ben kendimi avutuyorum herkes aynı kimse kuş kondurmuyor diye..
kendimle kavga ediyorum mesela şu anda kalk ütü yap, la sokağa çıkamıyoz ne ütüsü katla koy diye..
sen beni engelle en iyisi iyice düşürmeden seni
Moderatör gibi moderatörsün hakikaten Mune Ablaladyamore bence sizdeki durum hem yılların birikmişliği hem de kış bunalımı, eski konularınızdan azıcık kopya çektim:))
Zaten genel olarak hayatınızda yapmayı isteyip de ertelemek zorunda kaldığınız şeyler varmış, genel rutininizden sıkılalı çok olmuş lakin ya buradan aldığınız motivasyonla ya da bir yerden sonra toparlanmam lazım deyip kendinizi gaza getirerek bugüne kadar gelmişsiniz, ki monotonluktan sıkıldığınız kendinizde değiştirmek istediğiniz şeylerle alakalı açtığınız konular Kasım-Aralık-Ocak dönemlerine denk gelmiş hep.
Bu bir tesadüf müdür bilemiyorum fakat yapmak istediklerinizi sürekli ertelemek zorunda kalışlarınız kış mevsiminde kendinizi sorgulama olarak geri dönüyor size.
Ben kimim, ne istiyorum, hayattan beklentim nedir gibi sorgulamalar genellemek gibi olmasın ama 30 yaşında başlıyor, yaşla alakalı olarak da böyle sorgulamalar yapıyor olabilirsiniz ve tabii aslında daha aksiyonlu bir hayat isterken elinizdekilerle yetinmek zorunda kalışınızın da etkisi var.
İnsanlar yani en azından biraz çılgınlık yapayım diyenler ya maddi imkanlar ya da çılgınlığın sonunda eldekileri de kaybetmek var diye kaygılananlar kendini frenlemek zorunda kalınca, ister istemez ruhu bedene sığmaz hale geliyor:)
Sorgulamak mı daha iyidir yoksa dünyaya bir daha geleceğim deyip bodoslama dalmak mı bilmiyorum
Gerçi şu an bir çılgınlık yapmaya kalksak evlerden yapılabilecek bir çılgınlık ne olur diye düşününce en fazla balkonda oynamak geliyor aklıma veya askılıyla eksi değerlerdeki sıcaklıkta dışarıda kaç saat buz tutmadan kalabiliriz denemesi yapmak, dışarı bile çıkamazken kendinizi kapana kısılmış hissetmeniz normal lakin anladığım kadarıyla hayatınızda bazı şeyleri temelden değiştirmeniz de şart olmuş gibi, o yüzden bence kendinizi "ya ladyamore sen de elindekilerle yetinmeyi bilmiyorsun" diye yargılamadan ben şöyle bir karaktere sahibim, hayatımda şunların olmasını istiyorum, bu hayalim var gibi dürüstçe bir değerlendirmeye alırsanız, şimdi imkanlar sebebiyle olmasa bile daha sonra isteklerinizi tek tek gerçekleştirebilmek için adımlar atabilirsiniz.
Moderatör gibi moderatörsün hakikaten Mune Abla
Pandemi ve kış kötü etkiliyor doğru ama sadece onlara bağlı değil bu halim, biliyorum icten ice. Daha yeni 26 oldum ben, daha 30a var yani ama inkar edemem, icimde hep bi gün bu sorulara gercek cevaplar buldugumda bi seyleri degistirmeye gec kalmıs olacağım korkusu var.
Farklı sebeplerle, bazen isteyerek bazen zorunluluktan farklı şeyleri ertelemek ya da planlarımı degistirmek durumunda kaldıgım zamanlar oldu. Duruma hep adapte oldum bi sekilde, zoraki de degil hakkını vererek adapte oldum ama düz başladığım yol da zikzaklarla doldu sanki. Nereye gitmek istiyordum ben diye düsünüyorum bazen, navigasyonum bozuldu sanki.
