- 26 Ekim 2015
- 8.467
- 20.457
- 348
- Konu Sahibi mercandedee
-
- #361
..
Ya a haberde izleyip güldükleri dayidan farkları yok gerçekten bazılarının. Bir yerin %80 kısmı çok çok iyi olabilir ama kötü kısımları da varsa vardır. Bunu hayatında hiç yerinde yaşamamış insanların birbirini gaza getirip inatla savunması değiştirmiyor. Sağlık sistemi, havası suyu, hizmet sektörü, yemek kültürü, eğlence anlayışı, aile bağları, teknolojiye açıklık Türkiyede daha iyi. Ekonomisi, eğitimi (özellikle üniversite eğitimi dışındaki ara meslek eğitimine verdikleri önem), maaşlar, yıllık izin ve calisma saatleri, yeşillik park bahçe, sessizlik (kanunlarla korunuyor), trafik(bazı şehirler istisna), pasaport gücü konularında da mesela Almanya cok daha iyi. Dünyada tek bir tane güzel yer olacak diye bir şey yok, körü körüne bu kadar savunarak da ellerine nasıl bir şey geçiyor anlayamadım.
Hep beraber bu ülkeyi toparlayacağız inşallahCanımm
Sağlık sistemi bir ülkeyi tercih ederken belli başlı en önemli kriterlerden biri. Seninde yazdıkların yurtdışında yaşayan arkadaşlarla aynı doğrultuda. Biz burda çektiğimiz sıkıntılardan bezmiş vaziyetteyiz ama demek ki orda da bazı konular pekte iç açıcı değilEn güzeli cennet ülkemizdeki çarpıklıkları düzeltmek. Kaçmak bir çözüm değil. Sen kaç, ben kaçayım Türkiye kime kalacak.
Demek ki her ülkenin bir görünen, bir de görünmeyen yüzü var. Görünmeyen yüzünü ancak yaşayarak tespit edebiliyoruz. Las Vegas'ta öyle. Bir cadde var. Oteller sırayla dizili. Işıl ışıl. Büyüleniyorsun. Ama arka taraflarına dolandığında aynı otelleri boyasız, sıvası dökülmüş görüyorsun.
çok teşekkür ederiz yorumun için
Ben tabi almanyada zor geçinen insanları pek bilmiyorum, son 2 yıl hariç göçebe bir işim vardı, çevrem de genelde bizim gibi sonradan gelenler olduğu için minimum 3 4 bin giriyordur evlerine. Ama eskilerden duyarız kısıtlı imkanlarla yaşayanları. Açıkçası durumun italyaya dönecek kadar kötü olduğunu hiç düşünmemiştimAlmanyanin birçok iyi yani var ama doğru konuşmak gerekirse iyi yanlarının tadını yüksek gelirli insanlar çıkarıyor.
Eşimin kuzenin geliri, çocuk parasi dahil 2400 net.
Fix giderler kesilince eline 800 Euro kaliyor. Bu parayla ne sinemaya gidiliyor ne havuza. Karin doyuyor sadece.
Ellerinde taş gibi italyan pasaportlari var ama 2 senede bir italyada kendi köylerinde tatil yapabiliyorlar.
Kismetse seneye italyaya geri dönecekler (hepsi 3cü nesil almanyada doğan insanlar).
Ordada gelirleri düşük olacak ama bari yedikleri sebze organik olur ve çocuklar sıcak aylarda denizde oynarlar.
Burda kuş gibi evde oturuyorlar. Sosyal faliyet 0.
KKde gezinen, almanyada yaşayan kadinlar (benim izlemlelerime göre) yüksek gelirli olanlar.
Bu sebepten almanya banada biraz daha tatli geliyor.
