- 15 Ekim 2015
- 3.098
- 3.249
- 63
- Konu Sahibi Yinemipilav
-
- #481
burnunun dibine girmek değil kastım önce tanıman gerekiyor tanımadığın birini sevemezsin
Gecen hafta biraz sarsintili bir haberlesme yasadik. Ben biraz ustune cok gittim galiba bana "biraz cilginsin" dedi. Ben de eyvah gitti yillanmis sarap modunda, onu kaybettigimi zannederek suskunluga burundum. Hatta samiyette ileri gittigimi soyleyerek ozur diledim. Bunun uzerine" Problem yok, sen okeysin, kendin gibi ol" dedi.
Ayni gun baska bir konserdeydi ve benim en sevdigim sarkiyi (onceden liste vermistim) bastan sona videoya cekti ve yukledi. Tesekkur ettim ama...
Bir hafta kadar ugramadim mesaj kutusuna! Cok uzuldum ve kendimden utandim. Neden bu kadar ileri gittim ben samimiyette ? Butun kopruleri yaktim mi simdi? diye dusunmekten helak oldum.
Ama Amerikali arkadasa anlatica "sacmalama bu tur konusmalar gayet normal su an mesaj atacaksin bak cevap verecek!!" deyince attim ve nefesimi tuttum.
15 dakika sonra cevap geldi ve muthis ilginc bir sohbete daldik. Doyamiyorum onun sozlerine! Kizlar baska kulturden bir insani anlamak ne zormus. Cekingen bir insan nasil yanlis anlayabiliyormus. Iyi ki bana cesaret veren arkadaslar var yoksa onun orada kivraniyor oldugunu goruyor ama utancimdan yazamiyordum!!!!
Arkadasin teorisine gore benden hoslaniyor... Her Amerikali erkek bu yaptiklarini yapmaz diyor.
Ben ise bir tunelin icinde kayboldugumu hissediyorum. Sonu husrana cikmaz umarim.
Durumun icin uzgunum. Kurtarmak mumkun degil mi? Adaminiz nereliydi?Seninle aynı şeyi bende yaşadım.. aynı kelimeyi duydum.. Ve kendimi geri çektim.. Sanırım başka kültürlerden insanı anlamak çok zor.. Ben türk olarak düşündüğüm için bana normal gelen şeyler ona normal gelmeyince çok kırılıyorum.. ve kendimi suskunluğa veriyorum.. :/
Dun sabah cayimi alip Facebook'u actim. Ne goreyim, Adonis bir dakika once bir yazi koymus yine.
Yine "ben sizin yaninizdayim ya siz? " turu bir mesaji copy -paste yapmamizi istiyor. Birkac gun once de kanserle ilgili bir paylasim ricasi vardi. O zaman anladim ki basi fena halde belada. Bir arkadasi, belki ex'i ya da bir bayan arkadasi, kanser ve kemoterapiden geciyor. Ona gore sabahin 5'i.
kendimi tutamayip attim bir mesaj. Neler oluyor? umarim iyisindir. Bana hala karanlik oldugunu, ise gitmesi gerekmedigi halde uyuyamadigini soyledi.
Bana haftayi nasil gecirdigimi, hafta sonu planlarimi sordu. Icinde bulundugum durum icin o kadar cesaret verici, o kadar guzel soler soyledi ki saskinliktan agzim bir karis acik kaldi. Ona benim sig ve bencil yaklasimim disinda bu kadar guzel bir arkadaslik saglamasini saskinlik ve sevincle karsiladigimi soyledim. Karsimda herseyi danisabilecegim olgun bir yetsikin bulmanin memnuniyetinden bahsettim. Derin bir sohbetin icinde oyle bir sey soyledi ki kalbimden vuruldum sanki.
"Senin hakkimdaki gorusun tarafli olsa bile, supermen oldugumu dusunmeye basladim, sanki ucacakmisim gibi geliyor"
Bu derin cumle, su ana kadar benim duydugum en onemli cumleydi.
Evet sabahin korunde, gecelerin issizliginda benimle konusunca belki de aklinda yer etmeye basladigimi dusunuyrum.
Bazi arkadaslarim bu durumun tamamen zihnimde bir hayal oldugunu, arkadas kalmami soyluyorlar.
