hissettikleri oranda yaşama daha sıkı sarılır.
Evet katiliyorum, ancak bu gecicidir. Sevgiye ulasamazlarsa tam tersi olabilir. Geri cevrildigimde veya o endiseyi yasadigimda tam tersi olmustu. Sevgiyi hissediyorsun ama adam sana oyle bir sey yapiyor ki, seni kendinden uzaklastirmak icin, seni insanliktan kovma durumuna getiriyor. Bu da hayatta kalma icgudusune bir darbe vuruyor. Yasamaktansa yerin dibine girmeyi tercih edebiliyorsunuz.

Ve tüm şiirlerin en temel duygusudur, tüm dizelerde onu arar gözler.
Bu konuda gururla soyleyeceklerim var. Ingiliz edebiyatini okulda sadece lise duzeyinde okudum, ama sonra biraz daha gelisti, sagolsun bu platonik ask sayesinde elimde bir deste siir var - elbette bir Shakespeare Sonnet'inin Ingilizcesi kadar asla olamaz- fakat sundan eminim, Ingilizcemin ikinci dil olmasina ragmen bayagi hassas ve ince duygularin ihtirasla karistigi siirler yazabildim ona. Hatta bu siirleri bir Ingilize gosterip kendini yerlere atip gulecek mi yoksa hayretler icinde okuyacak mi diye test etmeyi istiyorum. Onun bir erkek olmasini istiyorum ama bu sefer yanlis anlar diye korkuyorum!!!! Cevremde hem Amerikali hem Ingiliz samimi arkadaslar var ama, o adimi atmaktan korkuyorum.

Sevgiyi sevdiğin zaman hissedersin ama o güzel duyguyu şartlara bağlama yanlışlığına da düşersen işte o zaman yandın.
Aynen. Numara 2 de de aynen oyle oldu. Karsilikli anlasma yapmaya kalkti. Ben de kabul etmedim. Onu kendime istedim, olmadi. O moda girince cok fena oluyor. Ama sevginin bitmesini onun tarafindan daha da kotu davranislara maruz kalmamla gerceklesti. Evet resmen oldurdu sevgimi. Orada bir yanik var. Halbuki, yapragin bile kipirdamasini onun varligina baglamistim. Cunku muhtemelen hala 1 numarayi ariyordum onda. Belki de onu hissetti. belki kendimi avutuyorum. Tam olarak cozemedigim seyler oldu 2 numarada.

Sen hissettiğin bir duygudan karşılıklı değil diye vazgeçer miydin?
Sanmam. Eger karsidaki bana siddet veya asagilayici bir harekette bulunmaz, hayatimi ozel olarak alt ust etmezse vazgecmek cok zor benim icin.

Madem herkes kendi duygularını hissediyor o zaman neden yaşam coşkumuzu, enerjimizi, doğruluğumuzu, dürüstlüğümüzü, iyiliğimizi, sevgimizi, saygımızı, dostluğumuzu ve arkadaşlığımızı şartlara bağlıyoruz? Bana gülmüyorsa bende gülmem diyerek gülümsemekten kendimizi neden mahrum bırakıyoruz?
Bu departmanda fena sayilmam, dedigim gibi ozel olarak beni kotulemiyorsa, sessiz duruyorsa, yanimda olmasa da gulmem devam eder. Cunku bu koca evrende trilyonda bir de olsa bir ihtimal sizi sevecektir. Ama kotu davranirsa komaya girebilirim.

Madem her insan kendi duygularını hissediyor o zaman vazgeçme iyilikten, vazgeçme sevgiden…
Vazgecmeyecegim bundan emin olun. Tek tarafli sevmeye devam. Aklimin icindeki hayal dunyasinda yasamaya devam.
Ama onu sikmayacagim, bogmayacagim ilgimle.