Yukarda doktora yaklaşik 1000 euro bayildiğimi yazdim. Olmasaydi ibuprofene talim yaşiyor olurdum. Ne bilim, çok kasvet basinca bilet alip gidiyorum aklimin estiği yere. Çocuk olmasina rağmen full gezme imkanim var ve 12 ay boyunca annelik iznim için havadan 1800 euro + çocuk parasi aldim. Kicimla findik kirdim. Bu hayati malasef almanyadada coğu kadin yaşayamiyor malasef. Firsatim olsa o aileleri çekip İnternete atarım.
Tam tersini desteklemiş aslındaCanımm
Seninde yazdıkların yurtdışında yaşayan arkadaşlarla aynı doğrultuda.
Uzman doktora direkt ulaşabiliyor olmak bence harika bir şey. Hiçbir zaman boş yere hastaneye gitmem. Ama ihtiyacınız sağlıksa, özel sigorta sahibi olup kırık kolla saatlerce bekletilmemelisiniz hastanede. Bunu yaşayanlar var yurtdışında. Ambulans çağıramıyorsunuz kendiniz acile gidebiliyorsanız. Mutlaka acil durumlar için biliyorum. Tek başıma yaşadığım zaman sürünerek taksiye binip gitmiştim. Çağıriyim demiyorum kesinlikle. Ama bekleme süreleri çok uzun. Empatiden uzak. Suistimale açıklık olabilir. Biz zaten beklemeyi bilmeyen bir milletiz. Her şeyimiz hemen olsun istiyoruz evet. Dediğim gibi uzmana ulaşabilmek, hamileyken ultrason zenginliği çok değerli. Bu sistemde bunu seviyorum.Arkadaşlar tüm mesajlarınızı okuyamadım. Birkaç tanesine göz atabildim sadece. Avrupa ve Türkiye’nin sağlık sistemi karşılaştırıldığında ikisinde de kendince artıları ve eksileri var. Benim amcamlar danimarkada yaşıyordu. Oradakine daha hakim olduğum için yorumlarımı oraya göre yapacağım. Konu derin ben başlıyorum.
1.Benim amcam konjonktivit olmuştu. Göz doktoruna gitmesi gerekiyordu. Orada aile hekimin seni görmeden uzman doktoru göremiyorsun. Aile hekimine 5 gün sonraya sıra aldı. Aile hekimi onu göz hekimine sevk etti. Ertesi hafta göz doktorunu gördü. O süreçte zaten gözündeki enfeksiyonu viral kaynaklı olduğu için düzelmişti. Burada olsaydı mesai saati içerisinde olsaydı ona aile hekimi değilse acil tıp doktoru bakacaktı. Yazacağı da antibiyotik/antiviral etkinliği olan bir ilaç olacaktı.
2.Kuzenlerim grip enfeksiyonu geçirdiği zaman doktora hiç gitmiyordu. Telefonla doktorunu arıyordu doktor ona alacağı şeyleri söylüyordu o da gidip alıyordu. Bizim burada da acil serviste baktığımız en büyük hasta grubu mevsimsel salgın ekibi.
3.Yine kuzenim bisikletten düşüp kafasını vurdu. Acile gittiler. Kuzenimi doktor görmemiş hemşireler değerlendirmiş sadece.
Ben kıyaslarımı bu üç örnek üzerinden yapacağım.
Birinci olayda amcamın gözünde olan enfeksiyona direkt göz doktoruna gidebilseydi işi tek seferde hızlıca hallolacaktı. Ama sistemin gereksiz kitlemesi yüzünden gözünün ağrısı, akması, batması ile yaşamak zorunda kaldı 2 hafta boyunca. Basit bir antibiyotik damla reçetesi için bu kadar beklemesine gerek var mıydı? Bence yoktu. Burda olsa yazardık tek seferdi biter giderdi.