Bir insana olan askinizi oldurmek kolay mi? Asik kalmaktan daha, cok daha zor!
Nasil yaparim boyle bir seyi???
Ote yandan, onun islerine burnumu cok soktugumu dusunup cok utaniyorum. Ne yapilir bilemiyorum.
Onu severek uyaniyorum ... her gun
Kilometrelerce uzakta ve günlerce susabilen bir adam mı! İnanın çok şaşırdım ve sizin adınıza üzüldüm desem haddimi aşmış olmam umarım. Kendi konum meğer ne kolaymış gidip adamın alnından öpesim geldi bir an. Hem kültür farkından hem adamın değişik doğasından hem uzak mesafeden dolayı iletişiminiz hayli güç.
Tekrar haddimi aşmak istemiyorum ama tamamen boşluktasınız bence. İmkansız yoktur ama imkansıza yakın bir durum gibi görünüyor:/ Ben de üniversite zamanı kendimden 20 küsur yaş büyük boşanmış oğlu benden iki yaş küçük bir adama sarmıştım internet üzerinden. Sanırım Belçikalıydı. Gece tavana bakarak evden kaçma planları babamın beni reddetmeleri Belçika'ya yerleşmem off ne planlar yapardım. Sayenizde sırıtarak hatırladım. Hatta Marmaris'te buluşacaktık o izinde ben yaz tatilindeyken. Aman Allahım ne saçmalıklarr.. Sonra adam birden iletişimi kopardı hiçbir yerden ulaşamaz oldum unuttum gitti. Yıllar sonra stalk yaptım karısına geri dönmüş.
Her şeyden önce adamdan gençsiniz bu ilginiz sırf bu yüzden bile onu mest etmeye yeter de artar. Tatlı dillisiniz, destekleyicisiniz, ilgilisiniz. Tabii ki sizinle konuşmak hoşuna gidecektir. Ama daha fazlasını ben bile aynı ülke sınırlarında başarıyla gerçekleştiremedim bildiğiniz üzere. Umarım hayal kırıklığı yaşamazsınız
"Beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi, boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. Tedirgin etme beni. Bu sefer geride bir şey bırakmadım, tasımı tarağımı topladım geldim, neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. Beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim." (alıntı)
Aklıma kitaptan bu alıntı geldi. Duygularını bilemem, ama bende bu izlenimi uyandırdı. Özellikle yaşadığı hayat itibariyle kendini bir korumaya almış gibi. Bu şekilde sabırlı yaklaşarak, paylaşarak adım atmak gerek belki de. Bir yıkımı daha kaldıramayacağına inanan biri kolay kolay yaklaşamaz kimseye.
Alinti mukemmel uymus bu duruma. Tesekkur ederim.
Bu cocuk gencken nasil kendini ispat edebilmek icin imkansiz hatta cilginca yontemlere basvururdu inanamazsiniz. Yani aile ici ve arkadaslari arasinda kabul gormek icin kendini cok buyuk hayati tehlikelere sokardi.
Bana gorunusuyle ilgili seyler yaziyor, kilolu oldugunu ima ediyor. Ona defalarca fazla kilolarin saglik sorunu yaratmadikca bir zarari olmadigini anlatmaya calistim. Oyle deyince "yok zaten ben mutluyum kilolarimla" diyor. "Beni begenmeyen begenmesin" deyince anladim ki birileri onu cok fena yaralamis bu konuda. Demek ki ben ona iltifat edince o yuzden "gozlerini bir muayene ettir" diyor. Inanmiyor kendisini oldugu gibi begendigimi, kalbimin yuvasindan cikarcasina attigini. Genclik halinin kirintilarinin bile gozume cok guzel geldigini. Hatta yeni imajiyla bana hakkinda baska turlu takintilar edindirdigini. O tombis yanaklari boynunun katlarini nasil opmek istedigimi. Bilmiyor iste. Demek ki ona gore kilo=cirkin ve ben anormalim.
Iste o yuzden ben de kendime ceki duzen verip incelmeye karar verdim. Yani mesaj su, ben anormal degilim, kilolu da degilim ama seni kilolu ya da kilosuz seviyorum cunku sen bir varliksin, hangi sekil olursa olsun senin hayatta ve saglikli olman benim mutluluk sebebim. Bu mesaji almasi lazim.
