• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ve beklenen cinnet geldi

Biliyor musun aslında tek sorun sen annenin hayalindeki evlat değilsin annende senin hayalindeki anne değil.. birbirinizi olduğunuz gibi kabul etmedikce hep mutsuz olacaksınız belli ki. Ya da belki sadece burç uyumunuz yoktur :p

Tamamen bizim durum keske farkli cocuklari olsaydi diyorum secme sansi olsaydi..
 
Of anne,
Anne deyince aklıma hep çok güçlü bir kadın figürü geliyor, kendi annem öyle aslında.
Aynı anda bu kadar güçlü bir kadının konu ben olunca bu kadar aciz oluşu da geliyor.
Bana yaptıklarını düşündükçe ve kendisine sordukça çaresizce başını yana eğişi geliyor,içim parçalanıyor.
Çok saydım ona, çok kustum içimi, sonuçta hem anlık rahatlama hem de ölene kadar vicdan azabı kaldı bana, yani yine olan bana oldu, kahretsin.
Onun bile unuttuğu laflarımdan dolayı içim acıyor, üzülüyorum.
Belki milyon sayfa yazarım anne ile ilgili ama bu lazımdı sana hacı,
Yaptın, kendin için çok iyi bir şey yaptın aslında, yeter ki benim gibi vicdanlara bırakma kendini.
Belki sonrası senin için farklı olur,inşallah.
Ben yine karmakarışık duygulara daldım,
Hadi bakalım hayırlısı hepimizin hakkında.
 
Sıradan giydirdim.
Kalbi mi var tansiyonu mu, şekeri mi var ölür mü kalır mı anam mı babam mı tanımadan.
Hala rahatlamadım.

Telefonun diğer ucunda sakin sakin "Söyle, söyle, rahatlarsın" diyen annem, yanımda "Şşş ne oluyorsun, onlar nasıl sözler? Sus artık" diyen babam. Dönüp ona da saydırmam, susup kalması vb...

İtina ile en ağır sözleri seçmedim; ne nasıl geldiyse, ne varsa zihnimde onlar döküldü. Bu kadar ağır olacağını ağzımdan çıktıktan sonra fark ettim ve buna üzülmedim, zerre "İncittim mi?" düşüncesi taşımadım. Bu uzun bir zaman sonra gelen bir başka gerçek sinir krizi olmalı ve hiçbir pişmanlık barındırmıyor. Sesim yükselmedi, sözlerim ciddi manada ağırdı. Evladım bana söylese ağlardım, çok ağlardım. Annem ağlamadı, önce kendini savunmaya çalıştı, sonra olmayınca "Böyle düşünüyorsan görüşmeyelim o zaman kızım, beni ölmüş say, sen bilirsin, sen nasıl huzurlu olacaksan öyle olsun" dedi.

"Huzur bulamıyorum anlamıyor musun?!" deyip devam ettim "Zekan mı yetmiyor?" diye. "Aaa anneye öyle şey denir mi?" diyerek kendi çaplarında ayıplayacaklar defolup gidebilirler konumdan; ya da ayıplayın, alışkınım.

Evet. Mümkün değil anlamıyor.
Anlamasını isterdim.
Kabullenemiyorum.
Nasıl işlediyse, atamıyorum.
Nereye gizlediyse bulamıyorum.

Çoğu kişinin kabullenip yoluna devam edemeyeceği ağır noktalardan geçtim, bir annemden geçemedim.
Dövüp sövseydi, atsaydı; onu silip atmam kolay olurdu belki.
Canının içine kadar sarsa, anladığını hissetsem ve gerçek bir gayret ile özür dilediğini görsem de affederdim.

Çok blur.

İçimi dökmek istedim.
Drama Queen demek serbest.
Ben de size "Anlayamazsınız" derim olur biter.
"Annen hayatta en azından" diyeceklere de baştan diyeyim; "Evet, şükür ki."

