Yalnızım ve Üzgünüm

Haklısınız, saydığınız aktivileri belki birer örnek olarak verdiniz ama bunlar üzerinden nasıl düşündüğümü sizlerle paylaşmak isterim. Hayvanlara dokunamam ama barınağa gittim diyelim, ne yapacağım ben orada:) O esnada barına gelmiş başka bir kişi ile iletişim kurup bir şeyler mi paylaşacağım, gerçekten bu mümkün mü? Ya da bir sergiye gittim diyelim, ne gibi bir ortam oluyor orada, ben bir esere bakarken biri yanıma sokulup benimle mi tanışacak? Veyahut bisiklet turuna katıldım diyelim, nefes nefese pedal çevirirken, denk getirip yan yana ilerlemeye çalışırken kendimi mi tanıtacağım? Genelde hep fotoğrafçılık kursu tavsiye edilir, kim gidiyor bu kurslara? İşi gücü bırakıp fotoğraf nasıl çekilir diyen kişilerin nasıl bir yaşamı vardır? Oturulan yerden bir şey olmadığı konusunda kesinlikle haklısınız.


Evet, hep sorumluluklarımı yerine getirdim ve her zaman da aklımın bir köşesini işgal ettiler. Sinemaya gitmiyorum çünkü film izlemek bence anlamlı değil, kurgulanmış bir şeyle zaman harcamak gibi geliyor. Hayatımda hiç konsere gitmedim, müzik dinlerim ama kalabalığın, gürültünün ortasına girmenin ne anlamı var çözebilmiş değilim, evde rahat rahat dinlemek varken:) Öğrenim gördüğüm alan en çok tutkum olan şey ama ondan bile sıkılır oldum şu sıralar. Bir de şu var ben bu konu ile ilgilenen biri ile ilişki kurmak istemem çünkü rekabetçi bir yapım var, bu durumu bir yarışa dönüştürürüm diye kendi bölümümden kimseyle ilgilenmedim ve ilgilenmeyi de düşünmüyorum.


Liseden sonra ara vermeden üniversiye devam ettim eğer kastettiğiniz bu idi ise. Üniversitede hep dersler var aklımda. Derslerden başka bir şey yapmaya pek zaman kalmıyor dolayısıyla birazcık kitap okuyabiliyorum, yemek vs. derken gün bitiyor.

Hepinize cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Müsadenizle geri kalan mesajlara yarın cevap vermek isterim, iyi geceler.

Sizin bu hayatta ilginizi çeken herhangi bir etkinlik ya da hobiniz var mı? İşi saymıyorum, hobisini mesleğe çevirmek akademik ortam için uygun değil. Her öneriye bir bahane ile gelip, hiçbir şeyden mutlu olmamanız beni şaşırttı. O yüzden siz ilgi alanlarınızı söyleseniz, ona göre öneri verebiliriz :) Çünkü insan içine çıkmayı gereksiz bularak, insanlarla tanışmayı beklemek çok mantıklı değil. Bir gün biri kapınızı çalıp merhaba, ben hep beklediğiniz kişiyim, ayağınıza geldim demeyecek :)

Bu arada ben de doktora yapıyorum hem de aktif lab araştırma ortamında. Dersler - lab arası mekik dokuyup, arkadaşlarımla vakit geçirip, akşamları uzun uzun yürüyüş yapacak; hobilerime vakit ayıracak ve gönüllü olarak bir dernekte çalışacak kadar vaktim var. Hem de evlilik aşamasındayım şu an onun hazırlıkları var. Zamanımı düzgün planlayıp her şeye yetiyorum, bence siz sosyalleşme isteğinizin olmamasına derslerinizi bahane ediyorsunuz.
 
Bir tavsiye istiyorsanız, ilk tavsiyem kendinizi önyargılarınızla dokuduğunuz kafesten çıkarmanız. Aradığım nitelikteki insanlar şurada, burada bulunmuyor demenin alemi yok. Kimin nerede bulunduğunu belirten bir yönetmelik yok zira. =) Gidin kahvehanelerde sevgili arayın demiyoruz. Üniversite ortamından bahsediyoruz. Özellikle arayışa çıkmaya da gerek yok, yapmanız gereken sosyal bir hayat sürdürmek. Bunun nerede süreceğine siz karar verin elbete ama şu okuldan eve, evden okula rutininin dışına çıkın. Zira bu rutinin içinde biriyle tanışamazsanız, tek şansınız duraklar ve toplu taşıma araçları olur. =)
 
Konuyu kafanıza cok takarsanız Allah korusun sağlığınızı etkileyebilir. Yardım almayı düşündünüz mü acaba. Size iyi gelip rahatlatır bu sekılde daha pozitif düşünebilirsiniz. Çünkü negatif düşünce negatif olayları çeker
 
Olduğu zamanda sevgilimle sıkıntılarim var lütfen yardim ,başlığı altinda konu açma durumunuz var... :KK64:hic takmayin nasibiniz yemendede olsa kismetinizde varsa illaki çıkar karşınıza hayırlısıni dileyin...
Düşünün dünya ayaklarinizin altında tadını çıkarın hayati doyasiya yasayin bu günleri aramazsiniz umarim ama öylede bir durum var yani...:KK69:
 
En baştan lafı ağzımıza tıkamışsınız, ne diyebiliriz ki. Bence unutun sevgili bulmayı falan kendi mutluluğunuza odaklanın. Yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki aslında. Ah ah o günlere bir dönebilsem hayatın tozunu attırırım
 
Tekrar merhabalar, öncelikle cevap yazan herkese çok teşekkür ederim.

Yeni insanlarla tanışmadan, iletişime gecmeden nasıl olacak ki? Etrafınızdaki insanlarla daha çok konuşun, havadan sudan sohbet edin. Arkadaş çevresi edinmeden olmaz ki. Kendinizi dış dünyaya kapatmayın. Bütün insanlar iğrenç değil. Kimse mükemmel de değil. Hepimizin kendince kusurları var. Çoğu kriterimiz de hoşlantıya bağlı olarak esneyip değişebiliyor zaten.
Ben havadan sudan konuşamıyorum, bir kere aklıma öyle konular gelmiyor, öyle konular hakkında ne konuşulur bilmiyorum, dahası bu şekildeki konuşmalar bana boş geliyor dolayısıyla bu şekilde konuşmak da içimden gelmiyor. Arkadaş çevresi oluşturmam gerektiği konusunda haklısınız. Ben hiç kimseye iğrenç demedim ki, yalnızca birçok kişiyi umursamaz olarak görüyorum. Benim için bazı şeyler var ki beraber olacağım kişi kesinlikle bu konuda benimde aynı görüşte olmalı, mesela sigara kullanmamak gibi, ama bazı kriterlerin zamanla esneyebileceğine ben de katılıyorum.

