yaşanmışlık olarak yaşıtlarımın çok gerisinde hissediyorum

selly64

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
20 Mart 2021
527
276
53
hani elimde örnek vereceğim çok net konular da yok aslında ama bazen böyle hissediyorum ve ilk gençlik zamanlarımı boşa harcamışım gibi geliyor. sanki 15-20 yaşlarım hayatımın en güzel coşkulu yıllar olması gerekliymiş gibi hissediyorum (filmlerde izlediğimiz gençlerin çok etkisi var bunda eminim ve hayat bi dizi film değil bunun da farkındayım). ama bazen keşke kendime olan nefretim, özgüvensizliklerim, depresyon ve sosyal anksiyetem olmadan o yılları bidaha yaşasam diyorum. hatta hayatında iz bırakan hatalar yapan, kötü arkadaşlık ve ilişkiler kuran insanlara bile imrendiğim olabiliyor. çok kötü de olsa yaşanmışlıkları var diyorum en azından. aslında ben de çok şey yaşadım çok duygu hissettim fakat bu tecrübelerin çoğu ya kafamın içinde kendime özeldi ya da karşımdakilerin benim kadar önemsemediği durumlardı. lise aşkım diyebileceğim çocuk için hayatının kısa bir süresinde gelip geçen biri olduğuma eminim ve lisedeki en güzel günüm diyebileceğim bir günü yaşadığım arkadaşlarım asla o kadar anlamlı görmemişlerdir. bu kuruntu değil bu arada cidden böyle olduğunu gözlemledim de.
valla tam olarak ne yapmak isterdim onu da bilmiyorum sonuçta imkanlarım ve yaşadığım aile belli, çok bi şey değiştiremezdim geri dönsem. ama küçüklük halimi alıp onu çocuğum gibi yetiştirmek isterdim sanırım. benim gibi hisseden birine ne söylemek isterdiniz? yaşım 20 bu arada.
 
Hayıflanmak için çok erken bi yaştasın, geçmişi değiştiremeyeceğine göre, bugünü ve yarını değiştirmeye bak...

Eğer şuan ki gibi üzülmeye ve kendine acımaya devam edersen, 5-10 yıl sonrasında da 20 li yaşlarının boşa geçmiş olduğunu düşünecek ve daha çok hayıflanacaksın...

Olumsuzluklara odaklanacağına, olumlu şeyleri de gör ve takdir et kendini..

Zindanda parmaklıkların ardından bakan iki mahkumdan biri çok üzgün ve mutsuzmuş, diğeri ise mutlu ve umutlu... çünkü biri yerdeki çamuru görüp hayıflanıyormuş, diğeri ise gökteki yıldızlara bakıp gülümsüyormuş...

Bizi mutlu yada mutsuz eden, aslında yaşadıklarımız değil... onlara yüklediğimiz anlamlarımız...
 
Sana akranın olarak en iyi Homer Simpson bıdığı tavsiye verebilir bence
Teşekkür ederim sevgili Otrera

selly64 15 - 20 yaş hayatın en dolu dolu yılları olmak zorunda değil, bu en iyi yaş herkes için farklı bence. Ayrıca hayatınızın şimdiye kadarki bölümü hiç de boş sayılmaz. Yoğun bir büyüme gelişme sürecini geride bırakıp tohumdan insan oldunuz adeta :) Yaşamınızı küçük yaşanmışlıklarla doldurun. Yazmak, çizmek, gezmek, müzik, sinema, okuma, ek işi, yoga/meditasyon gibi. Bunlar insanın ruhunu besliyor. Ufak ufak yaşanmışlıklar biriktirin onlar hem ruhunuzu doyuracak hem de büyüyüp dağ olacaktır. Ayrıca zaten etrafınıza iyi baktığınızda daha büyük tecrübeler için fırsatlar yakalayabilirsiniz. Hayat daha yeni başlıyor. Şimdiye kadarki demoydu
 
Gerçek hayat dizi/filmlerdeki gibi değil. Tabii çok zengin değilsen.
benden maddi olarak farkı olmayan kişilerin daha fazla yaşanmışlıkları olduğu da oluyor ama. çok lüks şeylerde değil zaten gözüm, biraz da kişilik yapısı da etkili belki çok daha iletişime açık girişken cin gibi olmak falan gerekiyordur ama bu konularda da çok iyi olmayıp yine de çoğu şeyi deneyimlemiş iyi kötü yaşanmışlık kazanmış kişiler var. ben kendi kısır döngüsünde kafasının içinde aynı konuları yaşayan biri gibiyim hep.
 