Okuduğunuz için teşekkür ederim; anneden ağır yaralı olanlara selamlar.
Ben de şimdi saydırdım da geldim :) tam konuşmamızın üzerine senin Konunu okudum .gerçekten yoruldum ,boğazım acıyor yirtinmaktan. .birşey var ve o şey ona göre çok normal ,bana göre değil annecim ,hayır ,daha kaç dilde söylemeliyim kendimi anlatabilmek için ."ama ben seni zaten anlıyorum ,ah yavrum bak ama çok kırılıyorum ,lütfen dönüşü olmayacak laflar etme " sonrasında çark ! Bıktım yemin ederim ..en azından sen anlatıp rahatlayabiliyorsun ,ben onu da yapamıyorum :/ umarım geçer gangsta ..derdine derdimle cevap verdim ,üzgünüm ! Sanırım ben de çatlamak üzereyim. .

Annelerimiz birgün bizi anlasın lütfen ..
Anne mağduru olarak ben senin yanındayım :)
 
Bu kadar saydirmaniza rağmen sükunetle cevap vermiş. Defolup gitmiyorum konudan , çünkü söylemek zorundayım ; ancak her gün döven, küfür eden, terk eden, yıllarca görmeyen , asla ilgilenmeyen anneye bu şekilde yapılır. Ve hatta yapılmaz mesafe konur.

Ağır yaralılar sükunetle köşeye çekilmeli, karşı tarafın kalbini paramparça etmeye lüzum yok.

En azından bir gün olsa bile uykusuz kalmış sizin için.
Ağır yaralılar o köşede yaralanmışlardır zaten 1sen,neden çekilsinler,"beni yaraladın ama yaralarımı görüp vicdan azabı duyma"demek için mi?
Üslup doğru olmayabilir,ama köşeye çekilmek bir şeyi çözmez,iyileştikçe yeni yaralar almaya yol açar bence...
 
Bu kadar saydirmaniza rağmen sükunetle cevap vermiş. Defolup gitmiyorum konudan , çünkü söylemek zorundayım ; ancak her gün döven, küfür eden, terk eden, yıllarca görmeyen , asla ilgilenmeyen anneye bu şekilde yapılır. Ve hatta yapılmaz mesafe konur.

Ağır yaralılar sükunetle köşeye çekilmeli, karşı tarafın kalbini paramparça etmeye lüzum yok.

En azından bir gün olsa bile uykusuz kalmış sizin için.
Ağır yaralılar o köşede yaralanmışlardır zaten 1sen,neden çekilsinler,"beni yaraladın ama yaralarımı görüp vicdan azabı duyma"demek için mi?
Üslup doğru olmayabilir,ama köşeye çekilmek bir şeyi çözmez,iyileştikçe yeni yaralar almaya yol açar bence...
 
Bu kadar saydirmaniza rağmen sükunetle cevap vermiş. Defolup gitmiyorum konudan , çünkü söylemek zorundayım ; ancak her gün döven, küfür eden, terk eden, yıllarca görmeyen , asla ilgilenmeyen anneye bu şekilde yapılır. Ve hatta yapılmaz mesafe konur.

Ağır yaralılar sükunetle köşeye çekilmeli, karşı tarafın kalbini paramparça etmeye lüzum yok.

En azından bir gün olsa bile uykusuz kalmış sizin için.
Ağır yaralılar o köşede yaralanmışlardır zaten 1sen,neden çekilsinler,"beni yaraladın ama yaralarımı görüp vicdan azabı duyma"demek için mi?
Üslup doğru olmayabilir,ama köşeye çekilmek bir şeyi çözmez,iyileştikçe yeni yaralar almaya yol açar bence...
 