İkinci örnekte mevsimsel salgınlar griplerde bizim halkımız doktora çok kolay ulaşabildiği için en ufak bir şikayetinde koşuyor. Serumlar, iğneler, özel reçeteler bekliyor. Halbuki grip dediğimiz olay zaten geçecek. İlaç kullansan da kullanmasan da bir hafta sonra iyileşeceksin. Biz gereksiz ilaç kullanımını da teşvik etmiş oluyoruz böyle yaparak. Hastalıklı hal ne demek onu bile bilmeyen bir halk çıktı. Gribal enfeksiyonla genel hastaya sadece parasetamol yazıyorum dediğim zaman ama ben çok halsizim, yorgun hissediyorum diyor. Enfeksiyonda olan vücutta zaten böyle olur. İstiyorlar ki tek günde iyileşsinler.
Onlar acil servise gittiği zaman bile doktor göremiyorlar. Ölüm oranlarında ciddi bir artış var mı? Yok. Demek ki kalifiyeli hemşireye triyaj yaptırırsan sistemin acil açısından çarkı nasıl da güzel dönüyor.
Şimdi muhtemelen bana ben endoskopi için sıra aldım, ameliyat için sıra aldım bana bir sene sonraya sıra verdiler diyenler çıkacaktır. Türkiye’deki sistemin en büyük sıkıntısı bu. Nüfus çok fazla, doktor sayısı yetersiz. Gerekli gereksiz herkes hastanede. Onun yerine kadın doğuma hastalar sevkle gidiyor olsaydı mesela bu kadın doğum doktoru günde 20 hasta bakacaktı. Haftanın bir günü olan ameliyat günü ikiye çıkacaktı. Ameliyat sırası daha erkene gelecekti. Bunda hasta açısından değişen bir şey olacak mıydı? Hayır.
En önemli olan diğer konuya gelelim. Para konusuna. Orada sağlık sigortaları bizimkiler gibi ucuz değil. Hastalardan zibilyon tetkik istenmiyor. Bir tanı konulacaksa en sık görülenden en nadire giderek sıra ile bakılıyor. Tek bir gelişte devletin tüm imkanları önlerine sürülmüyor ödedikleri tüm yüklü sigorta paralarına rağmen. Bizim burada mesela sağ üst kadran ağrısı için bir hasta gelmiş olsun hastadan hem kan hem usg istiyoruz. Kanı hemen veriyor. Usg için sıraya giriyor. Danimarka gibi yerlerde önce sizden kan alınır. Kanda önce karaciğer kaynaklı mı diye bakılır. Sonuç pozitif gelirse karaciğerin belli bölgelerine spesifik kanlar istenir. Orda da pozitiflik varsa usg istenir. Biz gelen hastalardan geniş biyokimya al, usg kağıdını yaz eline ver gel yapıyoruz. İşler hasta açısından burada daha hızlı ilerlemiş oluyor. Tanı daha hızlı konuluyor.
Konu çok derin dediğim gibi İkisinin de kendince artıları eksileri var. Ben doktor olarak oradaki sistemi daha doğru buluyorum. Neden daha doğru buluyoruma gelecek olursak:
1. Kafasını vuran bir hasta bile olsa triyajı yapılıyor. Hemşeriler yakın takip ediyor. Doktora gerekli durumda haber veriliyor. Doktor gereksiz yere yorulmuyor. Bu söylediğime tepki gösterecek insanlar mutlaka çıkacaktır ama azıcık aklı olan bir insan bile nöbetinin 23. saatindeki doktorun 900. hastası olarak acil müdahale odasına girdiğinde kendisine müdahale etmesini istemez. Burada doktorlar 900 hasta ile gereksiz yere yorulduğu için belki de en çok canla başla müdahale etmesi gereken hastaya eforları kalmıyor.
2. Burada mevsimsel salgınlarda, diğer hastalıklarda gereksiz ilaç kullanımı çok fazla. Ben hastaya reçete etmek istiyorum antibiyotik mesela ama hasta bunu anlamıyor. Bir gribe 5 kalem ilaç yazılmaz. Ama yazmak zorunda kalıyoruz.