Tarkovsky'nin Solaris'ini bilir misiniz? Orada bir psikolog, bir okyanustan olusan bir gezegen etrafinda donen bir arastirma istasyonuna gonderilir. Amac orada gezegeni inceleyen bilim adamlarinin psikolojisini check etmektir. Zamanla bu tuhaf ve yalniz istasyonda baska insansi varliklar oldugunu kesfeder. Sonra bu varliklarin gezegen tarafindan yapilan klonlar oldugunu, olen eski karisi onu ziyaret edince anlar. Yani gezegen, yorungede gorevli insanlarin sevdiklerinin replikasini onlara gondermektedir. Neden? Gezegen dusunen ve yalniz bir varliktir, o kadar yalnizdir ki, koskoca evrende, onu ziyaret edenlerin sevgisinin sicagini hissetmek istercesine , onlara bu "hediye"leri yollamaktadir. Filmi de kitabi da cok etkileyici ve insanin varolussal boslugu nasil doldurdugunu, insanin ne kadar basit bir varlik oldugunu yuzumuze vurur. Cok duygulandirici ve cok ozel bir filmdir. 1978 versiyonunu diyorum, yenisini tavsiye etmem.
 
zeymuran0 ,

Evet umuts76, gercekci olmak lazim da ben bugune kadar cok cok cok gercekci yasamis bir insandim, 2000'li yillara kadar herseyi kitabina gore yaptim.
Olmuyor! Hayat kitabina gore yurumuyor! At gozluguyle hayati yasayamazsiniz. O hayat degildir yani. Guvendiginiz daglara birak kar yagmasi plutonium parcaciklari dusmusse bir hayati sorgulamak zorundasiniz.
Evet sorgularim! Herseyi. Hayati, aski, evliligi, o cocugun niye dunyaya gelmesi gerektigini, neden hayatta kalmak gerektigini sorgularim.
Evet bunu yaparken oyle zihni ve kalbi herseye kapanmis sezgi yoksunu insanlar vardir ki bana satasan, acin bakin onlarin nasil bir yaklasimi var hayata, hic bir seyi dusunmeden, bes haneli maasli kocalariyla doguracaklari onlarca cocuklariyla ovunen. Diyor ki , bak ben bizi yonetenlerle muthis bir sinerji icindeyim, kocam bu vahsi duzenden ne muthis nemalaniyor, ben de bana emredileni yapiyor dogurdukca doguruyorum, bizim gibilerden daha cok uretmek icin, dunyaya ve size hukmetmek icin, gorunmez arkadasim bana rizkini verdikce veriyor, aa yoksa sana vermiyor mu ahahahaha ne yazik demek ki sen secilmis insan degilmissin vah vah...
Bakin boyle kadinlar da var benim gibi herseyi sorgulayan da. Var olmazsa hayat olur mu? Hayat ya bu "en az uc cocuk" deyip gezinenlerle, benim gibi varolus sorularindan helak olanlarin arasinda kalmis gri ve belirsiz bolgede risk almadan yasayanlara kadar uzanan bir tayf bu . Ben o gri bolgede, gercekci ve hayattan bezmis yasamaktansa hernagi bir ucta olmayi tercih ederdim, dogrusu.
Adamin ilahligi konusuna gelince, bunun benim icimde var olan bir imaji ona yansittigimdan eminim, bunun bir hayal urunu oldugundan eminim. Ama ilah demek ne demek? Sen gozunde bir Brad Pitt canladiriyorsan ben onun Yunan Tanrisi genclik halini canlandiriyorum. Adama bakiyorum, simdiki fiziksel ozelliklerini kimse begenmiyor, bir insan nasil boyle yipranabilir, sac sakal gobek almis basini gitmis. Insanlar "neyini seviyorsun tanri askina bu tombul kaktusun" diyorlar ama bendeki tapinma istegini anlayamiyorlar. Ben ona bakinca genc ve yakisikli halini goruyorum. Hayat onu yamultmus ama o hala ayni adam diyorum. Bu acaba benim kronofilik bir takintim oldugum manasina mi geliyor bilmiyorum. Yani onun yillar onceki halini hatirlayip onun uzerinde yeniden ayni aski yapilandirma istegi, aslinda hayatimi geri sarma ve su anki sikintilardan kurtarmak icin, o mutlu andan yeniden baslatmak icin mi? Yani Windows update cokunce bilgisayari "son bilinen iyi durum" a geri cekmek mi?
Eger ben bunlari sormazsam kendimi nasil taniyacagim? Bunun derinlerde gezmekle alakasi yok. Bunun, benim hayatimin bundan sonra nasil gelisecegi uzerinde dusunmekle ilgisi var. Kisi A bitkisel hayatta yasar, Kisi B olanla yetinir risk almaz, Kisi C hayati eliyle sekillendirebilecegini zanneder.
Kesinlikle ben kisi C yim.
 