Ben kendisine sarıldığımda, ben sarılmanı/öpmeni istemiyorum, kalk da şu mutfağı topla bir işe yara diyen bir anne ile büyüdüm.
Kabus gibi ergenlik, kabus gibi bir gençlik.
Evlendikten sonra rahata erdim. Aramız düzeldi. Mesafeli ve seviyeli bir ilişki kurduk.
Bu süreçte sadece ilk doğumumda yanımda 5 gün kaldı, onda da bana çocuğu emziremiyorum, beceremiyorum diye eziyet etti :)
Hatta 4 günlük Doğum yapmış kadın olarak
‘Sütün sidik gibi, bu çocuğa yaramaz’ lafını annemden duydum.
2 gün sonra da arkadaşları ile tatile gitti.
Kırgınlıklarım var.
Her şeyi ben bilirim havasından yoruldum.
Çok iyi yönleri de olan biri.
Becerikli, toplumda sevilir, insanlara saygılı, her ortamda esprili, Güleryüzlü.
Neden bana böyle İnan bilmiyorum :)
Uzak kalınca iyiyiz. Uzak kalıyorum.
Her gün konuşuruz ama nasılsın iyi misin, o kadar.
Fazlasına girince b.ka sarıyor.
Senin kadar iç içe olsam şimdiye çoktan kriz üstüne krizler geçirmiştim.
Her anne iyi olmuyor. Enteresan ama her anne her çocuğuna da iyi olmayabiliyor.
Kabul ettim, devam ettim.
Huzurlu muyum? Evet.
İhtiyaç duyuyor muyum? Evet
Zaman zaman üzülüyor muyum? Çoğunlukla.
Bana yaşattığı pek çok şey için kırgınım, diğer kardeşlerim nispeten daha hafif atlattığı için mutluyum.
Karışığım :)
Anneme ben de çok saydırdım. Genel olarak evlatlarından bul diye geri döndü.
Bakalım neler bulacağım :)

Uzaklaşamıyorum. Ne yaptıysa, ne hale getirdiyse dönüp arkamı bırakıp gidemiyorum/Ya da geçmiş zaman mı kullanacağım bundan sonra bilmiyorum çünkü içim acımadı, otomatik gerçekleşti sanki.

Ne daha kötüdür Turuncu? Kötü olduğunu bildiğin kötü davranış mı, iyi kılığı ile giydirilmiş kötü davranış mı?
Beni dizinin dibine, senelerce üzerime çalışıp oturtmayı başardı ve öyle bir haldeyim ki onu suçlayamıyorum "Sen yaptın ki" diyorum. Ben mi yaptım gerçekten?

Hiçbir ilgi alanım önemsenmedi; hiçbiri. Benim neyle ilgilendiğimin hiçbir önemi yoktu çünkü neyle ilgilenmem gerektiği annemce belirlenmişti ve bu yolda istemediğim fedakarlıklara girerek, beni yolumdan vazgeçirdi, o fedakardı ve ben kendimi suçlayandım.

Yemek yemeye aşırı zorlanmak nedir biliyor musun sen? Obez olmamı mı beklerdin mesela? Anoreksiya oldum, saçlarım elime geldi ve bu benim "Dengesiz beslenmeme-söz dinlememe" suçum oldu.

Sen 2 yaşından beri tek rahatlama yolun olan resim çizmenin elinden alınması nedir biliyor musun? İyiliğim içindi ve çok güzel açıklanmıştı, o kadar şahane ikna oldum ki aslında ben resim çizmeyi o kadar sevmiyormuşum bile :) Sonra tabi "Ben tercih ettim" oldum.

O kadar ağır bir pedofili korkusu yaşardı ki annem; liseye kadar hiçbir arkadaşımla evinde doğru düzgün hatıram yok. Çünkü onlar bize gelirdi ve annemin yaptığı tüm yemekler karşısında böyle bir annem olduğu için şükretmem gerektiğini söylerlerdi.