Sosyal hayat için zaman ayırmaya çalışın, isterseniz yaparsınız diye düşünüyorum. Aslında ne kadar doğru bulursun ama internette tanışmak bazı insanlara iyi gelebilir. Tanımadığın insanla fikir alışverişi yaparak onun karakteri hakkında fikir sahibi olabiliyorsun. Yakınlık kurabilirsin. Yüz yüze konuşmaktan çekiniyorsan yazışmak daha rahat olur. Tabi her insana güvenilmeyeceğini bilirsin. Onu ayırt edebilirsin.
İnternetten tanışmak da bir seçenek ama insanların sayısı ve kimilerinin düşüncesi tedirgin edici, nerden başlayıp nasıl devam etmeli?

Karşı cinsin ilgisini çekmek için dış görünüş bı yana dışarıya verdiğiniz enerji çok onemlidir. Ne çirkin kızlar fıstık gibi oglanlarla dolaşıyor diyoruz ya dış görünüş bı yerden sonra devre dışı kalıyor enerji asıl önemli olan. Ve ister arkadaşlık ortamında olsun ister sevgililikte olsun insanlar yanlarında her zaman pozitif neşeli birilerini isterler. Anladığım kadarıyla siz çok da pozitif sayılmazsınız. Çünkü o kadar yazı boyunca sürekli begenmediginizi yonlerinizi anlatmissiniz. Hayata biraz olumlu bakmak gerek. İnsanlar hayatları boyunca zaten sürekli sıkıntı çekiyor bı de özel ilişkisinde sürekli ahlanip vahlanan olumsuz dusunen birini istemez. Aynı sizin gibi bir arkadaşım vardı. Çok karamsardi sürekli bardağın boş tarafını gorurdu. Onun da hayatında biri olmadı çünkü gün boyu suratı asık gezerdi. Bu yerden sonra bu arkadasligimizi da etkilemeye başladı çünkü hic hayatın güzelliklerini goremezdi hep acı hep keder.beni de tüketmeye başladı . Arkadaşı olarak beni bile yordu arkadaşlığımi bitirdim. Sporu kursu bı yana bırakın herşeyden önce hayata olumlu bakmaya çalışın. İnsan ne kadar acı çekse bile nesesini kaybetmemeli. Siz kendinizi sevmezseniz başkası neden sevsin ki. Başkalarına kendinizi nasıl tanitacaginiz tamamen size bağlı. Belki kaba bı tabir olacak ama kendinizi iyi pazarlamalisiniz insanlara karşı. Sürekli pisirik kimseyle konuşmayan ozguvensiz biri olarak tanitirsaniz kusura bakmayın ama bırakın sevgiliyi arkadaş bile bulamazsınız. Kendinize guvenmelisiniz
Arkadaşınız için üzüldüm, siz de ona sırtınızı döndüyseniz bu durumda o ne yapacak? Elbette sizin de haklı olduğunuz noktalar vardır ama arkadaşlık yalnızca iyi günde beraber olmak mıdır? Kötü günde elinizden tutmuyorsa karşınızdaki kişi gerçekten arkadaşınız sayılır mı?
Arkadaş: "Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, yâren. " (tdk.gov.tr)
İnanın bir başka birisi neden beni sevsin diye ben de kendime zaman zaman soruyorum, "kötü biri" olmadığım cevabından başka bir şey bulamadım. Konu içerisinde birkaç kez bahsedildi sanırım, "önce kendinizi sevin", bu ne demek? Bu sözü duyunca birden kendim ile barışık biri olup yalnız oluşumu unutmam mı bekleniyor? Veyahut kişi kendini nasıl sever, süreç nasıl işliyor? Ya da "kendime güvenmeliyim" diye kendi kendime telkinde bulunursam kendime güvenebilir miyim, böyle olmuyorsa ne yapmalı?

Ben de okuldayım o el ele gezen çiftlerin arkasında neler olup bittiğini size anlatsam diliniz erir. Bence sosyal medya kullanmaya ve daha dışa dönük olmaya çalışın. İnsanlarla muhabbet kurun. Giyiminize özen gösterin. Komplekslerinizi aşın. Doğal ve neşeli davranın. Sizi farkeden birileri çıkacaktır
Canim ac bi instagram sayfasi kendine.
Süslen giyin..al anneni cik bi cafeye..cektir iki üc güzel resmini ve paylas. Altina kendi yorumlarini hayatina bakis acina dair birseyler paylas. Hem goruntunden hoslanan hem yazilarini paylasimlarini begenen kafa dengi biri bulur seni.
Şu anda telefon rehberimde yaklaşık elli kişi ekli. Bu elli kişiden yaklaşık onu aile bireyi, kaldı geriye kırk; onu hizmet/ürün aldığım kişiler, kaldı geriye otuz, on beşi şu ana kadar hiç aramadığım ama ne olur ne olmaz diye kayıtlı tuttuğum kişiler, kaldı geriye on beş, beşi de uzun zamandır iletişime geçmediğim kişiler, kaldı geriye on kişi. Rehberimde iletişimde olduğum on kişi varken sosyal medya hesabı açsam beni kim takip edecek? Dahası ben bu kişilerle ne paylaşacağım? Kahvede, parkta, orada burada fotoğraf çekip koysam kimin umrunda olur ki? Ben hayatımı herkesle paylaşamam, dolayısıyla hesabımı herkesin görebileceği şekilde ayarlayamam, sonuçta üç beş kişi fotoğrafımı görüp beğense bu daha üzücü olmaz mı?
Her zaman temiz ve düzgün giyinirim, ama hiçbir zaman aşırıya kaçmadan ve hep klasik bir çizgide. Kompleksli miyim bilemiyorum; hep olduğum gibi ve doğal davranırım.

Konular mı birbirine benziyor yoksa...
Geçen biri ne arkadas ne sevgilisi oldugunu yazmıştı işi gücüde vardı.Çok güzel degilim diyordu kendı çapımda ıyıyım vs vs.. Sosyalde degıldi.
Bı an tüm önerileri biliyor gibi daha bastan susturulunca herkes. Sanki mevzu aynı kişi aynımı diye düşünmeden edemedim.
Neyse.
Hayırlısı hakkınızda.
Çok düşünmeyin derim.
Kurtlu baklanın bile alıcısı olur derlermiş.
Benzer konular olabilir, bahsettiğiniz kişi ben değilim, nitekim bu açtığım ilk konu. Telkinlerinizin bana bir katkısı yok ne yazık ki, "çok düşünmeyin derim" diyince insan düşünmeyi bırakamıyor, eğer böyle bir şey mümkün olsaydı zaten ben çoktan kendi kendime bu lafları söylerdim.

Şimdi kardeşcim dışarı çık derken sosyalleş deöek istedim
Üniversite büyük şans spora git, bir öğrenci klübüne katıl, seçmeli dil dersine katıl...
:) Spora gitmek sanırım herkesin ortak tavsiyesi, diyelim ki gittim ne olacak hiç kestiremiyorum, ter içinde koşarken biri yanıma gelip benimle mi tanışacak, ya da biri ağırlık çalışırken ben gidip yanına mı sokulayım, nasıl oluyor orada bu işler? Öğrenci kulüpleri boş gezenin boş kalfasını toplama kampı gibi iş görüyor diye görüyorum dolayısıyla bence çok cazip değiller. Dil dersinde de nasıl bir şey yaşanabilir kestiremiyorum.