Bugun ilk defa ona icimden yazmak gelmiyor. Acaba zamanla buharlasacak mi ona olan ilgim? artik cok mu buyuk bir farkindalik var. Bu kadar derinden analiz ettigim, kesip bictigim icin mi? Artik olaya biraz gercekcilik kattigimdan, kendime engel mi oluyorum? Yoksa onu iki gundur chat off yapmis, (benim hep off idi zaten de) goremedigim icin mi huzunluyum. Zaten chat etmiyorduk, ilk haberlestigimiz gece haric, ben ona uzun mesaj atiyor o bana hemen cevap veriyordu ama ben bunu karislikli sohbet sekline donusturmuyor cok sonra cevap veriyordum. Yanlis bir sey soylerim diye, kendimi frenlemek icin.

Ama telefonumda hep gorunuyor ve oradaki telefon numarasinin ve yanindaki tombis sakalli profilin bana verdigi guveni anlatamam. Ne tuhaf degil mi. Cok ozluyorum dev adamin varligini. Cok ozluyorum.

Artik o yapamadigim itiraflari yaptigimdan dolayi. Gorevim bitti mi?benden uzak mi duracak? Bir yildiz kayarken onu tutmak istemek gibi. icim kiyiliyor.
 
Yinemipilav Aslında geleceğe yönelik farklı projelerim var ! Özellikle sosyal projelerin içinde yer almayı çok istiyorum. O yüzden Profesyonel anlamda eğitim almam gerekiyor. Araştırmaya çok hevesliyim ve öğrenmeye inanılmaz merakım var

Konuya dönecek olursak ; Psikolojik analizler ve telkinler eşliğinde bu derin aşkı ve sevgiyi çözümlemeye çalıştık. Hala müthiş bir korkun var; istenmemek, sevilecek kadar değerli olduğuna inanmamak, aslında temelinde daha önce yaşadığın acı tecrübeler var.

Örneğin; 18 yaşındasın ilk defa aşık oldun ve aşkın salt acı veya mutluluk vereceğini bilmiyorsun ne yaparsın ? Gözünü karartıp uğruna her şeyi yaparsın ta ki elde edene kadar neden ? Çünkü daha önce aşkla ilgili deneyimleme yaşamadığın için aşk acısını bilmediğin için.

Özetlersek :En temelde kaybetme korkusu , değersiz hissetme ,sevilmeme hissi vs.vs. bunlardan dolayı sıkı bir muhabbete girmeye korkuyorsun . Ya adam da senden bir atak bekliyorsa ... Aşık olduğun kişinin hayalinde ki kişi ile özdeşleşmemesinden de korkuyor olabilirsin. Bunları bir tarafa bırakmalı, değer verdiğin insanla flört etmeli, dostluk köprüleri kurmalısın. Eğer o adamı gerçekten istiyor olsaydın şimdiye değin karşılık koyu bir sohbetin içinde olurdun! Korkuyorsun hemde deli gibi korkuyorsun kaybetmekten, salt acı çekmekten... O yüzden sohbet etmek istemiyorsun !


"Fotoğrafa aşıksın ama mühendislikle evleniyorsun." Saçma değil mi? Saçma, çok saçma.İnsan; sevdiği şeylerin arkasından gidemiyorsa ve özgür bırakılmıyorsa, yaşama isteği uyandıran mutluluğu yakalayamaz ki...
 
Bu konu neden gözlerimi doldurdu benim ? Yinemipilav yeni kararlar aldınız mı ? Var mı bir güzel gelişme bu platonik aşkta ?
 
@gelpisipisi84 sizin cok derin bir analiz yeteneginiz var mutlaka degerlendirmeniz lazim. Sosyal de olabilir, siyasal da, fen de. Cunku sorgulayan zihin her seyi dusunebilir, sadece gelismesi gerekmektedir.

Korku uzerinde durmussunuz , evet katiliyorum. Onumde muthis bir korku var. cevapsiz kalan mesajilarim beni korkutuyor. Ama kokmak yerine onu bir sinyal olarak algilamak dah adogru olur. Zatenbeni hic tanimayan adama ovguler yagdirmanin anlami yok. Beni cok sig ve pismemis gordugunden eminim. Zaten o hayati hacklemis, torunlari cocuklari olmus. Yetiskin olmus . Ben Kidult kalmisim. Bana cocuk muamelesi yapiyor icinden muhtemelen.