Sen kışın ortasında terledin mi Turuncu? Ciddi soruyorum. Kışın isilik çıkardın mı? Öyle bir fotoğrafım var; üzerimde beyaz peluş kabarık bi mont, zannedersem 3 yaşındayım; boynumun yukarısına kadar düğmelenmiş, kaşkolla burnu sarılmış, alttan yün başlık ile kapüşonun içine iki kat sarılmış. Açıklaması "Koşardın terlerdin" di. Bir çocuğun Antalya kışında o kıyafetlerle terlememesi ve isilik çıkarmaması imkansız. Sonra gelsin ağır gripler, iltihaplanmalar ve hastaneler.
Serum başında bekleyen fedakar anne... Cahillik mi? Hiç zannetmiyorum, daha çok vekaleten munchausen sendromuna benzetiyorum. Çok bilgiliydi.

Ortaokulda günlüğümü okuyup hesap sordu.
Bu her annenin yapabileceği şey olabilir ama o günlüğü elinden alıp parçalarken karşımda gülümseyerek "Sen daha iyilerini hak ediyorsun" demesi? İyi mi kötü mü?

Kuzenim sigaraya başlamıştı, ben ise merak edip ondan tek dal yaktım (Sigara içmiyordum). Yakalanacak ve eniştem kızacak, benimkiler bana kızmaz biraz nutuk çeker sadece diye kuzenimin suçunu üstlendim. Teyzem "Aferim kızıma" dedi, annem teyzem karşısında boynunu eğdi diyemedi ya; o akşam sorguya çekildim. "Yazıklar olsun, senden hiç beklemezdim" girişi ile öyle rencide edildim ki.. Kuzenim "Kuzen sakın söyleme benim içtiğimi, teşekkür ederim" diye mesaj atmıştı ve söz verdim. Aldım telefonumu "Anne, sana bir şey göstereceğim ama bu sadece bizim aramızda kalacak; benim sana -layık- bir evlat olduğumu bil. Kimseye söylemeyeceksin tamam mı?" dedim. "Tamam annem, tabi annem bitanem, söz"ler... Mesajı gördü, anladı ve "O mesajı teyzene okutacağız!" a döndü olay. Hemen mesajı sildim "Anne nolur yapma, kuzenime söz verdim nolur" diye yalvardım köpek gibi. O ne yaptı sence? "Ben yeğenimin zehirlenmesini istemiyorum" diyerek beni de alıp kuzenim-teyzem öyle bir yüzleşmeye götürdü ki, kuzenimin yüzüne bakamaz hale geldim. :)

Ve daha neler... Ve sürekli tekrar eden "İyiliğin için, bilemezsin, anlamazsın, olmaz, yasak, asla, ben bilirim, bana hak vereceksin, sizin için neler yapıyorum görmüyor musun, sen nasıl vefasız bir çocuksun" sözleri dönen her gün.
Her gün anlam veremediğim bir yerden yükselen öfkem ve her seferinde sonucun "Neyin eksik?! Daha ne yapayım kızım senin için?"e bağlandığı o bilindik kısır döngü.

"Elalem ne der"li travmalarımıza girmiyorum bile.
"Senin tek sorunun şımarıklık" ile başlayan cümlelere de.
Baktım olmayacak; basıp gideyim bari dediğimde kardeşimi hemen önüme koydular. Kardeşime baktım ve gidemedim.
İntiharı düşündüm. Bunu anneme yapabilirim ama kardeşime böyle bir hatıra bırakamam dedim.
Neye öfkelendiğimi senelerce anlamadım ve kendimi suçladım. Çünkü annem çok iyiydi, o bir anneydi.
Sonra bir başka hastalık patladı kendimi sorgularken.
Korktu, öldü bitti, sevgi sözcükleri sıralandı döküldü ve "Sen yaptığın hataları düşünerek çok üzüldün biliyorum kızım kendini suçlama, sen iyi evlatsın anneler için evlatları vazgeçilmezdir seni her hatanla sevdim ben." tarzında konuştu. Tüm hatalarım(!) benim oldu :) Kendisinde hata yok.

