- 8 Nisan 2015
- 130
- 67
- 36
- Konu Sahibi lilakelebek
- #1
Henüz 9 aylık oğlum. Hiç yerinde durmayan, olur olmaz her şeye ağlayan, yemek yemeyen, uyumayan bir bebek. Seviyorum. Hem de çok. O bana rabbimin en güzel emaneti. Ama insanız işte. Bunalıyorum bazen. Dört duvar içinde sıkışmış hissediyorum kendimi. Sanki bağırsam, çığlık atsam rahatlıcakmış gibi hissediyorum.
Oğlumla, eşimle, evle ilgilenmekten kendimi unutuyorum çoğu zaman. Sonra farkediyorum ki, son adet tarihimin üzerinden bir hafta geçmiş. Bu ay çok stresliydim ondandır diyorum. Peki ya hamileysem? Yok cnm.. doktorumun tavsiyesi ile spiral taktırdım ya. Mümkün değil... Ama içime bi şüphe düşüyor bir kere. Bir test alıyorum ve inşallah hamile değilimdir diyerek yaptığım testte, anında görüyorum çift çizgiyi..
Hamileyim. Ama ben hazır değilim ki. Oğlum çok küçük, çok zor bir bebek. Eşimin işleri yolunda gitmiyor bu aralar. Hele ben, psikolojik olarak çökmüş durumdayım. Bir elimde test, diger elimde telefon nasıl ağlıyorum. Şimdi yazarken bile utanıyorum ama ben hamile olduğum için çok üzülüyorum.
Eşimi arayıp söylediğimde şaşırıyor. "Madem yola çıkmış, hoş gelsin, sağlıkla gelsin" diyor. Yanlış anlamayın. Ondan vazgeçmeyi düşünmüyorum asla. Ama üzülüyorum işte. Kendimi hiç hazır hissetmediğim için. Korkularım olduğu için. Zamanı değildi diye düşündüğüm için... Ve daha kendimce bir sürü sebep olduğu için...
Zor geçiyor hamileliğim. Oğlumda küçük olduğu için hep ayaktayım. Kızım olacağını öğreniyorum bir kaç ay sonra. İşte ilk suçluluk duygum o an başlıyor. Hep oğlum biraz büyüsün bir de kızım olsun inşallah derdim. beni duyup, Annesine, babasına, abisine sürpriz yapıp erkenden yola çıkan kızımı nasıl karşıladım ben öyle Nasıl üzüldüm, nasıl ağladım. Karnımı okşayıp, onu ne kadar cok sevdiğimi, sabırsızlıkla beklediğimi söylemem gerekirken ben ne yaptım... Saatlerce ağladım.. Utanıyorum çok.. Tekrar tekrar özür diliyorum karnımdayken...
9 ayın sonunda kucağıma alıyorum kızımı. Aglıyorum ama bu kez mutluluktan. Nasıl da güzel bakıyor, nasıl da güzel kokuyor öyle. Silmek istiyorum hafızamdan geleceğini öğrendiğim an hissettiklerimi. Çünkü düşündükce sızlıyor yüreğim. Vicdan denen şey, bir yumruk olup oturuyor boğazıma..
Hem kızım, hem oğlum yavaş yavaş büyüyorlar. Zorlanıyor muyum? Evet.. Ama baş edilemeyecek kadar zor mu? Hayır.. çünkü ben anneyim. Çünkü onlar benim evlatlarım.
Bugün kızımın doğum günü :) 4 yaşına girdi. Abisi ile birbirlerinden hiç ayrılmıyorlar. Benimse bir yanım hala hüzünlü, hala buruk. Çok mu abartıyorum bilmiyorum ama Annelik psikolojisi işte. Benim o bi elimde kızımın geleceğini öğrendiğim test, hıçkırıklara boğulmam geliyor aklıma. Hemen doluveriyor gözlerim. Ne bileyim, hani kapınıza bir misafir gelir de siz suratınızı asarsanız, o misafir nasıl üzülür, nasıl incinir ya, öle hissettiğini düşünüyorum kızımın... Ama gün gectikce, daha da uzaklaştırıyorum bu düşünceyi kafamdan.
Şimdi kızımın nereye giderse gitsin abisini de götürme çabası, Oğlumun ona ne alınırsa alınsın aynısından kardeşine de istemesi, Etrafa karşı kardeşinin önünde daha şimdiden duvar gibi durması kardeşliğin ne demek olduğunu tekrar hatırlattı bana. O minicik eller şimdi birbirine nasıl kenetlendi ise hep öyle kalması en büyük dileğim. Rabbim sağlıklı ve hayırlı daha nice yaşlar nasip etsin çocuklarıma. Ve tüm çocuklara... İyiki doğdun be prenses... İyiki geldin... İyiki, iyiki, iyiki...