Gerçekten dün yılın en mutsuz günü olabilir. Konuyu dün açacaktım aslında, kendi kendime doldukça doldum resmen. Akşam yazdım attım kenara, sonra boşver yat uyu dedim. Ama sabah uyandım baktım içimde bi değişiklik yok, yaz dedim gitsin.Dun yilin en mutsuz gunuymus, o duygularla acti isen haftaya yeniden guncelle konunuladyamore
Blue Monday.
bir deMune nin yazdigi kisim cok mantikli geldi, her seyi ertelemenin sonucu mu acaba su anki hislerin, o ertelediklerine baslasan belki direk etkisi olmasa bile bir gelisim olacagi icin illa ki motivasyonuna yansiyacaktir diye dusunuyorum.
İş de olmasa depresyon battaniyelerine gömülmüştüm zaten Gangstam. Hakikaten nefes alacak son kalem işim kaldı zaten, başımdan eksik olmasın.Bu depresyona giden yol Ladycim artmadığı sürece sorun yok, elbette korona yüzünden evlere tıkıldık doğal bi sıkılganlık.
Benim keyif aldığım şeylerden biri de, bi kafeye oturup çayımı içerek gelen geçeni süzmekti esnaf abi modunda. Yani buna ihtiyaç duyuyorum, evde de içiyorum çayımı bilmem neyimi ama işte yollarda akan insan izlemek istiyorum film, dizi, kitap, sürekli koca suratı filan sıkıyor haliyle bir yerden sonra.
Hadi bir süre arkadaşlarla, kuzenlerle aldık elimize sandalyelerimizi gittik sahile attık, oturduk. Denizi izledik, kuşa köpeğe yem verdik, bir iki sohbet, termosta çay tamam da insan istiyorum abi daha, kalabalık bir yere oturayım aksın istiyorum. Issızlarda takılmaktan da sıkıldım, keşmekeş istiyorum, tayt-ev topuzu-terlik üçgeninden çıkasım geliyor.
Yine iş var sende, devam ediyorsun değil mi? Şimdi rutinde sıkıyordur ama bakarsan şu eve tıkıldığımız dönemde ne büyük nimet. Bi de bekarsın, off.. Ya ben 20lerime dönsem, o bekar, iş hayatında faal dönem.. Sıkılmam bu kadar. Koca da sıkıyor biliyon mu? Hep aynı koca yani, verdik sadakat sözünü kıpraşamıyorum da. Adam da hani bi imaj değiştireyim karım sıkılmıştır belki demiyor, aynı adam hep, her hareketini ezberledim, monoton. En azından mekan değiştiriyorduk, ora bura geziliyordu da hani idare ediyorduk. Şimdi? Haşortman altı yapıştı adamın kıçına. İşten gelir direkt haşortman... Napsın? Smokin mi giysin o da haklı.
Ne diyodum he, yani bekarsın heyecanlara açıksın bu bi nimet, işe gidip geliyorsun evden çıkacak sebebin var bu bi nimet. Sürekli halde üzerine pandemi binince bunlar bile sıkmış olabilir ama bak beterin beteri var Ladycim.
Gerçekten dün yılın en mutsuz günü olabilir. Konuyu dün açacaktım aslında, kendi kendime doldukça doldum resmen. Akşam yazdım attım kenara, sonra boşver yat uyu dedim. Ama sabah uyandım baktım içimde bi değişiklik yok, yaz dedim gitsin.
Munenin yazdıklarında da haklılık payı var, ertelediğim bazı şeylerin acısı sonradan çıkıyo galiba. Neye nereden nasıl başlayacağımı bi bulsam başlayacağım, dediğin gibi motivasyon olarak işe de yarayacak biliyorum ama, işin başını bulamıyorum işte. İlk adım ne, napmam lazım bilmiyorum.
yorumunuza bayıldım ya çok güzel bir özetBu depresyona giden yol Ladycim artmadığı sürece sorun yok, elbette korona yüzünden evlere tıkıldık doğal bi sıkılganlık.