Her kadın sevmek sevilmek ister haklısın bence umarım karşına istediğin gibi biri çıkar..

Doğru insana denk gelmekte önemli..gelmediğinde yaşanılanlar bi tecrübe olarak kalabiliyor sadece

Zor işler valla bilemedim tavsiyeleri bende alayım :KK64:
İyi dilekleriniz için teşekkürler.

Öncelikle şunu belirteyim ki lisede tam da bu yüzden depresyona girmiştim. Bir gün ağlama sesimi duyup annem yanima gelip neden agladigimi sormustu. Ben de kimsenin beni begenmedigini ve cok cirkin oldugumu soylemistim. Annem de;' Insanlarin seni sevmesini istiyorsan önce sen kendini seveceksin. Sen kendin hakkinda ne dusunursen insanlar da senin hakkinda aynisini düşünür.' demisti. Bu sozunu hic unutmuyorum. Hayatta bircok kere de tecrube ettim bunu emin ol.
Sosyallesme konusunda ise kendi adima sunu soyleyeyim ben okuldan sonra ne zaman calismaya basladim o zaman sosyallesmeye ve insanlarla iletişim kurmaya basladim. Cunku calisirken mecburen konusmak zorunda kaliyorsun,insanlari tanimaya basliyorsun ve ogreniyorsun zamanla ne konusman gerektigini.. Eskiden akrabalarinin icinde konusmamasiyla meshur olan ben,simdi hic tanimadigim birinden cakmak istesem arkadas olabiliyorum. Tavsiyem
- evet sosyal medya hesabı acman ozguven tazeler.
- Yalnizligin seni karamsar olmaya itecegini asla unutma. Bunu kendine yapma.
- Insanlarla konuşmaktan cekinme. Olumsuz bir tepki dahi alsan ne kaybedersin sonunda onu dusun.
Ben sana guveniyorum. Mutlaka basaracaksindir. :))
"Kendini sevmek" ne demek açıklayabilir misiniz? Neden sosyal medya kullanmadığımı ve kullanmak istemediğimi bu mesajda yukarılarda bir yerde açıkladım. Ne yalnız olmak isterim, ne de karamsar olmak isterim ve bunu kendime isteyerek yapmıyorum. İnsanlarla ne konuşulur bilmiyorum ama boş konuşmayı seven biri değilim. İyi temenniniz için teşekkürler.

Siz gerçekten kendinizden sıkılmıyor musunuz? Ben sıkıldım sizden yazdıklarınızı okurken. İnsanların sizde bir şeyler bulması gerekir arkadaş olmayı istemesi için, sizde hiç bir şey yok ki.

Barınaklarda gönüllüler olur günün hemen hemen her saati. Onlarla tanışıp arkadaş olabilir, hayvanlarla ilgilendikten sonra bir şeyler içmeye gidebilirdiniz mesela eğer hayvan sevseydiniz. Sanatla ilgilenseydiniz sergi açılışlarının genelde kokteyl ile başladığını, bu aşamada insanların birbiriyle sohbet ettiğini bilirdiniz. Bisiklet turlarına ilgi duysaydınız o turların sadece pedal çevirmekten ibaret olmadığını, molalarda insanların sosyalleştiğini hatta günlerce süren turlarda aynı odada aynı çadırda yattıklarını, akşamları ateş başı sohbetlerin olduğunu bilirdiniz. Hiç birini bilmiyorsunuz çünkü hiç bir şeye ilginiz yok.

Filmler kurgu diye sevmiyorsunuz, çünkü etkileyici bir filmden arkadaşlarınızla çıkıp herkesin seyredilen film hakkında kahve eşliğinde sohbet etmesinin keyfini hiç tatmamışsınız. Konserleri sevmiyorsunuz çünkü bangır bangır müzik eşliğinde bağırarak şarkı söyleyip dans etmenin insanı ne kadar deşarj ettiğinden haberiniz yok. Kitap okumuyorsunuz çünkü... oyuna gitmiyorsunuz çünkü... bu çünküler sürer gider. Kuzum sizin hayata dair zevk aldığınız ne var?

Her şeyi bir kenara bıraktım. Diyelim karşınıza bir adam çıktı, sizden etkilendi tanıştınız ettiniz. Ne paylaşacaksınız bu insanla? Ne vereceksiniz karşınızdakine? Nasıl zaman geçireceksiniz onunla, nasıl mutlu edeceksiniz? Bunları düşündünüz mü hiç?

Biraz sert olmuş olabilir ama gencecik bir kadının 72 yaşındaki annemden bile daha asosyal olması beni üzdü açıkçası. Yazık etmeyin kendinize.
Ben kendimden sıkılıyorum, hatta şu anda birçok şey anlamsız geliyor, keşke böyle olmasaydı. Daha önce yazdığım gibi ben de kendimde kişilerin ilgisini çekecek bir şey bulamıyorum:( Dolayısıyla etrafımdaki kişilere benimle ilgilenmedikleri için kızamam ama ne çok isterdim birinin benimle ilgilenmesini...

"Bunları düşündünüz mü hiç?" Düşünmez olur muyum... Çok üzüyor bu sorulara cevap verememek beni çok, ama ister miyim ben böyle olsun? Biri vardı çok etkilendiğim ki gerçekten çok farklı birisiydi, belki de şimdiye kadar onun gibisini görmemişimdir. İlk gördüğümde bayağı etkilenmiştim, sonra oturup düşünmüştüm, ben gitsem bu kişinin karşısına çıksam ne diyebilirim ki? Ne söyleyeceğim de bu kişinin ilgisini çekeceğim? Bu soruların yanıtsız kalması benim yüreğimi yakıyor. Sonraları bu kişiyi ortak bir derste biri ile beraberken gördüm. Hoca arkasını dönmüş tahtada ders anlatıyorken ve herkes hocayı dinliyorken, bu kişiyi beraber olduğu kişiye bakarken gördüm, ne kadar masum ve içten bakıyordu... Ne çok isterdim birinin de bana öyle bakmasını. Baktığı kişi bile bu durumun farkında değilken, ben arka sıralarda o bakışın naifliği ile eridim gittim, sonrasında ders dinlemek mümkün mü, hayata hiçbir şey olmamış gibi devam etmek mümkün mü? Bu kişilerin de elbette hayatlarında hoşnut olmadıkları şeyler vardır, hatta bundan çok daha önemsiz gibi gözüken konularda insanlar nelerle uğraşıyor, ama kimsenin bana öyle bakmasına neden olabilecek bir şeye sahip olamamak insanı yıkıyor.

Bence son derece haklısınız, sıkıcıyım, asosyalim ve kimsenin beni sevmesi için bir nedenim yok ama böyle olmasını ben de istemezdim.

Aynı soruları ben size soruyor olsaydım, sizin cevabınız ne olurdu?