3. Hastalar çok fazla şımardılar. Bir enfeksiyonun bir günde geçmesini bekliyorlar. Böyle bir durum mümkün değil. Şımaran hastalar en ufak şikayette acile koşuyor. Serum vs gibi garip taleplerle geliyorlar. En büyük şikayetin kendisinde olduğunu sanıp kalp krizi hastasından önce muayene olmayı, çok uzun süre kapıda beklediği için kendisinde hak olarak görüyor.
4. Gerçekten uzman doktorun takip etmesi gereken durumlarda hasta hasta yükünden dolayı doktordan sıra alamıyor. Sevkle gidiyor olsaydı bu hasta o zaman geç de olsa bir randevu düşürebilecekti.
Sanırım benden 20 yaş kucuksunuz ve göreve henüz 2 yıl önce başlamış çicegi burnunda bir hekimsiniz.... Öncelikle küçüğüm de olsanız şifa dağıtan ellerinizden öpüyorumHep beraber bu ülkeyi toparlayacağız inşallah
Ben tabi almanyada zor geçinen insanları pek bilmiyorum, son 2 yıl hariç göçebe bir işim vardı, çevrem de genelde bizim gibi sonradan gelenler olduğu için minimum 3 4 bin giriyordur evlerine. Ama eskilerden duyarız kısıtlı imkanlarla yaşayanları. Açıkçası durumun italyaya dönecek kadar kötü olduğunu hiç düşünmemiştim
Benim bulunduğum çevrede ise en büyük sorun buraya gelince sihirli değnek değmiş gibi her şeyin düzeleceğini sanan ama inanılmaz hayal kırıklığına uğramış bir kesim var. Yanlış olmasın genelde iş bularak gelen erkek olduğu ve eline ilk defa güzel para geçtiği için erkek taraf memnun oluyor ama kadınlar bebek bakmaktan dil kursuna bile gidememiş, denkliği zor bölümlerden olan, iş bulamayan, eşin gölgesinde kariyerini bırakmış, bürokrasiden yılmış oluyor. Bir de öyle bir reklamı yapılıyor ki ülkenin, kimse ben hayata sıfırdan başlıyorum, bazı zorluklara hazırlıklı olarak gelmeliyim diye düşünmüyor. Bak burada bile şu şu konu var diyoruz inandıramiyoruz. Yani ben kendim de çok büyük direnç gösteriyordum böyle şeylere gocmeden önce o yüzden biraz anlıyorum ama ben bilmediğim konuda böyle inat etmiyordum. Sadece kulak ardı ediyordum, inanmak istemiyordum.
Ben yine çok büyük bir motivasyonla geldim bunlardan biri de tabi ki maddi, bırakıp dönmem. Ama bazen işe amerikadan ya da gelişmiş başka yerlerden insanlar alıyoruz, 4 ay durmayıp dönen var. Okul zorunlu ama çocuğu 4 ay hiçbir okula kaydedemedi adam, oturuma başvuracak, şirket kefil oldu ev tutamadı, eşi iş başvurusu yaptı küçük çocuğa kreş çıkmadı başlayamadı tek maaş ev yok çocukların okul yok dalga mı geçiyorsunuz dedi hop hollandada başka iş buldu gittibilemiyorum artık oradan memnun kalmış mıdır, ben aracı olmuştum diye çok utandım bir daha konuşmadım
Ben tabi almanyada zor geçinen insanları pek bilmiyorum, son 2 yıl hariç göçebe bir işim vardı, çevrem de genelde bizim gibi sonradan gelenler olduğu için minimum 3 4 bin giriyordur evlerine. Ama eskilerden duyarız kısıtlı imkanlarla yaşayanları. Açıkçası durumun italyaya dönecek kadar kötü olduğunu hiç düşünmemiştim
Benim bulunduğum çevrede ise en büyük sorun buraya gelince sihirli değnek değmiş gibi her şeyin düzeleceğini sanan ama inanılmaz hayal kırıklığına uğramış bir kesim var. Yanlış olmasın genelde iş bularak gelen erkek olduğu ve eline ilk defa güzel para geçtiği için erkek taraf memnun oluyor ama kadınlar bebek bakmaktan dil kursuna bile gidememiş, denkliği zor bölümlerden olan, iş bulamayan, eşin gölgesinde kariyerini bırakmış, bürokrasiden yılmış oluyor. Bir de öyle bir reklamı yapılıyor ki ülkenin, kimse ben hayata sıfırdan başlıyorum, bazı zorluklara hazırlıklı olarak gelmeliyim diye düşünmüyor. Bak burada bile şu şu konu var diyoruz inandıramiyoruz. Yani ben kendim de çok büyük direnç gösteriyordum böyle şeylere gocmeden önce o yüzden biraz anlıyorum ama ben bilmediğim konuda böyle inat etmiyordum. Sadece kulak ardı ediyordum, inanmak istemiyordum.