Dun gece kendine acilan kadinlara erkeklerin ne hissettigi konularini arastirdim. Cogu kadina cekimi olsa da olmasa da "ozguvenimiz yukselir" diye yazmis. Karsilik vermeseler bile hoslanirlarmis ve kadin onlarin tipi degilse biraz tuhaf bir durum olustugunu yazanlar olmus. Iste ben o zone'dayim. Ama iclerinden birkaci direkt reddetmekten bahsetmis. Su anda oyle birsey olmadi, soylediklerimi sessizce okudu. Ama zaten ben ona bir teklifte bulunmadim. Sadec eiki yil once attigim teklifte buralara ugrarasan, sen ve ailen, haberim olsun sizi gezdireyim demistim. Su and akendisnie o departmande bir taahhutte bulunmadigim icin bu belirsizlik kismindayim. Eger yzuyuze gorusebilirsem elbette bulunurum. Geri cevrilme pahasina. Ama yuzyuze gelmem ve arkadasca vakit gecirebilmem lazim. Bu arada yapabilecegim kadar kednimi anlatmam benim hakkimda bilgi sahibi olmasini saglar. Ben ise onun hakkinda birsey ogrenemiyecegim kendi agzindan . Olay bunu gosteriyor.

Ama evet, dedigin gibi o korkuyu anlayip ustune gitmem gerekiyor zira su anda ask acisindan da buyuk bir korku bu. Nedenini anlamam gerekiyor ki tahmin ediyorum. Gecmiste yasinan travmalar.

Cok tesekkur ederim gorusleriniz icin. gercekten, bir rehbere gitmis kadar oldum.
 
Bu konu neden gözlerimi doldurdu benim ? Yinemipilav yeni kararlar aldınız mı ? Var mı bir güzel gelişme bu platonik aşkta ?
Tesekkurler hassasiyetiniz icin. Empatinizi hissetmek cok onemli. Yukarida anlattim olayin gidisatini. Mart ayinda basladik konusmaya ve sohbeti ben baslatiyorum o cevap veriyor. Bu boyle devam edecek ama bir sure ara vermek istiyorum cunku islerim cok kotu durumda ve tum dikkatimi istiyor. Keske hepis beraber yuruse.
 

Sanıyorum ki hayatın dinamiği bu. İşlerimizin hepsi aynı anda yolunda gitmiyor. Ama önemli olan sizin kendiniz öncelikle. İşlerinizi olabilecek en kısa sürede toparlamanızı dilerim. Bir de izniniz olursa bir şey sormak istiyorum. Muhtemelen sizden küçüğüm, yaşım 36. Yaklaşık olarak 13-14 senedir bir fiil çalışıyorum, bir senedir de işsizim kendi işimiz vardı battı.

Ben çalışmayı çok seviyorum buna alıştım evde günlerim inanılmaz boş geçiyor. Salı günü bir görüşmeye gideceğim büyük bir yabancı firma. Tabii olumsuz olma ihtimali de çok yüksek ama hem çalışmak istiyor hem de enerjim tempoya yetmezse diye korkuyorum. Çocuğum yok, kedilerimiz var. Nedense çalışmak istiyorum derken korku sardı beni. Siz nasıl başarıyorsunuz ? Yapabilir miyim ben de ?
 
Elbette yapabilirsiniz! En iyi sekilde hazirlanin, umudunuz olsun ama beklentiniz o kapidan cikinca o isi unutmak olsun. Ancak bu sekilde olabilecek bir geri cevrilme olayinin travmasini atlatabiliyor insan. Bundan sonra nereyi kurcalayalim? Diye soru sorun kendinize ve bir sonraki basvuruyu yapin. Hic gozunuz arkada kalmasin. Rejection veya hareketsizlikle basa cikma yontemleri gelistirin. Zihniniz asla durmasin. Her gun bir girisimde bulunun. Ingilizceniz varsa internette cok motivasyon edici kaynaklar var. Hic bos durmayin! Zihin durgunlugu basarinin dusmanidir. Ara sira olur ama silkinip uyanma yontemleriniz olmali. Bol sans, Sali gunu icin basarilar diliyorum.
 