Turuncu, daha bunlar sadece %1i.
Ben ömürlük bir beyin yıkama seansından çıkmaya çalışıyorum.
 
Ben kendisine sarıldığımda, ben sarılmanı/öpmeni istemiyorum, kalk da şu mutfağı topla bir işe yara diyen bir anne ile büyüdüm.
Kabus gibi ergenlik, kabus gibi bir gençlik.
Evlendikten sonra rahata erdim. Aramız düzeldi. Mesafeli ve seviyeli bir ilişki kurduk.
Bu süreçte sadece ilk doğumumda yanımda 5 gün kaldı, onda da bana çocuğu emziremiyorum, beceremiyorum diye eziyet etti :)
Hatta 4 günlük Doğum yapmış kadın olarak
‘Sütün sidik gibi, bu çocuğa yaramaz’ lafını annemden duydum.
2 gün sonra da arkadaşları ile tatile gitti.
Kırgınlıklarım var.
Her şeyi ben bilirim havasından yoruldum.
Çok iyi yönleri de olan biri.
Becerikli, toplumda sevilir, insanlara saygılı, her ortamda esprili, Güleryüzlü.
Neden bana böyle İnan bilmiyorum :)
Uzak kalınca iyiyiz. Uzak kalıyorum.
Her gün konuşuruz ama nasılsın iyi misin, o kadar.
Fazlasına girince b.ka sarıyor.
Senin kadar iç içe olsam şimdiye çoktan kriz üstüne krizler geçirmiştim.
Her anne iyi olmuyor. Enteresan ama her anne her çocuğuna da iyi olmayabiliyor.
Kabul ettim, devam ettim.
Huzurlu muyum? Evet.
İhtiyaç duyuyor muyum? Evet
Zaman zaman üzülüyor muyum? Çoğunlukla.
Bana yaşattığı pek çok şey için kırgınım, diğer kardeşlerim nispeten daha hafif atlattığı için mutluyum.
Karışığım :)
Anneme ben de çok saydırdım. Genel olarak evlatlarından bul diye geri döndü.
Bakalım neler bulacağım :)
Aynı annemle biz, konu sahibi annesiyle çok görüşüyor konularından biliyorum, ben o kadar görüşsem kanlı bıçaklı oluruz. Annem uzakta olunca çok seviyor beni ilginç:)) gangsta nin bu kadar içli dışlı olma isteğini anlayamıyorum ben mesela.. Annesi kardeşiyle gidiyor çocuğuna bakamicak diye kızıyordu,ben annem gelir çocuk yaparsam diye korkudan çocuk yapmiyorum.
 
Sıradan giydirdim.
Kalbi mi var tansiyonu mu, şekeri mi var ölür mü kalır mı anam mı babam mı tanımadan.
Hala rahatlamadım.

Telefonun diğer ucunda sakin sakin "Söyle, söyle, rahatlarsın" diyen annem, yanımda "Şşş ne oluyorsun, onlar nasıl sözler? Sus artık" diyen babam. Dönüp ona da saydırmam, susup kalması vb...

İtina ile en ağır sözleri seçmedim; ne nasıl geldiyse, ne varsa zihnimde onlar döküldü. Bu kadar ağır olacağını ağzımdan çıktıktan sonra fark ettim ve buna üzülmedim, zerre "İncittim mi?" düşüncesi taşımadım. Bu uzun bir zaman sonra gelen bir başka gerçek sinir krizi olmalı ve hiçbir pişmanlık barındırmıyor. Sesim yükselmedi, sözlerim ciddi manada ağırdı. Evladım bana söylese ağlardım, çok ağlardım. Annem ağlamadı, önce kendini savunmaya çalıştı, sonra olmayınca "Böyle düşünüyorsan görüşmeyelim o zaman kızım, beni ölmüş say, sen bilirsin, sen nasıl huzurlu olacaksan öyle olsun" dedi.

