- Konu Sahibi Tiniminimavihanim
-
- #111.801
Regl oldum canım yaneyse bu arada güzel güzel aparatlar hazırlayayım kendime di mi.. Güzel haberlerle tekrar konuşuruz inşallah muhakkak burda olucam bir hafta sonra..
kızlar bugün reglimin son günü güzelce banyomu yaptım,birazdan egzersize başlayacağım,acayip bir heyecan var,ara verdim ya nolacak diye,tek parmakla başlayacağım, 3 parmakta bitirecem inşallah ,dua edin bana ,rapor vermeye gelecem,hepinizi öptümm.........
canımm,ben duamı okudum bitirdim allahım kabul etsin.
Çiçeğin Peşinde
Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı…
Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.
İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı,
evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.
Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum. Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu.
'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.'
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!
Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim?'
Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.
'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.'
'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl olacak. Bunu benim için yapar mısın?'
Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi. Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.
Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı.
'Sevgilim' diye başlıyordu, 'O çiçeği senin için koparmazdım'
Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.
'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'
'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'
'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'
'Sâdık arkadaşının her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var'
'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.'
'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'
'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım birtanem.'
Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu.
Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.'
Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.
Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.
BU GERÇEK AŞKTI.
İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, HUZUR ve DURGUNLUK içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.
Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir.
Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.
Hayat tam da böyle bir şeydir.
(alıntıdır)
İnşallah gitmeden yenersin canım, biraz cesaret...Selam kızlar
Ben hala aynı yerdeyim (3 parmak) ne zamandır yazamıyodum da. Yapmak istediğim de hep bişeler oluyo ya da ben öyle istiyorum . Eşimle de bu yüzden çok gerginiz bu aralar .hafta sonu yatılı misafirim vardı ondan önce eşimin pek keyfi yoktu sonra bu sabah eşim istedi ama tutmuş beni yüzüstü yatırıyo benim en gergin olduğum pozisyon ben de öyle istemiyorum diyince yine gerildik tabi bıraktı ben de istemiyorum diye canım çok sıkkın . onu da anlamaya çalışıyorum 3 yıl oldu ben de tık yok o da haklı ama ben de bunu yaşamaktan mutlu değilim kiCuma günü de memlekete gidicez annemlerin yanına oraya bu vajiyi halledip gitmek istiyorum yoksa tatil de burnumdan gelecek.Offf çok kızıyorum kendime ortalıkta kadınım diye dolaşıyorum ama gel gör ki durum malum. Allahım molur bitsin artık bu eziyet ((
merhaba canım kaç zamandır eski arkadaşlardan göremiyordum konuşmak isterdim ama sayfam açık değildi iyisindir inşallah
İyiyim canım sen nasılsın? Ben de uzun zamandır girmiyordum, bugün aklıma geldi bir anda. Bu illetten kurtulalı 1 sene olmuş :).
selam kızlar,1 hafta aradan sonra ilk egzersizimi yaptım,bir parmak pııt diye girdi,iki parmak pııt diye girdi ve üç parmak az zorlansada oda girdi,az gitgelde yaptım,reglim tam bitmemiş egzersizi bıraktım,yarın daha uzun çalışacağım....
Canım, son adet tarihim 18 Mayıs idi. Benim gebeliğim ilk kan tahlilinden belli oldu. Sonra ultrasona girdim keseyi gördü doktor. Ultrasonda bir yeri işaretleyerek gösterdi, sonra da yavrumun ilk fotoğrafını verdi...Tahlil sadece gebelik olup olmadığına dair oldu. Diğerleri sanırım 2 Temmuzda....
Kovalar zekilikleriyle ünlü :) :) :) YANİ ÖYLE DERLER...Hatta bir ünlü çift(ismini hatırlamıyorum) çocukları sırf kova burcu olsun diye ona göre ayarlamışlar veya ona göre sezeryanla aldırmışlar tam hatırlamıyorum...
Bu hikaye tamamen beni anlatıyor, adamda eşim gibi laf salatasıyla almış kızın gönlünü, icraat yok .
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?