Ben neden mutlu edemedim eşimi.needen sevilmedim sanki,niçin ben sarışın değilim,niçin zayıf karakterliyim,neden büyük sehirde doğmadım,zengin olmadı babam.,niçin elimde olmayan seyler icin suçlanıyoum
fıstığım yeterince sabrettin zaten, bazen olmayınca olmuyo belki senin sınavın sabretmek değil, ayrılığın da üstesinden gelmektir bilemeyiz bunu, annesin biliyorum zor ama gerekiyosa bi süre için çocuğunu da bırakıp gitmelisin kendini dinlemelisin, o odun beyinli eşin kendi acizliğini seni aşağılayarak kapatmaya, senin güzelliğini kıskandığı için çirkin aşağılık birymişsin fikrine alıştırmaya çalışıyo, neden peki çünkü ona muhtaç hissetmeni sağlamak istiyo, ondan başka seni kimse kabullenmez diye düşünmeni istiyo seni kendisine bağımlı yapmak istiyor,
onsuz da yapabildiğini kendisinin vazgeçilmez olmadığını göstermelisin, bi tahtı sallanmalı artık, sen o evden ayrılmadıkça o kendisini haklı görecek ve buı hep böyle artarak devam edecek
Ben neden mutlu edemedim eşimi.needen sevilmedim sanki,niçin ben sarışın değilim,niçin zayıf karakterliyim,neden büyük sehirde doğmadım,zengin olmadı babam.,niçin elimde olmayan seyler icin suçlanıyoum
Ben konu sahibinin ruh halini çok iyi anlayabiliyorum, çünkü ben de o durumda idim. (Bu arada ben de üniversite mezunu ve doktora yapmış biriyim) Eşim de konu sahibibi eşi gibi çevresi tarafından çok sevilen biriydi. Bu bir kişilik bozukluğu ama anlatmak çok zor. Ben herkese onun bana yaptıklarını anlattığımda onu tanıyanlar bana inanmıyordu. Narsiszm galiba bunun adı. Kendini beğenme, karşısındakini ezme, yok etme, kullanıp işi bitince de atma. Lütfen aşağıdaki linli okuyun belki daha iyi anlarsınız:
Duygusal vampir: Narsist erkek - Mesude ERAN - Hrriyet
Anneme hep anlatıyorum,şöyle şöyle yatağımız bile ayrı,o evde huzurum yok diyorum o da geçiştiriyor sanki.bak ona,bak buna diye ornekler veriyor.ailesine bakabilmesi,namuslu olması ona yetiyor .belki kendisi hep maddi sıkıntı ve borç içinde yaşadığı içindir.
Artı doktor olduğuma inanmayan,inanmak zorunda değilsin.ben de ıspatlamak zorunda değilim,zaten canım yanıyor,uğrasamam.ama çalışmam uzmanlık okumadan çunki böyle yarımın
Anneme hep anlatıyorum,şöyle şöyle yatağımız bile ayrı,o evde huzurum yok diyorum o da geçiştiriyor sanki.bak ona,bak buna diye ornekler veriyor.ailesine bakabilmesi,namuslu olması ona yetiyor .belki kendisi hep maddi sıkıntı ve borç içinde yaşadığı içindir.
Artı doktor olduğuma inanmayan,inanmak zorunda değilsin.ben de ıspatlamak zorunda değilim,zaten canım yanıyor,uğrasamam.ama çalışmam uzmanlık okumadan çunki böyle yarımın
ben eşlerinizin hastalık durumlarını anladım...
tamamen narsistler.
de sizin bu durumları anlayamıyorum.
tamam çok seviyorsunuz...
ama onlar sadece kendilerini seviyorlar.
ilişki değil ki bu, evlilik değil ki...
sonanda sizin yazdıklarınızı okudum. İlgi beklemişsiniz.
yerden göğe kadar haklısınız..Ama onun dışında sırf kendine odaklı bir eşten söz etmişsiniz.
siz neyseki far etmişsiniz. Ama eşiniz gidince.
ya ben anlayamıyorum ama.
Bu kadar eğitimlisiniz. Niye kendizini sevmiyorsunuz?
Ailelerden çocukluktan mı kaynaklanıyor.
Sizin durum neyse de,
konu sahibinin kisi ise iyice içler acısı.
yok mu hiç arkadaşınız? kuzenleriniz?
canım senin ki hayat değil? neden çekiyorsun diyecek yok mu birisi?
Norveç katliamını yapan Breivik, şizofren olduğuna dair rapor mahkemeye sunulunca, itiraz etmiş: “Narsist biriyim ancak hasta değilim!”
Narsizm tüketim toplumunun körüklediği sinsi bir hastalık. Bana göre bir tür kanser, insanı yiyip bitiriyor. Mutsuzlaştırıyor. Yalnızlaştırıyor.
Ertuğrul Özkök’ün alıntı yaptığı Le Nouvel Observateur bir narsistin özelliklerini sıralamıştı;
- O bir vampirdir. Ötekinin enerjisini emer.
- Empati duygusu sıfırdır, duygusal açıdan frijittir.
- Kronik bir tatminsizliği vardır, kendine olan hayranlığının tatmini asla yoktur.
- Dalga geçme görüntüsü altında, sürekli olarak kendini ya da partnerini çekiştirir, yerer, küçük düşürür.