"Huzur bulamıyorum anlamıyor musun?!" deyip devam ettim "Zekan mı yetmiyor?" diye. "Aaa anneye öyle şey denir mi?" diyerek kendi çaplarında ayıplayacaklar defolup gidebilirler konumdan; ya da ayıplayın, alışkınım.

Evet. Mümkün değil anlamıyor.
Anlamasını isterdim.
Kabullenemiyorum.
Nasıl işlediyse, atamıyorum.
Nereye gizlediyse bulamıyorum.

Çoğu kişinin kabullenip yoluna devam edemeyeceği ağır noktalardan geçtim, bir annemden geçemedim.
Dövüp sövseydi, atsaydı; onu silip atmam kolay olurdu belki.
Canının içine kadar sarsa, anladığını hissetsem ve gerçek bir gayret ile özür dilediğini görsem de affederdim.

Çok blur.

İçimi dökmek istedim.
Drama Queen demek serbest.
Ben de size "Anlayamazsınız" derim olur biter.
"Annen hayatta en azından" diyeceklere de baştan diyeyim; "Evet, şükür ki."

Okuduğunuz için teşekkür ederim; anneden ağır yaralı olanlara selamlar.
Aleyküm selam... :(
 
Of anne,
Anne deyince aklıma hep çok güçlü bir kadın figürü geliyor, kendi annem öyle aslında.
Aynı anda bu kadar güçlü bir kadının konu ben olunca bu kadar aciz oluşu da geliyor.
Bana yaptıklarını düşündükçe ve kendisine sordukça çaresizce başını yana eğişi geliyor,içim parçalanıyor.
Çok saydım ona, çok kustum içimi, sonuçta hem anlık rahatlama hem de ölene kadar vicdan azabı kaldı bana, yani yine olan bana oldu, kahretsin.
Onun bile unuttuğu laflarımdan dolayı içim acıyor, üzülüyorum.
Belki milyon sayfa yazarım anne ile ilgili ama bu lazımdı sana hacı,
Yaptın, kendin için çok iyi bir şey yaptın aslında, yeter ki benim gibi vicdanlara bırakma kendini.
Belki sonrası senin için farklı olur,inşallah.
Ben yine karmakarışık duygulara daldım,
Hadi bakalım hayırlısı hepimizin hakkında.

Amin. Seviliyorsun; sen annenin, annesi bir kadınsın. :KK200:
 
Ağır yaralılar o köşede yaralanmışlardır zaten 1sen,neden çekilsinler,"beni yaraladın ama yaralarımı görüp vicdan azabı duyma"demek için mi?
Üslup doğru olmayabilir,ama köşeye çekilmek bir şeyi çözmez,iyileştikçe yeni yaralar almaya yol açar bence...

Kalp kırmadan sövüp soymadan anlatmanın bir yolu yok mu ?

Hatalı bir anne kendisi, zalim bir anne değil ki fütursuzca kırılsın kalp.
 
