Uzaklaşamıyorum. Ne yaptıysa, ne hale getirdiyse dönüp arkamı bırakıp gidemiyorum/Ya da geçmiş zaman mı kullanacağım bundan sonra bilmiyorum çünkü içim acımadı, otomatik gerçekleşti sanki.
Ne daha kötüdür Turuncu? Kötü olduğunu bildiğin kötü davranış mı, iyi kılığı ile giydirilmiş kötü davranış mı?
Beni dizinin dibine, senelerce üzerime çalışıp oturtmayı başardı ve öyle bir haldeyim ki onu suçlayamıyorum "Sen yaptın ki" diyorum. Ben mi yaptım gerçekten?
Hiçbir ilgi alanım önemsenmedi; hiçbiri. Benim neyle ilgilendiğimin hiçbir önemi yoktu çünkü neyle ilgilenmem gerektiği annemce belirlenmişti ve bu yolda istemediğim fedakarlıklara girerek, beni yolumdan vazgeçirdi, o fedakardı ve ben kendimi suçlayandım.
Yemek yemeye aşırı zorlanmak nedir biliyor musun sen? Obez olmamı mı beklerdin mesela? Anoreksiya oldum, saçlarım elime geldi ve bu benim "Dengesiz beslenmeme-söz dinlememe" suçum oldu.
Sen 2 yaşından beri tek rahatlama yolun olan resim çizmenin elinden alınması nedir biliyor musun? İyiliğim içindi ve çok güzel açıklanmıştı, o kadar şahane ikna oldum ki aslında ben resim çizmeyi o kadar sevmiyormuşum bile :) Sonra tabi "Ben tercih ettim" oldum.
O kadar ağır bir pedofili korkusu yaşardı ki annem; liseye kadar hiçbir arkadaşımla evinde doğru düzgün hatıram yok. Çünkü onlar bize gelirdi ve annemin yaptığı tüm yemekler karşısında böyle bir annem olduğu için şükretmem gerektiğini söylerlerdi.
Sen kışın ortasında terledin mi Turuncu? Ciddi soruyorum. Kışın isilik çıkardın mı? Öyle bir fotoğrafım var; üzerimde beyaz peluş kabarık bi mont, zannedersem 3 yaşındayım; boynumun yukarısına kadar düğmelenmiş, kaşkolla burnu sarılmış, alttan yün başlık ile kapüşonun içine iki kat sarılmış. Açıklaması "Koşardın terlerdin" di. Bir çocuğun Antalya kışında o kıyafetlerle terlememesi ve isilik çıkarmaması imkansız. Sonra gelsin ağır gripler, iltihaplanmalar ve hastaneler.
Serum başında bekleyen fedakar anne... Cahillik mi? Hiç zannetmiyorum, daha çok vekaleten munchausen sendromuna benzetiyorum. Çok bilgiliydi.
Ortaokulda günlüğümü okuyup hesap sordu.
Bu her annenin yapabileceği şey olabilir ama o günlüğü elinden alıp parçalarken karşımda gülümseyerek "Sen daha iyilerini hak ediyorsun" demesi? İyi mi kötü mü?
Kuzenim sigaraya başlamıştı, ben ise merak edip ondan tek dal yaktım (Sigara içmiyordum). Yakalanacak ve eniştem kızacak, benimkiler bana kızmaz biraz nutuk çeker sadece diye kuzenimin suçunu üstlendim. Teyzem "Aferim kızıma" dedi, annem teyzem karşısında boynunu eğdi diyemedi ya; o akşam sorguya çekildim. "Yazıklar olsun, senden hiç beklemezdim" girişi ile öyle rencide edildim ki.. Kuzenim "Kuzen sakın söyleme benim içtiğimi, teşekkür ederim" diye mesaj atmıştı ve söz verdim. Aldım telefonumu "Anne, sana bir şey göstereceğim ama bu sadece bizim aramızda kalacak; benim sana -layık- bir evlat olduğumu bil. Kimseye söylemeyeceksin tamam mı?" dedim. "Tamam annem, tabi annem bitanem, söz"ler... Mesajı gördü, anladı ve "O mesajı teyzene okutacağız!" a döndü olay. Hemen mesajı sildim "Anne nolur yapma, kuzenime söz verdim nolur" diye yalvardım köpek gibi. O ne yaptı sence? "Ben yeğenimin zehirlenmesini istemiyorum" diyerek beni de alıp kuzenim-teyzem öyle bir yüzleşmeye götürdü ki, kuzenimin yüzüne bakamaz hale geldim. :)
Ve daha neler... Ve sürekli tekrar eden "İyiliğin için, bilemezsin, anlamazsın, olmaz, yasak, asla, ben bilirim, bana hak vereceksin, sizin için neler yapıyorum görmüyor musun, sen nasıl vefasız bir çocuksun" sözleri dönen her gün.