Kuzuuuuuu sana bisey diyim mi. Sessiz akan nehir öyle usulca gider ama sen denizde dalgalar Yaratirsan o zaman seni duyan cok olur!! Fark Yarat dinamik ol. Enerji yay. O enerjiden etkilenmeyen olmazsa zaten sal gitsin. Isigini kapatmissim sen görünmüyorsun simdi o isigi acip isik sacma zamani gelmis tam zamani!!! 28 yas offf en güzeliii! Aktif olcaksin. Inan bana bunlari sana hassas, sessiz sakin birisi yaziyor.!! Burcumda yengec:) örnek vereyim yine kendimden: Sinifta sunum yaparken heyecandan geberirdim ne diyecegimi sasirirdim herkes beni kücük görürdü teselli ederdi iyiydi iyiydi diye ama ic sesim kötüYdün dediYse kar etmiyordu bende. etraf ne diyosa bakmicaksin. Sonra bir gün diger bir sunuma güzelce hazirlandim. Hem icerik hemde kendi dis görünüsüm olarak iyi hazirlandim. Daha sonra bitkisel sakinlestirice de alarak ciktim herkesin karsisina ve parladim bir star gibi. O sunum bittikten sonra varya herkes wow cok güzeldi dedi ya iste tamam! Ic sesimle ayniydi. Ic sesinle disarisi uyunca daha bi baska oluyor. Göklere ucuyorsun! Smdi önce kendini sev. Ne yap biliyo musun? Hosuna giden Özelliklerini ses kaydina al ve her gün dinle!!! Accayip aktifleseceksin!
Tavsiyeleriniz ve içtenliğiniz için teşekkürler, hayatınızda yolunda gitmeyen şeyleri düzeltebilmenize sevindim.

Sadece 1 kisi hoslanmadi diye herkes mi hoslanmiy1acak. Benim de vakti zamaninda canimi sikan bir olaydan uzaklasmistim herkesten. Simdi bakiyorumda cok sacmaymis. Guzellik goreceli herkesin aradogi farkli seyler. Ama sirf bir kisi reddetti diye soyutlamayin kendinizi en iyi ortam universitede oluyor. Rabbim insallah gonlunuze gore birini cikarsin. Yalnizlik zor zanaat. Cok iyi anliyorum sizi.
Sorun bir kişinin hoşlanmaması değil ki, hiç kimsenin hoşlanmaması... Teşekkürler.

Dinle :)
Ben de üzgünüm
Teşekkürler.

Sizin bu hayatta ilginizi çeken herhangi bir etkinlik ya da hobiniz var mı? İşi saymıyorum, hobisini mesleğe çevirmek akademik ortam için uygun değil. Her öneriye bir bahane ile gelip, hiçbir şeyden mutlu olmamanız beni şaşırttı. O yüzden siz ilgi alanlarınızı söyleseniz, ona göre öneri verebiliriz :) Çünkü insan içine çıkmayı gereksiz bularak, insanlarla tanışmayı beklemek çok mantıklı değil. Bir gün biri kapınızı çalıp merhaba, ben hep beklediğiniz kişiyim, ayağınıza geldim demeyecek :)

Bu arada ben de doktora yapıyorum hem de aktif lab araştırma ortamında. Dersler - lab arası mekik dokuyup, arkadaşlarımla vakit geçirip, akşamları uzun uzun yürüyüş yapacak; hobilerime vakit ayıracak ve gönüllü olarak bir dernekte çalışacak kadar vaktim var. Hem de evlilik aşamasındayım şu an onun hazırlıkları var. Zamanımı düzgün planlayıp her şeye yetiyorum, bence siz sosyalleşme isteğinizin olmamasına derslerinizi bahane ediyorsunuz.
Haklısınız olduğum gibi devam edersem hiçbir şeyin değişmeyeceğini ben de fark ettim. Sorunuza cevap vermek isterdim ama aklıma bir şey gelmiyor, mesela bu sorunun sizin için cevabı nedir, belki sizin söyleyeceklerinize göre aklıma bir şeyler gelir.

İstediğiniz her şeyi yapmaya zaman bulabilmenize sevindim, haklı olabilirsiniz, kendimi kandırıyor olabilirim, ne yapmalı?

Bir tavsiye istiyorsanız, ilk tavsiyem kendinizi önyargılarınızla dokuduğunuz kafesten çıkarmanız. Aradığım nitelikteki insanlar şurada, burada bulunmuyor demenin alemi yok. Kimin nerede bulunduğunu belirten bir yönetmelik yok zira. =) Gidin kahvehanelerde sevgili arayın demiyoruz. Üniversite ortamından bahsediyoruz. Özellikle arayışa çıkmaya da gerek yok, yapmanız gereken sosyal bir hayat sürdürmek. Bunun nerede süreceğine siz karar verin elbete ama şu okuldan eve, evden okula rutininin dışına çıkın. Zira bu rutinin içinde biriyle tanışamazsanız, tek şansınız duraklar ve toplu taşıma araçları olur. =)
İlber Ortaylı bir programında "çölde gül yetişmez" veya "su olmayan yerde yeşillik olmaz" minvalinde bir söz söylemişti, benimkisi de o hesap, sizin de dediğiniz gibi kahvehanede kendime göre birini bulabileceğimi düşünmediğim gibi tavsiye edilen ortamlarda da karşıma istediğim gibi birinin çıkmayacağını düşünüyorum. Açıkçası illaki birileri vardır ama o kişileri bulmak, o kişileri bulana kadar başkaları ile iletişime geçmek de zor geliyor bana, ee ne yapacağım o halde:) Okulda ne yapabilirim ki, gün içerisindeki en büyük olayım öğleyin yemeğe gitmek oluyor, okula da tek başıma gidip geldiğimi düşünürsek toplu taşıma araçları şansından da mahrum kaldım diyebiliriz:)

Konuyu kafanıza cok takarsanız Allah korusun sağlığınızı etkileyebilir. Yardım almayı düşündünüz mü acaba. Size iyi gelip rahatlatır bu sekılde daha pozitif düşünebilirsiniz. Çünkü negatif düşünce negatif olayları çeker
Zaten şu anda yaşantımı etkilemekte, umarım bir de sağlığımı etkilemez. Psikolojik bir yardımın bir faydasının olacağını düşünmüyorum, ben içinde bulunduğum durumu paylaşacağım ve o karşımdaki kişi de sözleri ile beni bu durumdan çekip kurtarabilir mi?