İnsan sevdiklerine karşı mı bu kadar dolu bu kadar tepkili acaba?
Bugün yolda çocugunun yüzüne peşi peşine tokatlar indiren bir anne gördüm..Çok kızdım,sinirlendim derincee bir nefes alip gittim.Evet beni de ilgilendirdiğini düşündüm.
Gayet makul ses tonuma dikkat ederek konusunca kadın da gayet makul,sakin konustu benimle.
Evime geldim evimizde tadilat durumundan sebep(bunu isteyen de benim) ölümüne bir ses.Matkap,balyoz ne ararsan.
Tabi ilgilenen annem,başlarında.Odama cekilip uzandim biraz.5 dakika sonra çok da suçu yokken azarladim annemi..Kırıcı konustum ses tonuma dikkat etmeden..Gözleri doldu benim sınırım da bu'dur daha ileriye gidemedim hiç.Ağlayamaz benim annem.Kücük yaştaki evladının acısını yaşamış,el kadar çocuğunu toprağa vermiş ama ağla(ya)mamiş bir kadındır.
Daha önce seslerimiz yükselmistir,kavgalarimiz olmustur.Genel de hakli oldugumu düsünürüm ki öyle de.
Mevzu döner dolaşır hep benim dikkat çektiğim noktada son bulur eninde sonunda.Ee annem iddialaşmasan.
"Anne olan benim" en iyisini bilirim o evlat beni dinlemek zorunda"olarak düsünmesen keske.
Düşünmesen de her tartisma sonrasi su kalbime biçaklar saplanmasa.
Ne acı ki o benden çekiniyor olmasi gereken bu değil aslinda..
Onun bir gün yanimda olamayacagini son zamanlar daha cok düsünüp üzülmehe basladim yaşlanıyor cünkü her geçen zaman.Okadar sanciyor ki çocuk(!)kalbim.
En cok seven de en cok yaralayan da benim..
Disardaki x kisiye anlayisla,sabirla,sükunetle derdimizi anlatabilirken,kendi annemize,ailemize en şiddetli tepkileri veriyoruz.Aslında hepimiz yapıyoruz bunu.Bu yüzden Gangsta yalnız değilsin asla.Eylemler aslında doğru görünmeyen ama bir o kadar insani..
Çok iç içe yaşanılan durumlarda ne yazikki çoğalarak artıyor.Biraz uzaklik,mesafe tamamen çözmez ama katsayısını azaltır.
Farkli farkli yaratılışlar.Ve önüne geçemediğimiz en çetrefilli işlerden biri değiştirmeye çalışmak veya değişmesini beklemek..
O halde duymazdan,anlamazdan geleceğiz zor da olsa..
 
Son düzenleme:
Kalp kırmadan sövüp soymadan anlatmanın bir yolu yok mu ?

Hatalı bir anne kendisi, zalim bir anne değil ki fütursuzca kırılsın kalp.
Hatada ısrar ediliyorsa,
Uyarılara hep ben büyüğüm kafasıyla yaklaşılıyorsa,
Büyüklüğü geç, sen küçüksün hep de küçük kalacaksın, ne anlarsın zihniyeti ile devam ediliyorsa???
Küçüklük büyüklük değil ki mevzu,
Karşındaki de bir insan,
En az senin kadar ki muhtemelen senden daha zeki(şartlar sebebiyle) olan bir varlık,senin dünyaya getirdiğin,
Onun istekleri hep göz ardı edilen,sebep? Sadece senden küçük oluşu,
Senin doğurduğun zamandaki gibi 'ben ne verirsem yemek zorunda, ne dersem yapmak zorunda ' yaşını geçeli çok yıllar oldu ya,
Karışık oldu biliyorum beynim de allak bullak oldu zaten,
Zibilyon kere anlattıktan sonra anlamamışsa kalp kırmadan anlatmanın başka yolu da yok demektir, kalmamış demektir,
Tüm yollarımızı tıkamışlar bencillikleriyle demektir.
 
Kalp kırmadan sövüp soymadan anlatmanın bir yolu yok mu ?

Hatalı bir anne kendisi, zalim bir anne değil ki fütursuzca kırılsın kalp.

Sövüp saydım mı sanıyorsun? En ağır cümlelerim ne biliyor musun? En ağır deyince aklına sövmek mi geldi? Sövmedim; "Sen anne misin?" dedim anneme, "Sen anne miydin, anne misin sen? Sen nesin, neyimsin?" dedim. "Zekan yetmiyor mu?" da dedim, hak etti çünkü.

Annemi tanımıyorsun, beni de.
Artık kırılması gerekiyordu, kırdım.
Ben defolup gidemiyorum, anlamayacaksa, o beni ittir etsin diye kırdım.

Ya sen kimi savunmaya çalıştığını hakikaten bilmiyorsun.
 
Kalp kırmadan anlatmanın bir yolu yok mu? Var evet. Hepsini tükettim.
Bir de kalplerinin içine ederek deneyeyim dedim.
 