Oğlumla, eşimle, evle ilgilenmekten kendimi unutuyorum çoğu zaman. Sonra farkediyorum ki, son adet tarihimin üzerinden bir hafta geçmiş. Bu ay çok stresliydim ondandır diyorum. Peki ya hamileysem? Yok cnm.. doktorumun tavsiyesi ile spiral taktırdım ya. Mümkün değil... Ama içime bi şüphe düşüyor bir kere. Bir test alıyorum ve inşallah hamile değilimdir diyerek yaptığım testte, anında görüyorum çift çizgiyi..
Hamileyim. Ama ben hazır değilim ki. Oğlum çok küçük, çok zor bir bebek. Eşimin işleri yolunda gitmiyor bu aralar. Hele ben, psikolojik olarak çökmüş durumdayım. Bir elimde test, diger elimde telefon nasıl ağlıyorum. Şimdi yazarken bile utanıyorum ama ben hamile olduğum için çok üzülüyorum.
Eşimi arayıp söylediğimde şaşırıyor. "Madem yola çıkmış, hoş gelsin, sağlıkla gelsin" diyor. Yanlış anlamayın. Ondan vazgeçmeyi düşünmüyorum asla. Ama üzülüyorum işte. Kendimi hiç hazır hissetmediğim için. Korkularım olduğu için. Zamanı değildi diye düşündüğüm için... Ve daha kendimce bir sürü sebep olduğu için...
Zor geçiyor hamileliğim. Oğlumda küçük olduğu için hep ayaktayım. Kızım olacağını öğreniyorum bir kaç ay sonra. İşte ilk suçluluk duygum o an başlıyor. Hep oğlum biraz büyüsün bir de kızım olsun inşallah derdim. beni duyup, Annesine, babasına, abisine sürpriz yapıp erkenden yola çıkan kızımı nasıl karşıladım ben öyle Nasıl üzüldüm, nasıl ağladım. Karnımı okşayıp, onu ne kadar cok sevdiğimi, sabırsızlıkla beklediğimi söylemem gerekirken ben ne yaptım... Saatlerce ağladım.. Utanıyorum çok.. Tekrar tekrar özür diliyorum karnımdayken...
9 ayın sonunda kucağıma alıyorum kızımı. Aglıyorum ama bu kez mutluluktan. Nasıl da güzel bakıyor, nasıl da güzel kokuyor öyle. Silmek istiyorum hafızamdan geleceğini öğrendiğim an hissettiklerimi. Çünkü düşündükce sızlıyor yüreğim. Vicdan denen şey, bir yumruk olup oturuyor boğazıma..
Hem kızım, hem oğlum yavaş yavaş büyüyorlar. Zorlanıyor muyum? Evet.. Ama baş edilemeyecek kadar zor mu? Hayır.. çünkü ben anneyim. Çünkü onlar benim evlatlarım.
Bugün kızımın doğum günü :) 4 yaşına girdi. Abisi ile birbirlerinden hiç ayrılmıyorlar. Benimse bir yanım hala hüzünlü, hala buruk. Çok mu abartıyorum bilmiyorum ama Annelik psikolojisi işte. Benim o bi elimde kızımın geleceğini öğrendiğim test, hıçkırıklara boğulmam geliyor aklıma. Hemen doluveriyor gözlerim. Ne bileyim, hani kapınıza bir misafir gelir de siz suratınızı asarsanız, o misafir nasıl üzülür, nasıl incinir ya, öle hissettiğini düşünüyorum kızımın... Ama gün gectikce, daha da uzaklaştırıyorum bu düşünceyi kafamdan.
Şimdi kızımın nereye giderse gitsin abisini de götürme çabası, Oğlumun ona ne alınırsa alınsın aynısından kardeşine de istemesi, Etrafa karşı kardeşinin önünde daha şimdiden duvar gibi durması kardeşliğin ne demek olduğunu tekrar hatırlattı bana. O minicik eller şimdi birbirine nasıl kenetlendi ise hep öyle kalması en büyük dileğim. Rabbim sağlıklı ve hayırlı daha nice yaşlar nasip etsin çocuklarıma. Ve tüm çocuklara... İyiki doğdun be prenses... İyiki geldin... İyiki, iyiki, iyiki...