Olduğu zamanda sevgilimle sıkıntılarim var lütfen yardim ,başlığı altinda konu açma durumunuz var... :KK64:hic takmayin nasibiniz yemendede olsa kismetinizde varsa illaki çıkar karşınıza hayırlısıni dileyin...
Düşünün dünya ayaklarinizin altında tadını çıkarın hayati doyasiya yasayin bu günleri aramazsiniz umarim ama öylede bir durum var yani...:KK69:
Belki de bahsettiğiniz gibi sorunlarla karşılacağım ama çok uzun zamandır bahsettiklerimi kafama takıyorum, en azından sorun değişikliği bile benim için daha cazip. "Takmayın", "etmeyin", "yaşayın" diyince insan bir anda takmamazlık, etmemezlik yapamıyor veya hemen tadını çıkartmaya başlayamıyor.
En baştan lafı ağzımıza tıkamışsınız, ne diyebiliriz ki. Bence unutun sevgili bulmayı falan kendi mutluluğunuza odaklanın. Yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki aslında. Ah ah o günlere bir dönebilsem hayatın tozunu attırırım
İçinizden söylememenizi rica ettiğim şeyleri söylemek geliyorsa söyleyin elbette ama bunun kime ne faydası olur? Şöyle düşünün, karnı aç olan birine "boşver acıktığını düşünme" derseniz karşınızdaki kişi birden aç olduğunu unutabilir mi veya üşüyen birine "aman üşüme hayatın tadını çıkart" demek ne kadar anlamlı? Dediğiniz gibi belki de yapabileceğim bir çok şey vardır ama ben bu konuya o kadar saplandım ki aklıma başka bir şey gelmiyor.

Amma da uzun bir mesaj oldu, ama suçlusu sizlersiniz, bu kadar mesaj yazınca cevap da uzun oldu haliyle. Şaka bir yana hepinize bir kez daha teşekkür ederim.
 
Tekrar merhabalar, öncelikle cevap yazan herkese çok teşekkür ederim.


Ben havadan sudan konuşamıyorum, bir kere aklıma öyle konular gelmiyor, öyle konular hakkında ne konuşulur bilmiyorum, dahası bu şekildeki konuşmalar bana boş geliyor dolayısıyla bu şekilde konuşmak da içimden gelmiyor. Arkadaş çevresi oluşturmam gerektiği konusunda haklısınız. Ben hiç kimseye iğrenç demedim ki, yalnızca birçok kişiyi umursamaz olarak görüyorum. Benim için bazı şeyler var ki beraber olacağım kişi kesinlikle bu konuda benimde aynı görüşte olmalı, mesela sigara kullanmamak gibi, ama bazı kriterlerin zamanla esneyebileceğine ben de katılıyorum.


İnternetten tanışmak da bir seçenek ama insanların sayısı ve kimilerinin düşüncesi tedirgin edici, nerden başlayıp nasıl devam etmeli?


Arkadaşınız için üzüldüm, siz de ona sırtınızı döndüyseniz bu durumda o ne yapacak? Elbette sizin de haklı olduğunuz noktalar vardır ama arkadaşlık yalnızca iyi günde beraber olmak mıdır? Kötü günde elinizden tutmuyorsa karşınızdaki kişi gerçekten arkadaşınız sayılır mı?
Arkadaş: "Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, yâren. " (tdk.gov.tr)
İnanın bir başka birisi neden beni sevsin diye ben de kendime zaman zaman soruyorum, "kötü biri" olmadığım cevabından başka bir şey bulamadım. Konu içerisinde birkaç kez bahsedildi sanırım, "önce kendinizi sevin", bu ne demek? Bu sözü duyunca birden kendim ile barışık biri olup yalnız oluşumu unutmam mı bekleniyor? Veyahut kişi kendini nasıl sever, süreç nasıl işliyor? Ya da "kendime güvenmeliyim" diye kendi kendime telkinde bulunursam kendime güvenebilir miyim, böyle olmuyorsa ne yapmalı?



Şu anda telefon rehberimde yaklaşık elli kişi ekli. Bu elli kişiden yaklaşık onu aile bireyi, kaldı geriye kırk; onu hizmet/ürün aldığım kişiler, kaldı geriye otuz, on beşi şu ana kadar hiç aramadığım ama ne olur ne olmaz diye kayıtlı tuttuğum kişiler, kaldı geriye on beş, beşi de uzun zamandır iletişime geçmediğim kişiler, kaldı geriye on kişi. Rehberimde iletişimde olduğum on kişi varken sosyal medya hesabı açsam beni kim takip edecek? Dahası ben bu kişilerle ne paylaşacağım? Kahvede, parkta, orada burada fotoğraf çekip koysam kimin umrunda olur ki? Ben hayatımı herkesle paylaşamam, dolayısıyla hesabımı herkesin görebileceği şekilde ayarlayamam, sonuçta üç beş kişi fotoğrafımı görüp beğense bu daha üzücü olmaz mı?
Her zaman temiz ve düzgün giyinirim, ama hiçbir zaman aşırıya kaçmadan ve hep klasik bir çizgide. Kompleksli miyim bilemiyorum; hep olduğum gibi ve doğal davranırım.


Benzer konular olabilir, bahsettiğiniz kişi ben değilim, nitekim bu açtığım ilk konu. Telkinlerinizin bana bir katkısı yok ne yazık ki, "çok düşünmeyin derim" diyince insan düşünmeyi bırakamıyor, eğer böyle bir şey mümkün olsaydı zaten ben çoktan kendi kendime bu lafları söylerdim.


:) Spora gitmek sanırım herkesin ortak tavsiyesi, diyelim ki gittim ne olacak hiç kestiremiyorum, ter içinde koşarken biri yanıma gelip benimle mi tanışacak, ya da biri ağırlık çalışırken ben gidip yanına mı sokulayım, nasıl oluyor orada bu işler? Öğrenci kulüpleri boş gezenin boş kalfasını toplama kampı gibi iş görüyor diye görüyorum dolayısıyla bence çok cazip değiller. Dil dersinde de nasıl bir şey yaşanabilir kestiremiyorum.


İyi dilekleriniz için teşekkürler.


"Kendini sevmek" ne demek açıklayabilir misiniz? Neden sosyal medya kullanmadığımı ve kullanmak istemediğimi bu mesajda yukarılarda bir yerde açıkladım. Ne yalnız olmak isterim, ne de karamsar olmak isterim ve bunu kendime isteyerek yapmıyorum. İnsanlarla ne konuşulur bilmiyorum ama boş konuşmayı seven biri değilim. İyi temenniniz için teşekkürler.


Ben kendimden sıkılıyorum, hatta şu anda birçok şey anlamsız geliyor, keşke böyle olmasaydı. Daha önce yazdığım gibi ben de kendimde kişilerin ilgisini çekecek bir şey bulamıyorum:( Dolayısıyla etrafımdaki kişilere benimle ilgilenmedikleri için kızamam ama ne çok isterdim birinin benimle ilgilenmesini...