Evet büyüklere sevgi , saygı gösterelim .. orda tamamız ..

Ama bazen büyükler , her yaptıklarının , her düşündüklerinin her şekilde her ortamda her şartta doğru olduğunu düşünmeleri , eylemlerini de bu yönde yapmaları insanı bazen çileden çıkarabiliyor ..

Her yöntemi deniyor bazen insan , bazen de kendini bu durumda buluyor ...

Eğer içinde bir “acı” hissetmiyorsan haklısındır ve çok iyi bir rahatlama gelmiştir diye düşünüyorum
 
Kalp kırmadan sövüp soymadan anlatmanın bir yolu yok mu ?

Hatalı bir anne kendisi, zalim bir anne değil ki fütursuzca kırılsın kalp.
Üslup doğru olmayabilir dedim zaten,fakat köşeye çekilmek bir şeyi çözmez,konuşmakta çözmüyor bence ama en azından çaba gösteriliyor,umutsuz da olsa...
 
Sıradan giydirdim.
Kalbi mi var tansiyonu mu, şekeri mi var ölür mü kalır mı anam mı babam mı tanımadan.
Hala rahatlamadım.

Telefonun diğer ucunda sakin sakin "Söyle, söyle, rahatlarsın" diyen annem, yanımda "Şşş ne oluyorsun, onlar nasıl sözler? Sus artık" diyen babam. Dönüp ona da saydırmam, susup kalması vb...

İtina ile en ağır sözleri seçmedim; ne nasıl geldiyse, ne varsa zihnimde onlar döküldü. Bu kadar ağır olacağını ağzımdan çıktıktan sonra fark ettim ve buna üzülmedim, zerre "İncittim mi?" düşüncesi taşımadım. Bu uzun bir zaman sonra gelen bir başka gerçek sinir krizi olmalı ve hiçbir pişmanlık barındırmıyor. Sesim yükselmedi, sözlerim ciddi manada ağırdı. Evladım bana söylese ağlardım, çok ağlardım. Annem ağlamadı, önce kendini savunmaya çalıştı, sonra olmayınca "Böyle düşünüyorsan görüşmeyelim o zaman kızım, beni ölmüş say, sen bilirsin, sen nasıl huzurlu olacaksan öyle olsun" dedi.

"Huzur bulamıyorum anlamıyor musun?!" deyip devam ettim "Zekan mı yetmiyor?" diye. "Aaa anneye öyle şey denir mi?" diyerek kendi çaplarında ayıplayacaklar defolup gidebilirler konumdan; ya da ayıplayın, alışkınım.

Evet. Mümkün değil anlamıyor.
Anlamasını isterdim.
Kabullenemiyorum.
Nasıl işlediyse, atamıyorum.
Nereye gizlediyse bulamıyorum.

Çoğu kişinin kabullenip yoluna devam edemeyeceği ağır noktalardan geçtim, bir annemden geçemedim.
Dövüp sövseydi, atsaydı; onu silip atmam kolay olurdu belki.
Canının içine kadar sarsa, anladığını hissetsem ve gerçek bir gayret ile özür dilediğini görsem de affederdim.

Çok blur.

İçimi dökmek istedim.
Drama Queen demek serbest.
Ben de size "Anlayamazsınız" derim olur biter.
"Annen hayatta en azından" diyeceklere de baştan diyeyim; "Evet, şükür ki."

Okuduğunuz için teşekkür ederim; anneden ağır yaralı olanlara selamlar.

Konunuzdan hiç bir şey anlayamayıp, diğer konularınıza baktım. Annenize genelde planlarınızı bozduğu için kızıyorsunuz sanırım. Ben anlayamadım. Kadın size yaranmak için sürekli istediklerinizi yapmak zorunda mı?

Bence siz bir kaç tane arkadaş edinmeli ve annenizi hayatınızın merkezi olmaktan çıkarmalısınız.
 
Back
X