Benim keyif aldığım şeylerden biri de, bi kafeye oturup çayımı içerek gelen geçeni süzmekti esnaf abi modunda. Yani buna ihtiyaç duyuyorum, evde de içiyorum çayımı bilmem neyimi ama işte yollarda akan insan izlemek istiyorum film, dizi, kitap, sürekli koca suratı filan sıkıyor haliyle bir yerden sonra.
Hadi bir süre arkadaşlarla, kuzenlerle aldık elimize sandalyelerimizi gittik sahile attık, oturduk. Denizi izledik, kuşa köpeğe yem verdik, bir iki sohbet, termosta çay tamam da insan istiyorum abi daha, kalabalık bir yere oturayım aksın istiyorum. Issızlarda takılmaktan da sıkıldım, keşmekeş istiyorum, tayt-ev topuzu-terlik üçgeninden çıkasım geliyor.
Yine iş var sende, devam ediyorsun değil mi? Şimdi rutinde sıkıyordur ama bakarsan şu eve tıkıldığımız dönemde ne büyük nimet. Bi de bekarsın, off.. Ya ben 20lerime dönsem, o bekar, iş hayatında faal dönem.. Sıkılmam bu kadar. Koca da sıkıyor biliyon mu? Hep aynı koca yani, verdik sadakat sözünü kıpraşamıyorum da. Adam da hani bi imaj değiştireyim karım sıkılmıştır belki demiyor, aynı adam hep, her hareketini ezberledim, monoton. En azından mekan değiştiriyorduk, ora bura geziliyordu da hani idare ediyorduk. Şimdi? Haşortman altı yapıştı adamın kıçına. İşten gelir direkt haşortman... Napsın? Smokin mi giysin o da haklı.
Ne diyodum he, yani bekarsın heyecanlara açıksın bu bi nimet, işe gidip geliyorsun evden çıkacak sebebin var bu bi nimet. Sürekli halde üzerine pandemi binince bunlar bile sıkmış olabilir ama bak beterin beteri var Ladycim.
Benim açımdan ihtimal dahilinde degil su an için ama okurken çok eglendimBenimse her günüm ayrı bir macera.
Dün oğlum "memelerin çok güzel ama rengi kötü" dedi, turuncu olmalıymış. Bugün boyayacağım bakalım ne yapacak?
Ondan önceki gün güvenlik kamerasında hayalet gördüğünü söyledi ve beraber korktuk.
Uzun zamandır ise aklına esince "sen miyav oldun, hadi miyavla" diyor ve ben yere çöküp kedi gibi geziyorum evin içinde. Kendisi de kedi oluyor ve kuyruğu da pipisiymiş.
Böyle değişik şeyler işte...Çocuk yapın sıkılmazsınız
Yurt dışında yüksek lisans ve iş imkanı kovalamak, yenilenmek, yeni bi kültürde, yeni bi mekanda, farklı bi hayata başlamak gibi bi hayalim vardı mesela benim. Bi kere erteledim bazı sebeplerden.Bence hiçbir şey için hiçbir zaman geç kalmak diye bir şey söz konusu değildir ama belli aralıklarla ne yapıyorum ben diye sorgulamalarına bakarsak, hayatında değişimler olsun istediğin de aşikar, hep ertelemek zorunda kalıyorsun, kimi zaman belki maddi, kimi zaman yapacağın değişimlerin boyutu korkutuyor belki seni, zira hepimiz hep bir şeyleri değiştirmek isteriz ama değişim yaşarken de hasar almak istemeyiz, güvenli değişimler olacaksa adım atarız, sonu bilinmez değişimler korkutur.
Bilmiyorum sen hangi durumdasın, güvenli alanından çıkmak mı ürkütüyor yoksa eldekileri de kaybedersen şu anki durumu bile arayacak hale gelirsen diye mi endişelisin?
Kendini en iyi analiz edecek kişi sensin ama benden sana tavsiye kim olduğun, ne istediğin sorularına sınırlar çizme, eldekileri düşünerek analiz etme kendini çünkü düşüncelerin ve hayallerin sınırı olmamalı, gerçek ladyamore kimdir? Ne ister, olmak istediği yer neresi? Hayalleri neler?