çok güzel yazmışsınız teşekkür ederim. ama yaşıtlarımın hayvan gibi eğlendiği 16-17-18 yaşlarımı depresyon sosyal fobi anksiyete özgüvensizlik derken ot gibi geçirdim. bir tane flört ve sadece platonik aşklar dışında başka hiçbir şey yaşamadım, hala da anksiyetemi ve diğer tüm olumsuz duyguları aşamadım. kendimi bazen aşırı amaçsız ve aptal gibi hissediyorum. yeni yeni kendimi aşmaya başlamıştım ki birkaç tane eleştirel dönüt aldım iyice içime kapandım ve hayalete döndüm..bu ataleti nasıl atıcam bilmiyorum
 
Daha güzel geçirmek istiyormuşsun. Konuyu olurken otuz yasindasin sandım,ne önemi var sen de otuzlarini guzEl geçir diyecektim ama daha 20sin,yolun başındasin. Önünde geçireceğim güzel günler varken neden geçmiş günlerim kötüydü dersen zaten bu is olmaz ki. Bu nasıl bir bakış acisi? Kimi insanların yirmileri en güzel yaslaridir,kimi insanların yirmileri okumakla,sinavlarla geçer meslek sahibi oldukları otuzlar en güzel çağıdır,kimi insanın ömrü çalışmakla geçer nihayet emekli olur yazlığına yerleşir torun sever, atmışlari en guzel çağıdır . Bizim yapmamız gereken az Cesaret edip istediklerimiz icin mücadele etmek
Mesela ben panik atak annenin kizi olarak mücadele ettim ve tek başıma kampa gitmemi aileme normallestirdim. Agorafobim vardı ertelemeden psikiyatre gittim,ilaç tedavisiyle yaşam kalitemi yükselttim, Çok sevdiğim ama devam etmenin iyi olmayacağı sevgililerden bir cesaret ayrıldım, Yirmibes yaşında para biriktirip işten istifa edip Avrupa turuna gittim...bugün otuzbir olacağım,yaşamak istedigim çoğu şeyi yaşadım. Tabii hala yapamadiklarim da var ama Allah ömür versin yaparım,ne olacak.
Bence bakış açını düzelt. Sosyal fobin varsa da psikiyatre git. Tek başına cozebilecegin bir şey degil
 
Hepimizin geçmişe dair pişmanlıkları bir şekilde illa ki vardır ama geçmişe dönüp değiştirmemiz mümkün değil bu yüzden boşuna üzülmemeliyiz. Bende sene sonunda 27 olacağım daha 1 ay önce mezun olduğum bölümün sektörüne atılabildim. Benden yaşça küçük olanlar 2-3 senedir bu sektörde ve kurumda çalıştığı için şef,müdür vs. olmuşlar bense yeni mezun statüsündeyim geçmiş için ders almaktan başka bir şey yapamam ama şu anı ve yarını değerlendirmek benim elimde,bu sizin için de geçerli. Üstelik daha endişe etmek için çok erken sizin için ama bilinçli ve kararlı olmanız çok doğru bir seçim olur.
 