Ben yine çok büyük bir motivasyonla geldim bunlardan biri de tabi ki maddi, bırakıp dönmem. Ama bazen işe amerikadan ya da gelişmiş başka yerlerden insanlar alıyoruz, 4 ay durmayıp dönen var. Okul zorunlu ama çocuğu 4 ay hiçbir okula kaydedemedi adam, oturuma başvuracak, şirket kefil oldu ev tutamadı, eşi iş başvurusu yaptı küçük çocuğa kreş çıkmadı başlayamadı tek maaş ev yok çocukların okul yok dalga mı geçiyorsunuz dedi hop hollandada başka iş buldu gittibilemiyorum artık oradan memnun kalmış mıdır, ben aracı olmuştum diye çok utandım bir daha konuşmadım
Evet uzman doktora herkes direk ulaşmayı harika gördüğü için devlette ki doktorlar günü ortalama 140 hasta ile kapatıyor. Hatta başı 2.5 dk. Basit hastalıklarda ilaç alıp iyileşirsinizde işte önemli bir probleminiz varsa sıkıntı. Sonra doktor yanlış teşhis koydu oluyor. Çok şükür büyük geniş odaları olan şehir hastanelerimiz var. Yıllık belli sayıda tomografi garantisi verilen firmalar var da herkes her halta film çektiriyor sistem müthişUzman doktora direkt ulaşabiliyor olmak bence harika bir şey. Hiçbir zaman boş yere hastaneye gitmem. Ama ihtiyacınız sağlıksa, özel sigorta sahibi olup kırık kolla saatlerce bekletilmemelisiniz hastanede. Bunu yaşayanlar var yurtdışında. Ambulans çağıramıyorsunuz kendiniz acile gidebiliyorsanız. Mutlaka acil durumlar için biliyorum. Tek başıma yaşadığım zaman sürünerek taksiye binip gitmiştim. Çağıriyim demiyorum kesinlikle. Ama bekleme süreleri çok uzun. Empatiden uzak. Suistimale açıklık olabilir. Biz zaten beklemeyi bilmeyen bir milletiz. Her şeyimiz hemen olsun istiyoruz evet. Dediğim gibi uzmana ulaşabilmek, hamileyken ultrason zenginliği çok değerli. Bu sistemde bunu seviyorum.