Hani şey vardır ya, ölmeden önce yapılacaklar listesi
Eline kalem kağıt alıp trilyoner olsan neler yapmak isterdin, hangi işi severek yapardın, dünyanın neresinde olmak seni mutlu ederdi, aktivist mi olurdun filozof mu:)
50 metreden suya atlamak mı daha heyecanlı yamaç paraşütü mü ? Yoksa içindeki kadın ev terliğiyle dışarı çıkmayı bile heyecandan mı sayıyor
İçindeki sınırsız ve kuralsız ladyamore'u dışarıya çıkarmalısın ki gerçekten ne istediğini keşfedebilesin.
Koyuyla işarerlediklerim hali hazırda yaptıklarım. Eve bi salıncak kur ise neden bilmem çok hoşuma gitti, insan çocukluğunu, kaygılanmadığı zamanları özlüyo herhalde.Ben bir günümü yazsam ii hissedersin emin ol.
Bana baglı yasayan altı el altı ayak var. Markete bile gitmem lüks. Bgn pişirmesem diyemiyorum ben harıç 3 agız var. Bgn iş yapmayayım dediğim gün Bi bakıyorum yatakta çiş. Ödevi dersi istekleri saymıyorum bile ama en fenası uykusuzluk. Bızdırık olanı full üstümde. Bazen nefes darlığı cekiyor uyanıyorum bir bakıyorum şişko kütle horluyor üstümde. Ona emmeyi bıraktırıyorum belim sakat memem sis yıkanamıyorım sacların yaglı evin tempoaundan aglamaya bexmeye vakit yok Kocam da diyor ki sen çok dayanıksız ve sımarıksın Bi süre antidepresan kullan.
Biliyorum klişe olacak ama valla bak kıymet bil.
Akşamları dans et
Evde çiçek ek
Boyama kitabı al
Elişi yap
Keceler iplikler Boncuklarla ugras
Hep kendini geliştirme biraz da geri kalmış işler yap yani
Eve bir salıncak kur dön çocukluguna
Yeni kahveler dene
Bugünler gecer gececek krizi fırsata cevir
Begendim ama destek olmanızı empati yapmanızı begendim yanlış anlaşılmasın, yoksa daralmaktan ağlayacak raddeye gelmenize çok üzüldüm. Ben de dolaşıyorum o halin kıyısında.Evden işe işten eve derken basite alan arkadaşlar biliyor musunuz size imrenerek bakıyorum.
Bir seneyi sadece evde geçirmek , yüzyüze görüştüğüm sadece belli başlı 4-5 kişi...
Giyim alışverişini netten yapmak.. vs.
Boğuldum, bunaldım, sıkıldım,yıldum, darlandum, ...
Bazen ağladım zırladım. Devamlı telefondan birilerini aradım. Bazen görüntülü konuştuk. Baktım bi yere kadar.
Sonra ne mi oldu bi daha ağladım zırladım.
Yazdıklarımın 10bin katı bak siz düşünün.
İşte sonra KK ne sardım. Neyse ki BDV var
Benim açımdan ihtimal dahilinde degil su an için ama okurken çok eglendimbak eskiden bunun da bi tadı vardı mesela, kuzenlerin çocuklarıyla oynamaya bayılırım ben, sizinki de onlar gibi sevdigim yaratıcı bıcır bıcır gruptan.
Pandemi yüzünden onlarla da temasımız kesildi. Çocukla çocuk bile olamıyoruz bu ara
Çocuk sayısı üçKoyuyla işarerlediklerim hali hazırda yaptıklarım. Eve bi salıncak kur ise neden bilmem çok hoşuma gitti, insan çocukluğunu, kaygılanmadığı zamanları özlüyo herhalde.