"Bunları düşündünüz mü hiç?" Düşünmez olur muyum... Çok üzüyor bu sorulara cevap verememek beni çok, ama ister miyim ben böyle olsun? Biri vardı çok etkilendiğim ki gerçekten çok farklı birisiydi, belki de şimdiye kadar onun gibisini görmemişimdir. İlk gördüğümde bayağı etkilenmiştim, sonra oturup düşünmüştüm, ben gitsem bu kişinin karşısına çıksam ne diyebilirim ki? Ne söyleyeceğim de bu kişinin ilgisini çekeceğim? Bu soruların yanıtsız kalması benim yüreğimi yakıyor. Sonraları bu kişiyi ortak bir derste biri ile beraberken gördüm. Hoca arkasını dönmüş tahtada ders anlatıyorken ve herkes hocayı dinliyorken, bu kişiyi beraber olduğu kişiye bakarken gördüm, ne kadar masum ve içten bakıyordu... Ne çok isterdim birinin de bana öyle bakmasını. Baktığı kişi bile bu durumun farkında değilken, ben arka sıralarda o bakışın naifliği ile eridim gittim, sonrasında ders dinlemek mümkün mü, hayata hiçbir şey olmamış gibi devam etmek mümkün mü? Bu kişilerin de elbette hayatlarında hoşnut olmadıkları şeyler vardır, hatta bundan çok daha önemsiz gibi gözüken konularda insanlar nelerle uğraşıyor, ama kimsenin bana öyle bakmasına neden olabilecek bir şeye sahip olamamak insanı yıkıyor.

Bence son derece haklısınız, sıkıcıyım, asosyalim ve kimsenin beni sevmesi için bir nedenim yok ama böyle olmasını ben de istemezdim.

Aynı soruları ben size soruyor olsaydım, sizin cevabınız ne olurdu?


Tavsiyeleriniz ve içtenliğiniz için teşekkürler, hayatınızda yolunda gitmeyen şeyleri düzeltebilmenize sevindim.


Sorun bir kişinin hoşlanmaması değil ki, hiç kimsenin hoşlanmaması... Teşekkürler.


Teşekkürler.


Haklısınız olduğum gibi devam edersem hiçbir şeyin değişmeyeceğini ben de fark ettim. Sorunuza cevap vermek isterdim ama aklıma bir şey gelmiyor, mesela bu sorunun sizin için cevabı nedir, belki sizin söyleyeceklerinize göre aklıma bir şeyler gelir.

İstediğiniz her şeyi yapmaya zaman bulabilmenize sevindim, haklı olabilirsiniz, kendimi kandırıyor olabilirim, ne yapmalı?


İlber Ortaylı bir programında "çölde gül yetişmez" veya "su olmayan yerde yeşillik olmaz" minvalinde bir söz söylemişti, benimkisi de o hesap, sizin de dediğiniz gibi kahvehanede kendime göre birini bulabileceğimi düşünmediğim gibi tavsiye edilen ortamlarda da karşıma istediğim gibi birinin çıkmayacağını düşünüyorum. Açıkçası illaki birileri vardır ama o kişileri bulmak, o kişileri bulana kadar başkaları ile iletişime geçmek de zor geliyor bana, ee ne yapacağım o halde:) Okulda ne yapabilirim ki, gün içerisindeki en büyük olayım öğleyin yemeğe gitmek oluyor, okula da tek başıma gidip geldiğimi düşünürsek toplu taşıma araçları şansından da mahrum kaldım diyebiliriz:)


Zaten şu anda yaşantımı etkilemekte, umarım bir de sağlığımı etkilemez. Psikolojik bir yardımın bir faydasının olacağını düşünmüyorum, ben içinde bulunduğum durumu paylaşacağım ve o karşımdaki kişi de sözleri ile beni bu durumdan çekip kurtarabilir mi?


Belki de bahsettiğiniz gibi sorunlarla karşılacağım ama çok uzun zamandır bahsettiklerimi kafama takıyorum, en azından sorun değişikliği bile benim için daha cazip. "Takmayın", "etmeyin", "yaşayın" diyince insan bir anda takmamazlık, etmemezlik yapamıyor veya hemen tadını çıkartmaya başlayamıyor.

İçinizden söylememenizi rica ettiğim şeyleri söylemek geliyorsa söyleyin elbette ama bunun kime ne faydası olur? Şöyle düşünün, karnı aç olan birine "boşver acıktığını düşünme" derseniz karşınızdaki kişi birden aç olduğunu unutabilir mi veya üşüyen birine "aman üşüme hayatın tadını çıkart" demek ne kadar anlamlı? Dediğiniz gibi belki de yapabileceğim bir çok şey vardır ama ben bu konuya o kadar saplandım ki aklıma başka bir şey gelmiyor.

Amma da uzun bir mesaj oldu, ama suçlusu sizlersiniz, bu kadar mesaj yazınca cevap da uzun oldu haliyle. Şaka bir yana hepinize bir kez daha teşekkür ederim.
Beni taglediğiniz yazı bayaa uzun geldi okuyamadım. Ama kendimden sıkılıyorum,kim bana bakardan özgüvenin yerlerde olduğunu görüyorum. BUNU kendine yapma. Bulunduğun yer neresi bilmiyorum ama ilgi alanın illa ki vardır. İlla ki halk eğitimi bişeysi vardır. Git oraya hem bunaldığın zaman kaçacak uğraşın hem de orda ortak ilgi alanının olduğu bir sürü arkadaşın olur. Keşke yakın olsaydık. Hem kendine güvenin gelirdi hem de arkadaş olurduk. Sahi okuduğun yeri yazar mısın?(umarım bana yakınsındır)
 
Ben havadan sudan konuşamıyorum, bir kere aklıma öyle konular gelmiyor, öyle konular hakkında ne konuşulur bilmiyorum, dahası bu şekildeki konuşmalar bana boş geliyor dolayısıyla bu şekilde konuşmak da içimden gelmiyor. Arkadaş çevresi oluşturmam gerektiği konusunda haklısınız. Ben hiç kimseye iğrenç demedim ki, yalnızca birçok kişiyi umursamaz olarak görüyorum. Benim için bazı şeyler var ki beraber olacağım kişi kesinlikle bu konuda benimde aynı görüşte olmalı, mesela sigara kullanmamak gibi, ama bazı kriterlerin zamanla esneyebileceğine ben de katılıyorum.
Bilakis bir insanı havadan sudan konuşarak tanırsınız aslında. Her zaman oturup felsefe tartisamayiz ki. Kaldı ki basit baslayan bir sohbet pekala derin mevzulara kayabilir. Biraz hayatı akışına bırakmak lazım. Siz sanırım güvenli noktanizdan ayrılmamak için farklı hiçbir deneyime girmiyorsunuz. Bu gerçekten çok yıpratıcı bir şey.
 
Hanımefendi ben arkadaşıma sırt cevirmedim. Onu bı örnek olarak verdim çünkü karamsar insanlara arkadaşlık gereği tabiki yanında olursunuz ama sürekli mutsuz olmak için özellikle bahane arayan bı insan siz mutlu olduğunuzda boşa umutlaniyorsun diye sürekli sizi de kendi mutsuzluguna çekmeye çalışan bı insana üzülmeyin bence. Ben elimden geldiğince onun yanında oldum ama o da sizin gibi sürekli yalnızım kimseyle konuşmayum dışarı çıkmayım spora gitmeyin kös kös oturuyum ama erkekeelr beni beğensin düşüncesindeydi. Ben sizin açıkçası dalga geçme amaçlı konu actiginizi düşünmeye başladım. İnsanlardan tavsiye istiyorsunuz ama spora gitmem dışarı çıkmam kimseyle konusmam onu deme bunu deme o saçma bu saçma siz ne istiyorsunuz acaba. 30 yaşına yaklaşmış insan biraz olgun olmalı dışarda napilir bilmiyorum diyorsunuz afedersiniz de onu da mı biz ogretelim. Ünv ye giden bı insan bu kadar boş olmaz olmamalı.
 