Magaradan cikma meselesine gelince Mart ayindan yani ben konusmaya basladigimdan beri adam metamorfoz gecirdi, sacini sakalini duzeltemeye baldi, temiz ve guzel giysiler giyiyor, konserlere gitmeye basladi, ben mutluyum demeye basladi, akrabalari sevinc dolu mesajlar atiyorlar ve cesaretini artirmaya calisiyorlar.
Evet magarasindan cikip da ortada kalirsa cok kotu olur. O yuzden soylediklerimin ve soyleyeceklerimin sorumlulugunu almak zorundayim. O yuzden ona hic direkt bir "seni seviyorum " mesaji atmadim. Hep ima ettim. Yani ona, kendi icinde hala cekiciligi mukemmel olan bir adam muamalesi yapiyorum, evet bensiz hayatini yasayacak ama hep onu begenen bir kisi olarak kalacagim.
Ona, karsimda ayagi yere basan ve olgun bir adam bulunca sasirdigimi anlatinca " yok oyle degil ben hic olgun degilim, icimde bir cocuk var!" diye duzeltiyor. Cok seviyorum ben o cocugu. Ne kadar yaramaz olsa da cok seviyorum.
"Ben dunyayi kontrol edemem, sadece var olabilirim. Amacim, olabilecegim en iyisi olmak icin ugrasmak".
Iste boyle bir filozof oldu cikti karsima.
Çok yaralanmış bence de. İncitilmiş.İnsanların duygularını kestirmek çok zor olabiliyor, ama bence bazı şeyleri denemeye değer.
Hayatı, ve özellikle evliliği sadece "yapmak" için yapanlara ve yaşayanlara katılmıyorum. Hayatta herkes bir yerden yaralanıyor, ve yaralarını saranlara yaklaşıyor gönül. Ve yol arkadaşlığı olarak başlayan aşka inanıyorum ben.
Şartlar ve durumlar olgunlaşır, kendisini hazır hisseder mi en iyi siz anlayabilirsiniz. Umarım mağaradan çıkar, ve kendi hayatına çeki düzen verip içindeki o çocuğa tekrar hayata döndürür.
Dun aksam anlattigi kadariyla, evlenmeden once bir cocugu olmus, evlilik disi. Bu cocuk, bahsettigim basi belaya giren cocuk, 25 yasinda ve soy ismini almis. Sonra kendinden 9 yas genc, bes cocuklu bir kadinla evlenmis. Ondan cocuk yok. Yani kendini cezalandirircasina bu cok cocuklu anneye adamis ve tum aileye cocuklar buyuyunceye kadar bakmis. Sonra da kadin onu terketmis. Hayat ne adaletsiz degil mi?Zor ve fazla karmaşık birisi bu kişi. Bu belli. Tüm bunları bilip hala o heyecanınızı, hala tutkunuzu koruyabiliyorsanız müthiş diyorum. Devam edin, içinizde kalmasın hiçbir şey. Pişmanlıklar olmasın. Ben olsam bunu yapar mıydım, sanırım yapamazdım huzuru seven bir yapım olduğu için. Tek çocuk meselesini tam anlayamadım yanlış hatırlamıyorsam bu kişinin farklı kadınlardan çocukları vardı.(gerçek farklıysa düzeltin.) Tek çocuk dediğiniz nedir?
Cezalandırma? Bunu kesin olarak söyleyemeyiz bence. Kadına aşık olmuştur, çocuk sayısını önemsiz bir unsur olarak görmüştür belki de. Bu ihtimal olamaz mı? Veya sizin dediğiniz de olabilir. Bunun net bir cevabı yok. Hayat adaletsiz tabii ki bu aşikar. Yine de durumun üzerinden gidersek terketme sebebini bilmiyoruz. Yaşanmışlıklara tanık değiliz. Zavallı konumunu ya da gaddar konumunu kişilere veremeyiz. Siz bu adama belli ki yoğun bir duuguyla bağlısınız ve biraz onun yönünden bakıyorsunuz. Pencere meselesi. :) nerden bakıldığına bağlı.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?