Sizin de yogun ve sabır isteyen, bunalmaya bile yer bırakmayan bi rutininiz, programınız varmış. Bi cocugun sorumlulugu cok karmasık bi yük, yasamadım bilemiyorum. En içimden kolaylıklar diliyorum o yüzden.
ben evde bekleyen isleri (ev isi degil de buyuk isler diyeyim utu degil mesela, boya badana gibiNooption ) her ay bir is olacak sekilde yapiyorum, ya da her ay bir eksigi alacak sekilde.
tam 3 yildir kendi kendime kilo vermeye calisiyorum,
veriyorum geri aliyorum derken derken,
artik diyetisyene basladim.
tam 5 yildir erteledigim dis tedavime basladim.
ve tam olarak 30 yildir erteledigim yuzme dersleri almaya baslamistim ki kapattilar oralari...
Sürekli mi bilmiyorum ama çoğunlukla mantığı ön planda tutuyorum evet. Aslında hayattan keyif almayı bilen, sevecen, saygılı bi ailede, çok güzel bi anne baba ile büyüdüm. Ama iş hayatı şekillendiren kararlar almaya geldiğinde mantıklı, risklerden uzak, temkinli ve mükemmeliyetçi yaşamayı tercih eden bi anne babam var. Gerçi bizimkiler beni hayallerimi kovalamak konusunda hep destekledi ama insan da görerek öğreniyo işte. Ben büyürken ne gördüm dersen, temkinli ve kurallı yaşayan insanların güvende ve huzurlu oldugunu, maceracı girişimlerde bulunan insanların ise çoğunlukla ellerindekini kaybedip hem kendilerini hem ailelerini hayalkırıklığına uğrattıklarını. Aile dışında arkadaş çevremde de benzer seylere tanık oldum.ladyamore karakter olarak sürekli mantıkla hareket eden ve garantici biri misindir ya da şöyle sorayım ailen, çevren, arkadaşların arasında hep mantıklı olmaya mı teşvik edildin? Bu senin yapın mı yoksa üstüne giymek zorunda kaldığın bir koruma kalkanı mı?
Gerçek seni dışarı çıkarması için itici güç, cesaretlendirici birileri olsa hayat enerjin artacak gibi sanki, eski erkek arkadaşının motivasyonundan yola çıkarak böyle bir his uyandı bende.
Elbette tüm hayatını birden bire değiştirmek, hayallerine kavuşmak için tümden her şeyi riske atman beklenemez ama hayat bazen yürümek istediğimiz yoldaki olası riskleri de göze alabilmekte saklı bence.
Hiçbirimiz dümdüz bir yolda gitmiyoruz, virajlar, uçurumlar, dik yokuşlar, bazen bayır aşağı gidişlerimiz var, virajı alamayıp takla atmak da var, uçurum kenarından şarampole yuvarlanmak da, önemli olan direksiyon hakimiyetini komple kaybetmeden takla da atsak, şarampole de yuvarlansak varacağımız noktaya ulaşmak.
Arabayı bedenin şoförü ruhun gibi düşün, direksiyon sende nereye götürürsen oraya gidersin, kimi zaman 20 km hızla kimi zaman 220'yi görürsün.
Mantık tümden kaybedilmemeli ama arada duygulara da öne çıkma hakkı tanınmalı, risk dediğin yarın işe giderken ayağının taşa çarpıp başını kaldırıma çarpma riskin de var, şu yaşıma geldim hayattan ne öğrendin dersen ?
Valla arada yolu görmemek için gözümü kapatıp gaza sonuna kadar basmanın da gerekli olduğunu öğrendim, bir meseleyi derin derin düşününce düşünmekten öteye geçilmediğini öğrendim, bir şeyler başarabilmek için adım atmak gerektiğini öğrendim.
Tamam komple sil baştan yaşama ama hayallerini kenara yaz ve onlara ulaşabilmek için aşman gereken engelleri tek tek bertaraf etmek için çabala önce, maddiyat mı? Diğer sebepler mi? Ufak adımlar hedefe hemen götürmez belki ama her şey ilk adımla başlar.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?