Tamamen iyi niyetli, normal bir insan olarak söylüyorum. Önce aile hekiminden 1 haftada randevu alıp, sonra benim 1-2 hafta sonra görebileceğim uzmana yönlendirmemesinden memnunum sistemin. Demek istediğim bu. Ki yakında öyle bir sistemin olduğu yere küçük çocuk götüreceğimizin korkusu var ama mecburuz başka sebeplerden.Evet uzman doktora herkes direk ulaşmayı harika gördüğü için devlette ki doktorlar günü ortalama 140 hasta ile kapatıyor. Hatta başı 2.5 dk. Basit hastalıklarda ilaç alıp iyileşirsinizde işte önemli bir probleminiz varsa sıkıntı. Sonra doktor yanlış teşhis koydu oluyor. Çok şükür büyük geniş odaları olan şehir hastanelerimiz var. Yıllık belli sayıda tomografi garantisi verilen firmalar var da herkes her halta film çektiriyor sistem müthiş
Evet uzman doktora herkes direk ulaşmayı harika gördüğü için devlette ki doktorlar günü ortalama 140 hasta ile kapatıyor. Hatta başı 2.5 dk. Basit hastalıklarda ilaç alıp iyileşirsinizde işte önemli bir probleminiz varsa sıkıntı. Sonra doktor yanlış teşhis koydu oluyor. Çok şükür büyük geniş odaları olan şehir hastanelerimiz var. Yıllık belli sayıda tomografi garantisi verilen firmalar var da herkes her halta film çektiriyor sistem müthiş
Doktora ulaşma kolayliginda iddia edilen hak bu noktaya geldi maalesefsondaki bakiş herşeyi anlatıyor
Sadece doktorluk da değil, öğretmen, asker, polis.. çoğu mesleğe olan saygıyı sıfırladılar yıllardır. Eskiden asker dedin mi öğretmen dedin mi bir saygı vardı. Her şeyin altını boşalttılar. Hele kadındaki ezilmişliğin geldiği hale bak, yüzünden okunuyor intikam hırsı. Buralar hep siyaset girmeyeyim
Doktora ulaşma kolayliginda iddia edilen hak bu noktaya geldi maalesefsondaki bakiş herşeyi anlatıyor
Zor ulastiginiz şey değerlidir... Elinizin altında her an ulasabildiginiz, yasalarla da kötüye kullanımda sınırsız hak sahibi yapildiginiz hiçbirseye saygı duymazsınız...Hele ki cahilseniz ....Bu hayvanlik ama. Resmen hayvana ayip oldu ama başka kelime bulamadim.
Yukarda yorumumda yazdim. Kendi yaşadığım şehirde hala uzman doktor bulamadim. Dövmeyi birak sesimi yükseltmek bile aklima gelmez. Doktorlarımızin (hangi ülke olursa olsun) zaten çalışa çalışa canları çıkıyor.
Umarim en ağır cezayi alirlar. Elleri kırılsın
Bizde uzman doktora ulaşmak zor, yurtdışında ilk etapta hemşire ile muhattap olursunuz. Süreç yavaş işler. Bizde daha kapsamlı bir araştırma yapılır demiş benim anladığım.Tam tersini desteklemiş aslındaTabii yine de siz bilirsiniz
Kendimizi doldurmuyoruz , biz zaten gırtlagimiza kadar dolduk...Niye dolduk, nasıl dolduk soran oldukca anlatıyoruz, dertlerimizi paylaşıyoruz, birbirimize destek verip umutlaniyoruz, bazen karamsarlığa kapiliyouz, çozmek için yollar ariyoruz...Arkadaşlar bu kadar nefret ettiyseniz iltica diye bir şey var dilerseniz iltica edin bu sosyal devlet imkanlarından faydalanın. Niye kendinizi dolduruyorsunuz?
Arkadaşlar bu kadar nefret ettiyseniz iltica diye bir şey var dilerseniz iltica edin bu sosyal devlet imkanlarından faydalanın. Niye kendinizi dolduruyorsunuz?
Evet buna bende kesinlikle katılıyorum. Biz tam küçük Amerika olduk. Paran var ise eğitimin, sağlığın ve gıdanın en iyisini alırsın. En iyi doktorlar, hemşireler, özel odalar vs. Bunu biliyor herkes. Kırk yılda bir bir ameliyat için devlet kullanıp övüyorlar ya cevap vermeden duramıyorum benim bildiğim sistem bu değil. Istanbulda ameliyat günü yok yoksa teyzem de 400 bin vermek istemezdi ama mecbur oldu. Sistem tüm vatandaşlarımıza iyi olsa önce ben överim. Neden ovmeyeyim ki, ben burada yaşıyorum sistemin iyi olması önce benim faydama olur. Siz bu forumda objektif yorum atan nadir kişilerden birisiniz ki tüm akrabalariniz yurtdışında orayı da çok iyi biliyorsunuz.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?