Hiç sanmıyorum ama eğer ki gerçekten bu kadar asosyalseniz internetten insanlarla tanışın bunu gidip de biriyle görüşmek sevgili olmak için yapmayın tabi hatta görüşmeyi bile. Sadece konusunun yüz yüze konusmaya insan çekinir de mesajda daha rahat eder. Rastgele birini ekleyin konuşun sırf kendinizi rahatlatmak için ne kadar insanla konuşursanuz o kadar acilirsiniz. İki gün konuş sil hiç bı sey olmaz. Sinema tiyatro dans ne faydası var demissiniz. Tiyatroda belki bı insanla tanışıp arkadaş olamazsınız ama size daha entel bı bakış açısı kazandırır. Ünv okuyirmussunuz okul ortamında tiyatro konusu açıldığında hakim olduğunuz bı konu olduğu için daha rahat konuşursunuz. İnsanalr bilgi sahibi olduğu konularda konuşurlar . Kendini sevmek de şu demek oluyor illa ki güzel bı yanınızda var bu belki dış girunusunuzde olabilir mesela saçlarınızı çok beğeniyo olabilirsiniz yada bı hobi olabilir mesela çok güzel resim çizen biri olabilirsiniz belki. Yada karakter olarak hayvanları çok seven bı insansizniz belki de illa ki güzel gününüz vardır. Buna odaklanıp kendinizi sevebilirsiniz. Ama simdi siz buna da çok saçma bana göre değil yapsam nolacak gibi laflar edersiniz kesin
 
Bence siz kesinlikle bir psikologa danismalisiniz. Cunku verilen her oneriye bir kulp buluyorsunuz. Gerci bu oneriye de gitsem bana nasil yardim edebilecek ki demissiniz. E size daha ne tavsiye verelim? Zihniyetinizi degistirmeniz gerekiyor. Inanin iyi bir psikologla degisim gosterebilirsiniz.
 
Merhabalar,

Ben yirmi sekiz yaşındayım ve şimdiye kadar hiç kimse ile bir ilişkim (erkek arkadaş/sevgili) olmadı, dahası ben bu durumu kafama çok takar oldum. Gün içerisinde, aklımda sürekli yalnız olduğum düşüncesi var. Akşam kafamı yastığa koyduğumda da "bir gün daha geçti gitti ve ben bugünü de yalnız biri olarak geçirdim" diye düşünüp duruyorum ve ne kadar acıdır ki bunu ne kadar süredir yaptığımı artık hatırlayamıyorum bile.

Şu anda öğrenimime devam ediyorum ve biliyorsunuz ki üniversitelerde, öğrenciler için, günlük yaşama kıyasla daha rahat bir yaşam var. Yolda yürürken el ele tutuşan çiftler görüyorum, onlar için sevinsem de benim yüreğim dağlanıyor, çok merak ediyorum nasıl bir duygu diye. Geçenlerde yalnızca yan yana yürümekte olan bir çift gördüm, ne el ele tutuşuyorlardı, ne birbirleri ile konuşuyorlardı, ne de birbirlerine bakıyordular, öylece usul usul yürüyorlardı, yalnızca yürümek olsa bile ne çok isterdim öyle huzurlu bir şekilde yürümeyi. Nitekim şimdiye kadar benim elimden hiç tutan olmadı, gözlerimin içine bakan hiç olmadı, beni sımsıkı saran biri hiç olmadı. Bırakın anlamlı bir durumu, en son ne zaman biri ile rastgele, bir şey alıp verirken vs., bir temas yaşadım onu da hatırlamıyorum.

Şimdiye kadar aklımdan geçen birkaç kişi oldu, hiçbiri ile iletişime geçme teşebbüsünde bulunmadım/bulunamadım. Yalnızca, uzunca zamandır aklımda olan son kişinin sosyal medya profilinde dolaşırken bir fotoğrafını yanlışlıkla beğenmem üzerine kendisi benimle iletişime geçti. Ben de “ok yaydan çıktı” diyerek kendisine durumu anlattım, ne var ki kendisi ilgilenmediğini belirtti. O istemedikten sonra benim yapabileceğim bir şey yoktu. Ben onca zaman hayaller kurmuşken, beni tanımak bile istemeyişine oldukça üzüldüm ama sanırım artık yavaş yavaş bu durumu da unutuyorum. Hatta, biraz abes olsa da, bana günaydın diyen kişiler için bile “acaba benden hoşlanıyor mu” diye kaldırıp koyar oldum.

Sosyal medya kullanmam; okuldan eve, evden okula gidip gelirim; yaşadığım şehirde yakın arkadaşım yok ki yakın arkadaşlarım da benim hakkımda bu konuları önemsemez; dersler dışında zaman ayırdığım bir etkinliğim yok ki buna zamanım da yok, dolayısıyla lütfen kursa yazıl, spora git (bunca zamandır ilgilenen olmadığına göre herhalde güzel sayılmam, dahası şimdiye kadar hiç iltifat eden de olmadı, ama kilom boyumun son iki hanesinden az), kulüp etkinliklerine katıl gibi önerilerde bulunmayın. Zamanım olsa dahi bu gibi ortamlarda aradığım nitelikte kişiler bulunmuyor.

Elimde olsa bu konuları hiç düşünmez, yalnızca öğrenimime odaklanırdım ama yapamıyorum. Lütfen “boş ver”, “aldırma”, “eğitimine odaklan”, “her şey olacağına varır”, “özendiğin şeyler hiç de öyle değil”, “ben yaşadım da ne oldu”, “bu gibi şeyler en ummadığın zamanlarda olur” vs. gibi basma kalıp telkinlerde bulunmayın. Açıkçası bu düşüncelerimi sizinle paylaşmamdaki amaç nedir veya siz bana ne diyebilirsiniz ki hiç bilemiyorum ama nedense yazmak istedim.