Çok teşekkür ederim. Ben de paslanmaktan çok korkuyorum, ilk başlarda uzun seneler iş hayatından sonra dinlenmek iyi gelse de kelimenin tam manasıyla "boş" geçen bir sene oldu bu. Ve bundan çok mutsuzun. Ha gidip atomu parçalamayacağım ama kendimi işe yarar hissedeceğim, kendi paramı kazanacağım daha özgür olacağım.

Güzel dilekler benden de size
 
Bos gecen senelere uzulmeyin, bendim de basima geldi. Bit kadin icin cok kiymetlidir zaman, ozellikle cocuk istiyorsaniz. Onun disinda, olur boyle seyler, o bos gecen zamandan ne ogrendiginizi bir kenara yazarsaniz hic de bos gecmediginizi ogrenmis olacaksiniz. Atomu da parcalayin para da kazanin kimse tutamasin sizi.
 
Yinemipilav Çok teşekkür ederim. İnş. faydam dokunmuştur. Gelecekte beni neler bekliyor bende merak ediyorum.
Sizin gibi sezgisi yuksek ve olaylari geriye cekilip analiz etmeyi bilen insanlar bir sekilde potansiyellerini en iyi sekilde gelistirmek icin cabalarlar. Cevrenizde sizi deneyecek ve zorlayacak olaylara ve insanlara asla teslim olmadan cizdiginiz yolda devam. Her zaman buyuk hayal kurun , asla hayalinize zincir vurmayin. Onlari gerceklestirmeye calismak sizin elinizde. Sizin kendiniz ve geleceginiz icin en iyisini yapacaginiza inaniyorum .
 
Su an bir mesaj orucuna girdim. Sevgili dev adama hic bir sey yazmiyorum. Cok mesgulum. Zaten onlarla ilgili anilarin sonuna geldim. Ama benimle ilgili cok samata ve maceraci anilar var, ona bir sonraki sefere onlari atacagim. Bir tanesi aklima geliyor, hatirladikca kendimi gulmekten alikoyamiyorum. Zaten ona attiklarim da onu cok eglendiriyor. Iste onemli olan adami guldurmek ve ruhunun icinde bir yere imzami atmak. Her ne kadar cocukca , olgun olmayan bir karakter profili cizsem de, inatci ve takintili ve de hayalci olsam da kendimi baska turlu gostermem dogru degil hatta imkansiz. Adam bir dede, herhalde bana cocuk gozuyle bakiyordur. Neyse, o tombis kirmizi yanaklarin gulucukler atacagini dusunmek bana yetiyor!!Cok sukur beni arkadasligiktan silmedi bu kadar yuklenmeme ragmen. Aman o cizgiyi asmayayim.
Oyuzden size tesekkur etmek istiyorum. Beni olasi bir cilginliktan kurtardiniz. Eger hizli gitseydim 100% cikmaz sokaga girmis olacaktim. Tum arkadaslar, cok sagolun emekleriniz icin.
 

Bir şeyi istiyorsan eğer ; İşin sırrı yılmamak, yıkılmamak, bıkmamak, umutsuzluğa kapılmamak ve asla vazgeçmemektir.
 
oldukça uzun ve karmaşık bir cevap olmuş
1. at gözlüğüyle yaşa demedim.
2. hayatı sorgulama da demedim.
3. otur çocuk doğur en az 3 tane de demedim:))
vs. vs. uzak gider.
kısacası cevabındaki ilk bikaç paragraf benim yazdıklarımla tamamen alakasız.
yazmaktaki amacım eleştirmek değil sende başka bir pencere açmak içindi.
ihtiyacın olmadığını görüyorum sevgiler:))
 
Okudgunuzu cok yanlis anlamissiniz, ben siz dediniz demiyorum ki? Diger konulardan birinde, bes haneli kazanan kocasi olup uc cocuk meselesini tartistigimiz bir siyasiden bahsettim. Hayat gorusleri benim gibi sorgulayanlarla, bu tur kendinden mutlular arasinda, hic risk almadan yasayanlarin oldugu, degisik gorusler var demistim. Yukaridaki cikarimi nasil yaptiniz hayret ettim.
O kadar yanlis anlamissiniz ki,sizi elestirdigimi zannetmissiniz, oyle degil. Ben kendimi o cizelgede bir yere oturtmaya calisyorum, size cikismiyorum.
Uslubunuz cok sert ama, ters yonde dusunenlerin gorusleri benim icin cok onemli. O yuzden hic cekinmeden yazabilirsiniz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…