- Karşısındakinin istek ve gereksinimleri onu hiç ilgilendirmez.
- Kurbanını hep yalnızlaştırır, izole eder.
- İflah olmaz bir benmerkezcidir.
- Karşısındakinde hep suçluluk duygusu yaratır.
- Kendisinin sorgulanmasına asla izin vermez ve asla özür dilemez.
- İki kişiliklidir, vitrinde sempatik, parlak, etkileyici ama gerçekte diktatör, karanlık ve yıkıcı.
- Dışarıya verdiği imaj konusunda hastalık derecesinde titizdir.
- Bir insanı kaynar sudan, soğuk suya atmada nereye kadar gideceği, hangi sınırları zorlayacağı konusunda müthiş yeteneklidir.
- Karşısındaki kendini dibe düşürmüş hissedince, narsist sapık rahatlar.
Sizce de şizofren birini tanımak narsist birini tanımaktan daha iyi değil mi? Narsist birini tanımışsanız yanıtınız hemen “evet” olur. Hiç değilse şizofreninin tedavisi var…
Kanımca Norveç katili doğru söylüyor, o bir narsisttir.
o kadaaaaar güzel anlatmışsınız kiii.yani baska lafa gerek yokCaramello, bunu açıklayabilmek çok zor. Onların yaptığı psikolojik şiddet ama bunu öyle güzel uyguluyorlar ki şiddete maruz kaldığınızı anlayamıyorsunuz. Anlatmak çok zor, yaşamak lazım. Çevrenize anlattığınızda da kimsenin size inanası gelmiyor. O ilk günkü adam gidip yerine canavar geliyor ve öyle bir durum yaratıyorlar ki suçlu hep sizsiniz. Siz de eskisi gibi olabilmek için uğraşıyorsunuz, o eski mükemmel adamı yeniden kazanabilmek için ama giderek daha kötü oluyor. Psikolojinizi alt üst ediyorlar, kendinize güveninizi sıfır yapıyorlar. öyle bir hale geliyorsunuz ki ona tamamen bağımlı, suçu hep kendinde arayan, ona yetmediğini düşünen biri. Anlatmak çok zor. Ben herşeyin farkındaydım ama ayrılmak için gücü kendimde bulamadım. Bir de oğlum babasına çok düşkün. Ayrılsam ailem bana asla inanmayacaktı, çünkü onlara mükemmel görünen bir koca vardı karşılarında. Anneme anlattığımda ne istiyorsun, sana ve oğluna, evine bakıyor diyordu. Yalnızdım. Ne zaman o evi terk etti, işte o zaman insanlar anladı. Tabi ilk aylar beni suçladılar. kim bilir ne cadılıklar yaptın, sen kıskançsın falan dediler. ama aradan baktılar ki 5 ay geçti ve bizi hiç umursamıyor, o zaman dediler ki ya bu nasıl koca, hiç mi çocuğunu karısını merak etmez, hiç sormaz mı bir şeye ihtiyacınız var mı diye dediler ve gerçekleri görmeye başladılar.
Diğer konunuza baktım az önce 25 yaşındayım demişsiniz tıp 24 yaşında biter en erken siz hem okuyup hem çocuk mu büyüttünüz? Eşiniz baya Destek olmuş o zaman size!!! Tabi anlattıklarınız doğruysa
Caramello, bunu açıklayabilmek çok zor. Onların yaptığı psikolojik şiddet ama bunu öyle güzel uyguluyorlar ki şiddete maruz kaldığınızı anlayamıyorsunuz. Anlatmak çok zor, yaşamak lazım. Çevrenize anlattığınızda da kimsenin size inanası gelmiyor. O ilk günkü adam gidip yerine canavar geliyor ve öyle bir durum yaratıyorlar ki suçlu hep sizsiniz. Siz de eskisi gibi olabilmek için uğraşıyorsunuz, o eski mükemmel adamı yeniden kazanabilmek için ama giderek daha kötü oluyor. Psikolojinizi alt üst ediyorlar, kendinize güveninizi sıfır yapıyorlar. öyle bir hale geliyorsunuz ki ona tamamen bağımlı, suçu hep kendinde arayan, ona yetmediğini düşünen biri. Anlatmak çok zor. Ben herşeyin farkındaydım ama ayrılmak için gücü kendimde bulamadım. Bir de oğlum babasına çok düşkün. Ayrılsam ailem bana asla inanmayacaktı, çünkü onlara mükemmel görünen bir koca vardı karşılarında. Anneme anlattığımda ne istiyorsun, sana ve oğluna, evine bakıyor diyordu. Yalnızdım. Ne zaman o evi terk etti, işte o zaman insanlar anladı. Tabi ilk aylar beni suçladılar. kim bilir ne cadılıklar yaptın, sen kıskançsın falan dediler. ama aradan baktılar ki 5 ay geçti ve bizi hiç umursamıyor, o zaman dediler ki ya bu nasıl koca, hiç mi çocuğunu karısını merak etmez, hiç sormaz mı bir şeye ihtiyacınız var mı diye dediler ve gerçekleri görmeye başladılar.
ben inanıyorum çünkü uzun zamandır tanıyorum arkadaşıdoktor olmadığına bahse girerim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?