Okuyup zaman ayırdığınız için teşekkür ederim, tavsiyeleriniz varsa bunları duymaktan memnun olurum.
Ben 27 yaşımın sonunda evlendim 28 diyebilirim o zamana kadar da hayatıma kimseyi almadım bu ben inancimla ilgili yapabileceğim bir şey yaptım insanlara karşı güven sorunum vardı ve erkeklerle çok mesafeliyim .asla erkek arkadaşı olanlara öyle ön yargım elestirim yok bu benim secimimdi hiç evlenmeyi düşünmedim nasip . Ayrıca ben çok güzel bi insan değilim yüzünde çok fazla leke var tam anlamıyla çil denemez ,burnum çok çirkin ,kirpiklerim kısacık, ellerim çok büyük ve kaba , ayaklarım büyük , iri kemikli bi yapım var . Yıllarım kendimi begenmemek ve kendimle mücadele ederek geçti ve inanın sevginin fiziksel özelliklere hiç bir alakası yok neticede fiziginize gelen daha iyisini görünce sizi bırakır. Ben kendimle barıştım önce .ayrıca şu tavsiyeyi vermeyin şunu söylemeyin vs demissiniz ama öyle olmaz ,tabiki nasibiniz varsa şartlar ne olursa olsun o sizi bulur ama sizin de aktif olmanız lazım yani tabiki hobi edinin sevdiğiniz bi alanda kendinizi geliştirin , sizin ilgilenebileceginiz bi alanda gönüllü olabilirsiniz mesela engellilerle ilgilenmek , çocuklarla ilgilenmek vs vs bana terapi gibi geliyodu şahsen. Tabiki spora başlayın bunu birini bulmak için değil spor vücudunuzdaki mutluluk hormanlarini salgilatiyor ve bu sizi mutlu edecek . Hobi edinmeyi vs de kendiniz için yapın .siz kendiniz için çaba sarf etmeye başlayınca insanlar da sizin çaba sarf etmeye değer biri olduğunuzu görür. Kendiniz için yapmadığınız bir şeyi başkaları sizin için yapmaz. Önce siz kendinizi sevin kendiniz için çaba sarf edin internette doğa yürüyüşü vs bir sürü farklı şeyler yapan gruplar var bunlara katılın inanın iyi gelicek . Allah iyilerle karşılaştırsın
 
Kendini sev ,yalnızlığı sev, çünkü her evlenen mutlu değil , insan hayatı boyunca kendiyle zaman geçirir en çok kendine hayatı zehir etme ....
 
A A4kagit herkesi aynı anda alıntıladığınız için çok uzun olmuş ben üşendim sizin mesajınızı alıntılamaya. O yüzden etiketliyorum.

Hayata dair her şeyi boş olarak nitelendiriyorsunuz ama aslında hayatınızı bomboş bırakıyorsunuz. Sizi üzmek kırmak için söylemiyorum ama gerçekten elle tutulur hiç bir şey yok hayatınızda, kendinize hiç bir değer katmamışsınız şimdiye kadar. Şimdiden sonra harekete geçin bari.

Size yönelttiğim soruyu bana sormuşsunuz. Anlatayım; ben eşimle ortak hobimiz sayesinde tanıştım. Size yine boş gelecek bir hobi; tren dioraması (kurgu) yapma. Üzerinde uzaktan kumandalı tren modellerinin raylar üzerinde hareket ettiği yerleşim tasarımları yapıyoruz. Evimizin bir odasının yarısı buna ayrıldı. Biz de eşimle bu sayede tanıdık birbirimizi. Boş hobiyle uğraşan dolu insanlardık. O dönem ben üniversitede görsel sanatlar ve sinema kulübüne üyeydim. Eşimle en çok konuştuğumuz konu Kusturica filmleriydi ilk buluşmada. İkimiz de sinema hayranıymışız. Tanışmadan bir sene önce ben rock'n coke festivaline gitmiştim, eşim de ordaymış. İkimizin de hayran olduğu grup Türkiyeye ilk kez o yıl gelmişti. Al sana bir ortak nokta daha. İkimizin de kedisi vardı, ikimiz de semt içi ulaşımımızı bisikletle sağlıyorduk. Birbirimizi tanıdıkça bu ortak noktalar arttı da arttı. Yani sözün özü birileriyle iletişim kurmak için ortak noktalarınız olmalı. Sizin noktanız yok ki birileriyle ortak olsun.

11-12 yıldır birlikteyiz, hala sinemaya, konsere, oyuna gidiyoruz. Hala yeni hobiler ediniyoruz, hala oturup kırk kez izlediğimiz filmi izliyoruz, hala yanyana uzanıp kitap okuyoruz, hala birlikte spor yapıyoruz. Bunlar boş şeyler değil hayatı dolduran şeyler. İki insan bu sizin boş dediğiniz şeyleri paylaşmazsa ne yapar ki başka? Bu tip şeyleri yapmazsa nasıl deşarj olur insan?

33 yaşındayım, bu sene ilk kez operaya gittim. Eşime dedim ben hiç operaya gitmedim, merak ediyorum, almış biletleri o hafta. İlk kez gittim, gergin gittim ama çok sevdim. Yeni bir ilgi alanım var artık. Yaşınız geç değil, şimdi harekete geçseniz bir seneye dolu bir insan olursunuz. Hayat akademik başarıdan ibaret değil ki. En iyi okullardan mezun olsa da insan, en iyi işlere sahip olup en çok parayı kazansa da sosyalleşmek ister. İnsan sosyal bir varlıktır. Siz yaradılışınızı inkar edip tam tersi davranmaya çalışıyorsunuz.
 
Son düzenleme:
Karşılıkli olarak ask yaşayıp sevgili olanlar nasıl yapıyorsunuz ya?Anlatın.
Beni beğeneni ben beğenmem benim begendigim de beni beğenmez. Yoksa ben tipsiz miyim ha ?diyorum hep..
 
Dost acı söyler sevgili hemcinsim, insan önce kendine bir sormalı "karşı cins olsam kendimle sevgili olur muydum?" diye.

Bir arkadaşım var, daha doğrusu tanıdığım, öyle bir arkadaşım olamaz. 28 yaşında o da. Ve hiç sevgilisi, adı konmamış flörtü dahi olmadı.
İlk öğrendiğimde çok şaşırdım eli yüzü de düzgün bir kız.
Ama tanıdıkça anladım sebebini.
Sıfır cilve kadınsılık, çocuksu çocuksu hareketler.
Gelmiş "ya erkeklere ne anlatıyorsunuz ben laf açamıyorum" diyor.
Hemcinsleri arasında da tatlı sohbeti yok, söylediğiniz her şeyi onaylıyor, komik anı anlatırsanız gülüp geçiyor, "ya ben de şöyle bir şey yaşadım." yok.
Birkaç kez hoşlandığı erkeklerle konuşmalarına denk geldim, çocuklara ders, iş güçten muhabbet açıyor.
Yani demem o ki üzülmekle bir şey çözülse her şey çözülürdü şu hayatta, sebebi teşhis edip değiştirmek lazım.
 
Karşılıkli olarak ask yaşayıp sevgili olanlar nasıl yapıyorsunuz ya?Anlatın.
Beni beğeneni ben beğenmem benim begendigim de beni beğenmez. Yoksa ben tipsiz miyim ha ?diyorum hep..

Beğenmediklerine şans versen acaba beğendiğine dönüşür mü? Denedin mi bunu?

Aşk öyle şimşek çarpmış gibi olmuyor, daha önce de yazdım bunu. Görüp adamlarla karşılıklı birbirimize vurulmuyoruz. Zamanla, birbirini tanıdıkça gelişiyor bazı duygular.

Adamları göbeği var, kafası kel, işi yeterince iyi değil, kötü giyinmiş, arabası yok, evi kira, gözünün üstünde kaşı var diye eliyor çoğu genç hanım kızımız. Siz öylesiniz demiyorum, etrafta gördüklerim böyle.
 
Back
X