Her gün anlam veremediğim bir yerden yükselen öfkem ve her seferinde sonucun "Neyin eksik?! Daha ne yapayım kızım senin için?"e bağlandığı o bilindik kısır döngü.
"Elalem ne der"li travmalarımıza girmiyorum bile.
"Senin tek sorunun şımarıklık" ile başlayan cümlelere de.
Baktım olmayacak; basıp gideyim bari dediğimde kardeşimi hemen önüme koydular. Kardeşime baktım ve gidemedim.
İntiharı düşündüm. Bunu anneme yapabilirim ama kardeşime böyle bir hatıra bırakamam dedim.
Neye öfkelendiğimi senelerce anlamadım ve kendimi suçladım. Çünkü annem çok iyiydi, o bir anneydi.
Sonra bir başka hastalık patladı kendimi sorgularken.
Korktu, öldü bitti, sevgi sözcükleri sıralandı döküldü ve "Sen yaptığın hataları düşünerek çok üzüldün biliyorum kızım kendini suçlama, sen iyi evlatsın anneler için evlatları vazgeçilmezdir seni her hatanla sevdim ben." tarzında konuştu. Tüm hatalarım(!) benim oldu :) Kendisinde hata yok.
Turuncu, daha bunlar sadece %1i.
Ben ömürlük bir beyin yıkama seansından çıkmaya çalışıyorum.
İnan bana bir bu kadar da ben yazabilirim :)
Benim şizofreni teşhisi olan bir halam vardı, bir de üstüne aynı onun gibi olduğumu söyleyen, kız halaya çeker lafları. Annem+teyzelerimden biri :)
En büyük şansım babamdı. Senin yüzde 1 dediğinin bende %30 olması babam sayesinde. Frenledi. Ve frenlerken o yıprandı.
5. Sınıfta boşanmaya kadar gidip döndüklerini hatırlıyorum. Ve onun bile sorumlusu alttan alta bendim.
Anneme göre babam beni koruyarak şımartıyordu.
Babam korudukça annem bilendi.
Diğer kardeşlerimle aramızdaki uçurumda böyle ortaya çıkıyor. Babam daha sonra anlamış sanırım, onun müdahale ediyor olması annemi iyice zıvanadan çıkarıyordu, etmemeye başladı.
İlerleyen zamanlarda gerçekten sakinleştiler. Böylece onların tüm kavgaları Benim yüzümden olmuş oldu :)
Bunlar hep geçti. Bir kısmı ile bağıra çağra yüzleştim. Bir kısmına sünger çektim. Bir kısmını unuttum. Bir kısmı için tedaviye başladım :)
Ama görsen konuşsan, çok seversin annemi. İyidir. Anlayışlıdır. Saygılıdır başkalarına. İlk evlat olmanın ceremesini mi çektim, o zaman zor şeyler yaşıyordu, onun etkisi miydi bilmiyorum.
Zaten bu negatif yönünü babam, ben ve biraz da Dedem bildiği için sanırım kime anlatsam İnanmaz :)
Uzaklaş. Gerçekten uzaklaş.
Şartlarını nasıl ayarlarsın bilmiyorum ama bazen annemin evine gittiğimde o aşırı düzenli hali bile beni geriyor.
Evdeki simetri, mobilya vitrini gibi olan salonu, evin kokusu bile bazen başka şeyleri getiriyor beraberinde.
Benim 1 numaranın huyu suyu biraz bana benziyor.
Kıskançlığı, konuşkanlığı falan.
Bazen ona davranışında bile fark ediyorum.
Öpmezsen öpme bende kardeşini öperim
Kardeşin uzun ayağa bir kalksın seni dovecek
He sen çok biliyorsun da ondan altına kaçırıyorsun
Anneni mi seviyorsun babanı mı?
Baban sana daha güzel bakıyor degil mi?
Annen senin degil, benim.
Çocuğun damarına basacak, dolayısı ile beni sinir edecek bir sürü şey işte :) bu yüzden de çok da bir araya getirmemek güzeli.
15 te 1 falan ideal. Bunlara sıra gelmiyor o zaman.
Yedik içtik hooooppp çocukların uyku saati geldi tuh diyip kaçmak :)
Yada çok sıkıştım çocuğu birine bırakacak olsam kızkardeşime bırakıyorum.
O biraz daha annemle iyi, annem ben yapma desem inat eder yapar, o derse durur.
Sanki ben bir yerlerde güvenilirliğini yitirdim, muhakeme yeteneği olmayan biriyim ve ciddiye alınmıyorum gibi.
Konunu ele geçirdim :))
Neyse. Evet sorunlar somut degil ki çözümü somut olsun dedin. Ama bence biraz dene imkanın varsa.
Babana bakma. Kazık kadar adam.
Bırak biraz ne halleri varsa görsünler.
Biliyorum ki sen kriz geçirdikçe nankör oluyorsun :) senin için Neler neler yapmış oluyorlar.
Bari biraz nankör ol da kafan rahat olsun.