İnan bana ilerde 15-20 yaşların için yaşayacağın en büyük pişmanlık eğitiminle ilgili olacak ne arkadaşlık ilişkileri ne aşk ne sosyal yaşam bunların çoğu o yaşlar için sürekli değişkenlik gösteren durumlar.Bu yaşlarda edindiğin çoğu arkadaşın ilerde hayatında olmayacak.Çok kafaya takmadan akışına bırakarak yaşa son 5 yılının böyle geçmesi önümüzdeki 5 yılında böyle geçeceği anlamına gelmiyor.
 
kendimi 20 yaşında ama yuvadan atlamaya hazır olmayan bebek kuş gibi hissediyorum. çevreme bakıyorum herkes uçuyor...bi arkadaşım var kız 13-14 yaşından beri çeşmede yazlıklarında kimler kimlerle takılmış ne ortamlara girmiş hayatı görmüş. ben hep evdeydim ya. çıkamadım bi yere. ünide biraz özgürleştim gibi ama yok hep üstüme titrendi dizlerinin dibinden ayrılmayayım istendi ve ben hayatı kaçırdım gibi hissediyorum. hep sınırlar içinde yaşadım bir sonraki değil beş sonraki adımımı tartmam gerekti.
 
Gecmise uzulerek de su aninizi bosa yasayip ileride de bugunlerinize uzulmeye gerek yok. Yasiniz genc istediginiz herseyi yasamaya devam edebilirsiniz. Uzulecek konu aramayin
 
ben anı yakalayamıyorum sanırım. hep bir geride kalıyorum kişiliğim olabilir bu. çekingenlik, cesaretsizlik, tembellik de ekleniyor tabi.
 
Her şey daha yeni başlıyo. Daha 20 yasındasın.
 
Benim de aile yapım, yaşadığım şehir, ekonomik durum gibi sebeplerle öyle çok özgür bir yaşamım olmadı henüz ama yavaş yavaş kabuğumu kırıyorum.
 
yaaa ben öleyim o zaman, 29'um bi tane bile ciddi, uzun ilişkim olmadı, ona bakarsan yaşıtlarım evlendi, çoluk çocuğa karıştı. ama benim evlilikle aram şöyle, bi düğünde gelin çiçeği atıldığında o çiçek koluma değse rahatsız olup gider kolumu yıkarım bak düşün. (çok merak ediyorum) bendeki bu düşünceyi tam tersine çevirecek biri çıkarsa işte o zaman ben evlenirim ama nerdeee :) geçen yeni tanıştığım bir arkadaş anlatıyor, sevgilisi uğruna kafasına silah dayamışlar da güya bu da cesaretin varsa sık demiş, aşk uğruna ölüme kafa atmış falan. bi yığın olan ha sonuç ne, elde var terk edilme. yine başka bir arkadaşımın uzuuuuuuuun bir ilişkisi var sözde ama sürekli ayrıl barış durumundalar ve kaç kez boynuzlandı. dışarıya çok mutlu havaları yapar da kaç kez yedi boynuzu bu kız yani. ama iş konuşmaya gelince ben şöyle severim böyle severim, çok tutkuluyum, aşk kadınıyım bilmem ne yani demem o ki yaşanmışlığın kalitesi çok önemli. daha 20 yaşındasın. her şeyin kalitelisini yaşamayı dilemen lazım hayattan, nitelik nicelikten çok daha önemlidir unutma.
 
20 yaşında genç bir kadına söyleyebileceğim tek şey; Lisede böyle hissettiysen, üniversitede böyle olmaması için bu tecrübeni aklının küçücük bir köşesine yaz demek olur sanırım.
Lise aşkın için öylesine biri isen; ünv. De delicesine sev ve sevil. Okuldaki en güzel gününde isen kutla.
Zaman geçiyor maalesef ve geri dönmüyor. Sen çok sanslısın çünkü; benim 30 larda farkettiğim şeyi 20 lerde görebilmişssin.
 
15-20 yaşilarim hatalariyla bile olsa çok güzeldi. Bence de en çoşkulu, hareketli yaşlar oluyor Ama devamli geriye dönüp bakarsaniz şuan yaşadiginiz anı kacirip ileride yine ayni pişmanligi hissedersiniz. 60 yaşinda değilsiniz 20 yaşindasiniz, 20 yaşta gayet dinamik genç bir yaş nasıl yaşamak istiyorsaniz harekete geçin, geç değil ki.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…